72- Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 72
72 Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 72
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
‘’Elhamdülillahi rabbil alemin vessalatü vesselamü ala rasulina Muhammed ve ala ali Muhammed euzü billahi kelimatillahittammati min şerri ma haleka ve zerea ve berea rabbi euzu bike min hemezatişşeyatiyn ve euzu bike rabbi en yahdurun’’
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Çok kıymetli ve muhterem izleyenler, dersimiz hadisi şerifler külliyatından esbabı nüzul ile devam ediyor. Bugünkü konumuz Araf Suresi ile başlamaktadır, İbni Abbas Hazretleri anlatıyor; cahiliye devrin de kadın Kâbe’yi Muazzama ’yı çıplak olarak tavaf eder ve şöyle derdi bana kim ödünç bir tavaf elbisesi verecek elbiseyi fercinin üzerine koyar, bugün bir kısmı veya tamamı görülür ama ondan açılanı helal etmem derdi. Bu tatbikatla ilgili olarak şu ayeti kerime inzal edildi; ey âdemoğulları her mescide güzel elbiselerinizi giyerek girin, yiyin için fakat israf etmeyin çünkü yüce Allah müsrifleri sevmez. İşte ‘’Araf Suresinin 31. Ayeti Kerimesi’’ bunu da Müslim, Nesai rivayet etmektedir. Çıplaklığa ilaveten kuvvetli gıdalar, yağlılar da yemezlerdi, fakat Cenabı Hak bu konularda da ayeti kerimenin hükmüyle gerçekleri ortaya koyduğu. Hz. Enes (R.A) Hazretleri anlatıyor; Resulullah (A.S.V) şu ayeti kerimeyi okudu; Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti Araf suresi 143, dağ çığlık attı ve Musa baygın düştü, bu rivayet Hz. Musa’nın Sina dağın da Cenabı Hakkı görme talebi üzerine cereyan eden vakayı açıklamaktadır. Ayeti kerime de belirtildiği üzere Cenabı Hak sen beni göremeyeceksin ama dağa bak buyuruyor. Dağ ilahi nurun hafif bir tecellisi dağın çığlık atarak toz buz olmasına sebep oluyor. Bu manzara da Hz. Musa’yı baygın düşürüyor, dağın tuz buz olduğu yerde Musa’yı baygın düşüren nedir. Musa’yı Allah korumasaydı o da toz buz olurdu yok olurdu ama Mevla gerçekleri dünyaya açıklamak için bakın Musa’yı orada koruyor. Evet, yine Müslim’i Şerif’in İbnü Yesar El Cüheni anlatıyor; Müslim İbnü Yesar El Cüheni anlatıyor; Hz. Ömer (R.A) Hazretlerinden Rabbim beni Âdem’den bellerinden zürriyetlerini alıp da onların nefislerine karşı şahit tutarak Rabbiniz değil miyim diye irşat ettiği vakit bela evet dediler şahidiz.
Dakika 5:26
Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu demeyesiniz yahut ancak önceden atalarımız şirk koştular biz ise onlardan sonra biz bir zürriyet idik şimdi o batılı tesis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mi edeceksin demeyesiniz bu da ayeti kerime ‘’Araf suresi 172, 173 Ayetinden’’ soruldu. Hz. Ömer (R.A) şu cevabı verdi; bu ayeti kerimeden Resulullah Aleyhisselatu Vesselam’a da sorulmuştu o şanlı Peygamber şöyle açıkladı (A.S.V) yüce Allah (C.C) Teâlâ Vetekaddes Hazretleri Hz. Âdem’i yarattı. Sonra sağ eli ile mesh edip ondan bir zürriyet çıkarttı ve bunlar cennet içindir, bunlar cennet ehlinin ameli ile amel ederler dedi. Rap Teâlâ ikinci defa sırtını okşadı ondan bir nesil daha çıkardı ve bunları da cehennem için yarattım bunlar da cehennem ehlinin amelini işleyecekler dedi. Cemaatten bir adam ey Allah’ın Resulü kaderimiz ezelden yazılmış ise niye amel ediyoruz? Diye sordu. Resulullah (A.S.V) şu açıklamayı yaptı; yüce Allah bir kişiyi cennet ehli olarak yaratmışsa onu cennet ehlinin amelin de çalıştırır öyle ki cennetliklerin bir ameli üzere ölür ve yüce Allah da onu cennetine koyar. Aksine bir kulu da cehennem ehli olarak yaratmışsa onu da cehennemliklerin amelin de istimal eder öyle ki bu da cehennemliklerin bir ameli üzere ölür. Yüce Allah da onu cehenneme koyar, bunu da Muvatta, Tirmizi, Ebu Davud rivayet etmektedirler. Evet, kıymetliler, esas olan gayba imandır. ‘’Elif, Lam, Mim’’ (الم) bu kendisin de hiç şüphe bulunmayan kitaptır. (لاَ رَيْبَ فِيهِ) takva sahipleri için doğru yolun ta kendisidir. O takva sahipleri gayba inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar Bakara suresinin başındaki ayetleri işte hatırlatıyoruz kıymetli dostlarımız. Evet, efendiler, kıyamet günü inkârcı takıma niye sözün de durmadın denileceği ifade edilmektedir. Çünkü (أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ) de Bezmiâlem de ne yaptılar herkes söz verdi sen bizim Rabbimizsin biz senin kullarınız dediler. Ama sözünden cayanlar var, kâfir ölenler var, İbnü Asaki’rin Übey İbnü Kââb Radıyallahu Anh’dan kaydettiğine göre hükme merfu şu açıklamayı yapmıştır.
Dakika 10:00
Yüce Allah (C.C) ve Celle Şanuhü insanların hepsini ruhlar halin de kendi hususi suretleri ile topladı, sonra onların konuşmalarını talep etti hepsi de konuştular, sonra onlardan ahdî misak kesin söz aldı, kendilerini nefislerine karşı şahit kılarak sordu. Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Evet, Rabbimizsin dediler. Öyleyse dedi Rab Teâlâ ben size yedi kat semâvâtı şahit kılıyorum, babanız Âdem’i şahit kılıyorum ta ki kıyamet günü biz bunu bilmiyorduk demeyesiniz. Bilesiniz benden başka ilah yoktur, benden başka Rap da yoktur bana hiçbir şeyi ortak koşmayın, ben size Peygamberlerimi göndereceğim, size benim bu ahit ve misakı mı hatırlatacaklar size kitaplarımı indireceğim. Rap Teâlâ’nın bu hitabı üzerine ruhlar şu karşılığı verdiler; şehadet ediyoruz ki sen bizim Rabbimizsin, ilahımızsın bizim senden başka Rabbimiz senden başka ilahımız yoktur. Böyle Rab Teâlâ’nın söylediklerini ikrar ettiler bu ahitleşme üzerine Hz. Âdem kalkıp insanlara baktı gördü ki bir kısım zengin, bir kısmı fakirdir, bir kısmı güzel, bir kısmı çirkindir, Cenabı Hakka yönelerek ey Rabbim dedi keşke bunların arasına eşitleseydin Cenabı Hak Âdem’e ben bana şükredilmesini istiyorum diye cevap verdi. Âdem (AS.) Peygamberleri gördü, bunlar tıpkı lambaları andırıyorlardı. Üstlerin de nur vardı onlardan kendilerine verilecek nübüvvet ve risalet vazifelerini ifa edecekleri hususun da bir başka misak daha alındı. Bu misaka şu ayeti kerime delalet eder. Peygamberlerden söz almıştık bu da ‘’Ahzap Suresi 7. Ayeti Kerime’’ işte görüyorsunuz kıymetliler, Cenabı Hak insanoğlunun fıtratına ruhlar âlemin de Cenabı Hak insan ruhlarını yarattığı zaman insanoğlunun fıtratına bu ahdi misakı koydu. Bu ahdi misakı sözleşmeyi bozmasınlar diye de Peygamberler gönderdi kitaplar inzal eyledi. Ey insanlık âlemi yüce Allah’a verdiğin sözün de dur İslam ile o fıtratını geliştir o fıtri imanı iktisabi iman ile Müslümanlığını tamamla. İtikatta amel de ahlakta hukukta İslam adına ne varsa dinini imanını tamamla. Allah’a verdiğin söz üzere yaşa ve Allah’ın cennetine cemaline rızasına mazhar ol. Aklını başına al, evet kıymetliler tevhidi anlama ve kabul etme kapasitesi olduğuna dair kanaatini gösterecek kadar kısa bir pasaj kaydedeceğiz, evet efendiler evet Rabbimizsin şahidiz diye terbiye ve emaneti kabul ve şehadeti taahhüt eylediler.
Dakika 15:00
Sonra duman halinde olan semaya yöneldi, ona ve yeryüzüne isteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin dedi. İkisi de isteyerek geldik dediler. Bu da ‘’Fussilet Suresi Ayet 11’’ görüyorsunuz ahdi misak insanlardan alındığı gibi yerlerden göklerden de alındı. Diğerlerinden de alındı hepsi itaat etmek üzere yüce Rabbe söz verdiler. Ancak cayanlar kim bu sözünden bu antlaşmayı Rab’bisiyle olan antlaşmayı bozanlar kimler insanoğlu, dünyaya geliyor insanların ve cinlerin kâfirleri, münafıkları, müşrikleri işte bu sözünden cayanlar onlar. Fasıklar da asi olanlardır, tabii amel de fasık olanlar asilerdir, itikatta fasık olanlar kâfirdirler. Evet sevgili dostlarımız, Ebu Hureyre (R.A) hazretleri anlatıyor; Resulullah (A.S.V) buyurdular ki yüce Allah’u Teâlâ Vetekaddes Hazretleri o Zülcelal ki Âdem Aleyhisselamı yarattığı zaman sırtını mesh etti bunun üzerine kıyamete kadar onun neslinden yaratacağı insanlardan her birinin iki gözü arasına nurdan bir parlaklık koydu, sonra hepsini Âdem Aleyhisselama arz etti. Âdem (AS.) ey Rabbim bunlar da kim? Diye sordu. Bunlar senin zürriyetindir buyurdu. Onlardan bir tanesi dikkatini çekti gözlerinin arasındaki parlaklık çok hoşuna gitmişti. Ey Rabbim şu da kim? Diye sordu. Davut (AS.) deyince pek hâlâ ne kadar ömür verdin? Diye sordu. 60 yıl dedi. Âdem (AS.) ey Rabbim ona benim ömrümden 40 yıl ilave et dedi. Resulullah (A.S.V) buyurdular ki Hz. Âdem’in yaşı 40 yıl eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Âdem (AS.) ona yani benim ömrümden 40 yıl daha geride kalmadı mı? Dedi. Melek iyi ama dedi sen onu oğlun Davut’a vermedin mi? Âdem inkâr etti zürriyeti de inkâr etti, Âdem unuttu ve meyveden yedi, zürriyeti de unuttu Âdem hata işledi zürriyeti de hata işledi bunu da Tirmizi rivayet ediyor ve sahih olduğunu da söylemektedir bu hadisi şerifin. Semüre İbnü Cünnep (R.A) Hazretleri anlatıyor; Resulullah (A.S.V) buyurdular ki Havva (AS.) hamile kaldığı zaman iblis Havva’nın yanına geldi. Bu sırada Havva’nın çocuğu yaşamıyor hep ölüyordu. İblis çocuğa Abdül haris adını ver çünkü o yaşıyor dedi, Havva bu ismi verdi çocukta yaşadı. Ancak bu durum şeytanın bir telkini ve emri idi, bunu da Tirmizi rivayet ediyor. El Haris şeytanın ismidir, Abdül haris haris ‘in kulu demektir. Çocuğa bu ismin konması şirk addedilmiştir.
Dakika 20:04
Ancak ibadet ibadette değil tesviye de şirk, Tirmizi bu semure hadisini şu ayetin tefsiri zımmın da kaydetmiştir; sizi bir nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah’tır. Eşine yaklaşınca eşi hafif bir yük yüklendi ve bu halde bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca karı koca Rableri olan yüce Allah’a (C.C) bize kusursuz bir çocuk verirsen andolsun ki şükredenlerden oluruz diye yalvardılar. Yüce Allah (C.C) onlara kusursuz bir çocuk verince kendilerine verdiği şey hakkın da yüce Allah’a ortak koştular. Yüce Allah onların ortak koştukları şeylerden yücedir. ‘’Araf Suresi 189- 190 Ayeti Kerimeler’’ de bunlar zikredilmektedir. Bu ayeti kerime Hz. Âdem ile ilgili değildir, başka din mensupları ve hatta cahiliye Arapları ile ilgilidir denmiştir bu konu da, ehli kitaptan İslam’a girmiş ve İbnü Münebbih Kabul Ahbar gibileridir. Evet, kıymetliler, İbnü Zübeyir (R.A) Hazretleri anlatıyor; sen af yolunu tut bağışla, uygun olanı emret bilgisizlere aldırış etme Araf suresi 199 ayeti kerimesi ancak ve ancak halkın ahlakı hususun da nazil oldu, bunu da Buhari rivayet etmektedir, Ebu Davud da kayda almıştır. Yine Cebrail (AS.) Peygamber Aleyhisselatu Vesselam’a şöyle demiştir; Rabbin seninle irtibatı kesenlere gitmeni, sana vermeyip mahrum bırakanlara vermeni, sana zulmedeni affetmeni emretmektedir buyuruyor. Bu da ümmeti Muhammed’in ahlakını zirveye çıkartmak içindir. En üstün ahlak İslam ahlakıdır Peygamberimizin şahsın da bu önerilmiştir. Evet, kıymetli dostlarımız, yine Buhari ve Ebu Davud’un rivayetlerin de şöyle denir; yüce Allah Peygamberine (A.S.V) halkın ahlakından affetmeyi benimseyip almasını emretti. Evet, kıymetliler, işte affedeni yüce Allah ben affederim merhamet edene merhamet ederim, merhamet edene merhamet olunur, yeryüzündekilere merhamet edin ki size de göktekiler merhamet etsinler diye rivayetler bulunmaktadır. Enfal suresin de gelmiş bulunmaktayız kıymetli dostlarımız. İbnü Cübeyr anlatıyor (R.A) İbnü Abbas Hazretlerine Enfal suresi ne hususta indi? Diye sordum. (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) Allah hepsinden razı olsun. Bana Bedir savaşı üzerine indi cevabını verdi.
Dakika 25:00
Buhari ve Müslim rivayet etmektedir bu hadisi şerifi de. Musab İbnü Saad babasından (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) naklettiğine göre babası şöyle demiştir; Bedir savaşı sırasın da bir kılıçla geldim ve ey Allah’ın Resulü yüce Allah kalbimi müşriklerden kurtardı, bu kılıcı bana bağışla dedim. Bana bu mal ne senin ne de benim diye cevap verdi. Ben içimden bu kılıç savaş sırasın da benim kadar ciddi hizmette bulunmayan birine verilebilir diyerek ayrıldım. Sonra Resulullah (A.S.V) benim yanıma geldi ve sen kılıç benim değilken onu benden istemiştin, şimdi ise artık benim oldu al bu senin olsun dedi şu ayeti kerime inzal edildi; ey Muhammed (A.S.V) sana ganimetlere dair soru sorarlar, de ki ganimetler yüce Allah’ın ve Peygamberindir. İnanıyorsanız Allah’tan sakının Allah’tan korkun itaat edin isyan etmeyin. Evet, kıymetliler, ‘’Enfal Suresi 1. Ayeti Kerime’’ bunu da Müslim, Tirmizi, Ebu Davud rivayet etmektedir. Tek bir iğnenin çalınması bile şehitlik rütbesinin kaybına ve cehenneme gitmeye sebep olacağı belirtilmiştir. Ganimet mallarından bir iğnenin dahi çalınması, devlet malından bir iğnenin dahi çalınması bile şehitlik rütbesinin kaybına ve cehenneme gitmeye sebep olacağı belirtilmiştir. Elde edilen ganimetin beşte biri devlete kalır, gerisi savaşa iştirak edenler arasın da atlı veya piyade oluşlarına göre farklı olmakla birlikte aynı durum da onlara müsavi olarak pay edilir. Evet, milletin malından çalanların ganimet malından çalanların vay haline. Ebu Said (R.A) Hazretleri anlatıyor; tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek veya bir başka topluluğa katılmak maksadı dışın da savaş günü arkasını düşmana dönen kimse Allah’tan bir gazaba uğramış olur. Onun varacağı yer cehennemdir ne kötü bir dönüştür. ‘’Enfal Suresi Ayeti Kerime 16’’ bu ayeti kerime Bedir günü inzal edildi diyor Ebu Said Hazretleri ve Ebu Davud rivayet ediyor. İşte aslanlar gibi savaşmayan savaş meydanından kaçan insanların cehennemlik olduğunu bu ayeti kerime bildirmektedir. Ayeti kerime savaştan kaçmayı çok şiddetli bir tehditle yasaklamaktadır. Allah’ın gazabına uğramak tabii ki bu neredeyse şehide vaat edilen mükâfatın büyüklüğüne denk büyük bir cezadır. Şehitlere ne kadar büyük bir mükâfat veriliyorsa savaştan kaçanlara da o nispette büyük bir gazabı ilahi azabı ilahi burada vaat ediyor.
Dakika 30:03
Büyük günahlar arasındadır. Sahihayn rivayetin de Hz. Peygamber (A.S.V) savaştan kaçmayı Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, haksız olarak cana kıymak, riba yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, masum kadınlara zina iftirasın da bulunmak gibi en büyük günahlar arasın da saymıştır. Bir başka hadisi şerifte de şöyle denmiştir; 3 günah var kim bunlardan birini işlerse hiçbir amelinin faydasını göremez. Allah’a şirk eş koşmak, ebeveyne anne babaya isyan etmek, savaştan kaçmak işte bunlardan biri kimse de varsa bir kimse de varsa hiçbir amelinin faydasını göremez buyrulmuştur. Tekrar savaşmak için bir tarafa çekilmek ayrı şey buna harp taktiği harp hilesi de denilebilir, bir başka topluluğa katılmak maksadıyla bu da harp hilesidir. Savaştan firar kesinlikle haramdır kıyamete kadar yapılacak olan bütün savaşlar maksuttur. Küffarla yapılan herhangi bir savaşta kaçmak haramdır hükmün de ittifak edildiği belirtilir bütün ulema bu konuda ittifak etmişlerdir çünkü rivayetler kat’idir. Evet, kıymetli ve muhterem dostlarımız, İbnü Abbas (R.A) Hazretleri Allah katın da yeryüzündeki canlıların en kötüsü gerçeği akletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir. ’’Enfal Suresi 22. Ayeti Kerime’’ bu ayette kastedilmiş olanlar Abdüddar oğullarından bir gruptur denmiştir Buhari şerif rivayet ediyor. Yine Hz. Enes (R.A) anlatıyor; Ebu Cehil bir gün şöyle dedi; Allah’ımız eğer bu kitap gerçekten senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azap ver. ‘’Enfal Suresi 32’’ bu ayeti kerime de bu şekil de dua etmişti şu ayet inzal edildi; sen içlerin de iken Allah onlara azap etmez onlar bağışlanma dilerken de elbette Allah azap edecek değildir. Gâvur aklı işte bu firavun aklı böyle olur, eğer Cenabı Hak o anda Peygamber efendimiz yanların da olmasa idi Ebu Cehil yani adamları bu duayı yapınca derhal helak olurlardı, fakat Cenabı Hak terk etmedi tehir etti Bedir’de hepsinin kellesi kesildi. Müşrikler Müminleri Mekke’den çıkardıkları zaman da şu ayet inzal edildi; yoksa Mescidi Harama girmekten men ederlerken Allah onlara niçin azap etmesin. İşte görüyorsunuz ‘’Enfal Suresi 34’’ bunu da Buhari şerif ve Müslim’in şerif rivayet etmektedir. Evet, dostlarımız, gerçekler ortada insanoğlu aklını başına almalıdır. Sen içlerin de iken onlara azap etmez ayeti nazil oldu bakın Peygamberin olduğu yere Allah’ın azabı inmez.
Dakika 35:04
Ayeti nazil oldu sonra Medine’ye hicret edince onlar bağışlanma dilerken de elbette Allah azap edecek değildir, eğer bir millet ferdi ve içtimai milli bir tövbe istiğfar ederse yine helak olmazlar. Ayetin devamı nazil oldu çünkü Mekke’de bazı Müslümanlar kalmış istiğfar ediyorlardı, onlar da Mekke’den çıkınca Mescidi Harama girmekten men ederlerken Allah onlara niçin azap etmesin. İşte görüyorsunuz Allah’ın ilkelerine kim dokunursa Allah’ın gazabına çarpıldı ve çarpılacaklardır bu kıyamete kadar böyledir, ey dünya iman edin Müslüman olun Allah’a itaat edin Peygambere itaat edin Peygambere inzal edilen yüce İslam’ın bütün şeriatına tabii olun. Peygambere tabi olmakla Allah’ın sevgisini kazanabilirsiniz. Allah’ın ortaya koyduğu İslam şeriatını onun Peygamberini kabul etmediğin müddetçe çarpıldılar sen de çarpılacaksın. Allah’ın gazabına uğradılar sen de uğrayacaksın. Çünkü Allah’ın mülkün de Allah’a kafa tutulmaz, Cenabı Hak ümmeti Muhammed’in imanını kâmil ve daim eylesin. Milli tövbe ile bütün ümmeti Muhammed’in toptan bir tövbe istiğfar edip Cenabı Hakk’ın affına mazhar olmasını yüce İslam’da bir ve bütün olarak güç birliği iman birliği ile hakkı müdafaa etmeyi bâtıla karşı koymayı ümmeti Muhammed’in tümüne Allah nasip eylesin. Evet, kıymetliler, İnşaallah derslerimiz devam edecektir bugünkü dersin sonuna gelmiş olduk.
Dakika 37:49