HadısŞerifKülliyatı 168-01

168- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 168

168- Hadis-i Şerif Külliyâtı Ders 168

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

‘’Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin Vessalâtü Vesselâmü Alâ Rasûlüna Muhammedin ve Alâ Âlihi ve Sahbihî Ecmaîn.”

 

 ‘’Sübhâneke lâ-ilme-lenâ illâ mâ allemtenâ inneke entel Alîmül-Hakîm ve üfevvidu-emrî ilâllâh innallâhe basîrun bil ibâd’’

 

‘’Rabbiş rahlî sadrî ve yessirlî emrî vahlul ukdeten min lisânî yefkahu kavlî Rabbi gad ateytenî minel mülkî ve allemtenî minte’vilil ehadis’’

 

‘’ Rabbi eûzu bike m‘in hemezâtiş şeyâtîn ve eûzu bike Rabbi en-yahdurûn’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

 

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler,

 

Dersimiz kurban hakkındadır. Hadis-i şerifler külliyâtından keşif notları vermeye devam ediyoruz.

 

Hz. Câbir (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; “Biz Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) ile birlikte (Hudeybiye senesi) umrede temettu yaptık. O zaman yedi kişi adına bir sığır keserek iştirak ettik. Kezâ deve de yedi kişi adına kesilmişti.” Bunu da Müslim, Muvattâ, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî gibi kıymetli muhaddislerimiz haber vermektedir (Rahmetullâhi Aleyhim Ecmaîn).

 

Hanefî mezhebine göre, ortakların Müslüman olması ve hepsinin de kurbana niyette iştirâk etmesi şarttır. Ama biri adak, diğeri akîka gibi farklı kurbanlara niyet edebilir, paylaşmak isterlerse tartarak paylaşılır. Göz kararı denen mücâzefe câiz değildir.

İmâm-ı Mâlik bir deve veya sığıra sayıca 7’den fazla bile olsalar bir aile halkının iştirâk edebileceğini söyler. Aynı aileden olmayanlar 7’den az da olsalar iştirâkleri câiz değildir. İşte kıymetliler, o yüksek âlimlerimizin anlama tarzları böyledir.

 

Huceyye İbn-i Adiyy anlatıyor; “Hz. Ali (Radıyallâhu Anhü: “Sığır yedi kişi adına kesilir” demiştir. Kendisine:
„Ya doğurmuşsa?“ diye soruldu.
„Öyleyse yavrusunu da berâber kes!“ buyurdu. Kendisine:
„Ya topalsa?“ diye soruldu.
„Kesim yerine ulaşabildiyse tamam“ dedi.
„Ya boynuzu kırıksa?“ dendi.
„Zarar etmez. Biz göz ve kulaklarının sağlamlığını kontrol etmekle emrolunduk!“ diye cevap verdi.“ Bunu da Tirmizî haber vermektedir.

 

Evet, sevgili dostlarımız!

 

İşte bu hadis-i şeriflerin külliyâtından fâkihlerimiz hükümleri çıkarmışlar âyet-i kerimeler de dâhil neticede mezheplerine hükümlerini koymuşlardır. Yani bir fâkih bir müçtehit bütün hadis-i şerifleri kendisine ulaşan âyet-i kerimeleri inceledikten sonra hükmü ortaya koyarlar.

 

Dakika 5:06

 

Hüküm ortaya koyabilmek için hadis-i şerifler külliyâtını Kur’an-ı Kerim’in tamamını bir müçtehidin bir fâkihin bilmesi lâzım. İşte bu iş bilenlerin işidir bilmeyenlerin bu işe karışmaması bilenden sorup öğrenmesi gerekir, mezhep bunun için vardır olacaktır zarûrîdir. Mezhep demek bilenleri bilenlere bilmeyenlerin tâbî olması demektir. Onun için Cenab-ı Hak bilmediğinizi bilenden sorunuz. Evet, emir böyle, müçtehit, fâkih âlime mi sorarsın câhile mi sorarsın sen bu işi, soracağın işi? Elbette ki ehlini bulup soracaksın, o da müçtehit fâkih âlimdir. Mezheplerin işte konumu da budur bilenlerin okulu mezhebi odur. İyi okuyan iyi okutanların okulu mezheptir mekteptir, meşreptir. Onun için bilmeyen bilene ihtiyacı vardır soracaktır. Hastanın doktora ihtiyacı ne kadar varsa daha fazla dinini îmânını öğrenmek de senin boynunun borcudur. Bilenden soracaksın, öğreneceksin.

 

Evet, kurban kesilecek hayvanın şaşı, topal, uyuzlu ve deli olmasında boynuzlu veya boynuzsuz veya boynuzun bir miktarı kırık bulunmasında, kulaklarının delinmiş veya eli yarılmış olmasında, kulaklarının uçlarından kesilip sarkık bir hâlde bulunmasında, dişlerinin azı düşmüş olmasında, tenâsül uzvu bulunmayıp meçbuk vurulmuş bir hâlde yaşamasında bir beis yoktur. İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin ekserisi düşmüş veya kulakları kesilmiş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından ziyâdesi veya memelerinin başları kopmuş bulunan, kulakları veya kuyruğu hilkaten bulunmayan bir hayvan kurban olamaz. İşte az kusurlar zarar vermiyor çok kusurlar zarar veriyor, çok kusur varsa kurban olmuyor.

 

Nâfi (Rahimehullah) anlatıyor; İbn-i Ömer (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) kurbanlıkların: “Tırnaklılar (yani sığırlar) hakkında üçüncü senesine girmiş veya geçmiş, etli ayaklılar (yani develer) hakkında da 6. yaşına girmiş veya geçmiş olmasını” şart koşardı” diyor. İbn-i Ömer’in bu kendi Peygamberimizden bu konu da anladıklarını anlatıyor; Nâfi (Rahimehullah) bu haberi de Muvattâ bildiriyor.

 

Ebû Eyyûb (Radıyallâhu Anh) Hazretleri anlatıyor; “Bizden biri, kendisi ve ailesi halkı için tek bir koyun kurban eder, (etinden hem yerler hem de başkalarına yedirirlerdi). Sonra insanlar, övünmeye başladılar ve (kurbanlar) bir övünme vasıtası oldu”. Bunu da Muvattâ, Tirmizî, İbn-i Mâce haber veriyor. İbadetler Allah için yapılır övünmek için değil.

 

Dakika 10:21

 

Evet, sevgili dostlarımız!

 

İbn-i Şihâb (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) (Veda haccı sırasında) kendisi ve aile halkı için sadece bir deve veya bir sığır kesmiştir.“ Bunu da Muvattâ haber veriyor.

Evet, sevgili efendiler herkes neyi duyduysa, neyi biliyorsa onu anlatıyor.

 

Hz. Enes (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Hazretleri anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm), ayakta olduğu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine’de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyun kurban etti. Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) keserken tekbir getiriyor, besmele çekiyor ve ayağını hayvanların boyunlarının üzerine koyuyordu.“ Bunu da Buhârî, Müslim ve diğerleri haber veriyor.

 

Evet, sevgili dostlarımız, Ebû Saîd (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) boynuzlu erkek bir koçu kurban etti. Koç siyahın içinde bakar, siyahın içinde yürür, siyahın içinde yerdi”. Bunu da Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî, Müslim haber veriyor.

Emlah: beyaz, beyazı fazla olan siyahlı koyun mânâsına gelir. Yani siyah içinde yatan tâbiri emlah, beyazı fazla olan siyahlı koyun manasına gelir. Alacalı diye tercüme ettik, bazı dilciler emlah, saf beyaz olarak da açıklamışlardır. İkinci hadis-i şerifteki koyunun siyah içinde yatması, siyahının fazla belki de tamamen siyah olabileceğini göstermiştir de diye anlamışlardır ve anlatmaya da çalışmışlardır.

 

Ebû Ümâme (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Hazretleri anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) buyurdular ki: “Kurbanlığın en hayırlısı (boynuzlu) koçtur. Kefenin en hayırlısı da takımdır”. Bunu da Tirmizî haber vermektedir.

“Elbiselerinizden beyaz olanı giyin, zîrâ o giysilerinizin en hayırlısıdır. Ölülerinizi de onunla kefenleyin” gibi hadis-i şerifler de beyazı tavsiye ettiğini göz önüne alınarak Rasûlullah’ın (Aleyhissalâtu Vesselâm) hülleyi tavsiyesi o devirde onun te’mîni daha kolay olduğu içindir. Peygamber efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm) ümmetine dâima kolayını tercih etmiştir tavsiye etmiştir. Çünkü Allah kolaylaştırır zorlaştırmaz. Kolay olmasını diler Cenab-ı Hak kolaylık diler kulları için Yüce Allah, zorluk dilemez. Zorluğu insanlar kendi çıkarmaya çalışıyorlar. Kimisi bunu dindarlık zannediyor bilgisinin geniş olmadığındandır. Bir şey bilip başka bilmeyen her şeyi biliyorum zanneden kişiler de bunu görürsünüz.

 

Dakika 15:01

 

Kimisi de dereyi-tepeyi düz deyip giden sınır tanımayan böyle hatsız hudutsuz insanlar var, bunlar da freni tutmayan arabadan daha kötüdürler.

 

Hz. Âişe (Radıyallâhu Anha ve Erdahünne ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) Vedâ haccında, Muhammed ailesi için tek bir sığır kesti”. Bunu da Ebû Dâvûd haber veriyor.

 

Haneş (Rahimehullah) anlatıyor; Hz. Ali (Radıyallâhu Anh) Hazretlerini gördüm, iki koç kesmişti. Dedi ki:

 

“Biri kendim için, diğeri Rasûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm) için“
Hz. Ali (Radıyallâhu Anh) ilâve etti:
„Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm)) böyle emretti -veya söyle demişti: Böyle vasiyet etti- Ben (hayatta olduğum müddetçe ebediyyen terk etmeyeceğim.“ Bunu da Tirmizî, Ebû Dâvûd haber vermiştir bu haberi de.

Hz. Ali (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) efendinin kestiği bu kurban Rasûlullah’ın (Aleyhissalâtu Vesselâm) vefatından sonrası için mevzubahistir.

Ebû Dâvûd hadis-i şerifi ölü adına kurban adını taşıyan bir bapta kaydeder. Onun kaydettiği hadis-i şerif kesilen iki koçun da Hz. Peygamber (Aleyhissalâtu Vesselâm) adına olmaya da yorumlanabilecek bir üslup taşımaktadır.

Ancak Hâkimin bir rivâyeti Hz. Ali’nin iki kendi adına ikide Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) adına olmak üzere dört koç kestiğini sarih olarak ifade eder. İşte konuyu öbür haber açıklıyor, haberi diğer bir haber açıklıyor. Bunun birini bilir öbürünü bilmezsen konuyu bilemezsin ki işte muhaddislerimiz ne güzel hadis-i şeriflerin senetleri üzerinde durmuşlar. İşi sıkı tutmuşlar mükemmel çalışmışlar. Ve bütün hadis-i şeriflerin tamamını da ne yapmışlar? Fâkihlerin önüne koymuşlar muhaddisler, fâkihler de o hadis-i şeriflerden hükümler çıkartmıştır. Ne güzel çalışmışlar (Rahmetullâhi Aleyhim Ecmaîn) Yüce Allah İslam âlimlerinin tamamına kandım diyinceye kadar yeter mi yeter diyinceye kadar Allah rahmet eylesin, mağfiret eylesin, merhamet eylesin ne güzel çalışmışlar.

 

Ey Ümmet-i Muhammed!

 

Âlimlere rahmet okuyun, âlimlerin kıymetini biliniz. Şehitlerin kıymetini biliniz âlimlerle şehitlerdir hakkı hakîkati bize kadar bu mîrası getirenler bunların hakkı ödenmez. Aklınızı başınıza alınız!

 

Hz. Peygamber’in (Aleyhissalâtu Vesselâm) ümmetinden Allah’ın birliğine ve kendisinin Peygamberliğine şehâdet edenler adına da kurban kestiği muhtelif rivâyetlerde gelmiştir. Buraya dikkat et! Peygamber’in Efendimizin (Aleyhissalâtu Vesselâm) ümmetinden Allah’ın birliğine ve kendisinin Peygamberliğine şehâdet edenler adına da kurban kestiği muhtelif rivâyetlerde gelmiştir. (Lâ ilâhe illallah Muhammedur Rasûlullah) diyen ümmeti hakkında da Peygamberimiz kurban kesmiştir ve ümmetimin kesemeyenleri adına diye de kesmiştir Peygamberimiz.

 

Dakika 20:04

 

Ey dünyada ki Müslümanlar, gücü yetenler! Sizde Peygamberimizin adına kurban kesin. Ümmet-i Muhammed’in kesemeyenlerin adına da kurban kesin. Sana o şanlı Peygamber eşsiz bir örnek ve önderdir. O Peygambere her konu da iyi tâbî ol, bizden söylemesi, hatırlatması tebliğ etmesi bizden, ötesi sana ait.

 

Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm), kurban kesmek istediği vakit iri, şişman, boynuzlu, alaca, husseleri burulmuş iki koç satın alırdı. Birini ümmetinden Yüce Allah’ın birliği ve kendi Peygamberliği için şehâdet edenler adına keserdi, diğerini de Muhammed ve Muhammed’in (Aleyhissalâtu Vesselâm) ailesi adına keserdi. Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) devrinde, hayatta olan Ashâb olduğu gibi çok sayıda ölmüş olanlar da vardı. Öyleyse sağ ve ölü herkes ümmetine dâhil idi.

Evet, daha ötesi de olabilir ama biz buraya kadar olanını biliyoruz haberi bu kadar alıyoruz, daha ötesi de olur. O Peygamber âlemlerin rahmet Peygamberi, bütün âlemlere Peygamber rahmet olarak gönderilmiş bir Peygamber. Ümmetinin tümünü niyetine almış olması daha güçlüdür. İşte buraya işaret ediyoruz.

 

Urve (Rahimehullah)’dan anlattığına göre evlatlarına şöyle demiştir; “Evlatlarım, sakın biriniz, bir büyüğe hediye edince utanacağı bir şeyi Allah için kurban sunmasın. Zîrâ Yüce Allah büyüklerinin büyüğüdür ve O en seçkine herkesten ziyâde lâyıktır’’. Bunu da Muvattâ haber veriyor.

Bakın Hac Sûresi’nin 32’nci âyet-i kerimesinde, Yüce Allah’ın âyetinden bakın şunu anlıyoruz; “Yüce Allah’ın şeâirine kimler saygı gösterirse bu onların kalplerindeki takvâdan olur”.

 

Selef üç şeyde pahalıyı seçerdi dikkat et buraya. Ey gücü yetenler!

 

Selef âlimleri üç şeyde pahalıyı seçer, pazarlık yapmazmış. Hacc kurbanı (yani hedy), kurban bayramında kesilen kurban yani (Udhiyye) ve köle hakkında. Dikkat edin! Yüce Allah’ın şeâiri diyince bir kısım müfessirlerimizde dinimizin koyduğu her çeşit emir ve yasakları, farz ve vacipleri ibadetleri, hukuku anlamış bunlara ihlâsla riâyeti şeâire hürmet ve tâzim olarak değerlendirilmiştir. Hacc ile ilgili kurallar ve kurban bu noktayı nazardan da âyet-i kerimenin manasına dâhil olur.

Ey sevgili dostlar! Allah’ın her emri yücedir. Peygamberine her konuda tâbî ol. Bir şeyi Yüce Allah, şanlı Kur’an nurlu İslam emrediyorsa o yücedir. Peygamberin sana bir şey emrediyorsa o yücedir.

 

Dakika 25:09

 

Bir şey yasaklıyorsa sakın ona yaklaşma. Aklını iyi kullan, aklını Kur’an’ın emrine ver Kur’an’ın emrindeki akıl Allah’ın emrindeki akıldır. Peygamberin emrindeki akıldır işe yarayan akıl odur. Öbür akıllar işe yaramaz çünkü onların aklı firavun aklıdır. Ya nefsinin emrindedir, ya tâğutların emrindedir ya iblîsin emrindedir. Onun için aklını bütün maddî manevî kuvvetlerini Allah’ın emrine ver, teslim ol Allah’a ve Peygamberine tâbî ol. Müslüman odur.

 

Evet, İnşâ’Allah’u Teâlâ kurban hakkındaki dersimiz bundan sonraki derslerimizde de lüzumu kadar devam edecektir İnşâ’Allah’u Teâlâ. Hadis-i şerif külliyâtından sizlere keşif notları vermeye devam ediyoruz. Kur’an-ı Kerim’in Tefsirinin tamamı size oradan keşif notlarını verdik, Sesli meâl dersimizi de verdik, Amel’de Fıkh-ı Ekber’i verdik, itikâtta fıkhı ekberi verdik, tasavvuf hakkında da keşif notları verdik, Tıp hakkında da verdik ve Yüce Allah’ın emrinde Yüce İslam’a hizmetimiz tâ mezara kadar olmalıdır. Rabbimizin lutfu ile keremiyle avnî muâvenet-i ile tevfik-i hidâyeti ile O’nun sonsuz lütufları ile O’nun emrinden Cenab-ı Hak bir an bile bizleri ayırmasın mahrum etmesin. Kendine tam kul Peygamberine tâbî olan tam bir ümmet eylesin. İki cihânda mutlu olmayı Ümmet-i Muhammed’in tamamına Cenab-ı Hak nasîb eylesin.

 

Ey ümmeti Muhammed!

 

Îmân da kardeşsin, Ameli Salih de kardeşsin, yüce değerlerde bir ve beraber olarak kardeşsin. Bir olun bütün olun birlikte hareket edin Allah’ın emrinde olun da İslam düşmanları size zarar vermesin. Düşmanları da hakka, hakîkate çağırın. Güçlü olursanız dünya kurtulur. Müslüman zayıf olur dağılıp parçalanırsa önce zulmü Müslüman görür, perişan olur bir asırdır olduğu gibi ve dünya da perişan olur. Dünyanın kurtuluşu ümmetin birliğine, berâberliğine ümmetin kurtuluşuna bağlıdır. Kurtarıcı Yüce İslam’dır Yüce İslam ile Allah’ın kendisidir. Peygamberine tâbî ol, bir ol, bütün ol dağılma parçalanma. (إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ) Âyet-i kerimesini unutma! “Müminler kardeştir.” ‘’Lâ ilâhe illallah Muhammedür Rasûlullah’’  diyen bunun içini dolduran, îmânı olan Müslüman senin kardeşindir. Günahı olsa da olmasa da hatâsız kul olur mu? “Bir kusur insan bulunmaz velâkin her kusur teftiş olunmaz”. Onun için zaten suçluya cezâyı sen verecek değilsin ben de verecek değilim. Suçlunun cezâsını Allah’u Teâlâ verecek O’nun şeriatı. Yani şudur suçlu budur suçlu deyip yargılamaya kalkma kendi günahlarına bak.

 

Dakika 30:00

 

Kendi suçlarına bak. Kendi suçlarınla savaşmaya bak, kendi nefsini ıslâh etmeye bak. Şimdi kendini unutup da kendi gözündeki merteği görmüyorsun elin gözünde saman çöpü aramaya kalkıyorsun. Bu âriflik değildir, kendi iç dünyana günahlarına bak, kendini ıslâh ile uğraş kendini ıslâh etmişsen başkalarına faydalı olmaya çalış kusur aramaya çalışma faydalı olmaya çalış. Ne ile faydalı olursun? Her yanlışın karşısına doğruyu çıkarabilirsen işte o zaman faydalı bir çalışma olur. Doğrunun adresi nere? İslamiyet’i doğru bilmek, Kur’an-ı Kerim’i, sahîh sünneti, icmâyı ve kıyası, İslam’ın aslî ve fer-i delillerini doğru bilmek, doğru okumak, doğru okutmak. Faydalı olmanın adresi böyle…

 

Dakika 31:20

 

(Visited 53 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}