HadısŞerifKülliyatı 6-01

6- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 6

Hadis-i Şerif Külliyatı Ders  6

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

 

‘’Elhamdülillahi Rabbil alemin vessalatü vesselamü ala Rasulina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Euzu billahimimesteaze bihi Muhammed Mustafa sallallahu teala aleyhi ve sellem ve Musa ve İsa ve İbrahimüllezi  veffa ve min şerri mah alaka vezara vebara Ve min şerri ma testessarah vemin şerri külli dabbetin rabbi ahizin binasiyati he inna rabbi ala sıratimmustagim.  vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azıym’’

 

Bismillahirrahmanirrahim (يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا) Sadakallahulazim ila ahiril ayeh.

 

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; Hadisi şerifler külliyatından keşif notları vermeye devam ediyoruz. Sizlere daha önce tefsir, amel de Fıkhı Ekber, itikatta Fıkhı Ekber’den tasavvuf, tıp gibi bütün İslami ilimlerden keşif notları verdikten sonra şimdi de hadisi şerifler külliyatından keşif notları vermeye devam ediyoruz. Yüce İslam’ın asli ilimlerinin tamamından sizlere keşif notları vermeyi hedefledik. Yüce Allah’ın rızası için, bütün insanlığın da bak bütün mahlûkatın da muhatabı olan mahlûkatın da faydalanması için. Okumuş olduğum ayeti kerime bakın yüce Allah ne buyuruyor: Ey iman edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun. İşte bura da ailevi bir mesuliyeti görüyoruz. Yüce Kur’an, nurlu İslam, şanlı Peygamber (A.S.V)  yüce Allah’ın insanoğluna ailevi bir mesuliyet yüklediğini görüyoruz. O kimsedir ki yanında bir cariye vardır, Peygamberimiz buyuruyor bu cariyeyi en iyi şekil de tedip edip yetiştirir ve gerekli bilgileri de en iyi şekilde öğretir, sonra azat eder yani hürriyetine kavuşturur ve onunla evlenir. İşte sevgili Peygamberimiz bu müjdeyi şunun için verdi. Bunu böyle yapan kimseye çifte ecir mükâfat alacak, 3 kalem insan sayarken üçüncü kalem için bakın böyle buyurdular. Ailelerinize dönün, bu öğrendiklerinizi onlara da öğretin buyuruyor Peygamberimiz bir yer de bir ilahi emirleri tebliğ ettiği zaman bir topluluğa onlara böyle buyuruyordu.

 

Dakika 5:04

 

Ailelerinize dönün, bu öğrendiklerinizi onlara da öğretin buyurmuştur. Ey aile reisleri bu yüce İslam’ı iyice öğrenin, ailenin fertlerini de öğretin. Ey insanlar sevgili Peygamberimiz buyuruyor: ilim kabzedilip ortadan kaldırılmadan önce ilimden nasibinizi alın. İlim kabzedilecek ama ömür ondan önce de kabz olmuş olabilir, ömrün tükenmiş de olabilir. Ömrün tükenmeden Peygamberimiz onu da buyuruyor. Zamanın kıymetini, ömrün kıymetini bil, mahşer de ömrünü nerede harcadın diye de soracaklar. İlim kabzedilip ortadan kaldırılmadan önce ilimden nasibinizi alın buyuruyor. Öğren, öğret, oku, okut öncelikle Allah’ın emirlerini öğren. Allah’ı (C.C.) tanı onu yüce sıfatlarıyla, esmasıyla, kitabıyla, eserleriyle onu yüce Allah’ı öncelikle tanı. Okumaya buradan başla, iman esaslarını, iman ilkelerini, imanla ilgili bilgileri tam öğren. Peygamber-i Zişan efendimiz bak ne diyor: Şifa Binti Abdillah adın da bir kadına (Radıyallahu Anha) Hafza ’ya diyor kitabet öğrettiğin gibi Nemre Rukiye’sini,  efsunu da öğret buyuruyor, yani hastalara nasıl okunacağını da öğret buyuruyor. İşte kıymetliler; Hazreti Ömer’in azatlı yani hürriyetine kavuşturulmuş kölesi Mevla Amir İbni Rafi anlatıyor: Ben Hazreti Peygamberin zevceleri zamanın da Kuran-ı Kerim nüshaları yazardım. Hz. Hafsa (Radıyallahu Anha) bir Mushaf da kendisine yazmamı söyledi ve şu tembih de bulundu: Bakara suresindeki şu ayete gelince onu bana uğramadan yazma. Onu Hz Peygamber (A.S.V)’dan  öğrendiğim şekliyle sana ben imla ettireceğim. O ayet-i kerimeye gelince üzerine Kuranı Kerim yazmakta olduğun evrakla birlikte ona uğradım, bana ayeti okudu. (حَافِظُواْ عَلَى الصَّلَوَاتِ والصَّلاَةِ الْوُسْطَى وَقُومُواْ لِلّهِ قَانِتِينَ) bu ayeti kerimeyi işte kıymetliler bu ayet-i kerime de beş vakit namazı ve orta namazı Cenabı hak orada emrediyor ve dikkatlice beş vakit namazın muhafaza edilip yerli yerince kılınmasını emrediyor. İşte bu durumda ailevi mesuliyeti yükledikten sonra Cenabı Hak kullarına bir de komşuluk mesuliyeti vardır.

 

Dakika 10:00

 

Bir kısım insanlara ne oluyor ki komşularıyla ilgilenip onlara ilim ve fıkıh öğretmezler. Dini idrak ettirmezler, onlara marufu emredip münkerden nehiy etmezler. İşte komşunun komşuya da bir görevi var, Peygamberimiz böyle buyurdular. Bakın tekrar ediyorum komşunun komşuya da neler yapması gerektiğini bir kısım insanlara ne oluyor ki komşularıyla ilgilenip onlara ilim ve fıkıh öğretmezler, dini idrak ettirmezler, onlara marufu emredip münkerden nehiy etmezler. İşte komşuna da faydalı olmaya çalış ama komşun da senden öğrenme talebin de bulunması onun da görevi. Kaçanın peşine gidilmez, bugünkü komşuların istisnalar hariç pek çoğu ilimden, irfandan kaçmaktadır. Kaçarak Azrail’in (A.S) elinden kurtulacak mısın? Kaçarak yakalananın durumu daha kötüdür. Sen kaçarken yakalandın işte suçun büyük olduğu ortaya çıkar. Kaçma koş Kuran’ı Kerim’i iyi bilen, İslam’ı Ehlisünnet vel cemaati sağa sola çekmeden dosdoğru bilen âlimlerden dersini al, kaçarak kurtulamazsın. Keza komşularından ilim ve fıkıh öğrenmeyen, ibret almayan bir kısım insanlar da vardır ki buyuruyor Peygamberimiz. Nefsimi kudret elinde tutan zatı Zülcelal’e kasem olsun ya evvelkiler komşularına ilim ve fıkıh öğretip idrak sahibi kılarlar, Marufu Emir Münker’i Nehiy ederler berikiler de komşularından ilim ve fıkıh öğrenip ibret alırlar veya ben onlara olan cezamı tacil edip daha dünya da iken belalarını veririm buyuruyor. İşte bu da bir hadisi kutsi olduğu ortaya çıkmaktadır. Yine Peygamberimiz buyuruyor İsrail Oğullarından inkâr edenler, Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın dili ile lanetlenmişlerdi bu başkaldırmaları ve aşırı gitmelerindendi. Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mani olmuyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi. İşte bu hem Peygamberimiz tarafından hem de Kuran-ı Kerim’de ayetler tarafından bildirilmiştir. İsrail Oğullarının başına gelenlerin bir kısmı da işte bu lanete uğramalarıdır. Bilen gerçek âlimden uzak kalmaları idi, gerçek âlimler de onları uyarmıyorlardı. Uyarmayanlar da helak oldular gerçek âlimden kaçanlar da helak oldular. Ey görevini yapan kurtulur, kim olursa olsun Allah’a olan görevini yap, paçanı kurtar görevini yap. Onun için tarih boyunca devrisaadetten başlayarak camiler yeryüzünün üniversitesi olarak yeryüzün de hizmet verilmiştir camiler de.

 

Dakika 15:13

 

İşte gördüğünüz Suffa Mektebi Medine Camisi’nin içindeydi. Oradan nice âlimler, nice komutanlar yetişti. Mescitler ulvi görevlerini yaparak geldiler her mahalle de mescitler inşa edilip temiz tutulması, güzel kokularla kokulanması, inşaatının iyi yapılması konusun da Peygamberimiz ümmetini sürekli uyarıyor teşvik ediyordu. Bir mescit gördüğünüz veya ezan duyduğunuz zaman orada kimseyi öldürmeyin. Öldürülmeyi hak etse bile cami de o kişi öldürülmez o yerin de adaleti ilahi uygulanır ve Darül Kurra’lar ilim hizmeti veriyordu, evler birer birer mektep misali ilim yuvası halin de evlerde de ilim tedrisatı yapılıyordu. Onun için sıbyan mektebi, mahalle mektebi gibi bunlara küttap deniyordu. Peygamberin sağlığın da küttapların açılmış olduğu hükme varılmıştır. Abdullah İbni Ömer (RA) Hazretleri bir küttap da talebe iken bize uğrar ve selam verirdi. İşte Anbese İbni Embar duyuruyor bu haberi de. Ayşe’yi Sıddıka (Radıyallahu Anha) validemiz biz Ramazan ayını bize diyor ihya etmeleri için küttap’dan çocuklar alır ve onlarla ilgilenirdik diyor. İşte sıbyan mektebi, mahalle mektebi gibi bugünkü anaokulu gibi o gün bakın temelleri hepsinin atıldığını görmekteyiz. İşte Ayşe annemiz ne diyor; o çocukları küttap’dan çocuklar alırdık diyor Ramazan’ı şerif’te. Çünkü hakiki Müslümanların her günü kadir gecesi gibi geçer her gecesi, her gündüzü, her ayıda Ramazan’ı Şerif gibi geçmektedir. Onun için şanlı Peygamberimizin dualarına bir bakarsan ne diyor;

 

(Allahümme inni euzü bike minel buhli ve euzu bike min en uradde ila erzelil umri ve euzubike  min fitnetid dünya ve azabil kabri) diye dua ediyor)

 

Ne diyor; cimrilikten, pahirlikten Allah’ım sana sığınırım diyor ve düşkün ihtiyarlıktan sana sığınırım diyor. Dünyanın fitnesinden, kabir azabından Allah’ım sana sığınırım buyuruyor. İşte ümmetini uyardıkça uyarıyor. İmamlar vasıtasıyla yürütülmüş olması nice mühim bir diyanette maaşlı muallim yok mu? Bunu imamlar camiler de bu görevi öğretmen görevini de yapıyorlardı.

 

Dakika 20:09

 

Ve asırlar boyu kopukluk olmadan İslami ilimler öğretiliyordu, öğretilmediği zaman varsa eğer fetret devirleri gibi işte o zaman da ümmeti Muhammed zayıflamıştır. İlimsiz, imansız, ameli salih olmadan ümmet ayakta duramaz. Gariplerin barınması için hazırlanmış barınaklar, burada evi malı olmayan kimsesiz ve bekâr muhacirler kaldığı yerler vardı. Bunların en başın da Ashabı Suffa bulunmaktaydı ki sayıları Medine Camisi’nde 400’ü buluyordu. Abdullah İbni Ömer, Ebu Hureyre, Ebu Zer gibi meşhur olan âlimler de hep orada yetiştiler. Ebu Said El Hudri, Abdullah İbni Amir, İbni Haram,  Abdurrahman İbni Cebir, Üveyim İbni Saide gibi Medineli olanlardan da, Ashabı Suffa ’ya dâhil olanlar vardı. İşte bura da son derece mükemmel bir öğretim müessesesi Medine’yi Münevvere ’de caminin içinde Ashabı Suffa mektebi kurulmuştur. Evet, kıymetli ve muhterem efendiler; yüce İslam’ın misafirleri Elyaf’ul İslam adı altın da bu müesseseler kurulmuştur. Ey iman edenler, kazandıklarınızın temizlerinden ve size yerden çıkardıklarımızdan sarf edin, Allah yolun da harcayın. İğrenmeden alamayacağınız şeyleri değersiz şeyleri vermeye kalkmayın. Allah’ın müstağni ve hamde layık olduğunu bilin. Allah’ın rızası için veriyorsun en iyisini vermeye çalış, gönlün de bu zenginlik olsun. Allah’u Teâlâ zengindir ve müstağni, hem ( El Ganiyyül Muğni’dir ). Seni deniyor sana verdiklerini Allah yolun da harcıyor musun, harcamıyor musun? Diye, verdiğin de sevabını sana veriyor. İmtihanı da kazandığın zaman sana dereceyi yine o veriyor. Sen kimin malını kime veriyorsun bir de kötüsünü vermeye kalkıyorsun veya cimrilik yapıyorsun, Müslüman’da bunlar olmaz. Müslüman nimetin sahibinin Allah olduğunu iyi bilir. Hz. Fatma ve Hz. Ali (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) çalışmaktan ellerinin kabardığını söyleyerek kendilerine yardımcı olacak bir hizmetli talep ederler. Resulullah (A.S.V) onlara şu cevabı verir; bakın kızına, damadına hem de amcasının çocuğu olan Hz. Ali’ye, kızı Fatıma’ya ne diyor; yüce Allah’a kasem olsun size köle, hizmetli veremem. Suffa ehli açlıktan kıvranırken ben onlara infak edecek bir şey bulamıyorum.

 

25:06

 

Köle olsa onu hürriyetine kavuşturur bedeli ile Suffa ehline yiyecek alırım buyuruyor. İşte bir yandan köleleri Müslüman olmayan, olmak istemeyen köleleri satıp fakirlere yardım ediyorlar, bir yandan da köleliği yeryüzünden kaldırmaya çalışıyorlar. O zaman ki dünya şirk ve zulüm dünyayı tamamen avucunun içine almış, dünya inim inim inliyor. İşte öyle bir dünyaya kurtarıcı olarak şanlı Peygamber, şanlı nurlu İslam, şanlı Kur’an gelip insanlığın kurtuluşu için gece gündüz çalışıyor o bir avuç Müslüman. Çok sürmedi 23 yıl gibi kısa bir zaman da Arap yarımadası bütün putlardan temizlendi. Şirk, putlar kırıldı atıldı, şirk ortadan kalktı, tevhid imanı gönüllere egemen oldu. Ondan sonra dünyanın süper güçleri vardı, birisi Bizans, birisi Kisra, Sasani Devleti. İki tane süper gücü de gümbür, gümbür İslam orduları ortadan kaldırmaya başladı. İslam dünyaya hızla yayılıyordu, zulüm kalkıyor ve adalet, iman, cehaletin yerine ilim irfan yerleşiyordu.  Hureyre (R.A) Hazretleri Ashabı Suffa’dan 70 zat gördüm. İçlerinden Rıdası, yani belinden yukarısını örtecek elbisesi, ihramı olan bir tek kimse yoktu diyor. O günkü dünya çok fakir ama İslam egemen olunca 2 dinarı olmayanlar yakın zaman da 200.000 dirheme sahip oldular İslam adaleti ile. Ya izar yani belden aşağıya örten peştamal bağlar yahut boyunlarına bağladıkları bir kisa giyerlerdi. Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a kasem ederim ki açlıktan karnımı yere yapıştırdığım yine açlıktan karnıma taş bağladığım olurdu diyor Ebu Hureyre, daha niceleri böyle. İşte yüce İslam insanlığın imdadına geldi. Bir gün ashabın gelip geçtiği bir yola oturdum diyor Ebu Hureyre Hazretleri derken çok açlıktan dolayı biri halimden anlasın da benim karnımı doyursun diye diyor. Derken Ebu Bekir Hazretleri geçti (RA) ona diyor Allah’ın kitabından bir ayet sordum. Bu sorunun asıl sebebi beni doyurmasını sağlamaktı. Halimden diyor anlayamadı geçti gitti. Az sonra Ömer (R.A.) uğradı, ona da Kitabullah’tan bir ayeti sordum. Sormaktan maksadım yine aynı idi, beni doyurmasını sağlamak, o da halimden anlayamadı geçip gitti. Az sonra Ebu’l-Kasım yani âlemlerin rahmet Peygamberi (A.S.V) bana uğradı.

 

Dakika 30:04

 

Beni görür görmez tebessüm buyurdu. İçimden geçeni ve yüzümden akanı anlamıştı. Ey Ebahır yani ey Ebu Hureyre dedi. Buyur ey Allah’ın şanlı Peygamberi dedim. Beni takip et dedi ve yürüdü ben de peşine düştüm, evine girdi ben de girme izni istedim izin verdi girdim. İşte burada bir mucize zuhur etmektedir. Evde bir bardak sütten başka bir şey yok ama Ebu Hureyre gibi Suffa mektebin de nice açlar var. Özetleyeyim sizlere Ebu Hureyre’ye dedi ki Peygamberimiz git o Suffa mektebindeki arkadaşlarının hepsini çağır dedi. Evde yarım bardak süt var, Ebu Hureyre diyor ki yarım bardak süt bana yetmez dedi içinden, orada o kadar insan nasıl doyacak demiştim diyor, hepsini çağırdım geldiler. Yarım bardak sütü diyor hepimiz içtik karnımız şişinceye kadar içtik süt azalmadı diyor. En son kalanını da diyor bana verdi ben tekrar karnım şişti ya Resulallah dedim ve yine süt tükenmedi ve en sonunu diyor Peygamberimiz kendi içti diyor. Ey Müslüman yüce Allah kullarını dener, imtihandan geçirir,  hayat bir imtihandır. O gün imtihanı öyle, bugününki böyledir. Herkes içindeki bulunduğu şartlara göre yüce Allah’a itaat etmeyi bilmeli, isyan etmemeli ve imtihanı kazanmalıdır. Bunun içinde ne yapacaksın yüce İslam’ı A’dan, Z’ye iyi öğrenmeye gayret et. Bilenler öğretmeye gayret etsinler, ben bileyim başkası bilmesin demesinler, lanete uğrarlar. Bilmeyenler de eğer öğrenmezse ağır bir vebal altında inim, inim inlerler. Onun için kıymetliler hayat veren sitemiz de yüce İslam’ın hayat veren nurun keşif notları adı altın da internette sitemizden İslami ilimlerin tamamından sizlere keşif notları vermeye çalışarak geldik ve çalışarak devam ediyoruz. Onun için ilim sermayesi gizlenmez, harcadıkça çoğalır. Evet, öğreticiler konusunda da ne diyor bakın bir öğreticiye aldığın takdir de bu boynuna takılmış bir ateş olur. Sahabeden birisi bir ilmi olandan çok faydalandı ondan ilim elde etti, ona da dönüp bir hediye vermek istedi.

 

Dakika 35:00

 

Hem de bu hediye de öyle bol bir para pul değil, nedir bu? Bir yay, yani bir yay okun yayını hediye etmek istedi. Peygamberimiz aldığın takdir de dedi bu boynuna takılmış bir ateş olur. İşin aslı bu ama öğreticiler piyasadan çekilip de kimse kimseye öğretmez hale geldiği zaman öğretmenler tayin edilir maaşları verilir ve sonraları bunlar böyle uygulanmıştır. Evet, kıymetliler; ey Mirdaç Kuran-ı Kerim öğretmeye mukabil herhangi maddi bir şart koşmaktan ve inceltilmiş ekmek, yufka almaktan da sakın. İşte işin aslı temeli Allah’ın rızasını kazanmaktır. Mirdaç bir öğretmendir, bak ona diyor bunu Peygamberimiz. Ey Mirdaç üçten fazla vurmaktan sakın, yani öğrenciyi incitme diyor. Eğer üçten fazla o da okşar tedip maksadıyla vurursan Allah kıyamet günü sana kısas uygular, yani nasıl vurduysan sana da mahşerde vururlar dedi öğretmene Peygamberimiz. Bu ümmetten 3 çocuğun talimini eğitim ve öğretimini üzerine alan bir muallim bunların zengin ve fakirini yan yana müsavi olarak talim etmezse kıyamet günü hainlerle haczedilir buyurdu Peygamberimiz. Zengin çocuğuna ayrı muamele fakir çocuğuna üvey muamele yapanlar için dedi sevgili Peygamberimiz. Evet, kıymetliler; öğretmenlik de yaptığı bilinen nice şahsiyetler vardır. Muaz İbni Cebel onlardandır, Ebu Musa El Eş ‘ari onlardandır, Übey İbni Kââb onlardandır. Yüce Allah sana Kuran-ı Kerim okumamı emretti diye diyerek ona hususen Kuran-ı Kerim okumuştur. Peygamber efendimiz Ubey İbni Kââb için dedi bunu. Zamanın da bu Ubey İbni Kââb bir fakihtir ve büyük ilim adamlarından büyük müftülerden biridir, yani müçtehittir. Müçtehit olmayana müftü denmez ama şimdi müftüler müçtehitlerin fetvasını vermek anlamın da kullanılıyor, yoksa bugünün müftüleri müftü değildir, bunlar müftülerin verdiği fetvaları verebilecek duruma gelmişse onlar mukallittirler ve mukallidin de müçtehidin fetvasını biliyorsa verdiği fetva geçerlidir. Bilmiyorsa geçerli değildir müftü değil, müftü vekili dahi olamazlar. Onu için inşallah devletimiz gerçek müftüler yetiştirir, gerçek imamlar yetiştirir de insanlık daha çok ilimden nasibini alırlar bu dini de doğru öğrenirler. Ebu Derda Hazretleri yine öğretmenlerdendir akıllı, fakih ve hâkim bir kişi. Hz. Ali, Hz. Ömer, Hz. İbni Mesud, Hz. Muaz, Hz. Zeyd İbni Sabit.

 

Dakika 40:11

 

Bunlar kıymetli sahabenin yüksek âlimleridirler. Ebu Derda için Peygamberimiz onun hakkın da ümmetimin hâkimidir demiştir. Ebu Ubeyde İbnü’l Cerrah Hazretleri bu ümmetin emiridir demiştir, bu da yüksek ilmi şahsiyettir Aşere-i Mübeşşere’dendir. Halit İbni Sad, İbnül As, bu zatta sahabenin öğretmenlerinden, Amir İbni Said İbnül As o da yine Saad İbni Ubade de bunların sayısı az değildir, sahabenin pek çoğu yüksek âlimdirler. Kuran’ı Kerim’i içiyle, dışıyla bildikleri gibi hadisi şerifleri de biliyorlardı. İlim her bilenden alınabilir, müşrik bile olsa eğer ilmine güveniyorsan al. İlim Müminin yitiğidir, nerede bulursa almalıdır bu da Peygamberimizden gelen haberdir. Yüksek şahsiyet olarak askeri büyük komutanlar yetişmiştir yine sahabenin içinden. (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) Yine mükemmel amirler yetişmiştir, bunlar da devlet memurlarıdırlar. Biz işlerimize onu talep edeni tayin etmeyiz, bazen memurluk bir emanettir, hakkı verilmezse kıyamet günü rüsvalık ve pişmanlıktır. Bazen sakın bizzat isteme, verildiği takdir de yardımcısız kalırsın sen istemeden verilirse yardım görürsün. Bazen memur olmadan ölürsen kurtuluşa erdin demektir. Bazen benim nazarım da hıyanet de en ileri olanınız memurluk talep edeninizdir diyor. İşte kıymetliler; Hz. Peygamber (A.S.V) amir seçerken yani memur seçerken çok titiz davranmıştır. Beni amil tayin et diyen müracaatta bulunan bir kısım heveslileri bazen biz işlerimize onu talep edeni tayin etmeyiz diye başlamıştır, bu kıymetli sözlerine sevgili Peygamberimiz. Memurluk görevini doğru yapmayanlar için yarın mahşer de nedir? Hem rüsvalık diyor hem de pişmanlıktır. Onun için sana görev verilirse al ama doğru yap. Kıymetli ve muhterem izleyenler; her görev kişiye emanettir o görevini doğru yapmalıdır,  bunun temeli de ilim ve iman ve iyi bir Müslüman olmaktır. Kuran’ı Kerim’i ezberleyen kadın, erkek pek çok sahabe vardır. Kadın olarak Hz. Aişe, Hz. Hafsa, Hz. Ümmü Seleme, Ümmü Varaka gibi kıymetli hafıza olan kadın hafızlarımız vardır.

 

Dakika 45:18

 

Muallimlerin itibar ve muhtariyeti işte öğretmenlik çok kıymetli bir vazifedir ve görevdir. Hz. Ömer halka fıkıh öğretmek üzere başta Abdullah İbnu Mugaffel olmak üzere 10 kişiyi birden muallim olarak Basra’ya gönderdi. Yine sonraki idareciler de bunu devam ettirdiler, talim vazifesinin ayrılması Hazreti Ömer (R.A.) Küfe ’ye Ammar’ı emir olarak tayin ederken Abdullah İbni Mesudu da vezir ve muallim olarak tayin etmiştir. Bakın görevler daha sonra detaylı olarak birbirinden ayrılmaya başladı eleman yetiştikçe, imkânlar el verdikçe. Onun için kıymetli ve muhterem izleyenler; beşikten mezara kadar oku, oku, oku emrini veren şanlı Peygamberimizdir. Yine Peygamberimiz buyuruyor kim ilim talebi niyetiyle yola çıkarsa Cenabı Hak ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Melekler hoşnut olarak kanatlarını ilim talebesinin üzerine gererler, gökte ve yerde mevcut olan her canlı denizdeki balıklara varıncaya kadar ilim talebesi için mağfiret talep eder. Âlimin abide, ibadetle meşgul olana üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir buyuruyor. İlim, ilim, ilim oku, oku, oku işte Peygamberimiz yüce İslam sana bunu emrediyor. Onun için bir kelime öğrenmek bir harf öğrenmek için günlerce hatta aylarca yol giden sahabeler bulunmaktadır. Bir hadisi şerifin yarısını biliyor yarısından şüphe ediyor onu öğrenmek için ta Medine’den kalkıp Afrika’ya yolculuk yapan Ebu Eyyub El-Ensari gibi nice kıymetli sahabeler bulunmaktadır. Şöyle bir bakın 40 sene yatsı abdestiyle sabah namazı kılan imamı Azam’ları düşünün. Yine İmamı Şafiiler, Ahmet İbni Hanbeli’ler ilim talebi yolun da 30 yıl gurbette kalıp binden fazla âlimden ders alan Feseviler, Buhariler ve bir yılda yayan olarak bin fersahtan fazla yol kastederek Hicaz, Yemen, Irak, Suriye, Mısır ve Rum diyarların da büyük sıkıntılara katlanarak seyahatler eden bir yıl kadar kalmayı planladığı Basra’da parasının bitivermesi üzerine bir müddet daha kalabilmek için elbisesini parça parça satan satacak bir şey kalmayınca 8. ay sonun da üzülerek ayrılmak zorunda kalan Ebu Hatimleri düşün. İbni Ebu Hatimler, Beyhaki’ler, sümbülünü verecek, bu sümbüller bir Şecereyi Tuğba gibi gelişerek insanlığın nefesini kesen ortaçağ karanlığı içinde şöyle bir cennete asa İslam medeniyeti çiçeklerini, çiçekliğini hâsıl eden ilim adamlarını bir düşün.

 

Dakika 50:21

 

Bizim âlimlerimiz böyle çalıştılar. Günlerce yürüyerek gittiler, aylarca ilim talep etmek için nice zahmetlere katlandılar. Bizde bu zahmetleri gördük ama bizimki onların yanında hiç sayılır. Ben de Sekü’den Derbent de ayağın da ayakkabının yarısı eski yarısı sağlam 5 sene ayağım da doğru dürüst çorap yok 5 sene Sekü’den Derbent de ben de kışın yürüyerek gidip geliyordum. Buzlara vurarak abdest alıyorduk çaylardan ama bunlar sahabenin tarihte âlimlerimizin çektiği zahmetin yanın da hiç sayılırlar. Kalem almaya paramız yoktu, 3 yaşında yetim kalmış birisiyim, kitap almaya param yoktu, şehre gitmeye param yoktu ve tarlalar da amele olarak çalıştım, dağdan merkeple odun satarak yazın çalışıyor kışın okuyordum ve zor şartlar altın da askere kadar böyle devam etti askerden geldim yine bu derslere başlamak istedim. Hocamız sen imam ol, hoca ol dediler. Hoca oldum imtihanı kazandım ve o gün bugündür 55-60 senedir ve o fırsat 3,5 kuruş elimize geçer geçmez kitaplara ilme irfana yatırdım, dışarıdan imtihanlar vererek ilim elde etmek için çalıştım çalışarak geldik bunlar yüce Allah’ın lütfu ihsanıdır. Zahmetlere katlanmayan rahmete mazhar olamaz. O küçük zahmetlere katlan ki büyük rahmetlere mazhar olasın. Onun için Sahabeyi Güzin, devrisaadetten başlayarak her sahada İslam medeniyeti yeryüzüne yayılmış, ilmin ve medeniyetin bütün temellerini yüce İslam dünyaya atmıştır. Haydi, ey ümmeti Muhammed (A.S.V) ilmi seferberlikte gayret edin, iki cepheyi ihmal etmeyin, ilim cephesin de gece gündüz çalışın, cihat cephesinde de çalışın. Cihat cephesinde de ilim cephesinde de ikisinde de yüce İslam’ın Ehlisünnet vel cemaat yolun da, gerçek hak bilgilerle hareket edin ve ilmi amel etmek için öğrenin Allah’ın rızası için öğrenin. Bugün sapık fraksiyonlar gibi sapık ehli bidat fırkaları gibi, Hariciler gibi ve Vahhabiler gibi Müslüman’ı vurmaya çalışmayın. Yeryüzün de insanlığın tümünü kurtarmaya sulhu barışı, ilmi irfanı, hak ve adaleti egemen kılmak için çalışalım hep birlikte. Bir olalım bütün olalım ama hakta birleşelim.

 

Dakika 55:00

 

Batıl fırkalar düşmanın emrin de çalışıyorlar, aldanmayın, aldatmayın, aldanmayalım. Düşmanın maşası olmayalım. Düşman Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmak için kullanıyor. Onun için yeryüzündeki ümmeti Muhammed imkânları dâhilin de çalışmalıdır. Çalışan karşılığını alacaktır. Onlar yanlarındaki Tevrat ve İncil’de ismini ve sıfatını yazılı bulacakları Ümmü Nebi olan o Resule, Hz. Muhammed’e (A.S.V)  tabii olanlardır. O kendilerine iyiliği emrediyor onları kötülükten nehiy ediyor. Yahudilerin kastedildiği bu ayet-i kerime de Cenabı Hak böyle buyurmaktadır. Çünkü Tevrat’ta da İncil’de de Hz. Muhammed‘in (ASV) kaşına gözüne varıncaya kadar yüce Allah ne yapmıştır, Hz. Muhammed’i tanıtmıştı insanlık âlemine Tevrat okuyanlara, İncil okuyanlara. Muhammed gelir gelmez Müslüman olun ona yardımcı olun demişti, önce ki Peygamberlerde bunu haber vermişlerdi. Bugün kitabım Tevrat’tır diyenler kendi kitaplarına inanmıyorlar, inansalardı Allah’ın bir olduğu gibi yeryüzün de İslam din olarak bir olarak devam etmesi gerekiyordu. Tevrat’ın yolundan sapıp da Musa’nın yolundan sapıp kendini Musevi zannedenler aldanıyorlar aldandılar. Başlarına bela bu yüzden geldi tarih boyunca. Ey Müslümanlar Ehlisünnet vel cemaat yolunun kıymetini bilin, Hz. Muhammed’e tabi olun. Yoksa sizin de başınıza gelmedik kalmaz. Bir asırdır çektiklerinden ibret al. Bir asırdır neden çekiyorsun, sen 14 asır şahlanmışsın, insanlığın kurtuluşu için insanlığın ümidi sen iken, insanlığa insanlığı ve medeniyeti öğreten sen iken bir asırdır niye sürünüyorsun? Düşman aldatıyor, nefis aldatıyor, iblis aldatıyor senin elini gönlünü Kur’an’dan koparıyor, İslam’dan koparıyor, birlik beraberlik olacağın yerde seni parçalıyor. Aklını başına al, iman da, İslam’da, Kur’an’da Ehlisünnet vel cemaat yolun da birleş. Müslümanlar, Müminler birbirinin kardeşi buyuruyor Cenabı Hak. إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ ﴿١٠﴾ ) Müminler kardeştir, kardeş kardeşe zulüm eder mi, kötülük eder mi? Ve bir olan Allah’ın emrin de birleşmez mi? Müslüman, paramparça olmayı sana Cenabı Hak yasaklamış (وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ ) buyurmuş. Allah’ın ipine İslam’a, Kur’an’a sımsıkı sarılın dağılıp parçalanmayın buyuruyor yüce Allah buyuruyor bunu. Nasıl parçalanırsın, nasıl dağılırsın, nasıl fırkalara ayrılırsın? O zaman da seni kurtlar yer. İşte İslam birliğinden ayrılanlar, sürüden ayrılan keçi misali kurtlara yem olur.

 

Dakika 1:00:00

 

Ne yaptılar? Osmanlı’yı yıkmak için nice fırkaları kandırdılar düşman safına geçtiler ondan sonra da inim inim inliyorlar şimdi. Herkes günahına milli bir tövbe ile toptan tövbe etmeli yüce değerlere sarılmalıdır çare bu. Yine bakın Cenabı Hak buyuruyor; ey Muhammed Mustafa (S.A.V)  sana Kuran-ı Kerimi biz okutacağız ve asla unutmayacaksın. İşte (Senugriuke fela tensa) buyurdu Cenabı Hak. Sen daha önce bir kitap okumuş ve elinle de onu yazmış değildin. Öyle olsaydı batıl söze uyanlar şüpheye düşerlerdi. Hz. Muhammed’i a’dan z’ye yüce Allah kendi okutmuştur, başkasına bırakmamıştır. Onun için Hz. Muhammed’in okutanı yüce Allah’tır aracısı elçisi Cebrail’dir (AS.) . Vahyin Peygamberidir onun için hadisi şerifler, Peygamber ne kadar önemli ise hadisi şerifler o kadar önemlidir. Onun için hadis külliyatından sizlere keşif notları vermemizin tabii ki birçok sebebi vardır. Bunlardan bir tanesi de hadis düşmanlığı yapanlara karşıdır. İnşaAllahu Teâlâ sizlere bu notları verdikten sonra keşif notlarını usulü hadis notları vermeye de çalışacağız İnşaAllahu Teâlâ ve ondan sonra da hadis külliyatının içine girmiş olacağız. Mevla ümmeti Muhammed’i her sahada razı olduğu bütün amelleri nasip eylesin, başarılar versin, birlik beraberlik kardeşlik versin, güç birliği versin, kuvvetleri birleştirsin ve yeryüzünü bütün düşmanlarından kurtulması için ümmeti Muhammed’i Cenabı Hak muzaffer eylesin. Tüm insanlığın kurtuluşuna da ümmeti Muhammed’i vesile eylesin. Biz bu dileklerimizle bugünkü dersimizin de sonuna geldik. Cenabı Hak hayırlı hizmetlerle daim eylesin hepimizi.

 

Dakika 1:03:33

 

(Visited 124 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}