194- Tefsir Ders 194 hayat veren nurun keşif notları
194- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 194
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Sevgili dinleyenlerimiz,
İlim nurdur ama amel edildiği zaman. İlim kişiyi daima parlatır, aydınlatır Allah’a götürür îmân ve amel edildiği zaman. Yoksa amel ve îmân edilmeyen ilim kişinin başının belâsıdır. İsrâ Sûresi 29’da: “Elini boynuna asıp bağlama diyor” bu âyet-i kerimede de. Daima meşru amel içinde bulun, yanlıştan vazgeç cimri de olma. Ve yine İbn-i Abbâs ve diğerleri Fin Hasbin Azur’a ve kafadarları yine İmrân Sûresinin 181’inci âyetinde: “Allah fakir biz zenginiz” diyen söyleyen Yahûdîler bulunmaktadır. Bakın bu âyet-i kerime de Yahûdîlerin bir kısmı diyor ki: yine “Allah fakir biz zenginiz” diyorlar. Bunlar hep lânetlik, lânete uğramış insanlar. Yine diyorlar ki Mâide 64’üncü âyet-i kerime de işaret ediliyor. “Allah’ın 7 cemâli ve 7 celâli, cemâl ve celâl eli açıktır. Mutlak Kâdir, mutlak Rezzak’tır.” Kur’an-ı Kerim bütün yanlışlara doğru cevap veriyor. Burada da yanlışları düzeltiyor. Ne diyor? “Allah’ın 7 cemâli ve 7 celâli, cemâl ve celâl eli açıktır” diyor. Yani yet el demektir, Allah’ın elinden maksat kudretidir, rahmetidir demiştir ilmi kelâm âlimlerimiz. Yoksa Allah’ın mahlûkata benzeyen hiçbir benzeyişi yoktur. ( لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ) Allah, hiçbir şeye benzemez, misali dengi yoktur. Onun için bu Kur’an-ı Kerim’de bu âyetleri de doğru anlamak gerekmektedir. Anlayamadığını onun ilmini Allah’a havale edeceksin, yanlış mânâ vermeyeceksin. “Mü’min kâfirin daima üstündedir.” Bakara Sûresi 212’nci âyetinde (وَالَّذِينَ اتَّقَواْ فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ) Cenab-ı Hak öyle diyor “mü’min kâfirin hep üstündedir” dünyada da, öbür âlemde de yeter ki gerçek mü’min olsun. Yine İmrân Sûresi 26, 27’’nci âyetinde Cenab-ı Hak ne diyor; “Ben dilediğime hesapsız rızık veririm” hikmetler dolup taşmaktadır. Nur Sûresinde yine söylüyor. Eğer hesapsız rızık Allah yolunda harcanırsa bu senin için rahmet olur, fazilet olur. Allah yolunda harcamazsan başına belâ olur, ateş olur. Cenab-ı Hak yine birçok âyet-i kerime de Şûrâ, Talâk, Zâriyât Sûresinde, Fetih Sûresinde ne diyor yine bu âyetler de: “Her şeye ben ölçü koydum bir takdir ile yarattım diyor.” (لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا) Yerde, gökte ne yarattıysa bir ölçü vardır, bir takdir vardır. Takdir demek onun miktarını, ölçüsünü belirlemek demektir. Suyu yaratmış suya ölçü koymuş suyun kimyasal bir oranı, ölçüsü vardır. O ölçüyü bozarsanız su suluktan çıkar. Kaliteli toprak, toprağın ölçüsü vardır, havanın normal ölçüsü vardır, her şey de ölçü vardır. Güneşin yaratılması, denge içine konması, doğudan doğup batıdan batması hep ölçüyledir. Her şey takdir ile bu âlem de hareket etmektedir. Muharriki Allah’ın emridir yine Allah’ın emriyle hareket eder. Her şey hareket hâlindedir, tam bir ölçüm, biçim, nizam, düzen içerisindedir. Bunları bildiriyor ve âlemlerin muktedir eşsiz hükümdarı kendisidir.
Dakika 5:25
Allah’ı doğru tanımak Müslümanın birinci görevidir. Tüm insanlığın birinci görevidir. Bunu doğru tanıtan da Kur’an-ı Kerim Allah’ın esmâsıdır, evsâfıdır. Yani Allah kendini, kendi tanıtır, Kitâbıyla tanıtır, peygamberiyle tanıtır. Yanlış bilgi Allah’ı yanlış tanıtırsa şirke gidersin, küfre gidersin, bilirsin, bilmezsin ona ben karışmam. (yedullahi meal cemaati) Allah’ın eli toplumla beraberdir. İşte burada yardımı, rahmeti toplumla beraberdir. Hayırlı toplum Allah’ın rahmeti, yardımı vardır sürekli bak burada (يَدُ اللَّهِ) Allah’ın eli diyor yani burada ne demek; O’nun kuşatan kudreti ve yine her şeyi ihâta eden rahmeti ne yapıyor? Bereketi yardımı Allah’ın yolunda ki toplumla beraberdir diyor. Sâd Sûresi 75’imci âyette: “İki elimle, kudretimle diyor yarattığıma secdeden seni men eden nedir?” diyor iblise diyor. Yani Hz. Âdem’e ne yapıyordu? Hilâfet kânûnlarıyla, hilâfet göreviyle Hz. Âdem’e Cenab-ı Hak itaate itaat secdesini emretti, ibadet secdesi değil. İblîs kabul etmedi secdeyi Allah’ın emrini yerine getirmedi ve kovuldu. Burada da diyor ki: “İki elimle diyor kudretimle yarattığıma secdeden seni men eden nedir?” Burada iki elden maksat kudretini kastettiğini kelâm âlimleri söylemişlerdir. (Kilta yedeyhi yeminün) Müslim’den rivâyeten Müslim’in rivâyet ettiği hadisi şerifte peygamberimiz; “Allah’ın iki eli de sağdır” diyor. Yani burada kudreti, rahmetine işaret edilmiştir. Yoksa insanlar gibi eli var, mahlûka benziyor diye bir kasıt yoktur. Katiyyen öyle bir yanlış anlayışa gidilmemelidir. Ellerimizin diyor bak burada da çoğul gelmiş burada da kudret kastedilmiş diyor yine ulemâmız. Gerçek onun ilmini, mâhiyetini biz Rabbimize havâle ediyoruz. (لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ ) Şûrâ Sûresi 11’inci âyetinde: “Allah’ın zâtına benzer hiçbir şey yoktur.” Allah’ın benzeri yoktur. Onun için doğru anlamalıdır. Allah’ın ilmine bunları ne yapıyoruz? Bırakırız demiş, Kim? Selef ulemâsı bunların anlamını Allah bunlarla neyi kastettiğini Allah’ın ilmine bırakırız diyor selef diyor. Makamına uygun bir izâhı caizdir kelâm âlimleri bunlarda böyle demiştir. Onun makamına şanına uygun bir izahı caizdir. Bunlardan kudret, kuvvet anlamındadır. Mülk anlamında, yardım anlamında, nimet anlamında Ebû’l Hasen-il Eş’arî zâtıyla kâim bir sıfattır diyor o da kudretten başka bir sıfattır diyor. Ebû’l Hasen-il Eş’arî’nin de bu dediğiyle Selefin ki tabii birbirine uygun düşüyor ve güzel olarak ortaya çıkıyor. İmâm-ı Âzâm da aynı şeyi söylemiştir bütün büyükler aynı şeyi söylemişlerdir.
Dakika 10:04
Şânına yakışanı söylersin ama fakat yine de onun ilmini Allah’a havâle edersin. İkil mübalağa tekit içindir cemâlini, celâlini de anlamalıdır. Kur’an-ı Kerim’in fiili hidâyeti müttekiler ve mü’minler içindir. Burada fiili hidâyet bu nedir? Mü’minin mümin olması bizzat îmânın kendinde bulunması, fiilen bulunması ve mütteki olması Allah’a kulluk yapması fiilen. Bak, Kur’an’ın fiili hidâyeti bu işte. Ama bütün âleme hidâyet, rahmet gelmiş ama mü’minden başkası faydalanamıyor. Niye? İnanmıyor onlar. Rahmet onları kucaklıyor onlar kaçıyor kendileri bilir.
Dakika 11:09