Tefsir 189-01

189- Tefsir Ders 189 hayat veren nurun keşif notları

189- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 189

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

(Mâide Sûresi 51’inci Âyet-i Kerime’den 64’’üncü Âyet-i Kerime’ler)

 

Mâide Sûresinin 51înci âyetiyle dersimiz devam ediyor;

 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاء بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ ﴿٥١﴾

فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَن تُصِيبَنَا دَآئِرَةٌ فَعَسَى اللّهُ أَن يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِّنْ عِندِهِ فَيُصْبِحُواْ عَلَى مَا أَسَرُّواْ فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ ﴿٥٢﴾

 

Yüce Rabbimiz bu âyet-i kerimelerde: Ey îmân edenler! Diyor. Yahûdîleri ve Hristiyanları dost edinmeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah zâlim kavmi doğru yola iletmez. Kalplerinde hastalık bulunanların: “Bize bir felâket gelesinden korkuyoruz” diyerek, onların arasına koştuklarını görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih ihsan eder veya katından bir emir iş getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

Kıymetli dostum,

Müslüman, İslam herkesin dostudur. Yalnız herkes İslam’a, Müslümana dost olmayanları Cenab-ı Hak burada bildiriyor. Bunları tanı diyor şöyle bir bak! İslam dini 14 asırdan beri her inanca her millete ne yapmış? Kanatlarını germiş kendi canı gibi onları koruyarak gelmiş. İslam ve Müslüman bütün insanlığın dostudur. Ama İslam’a ve Müslümana dost olmayanlar var. Allah, işte bunları bildiriyor. O dost olmayanlara siz diyoruz eğer onları kendinize dost edinirseniz ondaki dost değil o zaman siz onlardan olursunuz diyor. Buna dikkat et! Yüce Allah doğruyu söyler ama herkes doğruyu anlayamıyor. Herkes doğruyu anlasa durum böyle olmaz.

وَيَقُولُ الَّذِينَ آمَنُواْ أَهَؤُلاء الَّذِينَ أَقْسَمُواْ بِاللّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ إِنَّهُمْ لَمَعَكُمْ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَأَصْبَحُواْ خَاسِرِينَ ﴿٥٣﴾

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ مَن يَرْتَدَّ مِنكُمْ عَن دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَلاَ يَخَافُونَ لَوْمَةَ لآئِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ ﴿٥٤﴾

Yüce Rabbimiz diyor ki; Ey İman edenler: “Sizinle beraber olduklarına dair Allah’a bütün güçleriyle yemin edenler bunlar mı?” derler. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir ve kaybedenlerden olmuşlardır. Niye? İçleri dışlarına uymuyor. Ey îmân edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları, onlar da Allah’ı severler; Müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder hiçbir kınayıcının kanamasından da korkmazlar. Bu, Allah’ın bu lütfudur, dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.

Dakika 5:00

Sizin asıl dostunuz Allah’tır, Bunu unutmayın! (إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّهُ) Ne diyor; “Sizin asıl dostunuz Yüce Allah’tır.” ( وَرَسُولُهُ) O’nun Peygamberi Hz. Muhammed’dir. (وَالَّذِينَ آمَنُواْ) îmân edenlerdir. (الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلاَةَ ) o îmân edenler namazlarını dosdoğru ihlasla, zevkle kılarlar. ( وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ) zekâtlarını verirler. (وَهُمْ رَاكِعُونَ ) onlar rükû ederler, Allah’a boyun eğerler. Zulme kafa tutan ve bütün dünyanın zorbalarına kafa tutan ama Allah’a boyun eğen o îmânlılardır işte. Onun için kim Allah’ı O’nun Rasûlünün, mü’minleri dost edinirse iyi bilsin ki Allah’ın taraftarları galip geleceklerdir. Dikkat et!

وَمَن يَتَوَلَّ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ فَإِنَّ حِزْبَ اللّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ ﴿٥٦﴾

İşte galip gelecek olan Allah’ı dost tutanlar, Muhammed Mustafa’yı Allah’ın resulünü dost tutanlar, îmân edenleri dost tutanlar. Bunlar Allah’ın tarafındakilerdir ki galip gelecekler onlardır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الَّذِينَ اتَّخَذُواْ دِينَكُمْ هُزُوًا وَلَعِبًا مِّنَ الَّذِينَ أُوتُواْ الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَالْكُفَّارَ أَوْلِيَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ ﴿٥٧﴾

Cenab-ı Hak diyor ki; Ey îmân edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin. Din Allah’ın kânûnlarıdır. Bununla alay edenler dini eğlenceye alanlar dost olur mu? Eğer gerçekten îmân ediyorsanız, Allah’tan gereğince korkun. Allah’ın azâbından kendinizi koruyun, korunun.

Şimdi Cenab-ı Mevlâ;

وَإِذَا نَادَيْتُمْ إِلَى الصَّلاَةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًا ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لاَّ يَعْقِلُونَ ﴿٥٨﴾

Ne diyor Cenab-ı Hak burada? Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır. Namazla ezanla kim eğer eğlene yerini alıyor, alay ediyorsa bunlar akılsız işte tam çağdışı zihniyet budur.

قُلْ يَا أَهْلَ الْكِتَابِ هَلْ تَنقِمُونَ مِنَّا إِلاَّ أَنْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلُ وَأَنَّ أَكْثَرَكُمْ فَاسِقُونَ ﴿٥٩﴾

Cenab-ı Hak bu âyeti kerimede de deki: “Ey kitap ehli! Sadece Allah’a, bize indirilene ve bizden önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmışlarsınız.”

Burada Yahûdî ve Hristiyanlara ne diyor Cenab-ı Hak Müslümanlar diyor bütün önceki kitapların tamamına ve bütün peygamberlere inanır. Bunun için mi kızıyorsunuz Müslümanlara? Diyor. Onun için mi hoşlanmıyorsunuz? Diyor.  Uyarıyor onları gerçek îmânın ne olduğunu onlara hatırlatıyor.

Yine Cenab-ı Hak;

Dakika 10:00

قُلْ هَلْ أُنَبِّئُكُم بِشَرٍّ مِّن ذَلِكَ مَثُوبَةً عِندَ اللّهِ مَن لَّعَنَهُ اللّهُ وَغَضِبَ عَلَيْهِ وَجَعَلَ مِنْهُمُ الْقِرَدَةَ وَالْخَنَازِيرَ وَعَبَدَ الطَّاغُوتَ أُوْلَئِكَ شَرٌّ مَّكَاناً وَأَضَلُّ عَن سَوَاء السَّبِيلِ ﴿٦٠﴾

 

Şu âyete bakın 60’ıncı âyet ne diyor? Deki: “Allah katında cezaya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü sizle haber vereyim mi? Allah, kimlere lanet etmiş ve gazâbına uğratmışsa; kimlerden maymunlar, domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa, işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan dosdoğru Allah’ın yolundan daha çok sapmışlardır.”

İşte kıymetli dostlarımız,

Öyle suçlar var ki bakın başı belâdan daha büyük belâya gidiyor. Kimisi Allah’ın lânetine uğramış, kimisi maymuna çevrilmiş, kimisi domuza çevrilmiş, kimisi de şeytanlara tapanlar hâle gelmiş. Çünkü Hakk’ı inkâr etmek başına türlü belâları satın almaktır. Belâdan belâya maymunluktan kurtulamaz domuzluğa ondan şeytanlığa doğru terfi ederek gidiyor. Bu terfie derekedir aşağı gidiş tenzili rütbe. Bunların sebebi ne? Allah’ın emir ve kânûnlarını dinlememek, inanmamak, ret etmek. İslam benim, senin kânûnun değil ki, Kur’an-ı Kerim, İslam Allah’ın ortaya koyduğu kânûn kuralları. Sen ret edince Türk’ü mü re ediyorsun, Arap’ı mı? Yoksa Allah’ı mı, peygamberi mi? doğuyu mu, batıyı mı? Senin tanrın ne doğu, ne batı ne de başkası. Ya? Yüce Allah’tır. O bir olan Allah Kur’an’ı o gönderdi, Muhammed’e görevi o verdi. Aklını başına al!

وَإِذَا جَآؤُوكُمْ قَالُوَاْ آمَنَّا وَقَد دَّخَلُواْ بِالْكُفْرِ وَهُمْ قَدْ خَرَجُواْ بِهِ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا كَانُواْ يَكْتُمُونَ ﴿٦١﴾

Cenab-ı Hak bu 61’inci âyetinde de diyor ki; Onlar, size geldikleri zaman, “îmân ettik” dediler. Oysa yanınıza kâfir olarak girip, kâfir olarak çıkmışlardır. Allah, insanların kalbini biliyor, münafıkları biliyor, müşrikleri biliyor, her kalbinde ne varsa onu biliyor. Allah, onların gizlediklerini çok iyi biliyor. (آمَنَّا وَصَدَّقْنَ) Allah’ın bilmediği olmaz.

Onun için kıymetli dostlar, Cenab-ı Hak;

وَتَرَى كَثِيرًا مِّنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِي الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ ﴿٦٢﴾

Ne diyor? Onlardan çoğunu, günah işleme de, düşmanlıkta ve haram yeme de yarış ederken görürsün. Bak, bak günah da yarışıyor,  düşmanlık da yarışıyor, haram yeme de yarışıyor. Bu yaptıkları şeyler ne kadar kötüdür! Diyor Cenab-ı Hak diyor bunları.

لَوْلاَ يَنْهَاهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالأَحْبَارُ عَن قَوْلِهِمُ الإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ لَبِئْسَ مَا كَانُواْ يَصْنَعُونَ ﴿٦٣﴾

وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللّهِ مَغْلُولَةٌ غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُواْ بِمَا قَالُواْ بَلْ يَدَاهُ مَبْسُوطَتَانِ يُنفِقُ كَيْفَ يَشَاء وَلَيَزِيدَنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم مَّا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ طُغْيَانًا وَكُفْرًا وَأَلْقَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ كُلَّمَا أَوْقَدُواْ نَارًا لِّلْحَرْبِ أَطْفَأَهَا اللّهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الأَرْضِ فَسَادًا وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ ﴿٦٤﴾

Dakika 15:10

Cenab-ı Hak, bak burada da ne diyor; Gerçek dindarların ve din bilginlerinin, onları günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? Yaptıkları şey ne kadar kötüdür! Diyor.

Burada da dindarları, din bilginlerini göreve çağırıyor Cenab-ı Hak insanları kötülüklerden men edin diyor. Yahûdîler, “Allah’ın eli çok sıkıdır” dediler. Hâşâ söyledikleri söz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Bu sözler, bu yüce kelimeler Allah’a ait o diyor bunları. Aksine Allah’ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü azdırıyor. Biz, onların aralarına tâ kıyâmete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.

İşte ruhları okuyor Allah insanlara anlatıyor. Yahûdî ruhunu anlattı. Tevrât’a karşı koyan, Mûsâ’ya karşı koyan, İncîl’e, Îsâ’ya karşı koyan, Kur’an’ı dinlemeyen inkâr eden ruhları sana okuyor Kur’an-ı Kerim. Yani Yüce Allah anlatıyor. Bunlar gibi sakın olmayınız! Siz de maymunlaşırsınız, domuzlaşırsınız, şeytana taparsanız, nefsinize taparsınız, bir şeye taparsınız ama farkında olmazsınız diye Yüce Allah Şanlı Kur’an ile uyarıyor.

Dakika 17:35

 

(Visited 97 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}