Tefsir 274-01

274- Tefsir Ders 274 hayat veren nurun keşif notları

274- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 274

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Kıymetli dostlarımız,

Hayat veren nurun dersleri ve keşif notlarıyla dersimiz devam etmektir. Hayatın bütün mutlulukları o mutluluk için neler lâzımsa tedâvi için nasıl koruyucu hekimlik nasıl lâzımsa yüce İslam ilâhî bir koruyucu hekimlikten elbette ki ne kadar daha garantili bir yol olduğunu ve yaşam tarzı olduğunu görmek gâyet kolaydır. Bu ilâhî bir koruma altında yaşam tarzıdır ki, bu İslam’dır. İslam’ın ruhu tamamen Allah’a teslimiyet O’nun emrinde O’nunla beraber yaşamanın adıdır. O’nun mülkünde O’ndan ayrı yaşamak, O’nu tanımamak O’nun verdiği hayatı yaşayıp da O’nu tanımamak bir defa zerre kadar aklım var diyene bu yakışmaz. O’nun için İslam’ın yaygın ezelî ve ebedî Allah’ın rahmetinin adâletinin tecellîsidir.

استعيذ بالله

وَفِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ ﴿١٩﴾‘’Zariyat Sûresi Âyet 19’’

Yüce Rabbimiz bu yüce âyetlerinde, yüce kelimelerinde bak ne diyor; Onların mallarında hak vardır. Bu hak kimin? ‘’ لِّلسَّائِلِ’’ sailleri için (وَالْمَحْرُومِ) yoksullar için onların mallarında hak vardır diyor. Yani dilenenlerin, yoksulların, fakirlerin zenginin cebinde hakkı var. Zenginin malında bunların hakkı var. Zengin bir defa bunu anlayacak zengini zengin eden kim? Zengini fakiri yaratan kim? Dengeleri kuran kim? Adâletin emrini veren kim ve burada imtihan eden kim? İmtihan eden hayatı ve ölümü yaratan Yüce Allah’tır. İmtihan ediyor zengini zenginlikle, fakiri fakirlikle imtihan ediyor. Herkes Allah’ın emrini O’nun ortaya koyduğu hak olan adâleti yerine getirmedikçe kimse bu imtihanı kazanmış olmaz. Herkes görevini tam yapacaktır bu kulluk görevimizdir. Hak olan Allah’ın kendisi ve O’nun hukûkudur yani o neye hak dediyse o Hak’tır, hakîkattir. Çünkü Allah’ın kendisi ( الحق) kendisi Hak’tır. Mutlak Mâbûd kendisi, mutlak Hak’ta kendisidir. Hukûk ise O’nun emirlerinin yerine getirilmesidir. Herkese hakkını vereceksin herkesin hakkını her hak sahibine hakkını vermeyen hak yiyendir zâlimdir. Adâlet tecellî etmedikçe bu yeryüzünde bütün mahlûkat üzerinde ki başta insanlık âlemi üzerinde bu adâlet tecellî etmedikçe adâleti elinde tutup da onun, bunun hakkını yiyen zâlimler en büyük Allah’u Teâlâ’nın karşısında bunlar en büyük suçlu ve bunlar cinâyet işleyen cânîlerdir.

Dakika 5:00

Kimsenin hakkı yenmez yedirilmez. Hakkı yemek ne kadar suçsa onun, bunun hakkının yenmesine göz yummak gücü yete, yete hele de adâleti, emniyeti, güvenliği idâreyi, mevki ve makamı güç ve kuvveti, otoriteyi elinde tutanlar bu adâleti sağlamadıkları zaman yeryüzünün en büyük zâlimleri bunlardır. Onun için Cenab-ı Hak Zâriyât Sûresi’nin 19’uncu âyetinde, bunu derken Meâric Sûresi’nin 24 ve 252’inci âyetinde de fakir ve yoksula hisse vardır diyor. İslam dini tamamen adâlettir hem de hak adâlettir, Hakk’ın adâletidir. Allah’tan başka ilâh yoktur, hak ilâh yoktur. Öbürleri hep puttur ve tâğuttur Allah’tan başka ilâh olmaz. Allah’ın ortaya koyduğu her emir ve kânûn haktır hakîkattir. İlâhî emirlerin yerine gelmesi de hukûkun yerine gelmesi hukûkun üstünlüğünün sağlanması ve adâletin yerini bulmasıdır. Hak Allah’u Teâlâ’nın hukûku ve kânûnlarıdır ki bu bütün mahlûkatı ilgilendirir. Kimsenin hakkını kimse yeme şansına sahip değildir. Allah taksimatını en güzel yapmış en yüce adâlet nizâmı olarak İslam’ı ortaya koymuştur. İslam’a yan bakanlar ona saldıranlar Allah’ın düşmanlarıdır. Hak düşmanıdır başta kendinin de düşmanıdır, insanlığında düşmanıdır. Bunun için İslam kişiyi hem kendinin kendine zulmetmekten, hem de başkalarına zulmetmekten kurtarır. İslam herkesi kurtarmaya gelmiş kurtarıcıdır, tek kurtarıcıdır. Hakk’ın, hakîkatin, adâletin olmadığı yerde bir defa adâlet olmaz, kurtarıcı olmaz. Zâlim zâlime yardım ediyor o zâlim diyor ki beriki zâlim beni kurtardı. Küfür, küfre yardım ediyor o ehli küfür öbür küfür de diyor ki beni kurtardı. Onun kurtarıcısı o ona göre. Allah’ın adâletinden seni kim kurtaracak? Mesele burada, hakîkat burada. Allah’ın adâletinden seni kim kurtaracak? Azrâil canını alırken, mezara girerken Münkir Nekir mezarda seni hesaba çekerken mezarından mahşere fırlayıp gelip mahşer de o büyük mahkeme de Allah’u Teâlâ’nın hâkimliğinde Allah hükmünü verirken seni kim kurtaracak? Topla topunu tüfeğini de kurtar bakalım paçanı! Topla emperyalistleri, topla kutuplarda ne kadar bloklarda askerin varsa hadi Allah’a karşı koy! Yapma bunu ey insanoğlu kendine ve insanlığa bu kötülüğü yapma! Gel Allah’u Teâlâ’yı tanı, emrine gir, ilâhî adâleti sağla hak Allah’tır hukûk Allah’ın kânûnlarıdır. Yeryüzünde adâletin, sosyal adâletin, merhametin sağlanmasıdır. Yeryüzünde adâleti sağla falan benden, falan ötekinden deyip insanları bölme parçalama. Bütün insanlık Allah’ın kuludur. Sadece adâleti sağla Hakk’ı bil Hakk’ı tanı. Gerçek ortadadır, hakîkat ortadadır.

Dakika 10:00

Bilim adamlarını, gerçek hukûkçuları söz sahibi yapın, bunları konuşturun buralar da çıkan kararları uygulayın. Hakk’a istinâd eden her şey haktır. Hakk’a istinâd etmeyen Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a, Muhammed’e istinâd etmeyen bilime, gerçek aklıselime istinâd etmeyen, insanlığın faydasını celp etmeyen, zararı def etmeyen hiçbir şey hakîkat değildir. Gerçek değildir, adâlet değildir. Onun için Yüce İslam bütün cihâna merhametini açmış, gerçekleri ortaya koymuş tüm insanlığı kucaklamaktadır. İslam Allah’ın merhametiyle insanlığı kuşatması demektir. Şu “Bahir’edir”, haramdır binilmez sütü sağılmaz deve bakın câhiliye devrinde putperestler İslam öncesi devir de şu ‘’Bahir’edir’’ diyorlardı. Binilmez sütü sağılmaz, dokunulmaz diyorlardı. Şu “Saibe’dir” diyorlardı. Puta adanmış develer artık bunları kullanmak yasaktır, haramdır, sağılmaz, binilmez diyorlardı. Bugünkü çağın Saibe’lerine, Bahirelerine bakın çağdaş Saibe’ler ve çağdaş Bahir’eler var. Nedir bunlar? İnsanlığın zararına servetler kullanılıyor, güçler insanların zararına kullanılıyor. Dünyanın bir tarafı yoksul birçok ihtiyaç sahibi varken, muhtaçlar dünya da doluyken bir taraf yersiz harcamalar, yersiz yatırımlar yapıyor. Bunlar bu çağda ilim var ama adâlet hâlâ yok, bilimsel çalışmalar var hâlâ adâlet yok. Hâlâ dünya gerçek adâleti sağlamış değil. Niye? Çağın içinde ki yersiz harcamaların tamamı bu çağın putperestliğidir. Çağdaş putperestliktir. İnsanlığın zararına zerre bir şey kullanamazsınız, yanlış yatırım yapmazsın. İnsanlığın hayrına işleyecektir bütün işleyenlerin tamamı. Onun için Cenab-ı Hak hükmünü koymuş Mâide Sûresi 103’üncü âyetinde: “Kimse bir şeye haram deme şansı yok, kimse bir şeye de helâl deme şansı yoktur. Allah (C.C) neye haram dediyse o haramdır, neye helâl dediyse o helâldir.” Allah’ın eşi dengi yok ki işte haram ve helâlin, faydanın ve zararın, güzelin ve çirkinin dayandığı nokta Allah’u Teâlâ’nın emrine var. Şöyle bir bak Allah’ın emrine bir şey Allah’ın emrine istinâd etmiyor dayanmıyorsa kimsenin bir şeyi haram etme şansı yoktur. Kimsenin Allah’ın haram dediğine de helâl etme şansı yoktur. Ben yaptım oldu dersen tamam Azrâil de canını alınca, Allah’ın huzuruna götürülünce, Allah da adâletini uygulayınca o zaman yaptım olduların karşılığını alacaksın. Yaptığın yanına kalacak mı kalmayacak mı göreceksin. (وَاللّهُ عَزِيزٌ ذُو انتِقَامٍ) Allah intikamını alacaktır.

Dakika 15:00

Allah intikam sahibi onun intikamı adâlettir. İnanan ve O’na itaat edenlere de Allah’ın (C.C) uçsuz, bucaksız lütufları vardır merhameti vardır. Allah’ın merhametini tanımayıp, rahmetini adâleti tanımayıp Allah’ın hışmına, gazâbına çarpılanlar netice de Allah’ın adâletine çarpılmış olacaklardır. Onun için kıymetli efendiler, şöyle bir bakalım tahriçlere ve tenkihlere, menatlara ve vahye dayanıp dayanmadığına şöyle bir bakalım. Vahye dayanan tam bir haktır, hakîkattir. Peygamberler vahiy Peygamberidirler. Allah’tan vahiy alırlar. Hz. Muhammed tamamen Kur’an-ı Kerim’i, İslam’ı Allah’tan vahiy olarak ona emir buyurulmuş vahiy edilmiş ve Cenab-ı Hak İslam ile Hz. Muhammed’i görevlendirmiş ve cihân Peygamberi olarak insanlığın tümüne göndermiştir. İslam tamamen Vahyi İlâhî’dir Allah’a aittir. (C.C)  Haramlar için Mâide Sûresi 3’üncü âyete de bakıver. Orada sana bazı kesin haram olanlar anlatıldı. Burada da hatırlatıyoruz tekrar unutanlar için.

Şimdi ciğer, dalak, kesimden sonra damar da kalan müstesnâ bunlar yenir. Şimdi akan kan yenmez ama işte ciğer yenir, dalak yenir, damar da kalan kan müstesnâ bunlar yenir. Yeni kesimden sonra damar da kalmışsa bunlar yenir ama akmış kanlar yenmez. Burada da oraya işaret vererek gidiyoruz bunlar daha önceki derslerimizde geçti. Yüce İslam’ın neleri haram ettiğinin genel tarifi ise şu âyet-i kerimeye bir bak, Âraf 157’nci âyet (وَيُحَرِّمُ عَلَيْهِمُ الْخَبَآئِثَ) onlara ne kadar çirkin şeyler varsa kötü, zararlı, çirkin Allah bunları haram kılmıştır. Çünkü hiçbir güzeli, faydalıyı Allah kulundan esirgememiştir esirgemez. Sadece isrâf etmeyin der ‘’Yiyin, için ama israf etmeyin’’ bütün güzel, temiz ve faydalı ne varsa adı helâldir. Yüce İslam bunu beyân etmiştir. Haramların sayısı çok azdır, helâller uçsuz, bucaksızdır. Onun için Allah ne kadar çirkin şeyler varsa (الْخَبَآئِثَ) zararlı, habis olan, pis olan, zararlı olan, çirkin olan ne varsa bunların hepsinin dayandığı nokta insanoğluna zarar vermesi birde Allah’ın emrine dayanmış olmasıdır. Birçok hikmetler içermesidir. Şimdi Allah domuzu niçin haram buyurdu aynen necis dedi. Bunun bilim bir kısmını bulabilir nedenliğini ama tamamını bulamaz. Tamamını bulmak için Allah’ın ilmi kadar ilmi olacak, yaratıcı olacak. Bir defa Allah’tan başka ilâh yok yaratıcı yok. Allah’u Teâlâ’nın ilminin de dengi, şeriki, veziri yok.

Dakika 20:03

Bütün mahlûkatın hepsinin ilimlerini toplasanız Allah’ın ilminin yanında serçenin okyanustan aldığı su kadar bile olmaz diye temsiller erilmiştir büyük ehliye sahipleri tarafından.

Bunun için kıymetli dostlarım, Cenab-ı Hak matumat: yenecekler, meşrubat, içilecekler mesela bunlara dikkat edelim. Yenilenlerin, içilenlerin içinde Cenab-ı Hak çok sayıları az ama bunları yasakladığı haramlar vardır. Sakın ola ki hiçbir haram olan şey yenilmemeli, içilmemelidir. Şarap, içilenlerin başta gelen haramların biride şaraptır. Alkollü içkiler dâhildir bunlar da rics’tir Kur’an-ı Kerim’e göre ‘’rics’’ yani burada ki rics tamamen temiz olmayan ve pislik olan anlamındadır ki bu maddeten de mânen de bir defa haram buyurulmuştur. Hikmetinin içeriğini de Cenab-ı Hak’tan başka kimse bilemez. Onun için Yüce Allah bu alkollü şarap başta olmak üzere ne kadar insanoğlunun aklını gideren, akla zarar veren, sarhoşluk veren alkollü içkiler varsa bunlara Cenab-ı Hak ‘’rics’’ demiştir. Başkasının ismi anılarak kesilenler de böyledir. Başkasının ismi anılarak kesilenler de yenmez bunlar da haramlardandır. Çünkü mahlûkatı Allah yaratmıştır. Allah’ın ismi anılarak Allah’ın o yiyin dediği hayvan boğazlanır. Helâl olan her konuda Allah’ın ismi geçerlidir, harama zaten besmele çekilmez. Çünkü kasten besmele çeken haramı helâl yapmış olduğundan dolayı, o zaman Allah’ın ismini de harama âlet ettiğinden dolayı başına gelecekleri düşünsün! Harama besmele çekilmez, haram yenmez ve boğazlanacak hayvanlar Allah’ın adıyla boğazlanır. Başkasının adı asla anılmaz. Allah’ı eşi benzeri yok ki, ikinci ilâh yok ki başkasının adını ansa! Onun için başkasını adına kesilen hayvanların hiçbir yenmez. ‘’En’âm Sûresi 121’inci âyet-i kerimesine de baktığımız zaman gerçekleri görüyoruz.’’ (وَذَرُواْ ظَاهِرَ الإِثْمِ وَبَاطِنَهُ )  Cenab-ı Hak günahların gizlisini, açığını, tamamını ne diyor; “Sakın günahların açığını da işlemeyin, gizlisini de işlemeyin.” Allah’a gizli bir şey var mı? Yok. İnsanlar görmediği yerde sen günah işleyeceksin. Orada Allah görmüyor mu? Allah’ın huzurunda Allah göre, göre sen günah işliyorsun başkaları olmaya bilir. Ama Allah’ın görmediği, göremeyeceği yer olur mu? Aklını başına al! Aklını Allah’ın huzurunda yaşa. Hakk’ın zâtî varlığından dolayı şahsi duygusuyla cüz-i bir hak ve hayır masrafı şirk hükmünün yüklediği boş ve hayırsız masraflar ki bunlar sırf tüketimdir.

Dakika 25:00

Yani masraflar Allah yolunda olacak hayra sarf edilecektir. Çünkü bütün nimetler Allah’ındır. Biz Allah’ın kullarıyız Allah’ın nimetlerini de çarçur etmeye de hakkımız yok. Yerli yerince kullanırsak kendi karimiz var birde Rabbin emrini ve rızâsını ve onları yerli yerince kullanmayı bize Allah teklif etmiş görev yüklemiş yiyin, için ama yerli yerince bunları kullanın demiş. Hayırsız masraflar Allah yolunda olmayan insanların faydasına mahlûkatın faydasına olmayan tüketimler tamamen gayri meşrû tüketimlerdir. Şirk hükmünün yüklediği boş ve hayırsız masraflar ki, sırf bunlar tüketimden ibârettir ki, Allah’ın yoluna, rızâsına uygun bir tüketim olacaktır harcamalar olacaktır. Hakk’ın zâtî varlığından dolayı şahsî duygusuyla cüz-i bir hak ve hayır masrafı bir şirk hükmünün yüklediği boş ve hayırsız masraftır ki bunlar sırf tüketimden ibarettir. Onun için yeryüzünde ki bütün nimetler ve servetler Allah için kazanılacak Allah yolunda âdil bir şekilde tüketilecek, harcanacaktır ve yerli yerince masraflar yapılacaktır. Yoksa çarçurunda hesabını vereceksin şirk yolunda harcadığın masrafların bir, bir hesabını Allah’a vereceksin. Allah yolunda yap, insanların faydasına yap. İslam tamamen faydadır, tüm insanlığı kucaklayan faydadır, tüm insanlığı kucaklayan faydadır. İslam tamamen vicdândır. Bütün insanlığın vicdânını kendinde toplayan tüm insanlığı kucaklayan vicdândır. İslam’ın îmânı bütün insanlığın kalbini içine toplayan hak îmândır. Onun için şirki, küfrü, nifâkı hak olana ters düşen ne varsa Hakk’ın yanında zaten barınmazlar, Hak’la bağdaşmazlar. Hakk’ın olduğu yerde batıl yoktur. Bâtılın olduğu yerde de Hakk’a şans tanımazlar. Onun için bâtılın hâkimiyeti insanlığın hüsrânıdır, Hakk’ın hâkimiyeti insanlığın mutluluğudur. Tüm insanların murâda ermesi demektir. Dünya da dünyaya göre, mezar da berzahta oraya göre, mahşer de ise tamamen oraya göre İslam kişiyi ebedî mutluluğu hazırlayan Allah’ın ortaya koyduğu nizâm ve hayat tarzıdır. Bunun için şirkin masrafı yıkan, ezen, harap eden hayâtî ahlâkî krizlerin ıstırapların ekonomik sefâletin sebebi bu masraftır. Tüm kazançlar şirk uğruna telef olur gider. Dikkat et! Dünya buradan ıstırap çekiyor dünya. Şirkin masrafı, yıkan masraf, ezen masraf, harap eden, hayâtî, ahlâkî, krizlerin, ıstırapların, ekonomik sefaletlerin sebebi bu masraftır ki tüm kazançlar şirk uğruna telef olur gider.

Dakika 30:11

Çâresiz kalan dünya da işte bu şirkin zulmü altında insanlık ne yapar? Birçok çaresizliklerin içine itilir, insanlık orada sömürülür. İşte terör oradan çıkar kötülükler oradan kaynar ve barınır. Allah’ın belâsı bu sebeple ne yapar? İnsanlığın başından, zâlimlerin başından Allah’ın belâsı da eksik olmaz. Yerden depremler, gökten bilmem neler işte tsunamiler, işte ritalar daha neler, neler kişinin beyninde patlayacak bombalar, o mikroplar her mikrop boynunda bir bomba olarak patlayacaktır haksızlığın sonucunda kalbinin içinden patlayan bombaları unutma! Her günah kalpte patlayan bir bombadır daha da beterdir. Allah’a saldıran Allah’ın adâletini tanımayan kim varsa hesabı görülecek, Allah’a hesap verecektir. Pislik, kötülük, saldırganlık, aşırılık, haramlık sebepleri dikkat edin! Haram olmanın sebeplerinden bazıları şunlardır. Rics yani pislik olması, kötülük bünyesinde kötülük bulunması, saldırganlık bulunması, aşırılık bulunması tek kelimeyle zararın bulunmasıdır. Onun için En’âm Sûresi’nin 145’inci âyet-i kerimesinin de hükmünde nesih yoktur demiştir. Muhkemdir demişlerdir müfessirlerimiz.

Dakika 32:51

 

 

                                                                                              

 

(Visited 46 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}