186- Tefsir Ders 186 hayat veren nurun keşif notları
186- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 186
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Yalanlar, romanlar, masallar, propagandalar, iftiralar, yağcılık, bunlardan hoşlanan zihniyetler hakîkati örtmek, aldatmak isteyenler, küfre koşanlar yabancı telkinlere kulak verenler, rüşvet verenler, yalanı yağlayanlar, bozgunculuk yapanlar, yalancı şahitlik, kandırıp para çekenler işte adâlete karşı çıkanlar, insanlığı hakkını yiyenler, huzuru tahrip edenler, mahvedenler bu zihniyetteki insanlardır. Bunları ıslâh eden de yine İslam’ın ıslâhat metodudur. İslam A’dan, Z’ye ıslâhâttır. Yeryüzünde, kalplerde, ruhlarda en büyük reformu yapan kalpler de, ruhlar da en büyük reformu yapan dünyada ki “Reformları, Rönesansları” ortaya çıkmasına zemin hazırlayan İslam’ın bizzat kendisidir. Onun için şunu zâlimler, milletin hakkını yiyenler unutmasınlar. Bak ne diyor; suht nedir? Haramın her türlüsüne suht denir. (Haramın her türlüsüne) (Külli lahmin embetehüssuhtü fennâru evlâbihi) “haramın bitirdiği her ete en lâyık olan şey ateştir.” Milleti hakkını yemiş şişmiş, kilo üstüne kilo almış milletin hakkını yiyor, sömürüyor, yığıyor, mal yığıyor. Zengin daha çok zengin oluyor, fakir daha çok fakir oluyor. Ve vücudunda ki eti, kemiği, kanı haramdan meydana gelmiş bu cennet girmeyecek. Bunun diyor yeri, yurdu ateştir, buna lâyık olan ateştir. Dikkat et! Kim diyor bunu, kaynağı neresidir? Keşfü’l Hafâ, Feyzü’l- Kadir’e bakıver. Sağlam kaynaklar da bu söz Hz. Muhammed’e isnat ediliyor. Hz. Muhammed söylüyor. Haramdan bir vücudun var mı? Onun gideceği yer ateştir, cennete girmez. Milletin hakkını ver helalleş bu milletle, fukaranın hakkını ver helalleş bu milletle. İnsanlığın hakkını yiyenler, sömürenler bu milletin işte hakkını yiyenler, fukaranı hakkını yiyenler, garibanın yetimin hakkını yiyenler ateşten başka yerleri yurtları yoktur. Onların vücudu haramdan meydana gelmiştir. Onların gideceği yer de ateştir diyor. Kim? Sevgili Peygamberimiz. Burada ki mesaj bütün dünyaya, fertlere, cemiyetlere, milletlere, devletlere tüm evrensel dünyanın tamamına, milletin hakkını yemeyin. İlâhî adâleti tecellî ettirin. Allah’ın nimetleri herkese yeter artar. Yalnız adâleti uygulayın, sosyal adâleti yerine getirin. Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. İbn-i Abbâs (R.A) ve Ebû Hûreyre, Mücahitten bunlar rivâyet ediyorlar. (Allah hepsinden razı olsun) Suht ’un içeriğinde her haram olan şey suht da olduğu gibi rüşvette yine bu haramların içerisi de.
Dakika 5:00
Fahişenin aldığı ücret, erkek hayvanın dölü karşılığında alınan para, şarap parası, ölmüş hayvan parası bunların tamamı birer, birer nedir? Suht ’tur diyor. Kâhine verilen ücret, mâsiyet için verilen ücretler hep bu haramın suht denilen şeyi içeriğindedir diyor. İbn-i Mes’ûd yine rüşvetin her türlüsüne hediye gerçek meşru hediyeler istisna edilmiştir. Bunun için de Müslümanlar rüşvete vesile olacak ve saydığımız günahların ve emsâli diğer günahların tümünden Müslümanlar kaçınan insanlardır, kaçınmalıdırlar ve dünyaya da örnek olmalıdırlar. Zimmîler İslam hâkimine başvurursa İslam devletinin idaresi altında olan, Müslüman olmayan milletler zimmîdirler. Bunların hak ve hukûkunu İslam devleti korumak zorundadır. Bu konu da Atâ, Nehavi, Şa’bî, Katâde, İbn-i Cerîr, Esam, Ebû Müslim, Ebû Sevr gibi zât-ı muhteremler Müslüman hâkimlerde muhayyerdir. Dilerse hükmederler diye hüküm içinde İbn-i Abbâs ve Mücâhit, Mükrime, Hasan, Atâ el-Horasânî, Ömer Bin Abdülaziz de, Zührî de bunlar bu serbestlik aralarında diyor Allah’ın indirdiği ile hükmetmek ayetiyle kaldırılmıştır, neshe uğramıştır dediler. Hanefî müçtehitleri de bu görüştedirler. Yani zimmî de gelip bir İslam hâkimine gayrimüslim aramızda hükmet dediği zaman bu, adâletle hükmetmek zorundadırlar diyor böyle anlayanlar. İmâm-ı Şâfiî de zimmîler isterse vacip olur. Geçici anlaşması olanlar için muhayyerdir demiş. Yani İslam Müslümanlarla geçici bir anlaşma içinde ise Müslüman olmayanlar o zaman muhayyerdir demiş İmâmı Şâfiî. İki taraf isterse vacip olur, bir taraf isterse serbesttir. Bu da bizim yine “Elmalı” gibi büyükler de bunu bu dirayetlerini kullanmışlardır ki, bu da güzeldir. Bunların tümü güzeldir.
Kıymetli efendiler!
İslam’ı ve içinde ki çağı iyi keşif edersen daha güzelini bulmuş olursun. İslam’ı iyi keşfet, içinde bulunduğun çağı iyi keşfet daha güzeli bulursun. Ve gerçek adâleti işte ortaya koymuş olursun, İlâhî adâlet tecellî edince memnun olmayan kalmaz. Yine bunlar asla mü’min değillerdir. Ne Tevrât’a, ne Kur’an’a, ancak arzuları ve şehvetleri peşindeler. Bir zihniyet var bunlar kim? Ne Tevrât’a o gün de, bugün de ne İncîl’e, ne Kur’an’a, ne o gün de, ne bugün de hiçbir zaman doğru inanmamışlardır. Bunlar arzularına, şehvetlerine göre fetvâ isterler. O günün şehvet pereseleri kendi hevasına göre fetvâ isteyenler, kendi keyfine göre adâlet isteyenler o gün Tevrât’a, daha sonra İncîl’e, daha sonra da Kur’an-ı Kerim’e karşı diyor bunların tavırları hep aynıdır.
Dakika 10:10
Bunlar kendi arzuları ve şehvetleri peşindedirler. Bu zihniyete karşı işte gereken hassasiyetler gösterilmelidir ve İlâhî adâlet uygulanmalıdır. Adâlet tanımayan zihniyettir bunlar. Bunlar hak yerler, sömürürler ama kendilerini çağdaş gösterirler. Her herze-i yerler kendilerini artık tam muasır, tam erdemli, kendilerini akredite gösterirler. Bunlara karşı da insanlığın hak ve hukûkunu korumak için adâlet harekete geçmelidir. Tüm peygamberler İslam ile vasıflanmıştır. Bütün peygamberler Müslümandır. Getirdikleri din sadece bir tek dindir İslam dinidir. Dünyaya hiç iki din gelmemiştir. Birçok peygamber bunların, 124 bin peygamber olduğu rivâyeti de var. Bunların 2 milyonun üzerinde olduğu rivâyetleri var. Kur’an-ı Kerim de 25 tanesi peygamber 3 tanesinin de Velî mi, Nebî mi diye ihtilâflı diye 28 peygamber var. Bir de Kur’an-ı Kerim ismini saymadığımız, sana bildirmediğimiz nice peygamberlerden bahsediyor Kur’an-ı Kerim. İslam îmânı bunların tümüne inanır. Bütün peygamberlerin peygamberliğine inanır. Bütün peygamberler Müslümandır. Getirdikleri din İslam’dır. Allah şeriatları yenileyerek gelmiştir. En son Kur’an ile Hz. Muhammed ile de İslam şeriatını yenilemiştir. Dünyanın kıyâmete kadar tek dini ve şeriatı İslam şeriatıdır. Kabul edilir veya edilmez onu herkes kendi bilir. Tüm peygamberler İslam ile vasıflanmıştır hepsi Müslümandır. İslam’ın şerefi genel övgüsüdür. İmrân Sûresinin 19’uncu âyetinde Cenab-ı Hak ne diyor? (إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ) diyor. “Allah katında din İslam’dır.” Allah katında din muhakkak ki İslam’dır. Şek yok, şüphe yok hak ve hakîkat bu. Yine İmrân Sûresinin 146’ncı âyetine bakıver. İbn-i Abbâs şöyle diyor: “Rabbâni ilim siyaset ve terbiye eden iyilik erbabı işte Rabbanîler bunladır. Kimdir? İlim erbabı, siyaseti âdilenin sahipleri, âdil siyasetin sahipleri ve terbiye eden iyilik erbabına Rabbanîler denmiştir. Bir de Ahbâr var Ahbâr yüksek âlimler demek…
Dakika 14:12