187- Tefsir Ders 187 hayat veren nurun keşif notları

187- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 187

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

Hârun Aleyhisselâmın evlatlarından da Zâhid ve Âlimlere Rabbâniyyûn ve Ahbâr’lar bulunmuştur. Yani onun zürriyetinden Rabbâniyyûn ve Ahbâr’lar vardır diyor. Kim? Zemahşerî diyor. Vârisler kimdir? Zâhid’lerdir, Âlimlerdir, gerçek insanlığın önderleridirler, gerçek imamlardır. Yani müçtehit olan imamlar ve âdil hükümdarlardır. Fâkihler de bununla hükmederler. Bilmek amel etmekle hıfz ederler. Dikkat et! İslam’ı kıyâmete kadar taşıyacak, dünyaya hükmedecek: “Vârisler, Zâhid’lerdir, Âlimlerdir, gerçek hükümdarlarımızdır, Fâkihlerimizdir.” Bunlar ne yaparlar? İşte hak ve Allah’ın kitâbıyla hükmederler. Allah’ın indirdiği gerçek adâletle, gerçek hukûkla hükmederler. Bilmek amel etmekle de hıfz ederler. Çünkü bilmek yetmez amel de etmek gerekiyor. O zaman hıfz edersin, yüce değerlerini korursun. Yoksa ele verirsin telkini, kendin yutarsın salkımı diye bir söz var ya bunun içinde kişi amel etmiyorsa onun bilgisine de itibar edilmez. Erş şer-i diyet erş sakatlayandan alınan kan parası kısas edilmezse tâzir ortadan kalkmaz tazminattan başka olarak bir sakatlayandan alınan kan parasına da erş denmektedir şer-i diyet. Hak sahibi hakkının alınmasına da, düşmesine de sahiptir. Yani hakkını isterse alır, isterse affeder, bağışlar, affı ise menduptur, tüm günahlarının affına vesile olur. Yani suçluyu affetmek İslam da büyük fazilettir. Kısas talebi farz değildir, isterse kısas farz olur. Tüm insanları ihyâ etmiş gibi de sevap kazanır. Demek ki kısas da kısas ettirmeyip, af ettiği zaman bu kadar büyük fazileti de kazanmış olmaktadır. Çünkü yine adâletin kılıcı onun suçlunun ensesinde durur, onu affettiği zaman da o hayat bulur. Bütün insanlığı da kurtarmış gibi sevap alır affeden kişi. Affedilen suçlunun da ensesinde de adaletin kılıcı durur. Ya affedilmeseydim hâlim ne olurdu der ve suçun kökü dünyadan kesilmeye başlar minimuma, asgariye iner.

Dakika 4:15