HadısŞerifKülliyatı 211-01

211 – Hadis-i Şerif Külliyatı Ders 211

211- Hadis-i Şerif Külliyâtı Ders 211

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

‘’Elhamdülillahi Rabbi’l-âlemin Vessalâtü Vesselâmü Alâ Rasûlüna Muhammedin ve Alâ Âlihi ve Sahbihî Ecmaîn.”

 

‘’Bismillâhi Zîşan azîmu sultan şedîdül burhan kaviyyül erkâm mâşââllahu kân Eûzubillahi min külli şeytâni insün ve can’’

‘’ Rabbi eûzu bike m‘in hemezâtiş şeyâtîn ve eûzu bike Rabbi en-yahdurûn’’

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

 

Sevgili dostlarımız, dersimiz dua ile ilgili devam ediyor.

 

Hz. Übeyy İbnu Kâ’b (Radıyallâhu Anhü) anlatıyor: “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) birisine dua edeceği vakit önce kendisine dua ederek baslardı.“ Bunu Tirmizî haber veriyor. Hz. Hacer kıssasında, Yüce Allah İsmail’in annesine rahmet buyursun, zemzemi akmaya bıraksaydı tatlı bir pınar olacaktı der. Bunu Peygamber Efendimizden geliyor bu haberde (Aleyhissalâtu Vesselâm).

 

Sevgili dostlarımız, yine Hasan İbnu Sâbit (Radıyallâhu Anhü) için yaptığı duada da şöyle demiştir; Rabbim onu Rûhu’l-Kudüs ile Cebrâil (Aleyhisselâm) ile takviye et güçlendir.

İbnu Abbâs (Radıyallâhu Anhü) Hazretlerine de şöyle dua etmiştir; Rabbim onu dinde âlim kıl, yani (Allahümme feggıhhi fiddînî) diye dua etmiştir. Bütün duaların karşılığı görülmüş. Hz Abbas’ta meşhur âlimlerimizdendir, Sahâbî, İbnu Abbâs Hazretleri Sahâbînin önde gelen âlimlerindendir.

Lût (Aleyhisselâm)’a duası şöyledir; Allah’u Teâlâ Lût’a rahmet buyursun, O çok muhkem bir kaleye sığınmıştı. Lût kavminden Lût kavmini Cenab-ı Hak batırırken Lût’u ve ailesini karısı hâriç kurtarmıştı Cenab-ı Allah. Bu önceki derslerimizde sık sık geçmiştir Kur’an-ı Kerim’de sıkça geçen bir olaydır. Lût’un karısı helâk olanlar arasında helâk olmuştur. Nuh’un karısı da (Aleyhimüsselâm) helâk olmuştur.

 

Evet, sevgili dostlarımız, “Bir gece Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) ile berâber çıktık”. Ebû Musabbih el-Makrai, Ebû Zuheyr en-Numeyri (Radıyallâhu Anhü) Hazretleri’nden naklen anlatıyor; “Bir gece Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) ile berâber çıktık., Derken bir adama rastladık. Sual (ve Allah’tan talep) husûsunda çok ısrarlı idi. Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) onu dinlemek üzere durakladı. Ve:

„Eğer (duayı) sonlandırırsa vacib oldu!“ buyurdu. Kendisine:
„Ne ile sonlandırırsa ey Allah’ın Rasûlü!“ denildi.
„Âmin ile“ dedi, uzaklaştı. Adama:
„Ey fulan! duanı âmin ile tamamla ve de gözün aydın olsun!“ dedi.“ Ebû Davud’un haberi bu da yani duan kabul oldu buyurdu.

Vacip olduğu tâbiri cennet vacip oldu demektir, duasında cenneti istiyordu, duada ısrar pek çok hadiste övülmüştür duada ısrar gereklidir.

 

Dakika 5:39

 

Yani dua etmekten usanma. Yalnız dua edin iki türlü olduğunu unutma Amel-i Sâlih ile yapılan dualar bir de sözlü yapılan dualardır. Derslerimizi iyi takip edenler bunların hepsini anlamış olacaklardır İnşâ’Allah.

 

Hz Enes (Radıyallâhu Anhü) anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) buyurdular ki: “Sizden biri dua edince “Ya Rab! Dilersen beni affet! Ya Rab dilersen bana rahmet et!” demesin. Bilakis, azim ile (kesin bir üslupla) istesin. Zîrâ Yüce Allah’u Teâlâ Hazretlerini kimse icbâr edemez”. Buhari, Müslim ve diğerlerinin haberidir bu da.

 

Yapmak istediği her şey Allah’ım meşîetine bırakmakla emredilmiş olan mü’minin Kehf Sûresi 24’üncü âyet-i kerimede Allah’tan talep ettiği şey de azimli davranmasını kesin bir üslupla istemesini emretmektedir. Çünkü senin ihtiyacın var, sen Rabbine ebedî muhtaçsın, ebedî muhtaç olduğun bir varlığa kesin dileğini dilemen gerekir, meşru olarak. Duayı tekrar etmek ısrarla üzerinde durmak sûretiyle duada mübalağa etsin diye anlaşılmıştır.

 

Evet, sevgili dostlarımız, İbnu Battal der ki: Bu hadis-i şeriften kişinin dua ederken matlubunu elinden gelen bütün gayreti sarf ederek talep etmesi isteğine icâbet edileceği husûsunda ümit içinde bulunması, fakat kerim olan bir zattan talepte bulunması haysiyetiyle aslâ ümitsizliğe düşmemesi gerektiği anlaşılmıştır.

 

Evet, sevgili dostlarımız, İbnü Uyeyne ’de şöyle demiştir; Kişiyi kusurunun büyüklüğü ümitsizliğe sevk ederek dua etmesine mani olmamalıdır. Zîrâ Cenab-ı Hak mahlûkatının en kötüsü olan iblîsin bile duasına icâbet etmiştir. Zîrâ iblîs: İnsanların tekrar dirilecekleri güne kadar bana mühlet ver dedi de Yüce Allah (Celle Celâlüh) sen kendisine mühlet verilenlerdensin” buyurdu Cenab-ı Hak (Araf Sûresi âyet 14 ve 15’te). Böyle Cenab-ı Hak buyurarak iblîsin bile duasını kabul etti. Tabii dürüm, dürüm iç yüzü sırlarla, hikmetler ile doludur.

 

Ebû Mûsâ (Radıyallâhu Anhü) anlatıyor;  „Bir sefere (Hayber Seferi) çıkmıştık. Halk (yolda, bir ara) yüksek sesle tekbir getirmeye başladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Aleyhissalâtu Vesselâm) (müdahale ederek):
„Nefislerinize karsı merhametli olun. Zîrâ sizler, Sagîr birisine hitap etmiyorsunuz, muhatabınız gaip de değil. Sizler gören, işiten, (nerede olsanız) sizinle olan bir Zât’a, Allah’a hitap ediyorsunuz. Dua ettiğiniz Zat, her birinize, bineğinin boynundan daha yakındır“ dedi.“ Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd haber veriyor bunu da.

 

(Sevgili dostlarımız araya ezanı şerif girdi onun için az bir ara verdik dersimiz devam ediyor).

 

Dakika 10:45

 

Hz Muâz (Radıyallâhu Anhü) anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm), bir kimsenin: “Ya Rabbi, senden nimetin kemalini talep ediyorum” dediğini işitmişti. Sordu:

“Nimetin kemâli nedir?”

“ „Bu bir duadır, onunla dua edip, onunla hayır (çok mal) ümid ettim“ dedi. Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm)
„Sordum, zîrâ nimetin kemâli cennete girmektir, ateşten kurtulmaktır“ dedi. Bir başkasının da söyle dediğini işitti:
„Ey celâl ve ikram sahibi Rabbim!“ hemen sunu söyledi:
„Duana icâbet edilmiştir, (ne arzu ediyorsan) durma iste“ Derken, bir başkasının:
„Ya Rabbi senden sabır istiyorum!“ dediğini işitmişti, ona da: „Allah’tan belâ istedin, afiyet de iste!“ dedi. Bu da Tirmizî’nin haberidir.

 

Evet, sevgili dostlarımız, sabır isterken lütuflu sabır isteyeceksin yoksa taşıyamayacağın yükün altına girersen ezilirsin. “Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse artık kurtulmuştur.” bu da (Âli İmrân Sûresi âyet 185). “Ateşten uzaklaştırılıp cennete giren kimse artık kurtulmuştur”. (Allâhümme ecirnî minen-nar, Allâhümme ecirnî minen-nar, Allâhümme ecirnî minen-nar ve edhilnel cennete meal ebrâr vel hamdüleke ya rabbel âlemin, Allahümme Salli ve sellim ve Bârik Alâ seyyidina ve nebiyyina Muhammed ve Alâ âli Muhammed ya-zel celali vel ikrâm) diyerek dua ile başlayan kimseye duana icâbet edilmiştir. Ne arzu ediyorsan durma iste demesini değerlendiren âlimler o sözle başlanan duanın müstecap olacağı hükmünü çıkarmışlardır.

 

Hz Âişe-i Sıddıkâ Vâlidemiz (Radıyallâhu Anha ve Erdahünne ve Erdahüm Ecmaîn) anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) özlü duaları tercih eder, diğerlerini bırakırdı.” bu da Ebû Dâvûd’un haberi.

“Rabbimiz bize dünyada da âhirette de iyilik ver ve bizi ateşten koru”. (Bakara Sûresi’nin 201’inci âyet-i kerimesi). (رَبَّنَٓا اٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ bi-rahmetike ya Erhamerrahimin ya zel-celâli vel-ikrâm ya hayyu ya kayyum lâ ilâhe illâ ent)

 

El-Müzhir’in açıklaması da şöyle; Bunlar kelimeleri az mânâları çok olan dünya ve âhiret meselelerini şâmil dualardır. Şu duada olduğu gibi (Allâhümme inni es-elükel affe vel-afiyete fiddini veddünya vel-âhirah) “Allah’ım senden af din ve dünya âhiretim için afiyet diliyorum”.

Evet, sevgili dostlarımız, Allah’ım senden hidâyet, takvâ, Allah korkusu, iffet, dünyevî arzulardan korunma ve gönül zenginliği istiyorum. Bu da başka bir dua sistemi sevgili Peygamberimizden gelen (Allâhümme inni es-elüke hüda vettega vel-afafe vel-gına) buyurmuşlardır, böyle dua etmişlerdir.

Yine sevgili Peygamberimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm), bana cevâmiu’l-kelim, (özlü sözler) verildi buyurdu.

 

Hz. İbnu Mes’ûd (Radıyallâhu Anhü) anlatıyor; “Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) duayı üç kere yapmaktan, istiğfârı üç kere yapmaktan hoşlanırdı.” bu da Ebû Dâvûd’un haberidir.

 

Evet, sevgili dostlarımız, İnşâ’Allah’u Teâlâ değişik konularla değişik hadis-i şeriflerle bir sonraki dersimiz devam edecektir. Cenab-ı Hak daima duası kabul olan, Allah’ın rahmetinin fazlının içinde bulunan iki cihânda kurtuluş içinde saadet ve selâmet içinde olan kullarından eylesin.

 

(Ve hayyina bis-selâm ve edhilnâ dâris-selâm tebarekte vete aleyte ya zelcelâli vel-ikrâm lâ ilâhe illa ent lâ havle vela guvvete illâ billahil aliyyil azîm).

 

Dakika 17:17

 

(Visited 6 times, 1 visits today)