32- Ders 32 Fıkhı Ekber hayat veren hayatveren
FIKH-I EKBER DERS 32
Euzübillahimineşşeytanirracim Bismillâhirrahmânirrahîm. El hamdu lillâhi rabbil âlemin. Essalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammed ve alâ âlihî Muhammed lütfukel kerim Yâ Erhamerrâhimin Eûzü bi kelimatillahi’t-tammati min şerri ma haleka ve zerae ve berae rabbi eûzû bike min Ve kul rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn ve eûzu bike rabbi en yahdurûn. Bismillâhirrahmânirrahîm ???
01:09 Çok kıymetli ve muhterem efendiler, Fıkh-ı Ekber’den keşif notlarımız devam etmektedir. Yine dikkat edeceğimiz hususlardan birisi de Kur’an-ı Kerim’in sözlerini kendi sözüyle karıştırmak konusundaki tehlikelere işaret edeceğiz. Yine kıymetli bir eserimizde bakın ne buyurdular: “Bir kimse diğerine, onun evini ves semâi vet târık gibi yap, dese bu Kur’an-ı Kerim’i başka şeylere âlet ettiğinden dolayı küfre girer”, demişlerdir. Yani bir kimse bir diğerine onun evini ves semâi vet târık gibi yap ne demek? Ves semâi vet târık, Kur’an-ı Kerim’de ayet-i kerime bunlar. Bunları bakın bir ev yap ama ves semâi vet târık gibi yap, diyor. Şimdi Kur’an gibi bir şeyin, Allah’ın kelamı gibi bir şeyin olması mümkün olmadığı için burada bu insan bakın bu sözüyle, diyor küfre girer. Kur’an-ı Kerim’i böyle şeylere alet etmemeli. Bu cehalet yüzünden de olsa böyle şeye alışmamalıdır. Kıymetli efendiler, çünkü o Kur’an-ı Kerim’le alay etmiş olur. Biraz önceki okuduğumuz ayet-i kerimede “İnnehu le kavlun faslun ve mâ huve bil hezli-Muhakkak Kur’an-ı Kerim hak ile batılı ayırandır. O Eğlence değildir”. Hiç Kur’an-ı Kerim hiçbir konuda istihza, eğlence ve alay konusu yapılamaz. Ben derim ki yine evimi ves semâi vet târık gibi yaptım, demek de böyledir. Mesela “yap” demekle “böyle yaptım” demekte de aynı anlamı taşır. Yine kıymetli eserlerimizde bakın şöyle deniliyor: Bir kimse diğerini, evinin üstü yahut ağzı ves semâi vet târık gibidir, derse şeklinde zikretmişlerdir ki ve bu da aynı anlamı taşımaktadır. Yine Fevz-u Necât’ta da şöyle yazılmıştır: Bir kimse diğerine çorbayı kul hüvellâhü ehad ile pişir, derse o da küfre gider. Bu da bakın bir Allah kelamı. “Kul hüvellâhü ehad” Allah’ın bir kelamıdır. Kur’an-ı Kerim’de sure-i celile ki İhlas Suresinden bir ayet. Başındaki ayetler. 05:16 Şimdi bunu bakın, çorbayı kul hüvellâhü ehad ile pişir, derse küfre girer, diye yazılmıştır o kıymetli eserde de.
Zahirîye fetvasında şöyle deniliyor: “Bir kimse İhlas Suresi soyuldu yahut İhlas Suresini soydum, derse yahut Tenzil Suresini çok okuyan kimseye Tenzil Suresinin cebini boşalttın, derse bu da küfre girer”, demişlerdir. Bunların hiçbiriyle yani Kur’an-ı Kerim’le hiçbir türlü alay, şaka yapılamaz, onun dengi olmayan hiçbir şeyle de temsil edilemez. Yine burada bakın ne denmiştir: Fetva sahibi burada tenzil kelimesinden temsil manasını kastetmiştir. Bu sebeple El-Muhît adlı kitapta “E lem neşrah leke’nin cebini boşalttın dese yine küfre girer”, denilmektedir. Çünkü o da Kur’an’ı Kerim’de bir başka sure-i celiledir ve onun ismidir. Kıymetliler, burada alay manası kastedilmiştir. Yani istihza, eğlence, alay anlamı kastedildiği için bu tehlikeler haber verilmektedir. Yine şöyle haber verilmiştir ki “Bir kimse falanca innâ a’taynâ’dan daha kısadır, derse kafir olur”, demişlerdir. Yani boyu kısa bir adamı Kevser Suresine benzeterek Falanca Kevser Suresinden yani İnnâ a’taynâ Suresinden daha kısadır derse ki burada da bir alay, eğlence konusu vardır ki küfre girer, kafir olur, demişlerdir. Çünkü bu söz alay manasındadır. “Yasin’i ölünün ağzına lokma yaptı, derse yine küfre girer”, demişlerdir. Mesela Kur’an-ı Kerim dirilere gelmiş ama ölülere de rahmettir. Her şeye rahmet olduğu gibi efendim tüm insanlığın tümünü hidayete çağırdığı gibi rahmetin içine, Yasin-i Şerif ölülere okunur. Kur’an-ı Kerim’in başka sureleri de okunur, başka ayetler. Fakat “Yasin’i ölünün ağzına lokma yaptı, derse” diyor “küfre girer”. Çünkü bu şekil alay, eğlence, temsiller Kur’an-ı Kerim’e böyle yakıştırılamaz, alay konusu yapılamaz. Şimdi bazıları temsilde insanlar anlasın diye buna benzer bazı temsiller vermektedirler ki bu temsilleri verirken dikkatli olmak ve bu tehlikelerden kaçınmak gerekmektedir.
Yine bir kimse insanları cemaatle namaza davet edip kendisini “Tek başıma kalacağım, ben kendim tek başıma kalacağım çünkü Allah Teâlâ innes salâte tenhâ, buyuruyor derse bu da küfre girer. Burada da yine Kur’an-ı Kerim’le oyun, eğlence, alay söz konusudur. Ve burada Kur’an-ı Kerim’e aynı zamanda ters mana da vermektedir. 10:07 Bu alay konusu olarak da Kur’an-ı Kerim’e yanlış mana verilemez, şaka konusu da edilemez. Kıymetli efendiler, bu söz de alay manasındadır. Çünkü böyle bir sözü sarf eden kişi ayet-i kerimeyi küçümseyerek “tenha” kelimesini Türkçe’deki “tenhalık” manasına almış, gerçek manasından uzaklaştırmış. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) “Kur’an-ı Kerim’i kendi reyiyle (kendi keyfine göre) tefsir eden kafir olur.” demiştir. Kim? Peygamber Efendimiz. Bugün en büyük tehlikelerden biri de budur. İnsanlar kendi keyfine göre Kur’an-ı Kerim yorumlamaya kalkmışlardır. Bu konular çok önemli konulardır. Ümmet-i Muhammed buna, bunların tamamına, bunların benzerlerine, biz sadece keşif notları veriyoruz, bu tehlikelerden ipuçları veriyoruz. Bunların hepsi anlamına gelmez bunlar. Dikkat edilecek ipuçlarını veriyoruz. Evet kıymetliler, kelime ve manasını değiştirerek, Kur’an-ı Kerim’in bakın kelimesini ve manasını değiştirerek söyleyenlerin durumu işte tehlikeli ve küfre giderler. Burada küfür kelimesini kafir olma durumu olarak anlayacaksınız. Yani küfürdür deyince bunun anlamı kişi kafir olur, demektir.
Çok kıymetli muhterem efendiler, kıymetli izleyenler, şimdi bir insan Kur’an-ı Kerim’deki o “Hem dolgun kadehler var” ayetlerini okuyan yahut alay yollu “Dağlar yürütülmüştür de serap olmuştur” ayetini okuyan, ölçme ve tartma yaparken “Tarttıkları yahut ölçtükleri zaman eksik yaparlar” ayetini alay maksadı ile okuyan kimse de küfre girer, demişlerdir. Çünkü Kur’an-ı Kerim ile alay etmek küfürdür yani kişi kafir olur. Kur’an’la alay eden kafir olur. Kur’an-ı Kerim hiçbir konuda alay konusu yapılamaz. Çünkü kelamullahtır. Allah’ın ezeli-ebedi kanunlarıdır. Bunun için bunlar ve bunların emsali hiçbir türlü tehlikeye girmemek, ihlas ile iman ve amel-i salih sahibi olmaya, Kur’an-ı Kerim’e son derece çok saygılı, derin saygılı olmaya gayret edilmelidir. Kur’an-ı Kerim’e saygı Kur’an-ı Kerim’e olan görevimiz onu iyi anlamak, doğru anlamak, doğru anlatmak, gereği gibi iman ve amel etmektir.
Kıymetliler, yine alay kastı ile bir kimse “Ven nâziâti nezan” yahut “nüzan” derse yine küfre girer, demişlerdir. Çünkü burada kelimeleri değiştirmeye, kelimeyi değişince manayı da değiştirmeye teşebbüs vardır ki bunlar küfürdür. 15:04 Evet kıymetliler, kişinin yaptığı iş küfür olunca kendi kafir olur.
Kur’an-ı Kerim’den ücret alma ile ilgili sözler. Kıymetliler, bir kimse diğerine “Mushaf’ın ücretini al” dese, şimdi bu konular çok iyi anlaşılmalı, tevilleri de bilinmelidir. “Öğrenme ücretini al” yahut “Yazma ücretini al” demektir. Bu sözde bir sakınca yoktur. Sonradan gelen âlimlerin büyük ekseriyeti Kur’an-ı Kerim’in ücret karşılığında öğretilmesini caiz görmüşlerdir. Bunun gibi Kur’an-ı Kerim’i yazmaktan dolayı ücret almanın caiz olduğunda ittifak etmişlerdir.
İki kimse münakaşa etse bunlardan biri “Lâ kuvvete illâ billâh”, dese diğeri de “Lâ havle benim için bir şey değildir” (Hâşâ) yahut “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi ne yapayım?” dese (Hâşâ) veyahut da “Lâ havle açlık gidermez, ekmek vermez” derse yahut “Lâ havle çanağa, tabağa tirit getirmez” derse kafir olur, demişlerdir. Çünkü bu kelimeler İslâm’ın yüce kelimeleridir. Bir de üstelik kudret ve kuvvetin tamamı Allah’ındır. Manaya bakın bir de adamın söylediklerine bakın. Bu anlatılanlar Zahirîyye’de geçmektedir. Yine El-Muhît’de de şöyle kayda alınmıştır: Bu sözlerin hepsini tesbih ve tehlil için de söylese kafir olur, demişlerdir. Yani “Ben Sübhanallah’ı ne yapacağım? Elhamdülillah’ı, Allahu Ekber’i, Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerike leh’i ben ne yapacağım? gibi eğer bu, bunlara da bu söz, bu şekil söylenirse, diyor yine kişi kafir olur, demişlerdir. Yine bir kimse “Sübhanallah” dese diğeri de buna karşılık “Allah’ın ismini lekeledin” yahut “Kime Sübhanallah?” yahut “Sübhanallah mı diyorsun?” derse hepsinde de Allah’ın ismini hafife aldığı için Allah’ın isimlerini hafife alan kafirdir, kafir olur. Teşebbüsler kişiyi küfre götürür, Allah ve onun esması, onun sıfatları, kitabı Kur’an, onun dini İslâm hiç mi hiç hafife alınamaz, alay edilemez. Herkes aklını başına alsın. Bu soruları öğrenmek maksadıyla sorarsa işte o zaman kafir olmaz. Bunları öğrenmek istiyorsa o zaman kafir olmaz. Küfrün sebebi alaydır yani istihza, hafife almak, alay etmek. Dinin hiçbir emri, tek kelimesi hafife alınamaz, alay da edilemez.
Kıymetliler, bir haram işlerken “Bismillah” demek. Harama besmele çekilmez. Her helalde besmele meşrudur. Hatta şunu kimse ihmal etmesin, hanımına yaklaşırken oradan Cenab-ı Hak bir nesil meydana getirecektir ki Allah’ın lütf-u keremiyle, dilemesiyle. 20:01 Besmeleyle dünyaya gelen, oluşan çocuklarla, Besmelesiz oluşan çocukların durumu hakkında da haberler var. Besmelesiz çocuklarda Şeytan’ın payı var. Allah muhafaza buyursun. Ey insanlık alemi! Kâinat besmele okuyor, “Bismillah” diyor. Kâinatın tamamı Fatiha okuyor. Kâinatın tamamı Allah’ı tesbih ediyor. Kâinatın tamamı Ettehiyyâtü okuyor. Sen ise helallerde Besmeleyi unutuyor, harama Besmele çekiyorsan vay geldi haline. Aklını başına al. Senin tehlikeye gitmişsin, sen perişan olmuşsun kimsenin umrunda değil. Tabii umurunda olanlar müstesna. Biz bunları niçin söylüyoruz? İnsanlık âleminin başta ümmet-i Muhammed her tehlikeden kurtulsun, her tehlikeden emin olsun, tam güven ortamında gerçek Müslüman olsun, imanı tehlikeden kurtulsun, her tehlikeden. Bunun için Allah rızası için, Allah’ın emri olduğu için bunun için çalışıyoruz ki insanlığa faydamız dokunsun, sırf Allah için. Şimdi haram işlerken “Bismillah” derse bir insan şöyle bir bakalım. Mesela kumar oynarken “Bismillah” dese kişi kafir olur. Kumarın kesin haram olduğu Kur’an-ı Kerim’de kesin bellidir. “İnnemâl hamru vel meysiru” diyen ayetler bak, sarhoşluk ve hamr cinsini (şarap) aklı gideren müskiratın yanına kumarı almış Cenab-ı Hak, meysir. Haramlara Besmele çeken mesela kumar oynarken “Bismillah” dese küfre girer. Kâğıt oynarken de söylerse durum ve hüküm aynıdır. Yine remil atarken, fal taşlarını atarken bir kimse “Bismillah” derse yine durum böyledir. (Muhafazanallah). Tetimme adlı kitapta yazıldığına göre bir kimse şarap içmeye başlarken yahut zina ederken yahut haram bir malı yerken “Bismillah” derse kafir olur. Bu haram maldan kasıt, üzerinde ittifak edilen halis muhlis haramlar içindir bunlar. Yalnız helâl olmayan her konuda da dikkatli olmak lazımdır. Yine bir kimse haram yedikten sonra “Elhamdülillah” derse bu konuda da âlimlerin ihtilafı vardır. Bir taraf “Küfre girer” derken bir taraf biraz daha buna ne yapmışlar? “Küfre girer” kelimesinden imtina etmişlerdir, ihtilaf etmişlerdir. Buradan çıkan hüküm de şudur: Bu tehlikelerden uzak kalmak lazım ki Cenab-ı Hak sana haramı yasakladı. “Haram ye” demedi ki. Haram zaten adı yanında, Allah’ın kesin yasakladığı, kati delillerle yapma dediği şeylerin adı haram. Buna sen Besmele çekemezsin. “Elhamdulillah” dediğin zaman yani “Allah bana haram yedirdi” gibi bakın bu yüce kelimeyi harama alet ediyorsun. Aklını başına al. Bunları kendime söylerken hepimiz duyalım ve dinleyelim, gerekeni yapalım. Bunların tümünü ben kendime söylüyorum ama beraber dinleyelim diyorum. 25:04 Yine bir kimse bir şeyi emretmek yerine “Bismillah”, derse mesela bir kimse kendisinden izin istemek için “Gireyim mi?” yahut “Kalkayım mı?” yahut “Çıkayım mı?” yahut “Yürüyeyim mi?” derse ve ona müsaade etmek manasında öteki de “Bismillah” derse burada bakın Besmele bunlara alet edilmiş olur ve küfre girer, demişlerdir. Çünkü Allah kelamını önemsiz bir yerde kullanmış dolayısıyla hakaret etmiş olur. Bu gibi tehlikelerden de sakınmalıdır. Besmele çekilecek meşru işler bellidir. Besmeleyi bu tür işlere de alet etmeyeceksin. Bir kimse “Kur’an-ı Kerim Arapça değildir” derse çünkü Yüce Kur’an’da Allah Teâlâ “Biz onu Arap dilinde Kur’an-ı Kerim olarak indirdik” diyor Şanlı Kur’an’da, Yusuf Suresi 2. ayette de olduğu gibi. Şimdi böyle Kur’an-ı Kerim’de, Kur’an’ın Arapça olduğu, Allah’ın kelamıyla sabit olduğu halde “Kur’an-ı Kerim Arapça değildir” derse bir insan ne oldu o zaman? İşte bu kişi, bu ayete, ayetlere karşı geldiği için kafir olur, demişlerdir. Kuran’ı Kerim’e karşı koyan zaten kendinde din, iman olmaz. Kıymetli efendiler, savaşa çıkan kimseleri görse ve “Onlar pirinç yiyicileridir, yemek düşmanlarıdır” derse bunun da kafir olmasından korkulur. Niye? Savaşa gidenler hakkında Kur’an-ı Kerim’de cihat ayetleri var. Aklını başına al. Bir insan cihada gidiyorsa, meşru savaşa, barış İslâm, dünyaya barışı egemen kılmak, adaleti, sosyal adaleti hâkim kılmak için, merhameti ve sevgiyi cihana hâkim kılmak için, zorbalardan insanlığı kurtarmak için İslâm cihadı emretmiştir. Cihat ayetlerine böyle davranırsan, cihat edenleri bu şekilde bunun da diyor kafir olmasından korkulur. Yani eğer ordu mensuplarını yalnız Allah’ın savaşmak emrine itaatleri dolayısıyla hakir görürse kafir olur. Allah yolunda savaştığı için hakir görüyorsa kafirdir, diyor. Kesin. Bunda korku neyi yok. İhtilaf da yok. Kafir olur, diyor. Fakat bu kadar net değil de cihadı ve Allah yolundaki emirleri değil de sadece askerle şaka yapar mahiyette, bu askere yönelik, onun cihadına ve Allah yolundaki savaşına yönelik değilse o zaman böyle olduğu halde de yine küfre girmesinden korkulur. Bunlar dikkat edilmesi gereken konulardır. Fakat bu askerin niyetinin sağlam olmadığını nazara alarak eğer bu kelimeyi sarf ederse o taktirde bu söz küfür olmaz. Çünkü askerin yapısında tabii bu asker için değil, içinde bir tanesi olabilir, mesela kaçağı olabilir veyahut da cepheye gitmek istemeyen biri olabilir. Böyle birine öyle bir vasfından dolayı söylerse o zaman küfre girmez. Çünkü orada da gerçek cihattan yana olmuş olur, gerçek askerleri de takdir etmiş olur.
30:03 Namazla ilgili küfür sözleri. Şimdi namaz da İslam’ın kesin mi kesin emirlerinden biridir. Şimdi namazla ilgili insanlar bakın hangi konularda küfre giderler? Mesela “Sabah namazcığını” bakın diyor ki adam “Sabah namazcığını” yahut “ Sabahcık namazını kıldım”. Bakın, namazı küçültüyor, hafife alıyor. Dikkat et hem de alay ediyor. “derse yahut zalim bir idarecinin emrini yerine getirircesine “Borcumu ödedim” derse kafir olur” diyor. Namazı küçültemezsin ki, hafife alamazsın ve zalim bir hükümdarın emrine de onu benzetemezsin. Namaz kesin Allah’ın emri. Ey adam, namaz kesin Allah’ın emri. Namaz, miraç seni Yüce Allah’ın rızasına ne yapıyor? Onun cemaline yükseltiyor seni. Aklını başına al. Namazla da sakın kimse alay etmesin, onu hafife almasın. “Namazı küçültüyorum” diyen kişi kendisi Şeytan’ın yavrusu ve uşağı olur ve kendini cehennemde bulur. Çünkü kişi kafir olunca geriye ne kalır ki? Kıymetli izleyenler, “Vallahi namaz kılmayacağım. Kur’an okumayacağım” yahut “Bunları yaparsam kaltaban olayım” derse, dikkat et burada Allah’a ve onun kitabına karşı geliyor, dikkat et, yahut Allah’ın emrini kendi nefsine göre şiddetli ve güç görürse, İslâm’da zorluk yoktur, yahut çok uzun kabul ederse yahut “Allah malımı noksanlaştırdı. Ben de onun hakkını eksiltiyorum yani namaz kılmıyorum” gibi sözler sarf ederse yine o kişi kafir olur, demişlerdir. Burada Allah’la savaşmaya kalkmış. İblis bunu bir kere yaptı, Allah onu ne yaptı? Rahmetinden kovdu. İblis bunu bir kere yaptı. Allah’ın emrine karşı çıktı, hilafeti kabul etmedi İblis. İnsanoğlunun tümü Allah’ın halifesi olarak yaratıldı, tüm insanlık. Görevini yapan vardır, yapmayan vardır. Tüm insanlık, babamız Adem halife olarak yaratıldı, insanlığın babası. İblis bunu kabul etmedi. Hilafet nedir? Allah’ın yeryüzünde adaletini, yeryüzüne onun kanunlarına uygulamaktır. Yeryüzüne adaletin, hukukun üstünlüğünü, barışın, merhametin egemen olmasıdır ki bu Allah’ın kurduğu düzeni insanlık âlemi ne yapacak? Tam adaletle işletecek. İblis bunu kabul etmedi. Ve Allah’ın secde emrini de yerine getirmedi. Onun için secde etmedi zaten, Kabul etmediği için. Şimdi İblis’i de sollayanlar yarın İblis’le beraber cehennemi bulurlar, yazık olur. Biz ise bu derslerimizi tüm insanlığın hiç mi hiç zarar etmesin, imanlar tehlikeye gitmesin diye bakın İslâm’ın parlayan ilmini, vicdani fıkıh yani imanla ilgili bir fıkıh kitabı ki bunun adı Fıkh-ı Ekber. En büyük fıkıh kitabı. Amelde Fıkh-ı Ekberler nedir? Dört mezhebin, hak mezheplerin, müçtehidlerin fıkıh kitaplarıdır. 35:05 Yine İmâm-ı Âzam Ebû Hanife, Hanefi ekolü başta olmak üzere. Bakın, yine vicdani fıkıh yani itikadi konuları efendim ilmi olarak ortaya koyan Fıkh-ı Ekber. İşte bu kitap bütün insanlığın tehlikeden, imanların tehlikeden kurtulması için yazılmıştır. Biz de bunu dünyaya, tüm insanlık âlemine, ümmet-i Muhammed’e takdim ediyoruz. Kıymetli efendiler, şimdi doğrusu birinci durumda şöyle bir bakalım, son durumda ise buradaki anlatılanlarda niçin kafir oldukları. Çünkü Yüce Allah-u Teâlâ’nın emirlerinin, Kur’an’daki beyanlarının tam tersini savunuyor ve ayetlere de karşı çıkıyor. Küfür sebebi oradan geliyor. Tasdik olmayınca, ikrar olmayınca, tasdiki ortadan kaldıran tehlikeler olunca işte o zaman ortaya küfür çıkıyor, iman yok oluyor. Bir kimse “Allah bana on vakit namaz kılmayı emretseydi kılmazdım” dese yahut “Kıble bu tarafa doğru tayin edilmiş olsa namaz kılmazdım” dese yine küfre girer çünkü bu düşünce Allah’ın emirlerine aykırıdır. İblis’in “lem ekun li escude li beşerin halaktehu min salsâlin min hamein mesnûn”. İblis ne demişti Cenab-ı Hakk’a: “Kuru balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem” demişti. Yani Adem Aleyhisselamın, onun insanlığını, hilafetini bakın kabul etmedi. Secde emri Allah’a ait idi, Allah emretti secdeyi. İblis secde etmedi. Gerekçe olarak İblis içtihadı da ortaya çıktı. Ne diyor İblis burada içtihadında: “Kuru balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem” dedi. Onun böyle demesi gibidir biraz önceki bakın örneğini verdiğimiz “Namaz kılmam” diyen insanlar. “Allah şöyle yapsaydı ben yapmazdım” diyen insanlar işte şeytanın durumuna düşenler. Şeytan Aleyhillane ancak Allah’a karşı geldiği için kafir olmuştur, secde etmeyi terk ettiği için. Çünkü Allah’a karşı geldiği için secde etmedi zaten. Eğer böyle olmasaydı bir yasağa itikat etmekle Adem Aleyhisselam gibi olurdu. Sonra karşı geldi, tövbe de etmedi İblis. Allah’a tövbe de gelmedi. Hala daha bakın İblislikte devam ediyor. Allah şerrinden ümmet-i Muhammed’i muhafaza eylesin. “Euzübillahimineşşeytanirracim. Min hemzihi ve nefhihi ve nefsih”. Bunu da çok okuyun.
Evet kıymetli efendiler, bir köle “Ben namaz kılmayacağım. Zira sevabı efendimindir” derse yine durum böyledir, küfre girer. Çünkü kendisine Allah’ın sevap vermeyeceğine inanmıştır. Halbuki o konuda da nice ayet-i kerimeler bulunmaktadır. İmanın, amel-i salihin karşılığını Cenab-ı Hakkın vereceği kesin Kur’an’la sabittir. Bakın, o ayetlere inanmamış oluyor. Yine Râzî gibi kıymetli büyük âlimlerimiz (rahmetüllahi aleyhim ecmain) “Bir kimse Allah’ın cennetine tamah ederek ibadet etse yahut cehennem ateşinden korkarak ibadet etse öyle ki cennet veya cehennem yaratılmasaydı Allah’a ibadet etmemek inancında bulunsa kişi kafir olur”. Yani Cenab-ı Hak ibadeti emretmiş ama cenneti olmasaydı, cehennem olmasaydı ibadet etmeyecek miydin? Bak “Etmezdim” diyen kişi, diyor. Buradaki durum da bu.
40:53 Kıymetliler Allah-u Teâlâ’nın hiç bir emrine hiç bir türlü karşı konamaz. Karşı koyan İblis’in durumuna düşer. Çünkü Allah’a, zatına olan saygıdan ve rızasını istemekten dolayı ibadet edilir. İbadetlerin tümü sadece Allah için yapılır. Cennet Allah’a ait, cehennem Allah’a ait. Cennetin elinde, cehennemin elinde bir şey yok. Onlar Allah’ın mülkü, milki onlar. Onun için yaptığın ibadeti kimse için sakın yapma, sadece Allah için yap. Cennet için, cehennem için ibadet olmaz. Allah için olur. Allah için yapınca Allah seni iman ve amel-i salihin karşılığında vaad-i sübhanisi var, cenneti verecek. Allah için yapılınca verecek. Cennet için yapılınca değil, cehennem için yapılınca değil. Bir de üstelik “Cennet, cehennem olmasaydı ibadet etmezdim” diyen kişi küfre girer, kafir olur, demişlerdir. Kıymetli efendiler, yine bir insan sadece Ramazan-ı Şerifte namaz kılıp “Bu kıldıklarım fazla bile gelir. Zira her namaz 70 katı ile kabul edilecektir” derse yine küfre girer. Çünkü Ramazan-ı Şerifin dışındaki bütün namazları, Allah’ın emirlerini yok sayıyor. Allah, Ramazan-ı Şerifin dışında ömür boyu, ölüm gelinceye kadar namazı yok sayıyor. Ramazan-ı Şerif’in dışında ömür boyu, ölüm gelinceye kadar Allah namazı, ibadetleri kullarına farz kılmış, kesin. Ne zamana kadar? Ölüm gelinceye kadar. Sen Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın emirlerini değiştiremezsin. “Ramazan-ı Şerifte yaptığım çok bile” diyor adam. Böyle diyenler, diyor küfre girerler çünkü Allah’ın emrine bu da karşı koymuştur. Ramazan-ı Şerifin dışındaki ibadetleri yok sayıyor. Efendiler yine bir kimseye “Namaz kıl” denilse ve bu kimse “Senin emrinle namaz kılmam” dese, çünkü namaz kimsenin emri değil ki Allah’ın emri bu adam yine küfre girer, dediler. Bir adam sana “Namaz kı” diyorsa hatırlatıyor Allah’ın emrini. “Senin emrinle kılmam” diyor. Namaz onun emri değil ki. Allah’ın emri. O hatırlatıyor sana. Teşekkür etsene. Evet efendiler, Allah’ın emrine karşı gelmektir bu. Arkadaşı ise ona Allah’ın emrini hatırlatmıştır. Yahut bir kimse namazın farz olduğuna inanmasa yine kafir olur. Namaz kesin farzdır. Namaz farz değildir, dedi mi kafir olur. Yahut bir kimse “İnsanlar bizim için kılıyor” dese yine küfre girer. Çünkü kimse kimsenin namazını kılamaz. 45:08 Namaz farz-ı ayndır. Farz-ı ayn ne demektir? Herkesin kendisinin yapması mecburi olan farzlardır. Bunlara farz-ı ayn denir. Farz-ı kifayeler vardır. Cenaze namazını birkaç kişi kılınca öbürlerinden borç kalkar. Ama beş vakit namaz böyle değil. Bunu herkes, kadın-erkek kendi mecbur kılacaktır. Hem de seve seve. Allah huzurunda olmaktan daha yüksek bir mertebe olur mu? Ey adam, aklın varsa bir düşün. Allah’ın huzurundasın, Allah’a el bağlıyorsun, Allah’a kulluğunu, ona olan bütün saygını, bütün ruhun ve bedeninle ona saygı ve ibadet şeklini Allah’ın emrettiği gibi yapmaya çalışıyorsun. Namaz miraçtır. Ey, bir damla sudan yaratılan adam! Namaz, İslâm’ın bütün emirleri seni kul iken sultan yapar, dertlilere lokman yapar. Aklını başına al. İslâm seni arşa çıkarır. Allah’ın rızasına, cemâline yükseltir. Vuslata erersin. Aklını başına al. Seni ne kadar çok sevdiğimi bil ki bak sana bunları ne yapıyorum? Kendime söylediğim gibi aynı şeyleri sana söylüyorum ki kurtulalım, beraber kurtulanlardan olalım. Allah’ın gazabına çarpılanlardan olmayalım. Allah’a isyan ederek ne iman olur, ne itaat olur, ne amel olur. Küfrederek iman olmaz, isyan ederek amel olmaz. İman et, itaat et. Seve seve. Rabbini tanı. Rabbini tanı. İslâm dini Allah’la kulun tanışmasıdır ve kulun Allah’a kulluk etmesidir ve Yüce Allah’ın emirlerine teslimiyettir. Kula kulluktan seni kurtarıyor. Bak, kula kulluktan kurtarıyor seni yaratan. Sadece ona kul oluyorsun. İşte bu sultanlıktır. Kula kulluktan daha beter ne olabilir? O zillet ve meskenettir. Kula kulluk zillettir, meskenettir.
Evet kıymetliler, dersimiz devam ediyor. “Namaz kılmam çünkü karım ve çocuğum yoktur” derse veya bunun gibi başka şeyler, gerekçeler ortaya çıkartsa yine küfre girer. Sen karın için mi namaz kılıyorsun yahut kocan için mi veya başka bir nedenle mi? Namazı Allah emrediyor, nasıl kılınacağını. Üstelik İslâm’da hiç kimsenin gücünün yetmediği, yetmeyeceği şeyler teklif olunmamış. İslâm, hayatı en güzel hale getiren, hayatı kolaylaştıran, mutlu hayat tarzıdır İslâm ve Allah’ın kurduğu düzenidir. Kendi kafana göre hareket edersen perişan olursun. Yine bu inançla namazın yalnız evlilere ve çocuk sahiplerine farz olduğuna inanmış olur yahut Allah’a karşı gelmiş olur. Kıymetliler, “Namaz ne kadar çoktur” dese yahut “Usandım” derse yine küfre girer Allah’ın emrinden usanılmaz ki. Namaz bir zevk olayıdır. “Namaz gözümün nuru, gönlümün süruru” diye Peygamberimizden haberler gelmektedir. 50:11 Çünkü namaz, insanların ruh dünyasında parlayan bir nurdur. Kalp dünyası parlar. İhlasla namaz kılmaya bak.
Yine kıymetli eserlerimizden birinde bir kimse “Namazdan doydum” yahut “Bana zor geliyor” derse kafir olur, demişlerdir. El-Cevahir de bu eserlerimizden birisidir. Yahut “Bu emri kim kolaylaştırabilir. Kim çıkarabilir?” derse Allah’ın kendisine gücünün yettiğinden fazla yük yüklediği inancı olduğu için küfre girer, demişlerdir. Kıymetli izleyenler, “Ramazan-ı Şerife kadar bekleyeceğim. Namaz kılmak Ramazan’ı bekleyeceğim” derse yine küfre gider. Çünkü namaz sadece Ramazan-ı Şerife tahsis edilmiş değil ki. Ramazan-ı Şerif 12 aydan birisi ve on bir ayın sultanı ama “Öbür aylarda namaz yok” dese hatta beş vakit namazın birine yok, desen kafir olursun derhal. Bunlar kesin, kati Allah’ın emirleridir. Ramazan-ı Şerifin dışında farz olmadığı inancına işte burada sebep olmaktadır onun o düşüncesi. Çünkü vatandaşın kendi arasında “Ramazan-ı Şerif Müslümanları” şeklinde söylenmektedir. Bir insan İslâmı bir ama bir tek bir aya, Ramazana tahsis edip başka zaman İslâm ve Allah’ın emirlerinin yokmuş gibi kabul ediyorsa orada iman, İslâm olmaz. Kişi küfre girer. “Ben imtihan altına girmem” derse bir insan bu da direkt kafir olur çünkü hayat komple imtihandır. Allah-u Teâlâ hayatı, ölümü imtihan için yaratmıştır. Kuran’ı Kerimi aç, bak şöyle. Baştan sona Kur’an-ı Kerim’in keşif notlarını, tamamen Kur’an’ın kendisini verdik derslerimizde. Oraları takip edenler bu gerçekleri görürler.
Evet kıymetliler, arzumuz Yüce Allah insanlığın, ümmet-i Muhammed’in imanını kamil ve ebedi daim eylesin. Bunun için uğraşıyoruz. Gayretimiz, çabamız bu.
Farzları inkar etmekle ilgili sözler. Bakın, üzerinde ittifak edilen farzlardan birini inkar ederse kişi kafir olur. Mesela zina, şarap, kumar, adam öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek gibi Allah’ın yasakladıklarından birini inkar ederse derhal kafir olur. Bunlar yasak edileni kati olarak haram olduğu kesin olan farzlar. Bunların haram oluşu kesin farzdır. Şimdi Müslüman olup bizim ülkemizde yani İslâm ülkesinde bir ay kaldıktan sonra kendisine beş vakit namaz yahut oruçtan sorulsa ve “Bunların farz olduğunu bilmiyorum” dese küfre girer. Çünkü Müslüman ülkesinde kalmış, Müslüman olmuş. Bakın, bunu artık Müslüman ülkesinde “Namazın farz olduğunu ben bilmiyorum” demek mazeret değildir. Çünkü Müslüman olduğunda dininin gereklerini öğrenmen de üzerine kati farzdır. 55:03 Zarûrât-ı dîniyyeyi öğrenmen kesin farzdır öncelikle. Yine bir kimse “Allah bana beş vakit namazdan fazla kılmamı, bir aydan farzla oruç tutmamı yahut kırkta birden fazla zekat vermemi emretse yapmam” derse yine küfre girer. Allah ne emrederse seve seve yapmaya mecburuz. Hem de seve seve. Ey adam, aklını başına al! Allah-u Teâlâ’ya karşı “Ben şunu yapmam” veya “Yapmazdım” deme şansı kimsede yoktur. Bu ancak kafire yakışır. Bunlar küfrün, kafirin şiarındandır. Müslüman seve seve Allah’ın emirlerini yapar, kıvanç duyar. İslâm’ı ne kadar översen öv, İslâm senin övdüğünden daha yüce. Nefsini övme, İslâm ile övün. Ama İslâm’ı bil, yaşa, Müslümanlığını ispat et. İslâm çok yüce. Herkesi yükseltmeye gelmiş. Herkesi aşağıdan yukarıya çıkarmaya gelmiş. En geriden, en ileriye cennete ve Allah’ın cemâline ulaştırmaya gelmiş. İslâm bu. Gerçek hayat tarzı, ölümsüz hayat tarzı bu. Hayat veren nurun kendisi, İslâm’ın kendisidir. Onun için derslerimizin adı hayatverennurun keşif notları. İslâm hayat veren nurun kendisi. Kur’an-ı Kerim nurdur. Ruhları aydınlatır, hayat verir. Onun için bütün derslerimizin adı hayatverennurun keşif notları ve irşat notları.
Abdestsiz olarak kıbleye yönelmek, kasten. Bakın, bir kimse “Namaz kılmayan kimse ne hoş ne güzeldir” dese bakın “Namaz kılmayan kimse” diyor “ne hoş ne güzeldir” dese küfre girer, kafir olur. Çünkü orada da kesin namazı hem terk etmeyi hem de namaz kılmayanı kılmadığı için ne yapıyor? “Ne güzeldir” diyor kılmadığı için. Bunlar da küfre girer, diyor. Muhafazanallah. Bu da Fevz’ün-Necât gibi kıymetli eserlerimizde geçmektedir. Yine diğer kaynaklarımızda “Bir kimse abdestsiz olarak cemaatle namaz kılarsa kafir olur”. Kasten yaptığı zaman. Tabii bilmeyerek, unutarak, sehven olanlar konumuzun dışında. Kasten yapanlar. Evet kıymetliler, abdestsiz namaz kılmanın helal olduğuna inanırsa işte o zaman direkt kafir olur. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de abdesti emreden kesin Kur’an-ı Kerim’de yüce ayetler bulunmaktadır. İmameyn’in “Bile bile kıblenın dışına yönelerek namaz kılan kimse kafirdir” sözleri de böyledir.
Kıymetliler, bir kimse başkalarına gösteriş için abdestsiz olarak namaz kılarsa yine kafir olur, demişlerdir. Bu da Tetimme gibi kıymetli kaynaklarda bulunmaktadır. Yine bir kimse namazı tembellikten değil de önemsemeyerek, hafife alarak terk ederse kafir olur, demişlerdir. Evet, bir kimse bile bile kıblenin dışına doğru namaz kılarsa bakın, tesadüfen kıble istikametine uygun düşerse yine de İmam-ı Âzam’a göre küfre girer, demiştir. 1:00:17 Çünkü adam kasten kıble olmayan bir tarafa döndüğüne inanarak ne yapmış? Kıble dışına döndüğüne inanmış ama döndüğü yerde kıble olarak rastlamış. Çünkü niyetinde kıbleye dönmek yok. İmam-ı Âzam “Bu da küfre girer” demiştir. Fakîh Ebü’l-Leys de aynı görüşü benimsemiştir. Bir kimse temiz elbisesi bulunduğu halde pis elbisesi ile yahut abdest veya taharet gücü yettiği halde abdestsiz, taharetsiz namaz kılarsa kafir olur, demişlerdir. Çünkü burada da namaza hakaret ediyor. Temiz elbise varken onu giymiyor. Efendim, neticede Allah-u Teâlâ’nın gücü yettiği halde Allah’ın emirlerinin tersini yapıyor ve gücü yettiği halde, abdest almaya imkânı olduğu halde abdestsiz, taharetsiz namaz kılıyor. Namaza hakaret ediyor, Allah’ın emrine karşı çıkıyor. Bunlar, diyor kafir olur, demişlerdir. Helal olduğunu kabul ederek yaparsa kafir olur, cümlesini eklemişlerdir. Bu yaptıklarının helal olduğunu kabul ederek yaparsa kafir olur, cümlesini de eklemişlerdir. Şimdi Allah’ı alacaklı yerine koyan bir kimse “Başımı namaz için yıkamadım” derse bu da bakın “Başımı namaz için yıkamadım” derse bunun küfür olması açık olmamakla beraber tehlikedir. Ancak bu sözü söyleyen onu alay için söylerse o zaman kafir olur, demişlerdir. Allah muhafaza buyursun.
Bir de ilim ve âlimler hakkında bakın din âlimini din âlimi olduğu için sevmeyenleri sırf İslâm âlimi, din âlimi olduğu için sevmeyenler ve ona buğz edenler için bakın ne dediler: Onların kafir olmasından korkulur, demişlerdir. Çünkü burada şunu söyleyen de vardır. Din âlimi olduğu için sevmeyen kafirdir, demişlerdir. Diyenler var. Şeriat ilmine buğz etmiş olur kafir diyenler. Bakın, İslâm’ın bütün emirleri Şârî’ Teâlâ, şeriatı ortaya koyan Allah’ın kendisidir. Şeriat ilmine buğz etmiş olur. Burada âlimin şahsında İslâm düşmanlığı vardır. Şimdi kıymetliler, din âlimini değil sevmemenin, inkâr etmenin küfür olduğunda şüphe yoktur. Çünkü din âlimi neyi temsil eder? Dininin ilimlerini. Bunlara da karşı çıktığı zaman durum korkunç bir akıbetle neticelenmektedir.
Kıyafetle ilgili sözler. Bu ilim adamlarıyla alay edenler. İlim adamlarıyla alay etmekse peygamberle alay etmeyi gerektirir. Peygamberler âlimlerin varisleridir. Çünkü âlimler peygamberlerin varisleridirler. Aynı zamanda peygamberin yolunda giderler. 1:05:03 Peygamberin sünnetini çirkin görmekse ihtilafsız küfürdür. Mesela bir âlim peygamberin sünnetini işliyor. Sen de onu çirkin görüyorsun. Peygamberin sünnetini yaptığı için çağdışı görüyorsun yahut çağa hiç yakıştırmıyorsun. Ama âlimlerin de ilmi, çağlardan çok daha çağdaş, daha ileri. Bu gerçeği görmüyorsun. Ve sünneti, Allah’ın emirlerini yerine getirdiği için sen onu çirkin görürsen işte ihtilafsız, diyor çirkin görenler kafir olurlar. Allah’ın emirleri çirkin olmaz ki. En yüce, en güzel emirler Allah’ın emirleridir.
Yine bir âlime hakaret için efendim ne yapsa “Sarığının ucunu omzunun üzerine atan kişi ne çirkin olmuştur” dese âlimi taklit ediyor ve onun sarığı da biliyorsunuz İslâm’da dinin emridir sarık, sünnettir. Peygamberimiz, melekler de dahil sarık sararlar ve buna da “Ne çirkin olmuştur” dese çünkü burada yine dinin bir emrini yine sünnetin, Peygamberin sünnetinin herhangi birini çirkin gördüğünden dolayı küfre girer, demişlerdir. Bu haberler Zahirîyye’de, El-Hülâsa’da, El-Muhît’de bu haberleri görebilirsiniz. Kıymetliler, kaynaklardan anlayanlar bu kaynaklara bakabilirler. Bir kimse yüksek bir yerde otursa efendim ona dini sorular sorup alaylı tarzda gülseler, bak, dinle alay ediyorlar. Bir kimse yüksek bir yerde otursa, dini sorular sorsalar alaylı tarzda gülseler ve dinle alay ettiklerinden dolayı da gülüşseler ve dini alay, istihza konusu yapsalar ki bunların hepsi kafir olur, diyor. Bu nerede yazıyor derseniz El-Muhît adlı kıymetli kaynağa yazıyor. Efendim, yine şeriatı küçük düşürmek için bunlar bunu yapmışlar ve böyle bir kimse yüksek bir yerde oturmadan da aynı hareket yapılacak da olsa yine küfürdür çünkü şeriat düşürmeye gelmez. Şeriatı kim küçük düşürmeye kalkarsa kendi küfre girmiş, küçülmüş, cehenneme tepe taklak gitmiştir. İster inan ister inanma. Biz tehlikeleri kaynaklarıyla haber vermeye çalışıyoruz. Keşif notları olarak hepsini de veremiyoruz çünkü hepsi ne zamanlara sığıyor ne internete sığar ne de zamana ne de insanların havsalasına. Çünkü insanların gerçeğin aşığı olması gerekiyor ki Allah bizi onlardan eylesin. Biz özü, keşif notları halinde en özü veriyoruz. En değerli özlerden keşif notları veriyoruz. Anlayana bunlar, anlamak isteyenlere Allah’ın lütfuyla, keremiyle inşallah pek çok faydalı olacaktır. Çoğuna oldu bile ve olmaktadır. Ve inşallah dünyanın ve bütün insanlığın kurtuluşuna Allah vesile eylesin. Bütün kalpleri, gönülleri Hakka yönelmiş kullarından eylesin.
Kıymetli dostlarımız bu kıymetli derslerimiz inşallah devam etmektedir.
1:10:03