179- Tefsir Ders 179 hayat veren nurun keşif notları
179- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 179
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
(Mâide Sûresi 35’inci Âyet-i Kerime’den 39’uncu Âyet-i Kerime’ler)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ ﴿٣٥﴾
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لِيَفْتَدُواْ بِهِ مِنْ عَذَابِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَا تُقُبِّلَ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ ﴿٣٦﴾
يُرِيدُونَ أَن يَخْرُجُواْ مِنَ النَّارِ وَمَا هُم بِخَارِجِينَ مِنْهَا وَلَهُمْ عَذَابٌ مُّقِيمٌ ﴿٣٧﴾
Ey inananlar! Allah’tan korkun, O’na yaklaşmaya yol arayın, vesile arayın ve O’nun yolunda cihâd edin ki, kurtuluşa eresiniz. Hep onun yolunda çalışacaksın çünkü biz onun kuluyuz. Hem de hep hayır da, hep doğru da yarışın içinde olacağız. Bütün yeryüzündekiler ve bir o kadarı daha inkâr edenlerin olsa, bunlar kıyâmet gününün azâbından kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler yine onlardan kabul edilmez. Yani çare yok mahşere işi bırakma, Azrâil (AS.) gelmesine bırakma, mezara bırakma, mahşere bırakma. Hemen yol yakın iken şu birinci nefesini aldın ikinciye fırsat yok. Ya var, ya yok belli değil hemen îmân et, Müslüman ol. Yazık olur îmân ve İslam’la yaşa öyle Allah’ın huzuruna çık. Onun için Kur’an-ı Kerim sana ne diyor: “Dünya gibi nice dünyalar senin olsa mahşerde de kendini kurtarmak için versen kabul edilmez” diyor. Onlar için can yakıcı bir azâb vardır. Küfrün karşılığı azâptır, îmânın Amel-i Sâlih’in karşılığı cennettir. Sakın ola ki küfürle yaşama, şirkle yaşama ve küfür şirkle nifâkla sakın ölme, kimsenin hakkını sakın yeme, zulmetme. Cehennem ateşinden çıkmak isterler ama oradan çıkacak değillerdir, ebedî çıkamazlar. Onlar için devamlı bir azâb vardır. İşte Kur’an-ı Kerim bu gerçekleri söylüyor. Kur’an da Allah ne dediyse doğruyu söylemiştir.
وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُواْ أَيْدِيَهُمَا جَزَاء بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ ﴿٣٨﴾
فَمَن تَابَ مِن بَعْدِ ظُلْمِهِ وَأَصْلَحَ فَإِنَّ اللّهَ يَتُوبُ عَلَيْهِ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣٩﴾
Hırsızlık eden erkek veya kadının, yaptıklarına karşılık Allah’tan bir ceza olarak onları cezalandırın. Bunların tabii ki sosyal hak ve ihtiyaçlarını önceden giderin, bilgisizliklerini giderin bunlara rağmen eğer insanlığın hâlâ malını, canına göz dikerek hırsızlıklarına, haydutluklarına devam ederlerse işte ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir. Kim yaptığı haksızlıktan sonra tövbe eder, hâlini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tövbesini kabul eder. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir. İslam dini bir defa hırsızlık için sebep ne varsa hırsızlığa götüren önceden ortadan kaldırır.
Dakika 5:03
Herkesin hakkını verir. Sosyal adâleti uygular, kimsenin hakkını kimseye yedirmez, beşikten mezara kadar eğitir, öğretir, okutur ve sosyal adâleti yerleştirir. İlâhî adâlet kânûnlarını uygular, kimsenin hakkını kimseye yedirmez, herkesin hakkını verir ve korur. Burada dokunulmaz haklar vardır. Bunlara rağmen hâlâ insanlığın eğer hırsızlığa devam edersen, bunlara rağmen hâlâ katilliğe devam edersen İslam adâleti hakkından gelir. Bunu da unutma! Ama önce ne yapar? Sosyal adâleti kurar ve te’min eder.
Dakika 6:05