[jw7-video]

48- Hadis ve Tasavvuf Ders 48 hayat veren nurun keşif notları

HADİS TASAVVUF DERS 48

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; Horasan erenleri olarak bilinen Nişabur ekolü, Bağdat ekolü, evliyalar okulu ve oradan yetişen kıymetli rical şimdi bunlardan bahsetmeye onların okulunda okunan derslere bakıyoruz ki ruh terbiyesi, nefis terbiyesi enfüsi ve afakî bir âlemde tertemiz bir Müslüman bir Allah dostu nasıl yetiştiriliyor. Allah’ın lütfu keremiyle işte onlara bir göz atıyoruz. Şimdi hallerin durumundan Havf, Reca, kabz, bast hallerinden sonra heybet ve üns hallerine bakıyoruz. Heybet ve üns kabz ve bastın üzerinde iki haldir üns sahibi sahv sahibidir sahv şirk hallerindedir haz, zevk ve şirk hallerine denmektedir. Ünsün asgarisi öyle hala gelir ki ünsün asgarisi artık unu Muhabbetullah kuşatır hayatta hiçbir şey ona etki etmez. Mesela kızgın ateşlere atılsa da üns halinin bozulmamasıdır ve kedersizdir. Yani ilahi muhabbet, sevgi, vecd, tevacüt, vecd ve vücut haline gelince sevgi işte o zaman kızgın ateşlere atılsa o acı duymaz hiçbir şey duymaz. Kılıç yüzüne vurulsa acı hissetmez bunu da söyleyen Cüneyd-i Bağdadi’dir. Vecd halinde yalnız Allah’ı hatırlar başka hatırasında kimse yoktur Allah vardır vecd halinde yalnız Allah’ı hatırlar(C.C) Kıymetli dostlarımız; dersimiz heybet ve üns halidir. Şimdi bunları dersin akımı içerisinde tekrar, tekrar dinleyeceksiniz ve anlayacaksınız heybetin hakkı gaybettir, gıybet değil gaybettir kısa uzun süre bilir heybetin hakkı gaybettir kısa uzun sürebilir buna gaybet hali deniliyor. Üns ise hak ile sahv halinde olmaktır üns ise hak ile sahv halinde olmaktır. Buda haz ve zevk şirk halidir demek ki üns ise hak ile sahv halinde olmaktır sahv hali ise haz hali ise zevk ve şirk halidir. Vücut vecd hali İnsi Cinni arşı kürsüyü değil sırf Hakkı hatırlar vücut halinde bunlar muhabbetin sevginin dereceleridir. Kıymetli dostlarım; işte heybet yüce Allah’ın celali yetinin tecellisidir o celali tecelliye duyarsan işte sende heybet hali ortaya çıkar. Birde yüce Allah’ın sevgi muhabbet tecellisi vardır cemali tecelli ki o zamanda üns hali tecelli eder. Bunlardan hallerden biri tevacüt vecd ve vücut İbni Mace’den rivayet edilen hadisi şerifte Peygamber efendimiz (a.s.v) ağlayınız veya ağlayacak durumda görüntü veriniz ki bu Allah sevgisinde sevinç gözyaşları Allah korkusundan yine o sevgiyi kaybetmemek için gözyaşları. Bu sırf yüce Allaha olan muhabbetin neticesidir bir acı olayı birisi anlatır o acı olay karşısında biriler ağlar öbürü ağlar bunlar o acı olayda etkilenme esas muhabbet Allah sevgisidir. Eğer bu muhabbet sevgisi Allah korkusu tevacüt vecd ile vücut hali Müslüman müminde zuhur ederse işte bunlara tevacüt, vecd ve vücut hali deniyor. Tevacüt vecdin başlangıcıdır artık sevgi ilahi sevgi ateşi vücutta yanmaya başlar bu tevacüddür vecd kendinden geçmedir ki artık Rabbi ‘sini o kadar çok özlemiş seviyor ki kendinden geçme halidir vecd hali, feyizler lütuflar ihsandır. Bunda kişinin iç dünyasına feyziler gelir lütuflar ihsanlar bahşedilir lütfu ihsandır evradın meyvesidir. yani meşru olarak Allahın razı olduğu ameller ibadetler ve hayırlı yaptığın bütün işler sana feyiz olarak geri döner lütuf olarak sana döner lütfü insan olarak sana döner yani evradın meyvesidir bunlar evrat nedir? Bizler Allaha olan muhabbet ve ibadet ve zikirlerin tamamı ve onlardan sana geri yansıyan feyizler.

Dakika 10: 02

Vücut hali ise vecd halinden yükselen mertebe beşeri his ve sıfatlar söner kaybolur hakkı bulursun tevacüt manevi haller bu bir hidayet başlangıçtır vücut ise nihayedir vecd ise heyecan ve istiğrak arada vasıtadır. Şöyle bir misal verebiliriz tevacüt deniz görülmüş vecd gemiye binmiş denize açılmıştır buda vücuttur. Dikkat et! Denizi görmüş gemiye binmiş denize açıkmış işte bu denizin görülmesi tevacüt gemiye binilmesi vecd denize açılmış olması da vücut haline bir misaldir. Kıymetli dostlarım; burada anlayacağın şey bütün varlığınla Allah’ı sevmek. Şimdi burada bir de tertip var bunların tertibi tertipte başta kusut yani senin sağlam samimi ehlisünnet inancına uygun bir niyetin olacak gerçek iman gerçek niyet bunun yanında vürutlar artık sana vürutlar gelmeye başlar ama vürutların nasıl geldiğini söyledik. Senin Allah’a yaptığın ibadetler tüm kulluk görevlerinden sana geri yansıyan feyizler sana vürut olarak geri döner buna vürut diyor geliş sana gelenler. Birde Şuhut var görüş artık hakkı görüyorsun hakikati İslam tamamen hak ve hakikattir 1. kişiye Kuran-ı Kerimin ayetlerini lafsını manasını keşif halinde görebilmeli oradan da kevni âleme kevni ayetlere yönelmelidir. Şuhut görüştür hakkı hakikati görüştür, vücut buluştur. Hakkı bulmak ne zamanki Allah senden razıyım kulum dediyse hakkı buldun bunun olması içinde gerçek bir iman gerçek bir iman gerçek bir ameli Salih gerçek bir hakkı görüş hakkı yaşamak hakkı tavsiye etmek o yolda sabredip sabrı tavsiye etmek ve vücut ki hakkı bulmak. İşte hak senden razı senden haktan razı olunca onun rızasına vasıl olursun. İşte vuslat onu buluş onun rızasını kazanmaktır yoksa imtizaç ittihat hulul gibi sapıklarla hiç alakası yok onları tümünü reddeder. Humut birde sönüş vardır bunların içinde humut birde sönüş vardır artık hakkın dışında batıl ne varsa sönmüştür senin iç ve dış dünyanda hak hâkim olmuştur burada sahl halinde bekası mahıv halinde fenası hak iledir artık kişi hakikatin adamıdır hakkı hakikati bulmuştur.

Dakika 15: 00

Orada ne olmuştur? Humut bir batıl sönmüştür hak ona artık sahv halinde bekası mahıv halinde fenası hak iledir yani artık bu Müslim müminin işleri haktır fiili hak, kavli hak onun hali de hak halidir. Buhar-i ve Müslim’in Buhari’nin ve İbni Mace’nin rivayet ettiği bir hadisi şerifte Cenabı Hak kutsi bir hadistir bu kul benimle işitir benimle görür yani kuluma artık hakkı duyuran benim ve gerçeği hakkı gösteren benim ona hakkı duyururum hakikati ve gerçeği hakikati gösteririm burada anlaşılmaktadır. Kıymetli dostlar; mümin buradaki tertibi de bilmelidir kısaca özetleyelim kusut yani samimiyet vürut sana feyiz olarak gelenler, Şuhut hakikati görmek onun şahidi olmak ve o hakikatin şahitlerini başta yüce Allah’ın şahadetini her şeye şahit olduğunu bilmek. Vücut hakikati bulmak humut batıl adına ne varsa bunların sönmüş olması sahv halinde bekası mahıv halinde fenası hak iledir yani fili kavli artık haktır hak olur. Her sözümü her işimi nur ile hak kıl diye Peygamberimizin yalvarışı vardır şimdi hallerden cem hali fark hali kıymetli dostlar şimdi cem hali ile fark haline bakalım kalpte mana marifet vücuda getirilmesi lütuf ihsanda bulunmasına cem hali denir ki onlar tamamen haktandır. Cem haline bir daha bakalım kalpte mana marifet vücuda getirilmesi lütuf ihsanda bulunması cem halidir ve tamamen haktandır kalbe mana geliyor mani marifet vücuda getiriyor kalpte lütuf ihsanda bulunuyor yüce Rab işte bu cem halidir. Bunları haktan bilmen haktan görmen birde kulluk görevi hal ve ameller ki kulun iradesi ile olanlara da fark hali denir bir cem hali var birde fak hali var kulluk görevi hal ve ameller ki kulun iradesi olanlarla da fark hali deniyor. Mesela Fatiha’da ki (إِيَّاكَ نَعْبُدُ) bu fak halidir ve (وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ) cem halidir. Bak! Fatiha’nın o 2 yüce ay cümlesinden o ayetlerin o cümlelerinde hem fark halini kulluk halidir. Fark ibadet hali irade ile seve, seve Allah’a yapılanlar bu fark halidir ve sana Allah’tan gelen bütün lütufların kalbe senin irade dışında gelenler lütuf halinde neler varsa bunlarda cem halidir ki (إِيَّاكَ نَعْبُدُ)biz ancak sana kulluk ederiz

20: 11

(وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ) biz ancak senden yardım isteriz avni muaveneti senden bekleriz çünkü her türlü yardım lütuf lütfu ihsanlar rahmet, mağfiret, salah, ferah, necah hepsi ondan. Kıymetli dostlarımız; işte evliya okulunun o ekolün içindeki hal derslerinden bahsediyoruz demek ki Fatiha’da ki yalnız sana kulluk ederiz bu fark hali, yalnız senden yardım isteriz cem halidir. Buna ayn-ül cem ayn-ül fak yani aynı anda cem ve fak hali yaşanmaktadır kul ağzından çıkanların manasını bilmeli bu okulda talebi olmalı bu okulda talebe olmak için bu dersleri kaçırmamalı. Seni senin lütfün la ve ihsanınla temaşa ediyorum görüyorsun veli böyle yalvarıyor böyle çırpınıyor. Ne diyor? Seni senin lütfunla ve ihsanınla temaşa ediyorum. Tenezzühüm, rahatım, huzurum, zevkim seni seyretmemdir seni seyretmeyi tenezzühüm kıldın tenezzühü kıldın bak buda cem halidir. Eğer kıldım deseydin fak hali olurdu kıldın lütuf ondan, kerem ondan, feyizler ondan, kalbe gelen mana ve marifet nurlarının tecellisi ondan bu cem halidir. Kıldın eğer kıldım deseydin fark haliydi bunu söyleyende Ebu Sehil işte Horasan okulunun büyük evliyalarından, Nişabur ekolünün büyük evliyalarından, Horasan erlerinden. Cem-ül cem bakın bir cem hali fark hali birde cem-ül cem hali bulunmaktadır ki hallerden bahsediyoruz cem halinin üstünde bir hal sadece tecellilerle meşgul bulunan istila edilen cem-ül cemdir. Artık seni ilahi lütuflarla kuşatmış ilahi tecellilerle tamamen meşruiyetin ilahi tecellilerle buda cem-ül cemdir. Tefrika, masiva Allah’ındır masiva Allah’tan başka ne varsa hepsi Allah’ındır bu tefrikadır bu mahlûkat Allah’ın yarattıkları bir de bakın cem masiva’yı yüce Allah’u Teâlâ’nın lütfu keremiyle görmektir. Şimdi masiva’yı Allahtan başka ne varsa Allah’tan Allah’ın mahlûku olarak görmekte buda cem halidir. Şimdi tefrika halini cem halini Fark-ı Sani sahif halinde iadesidir. Cenabı Hak kulunu cem halinden ne yapar onu – fark haline fak-ı saniye çeviri ki yani sahif hali deniyor buna. İbadet için onu ne yapıyor?

Dakika 25: 07

Kendi iradesi ile kulluk yapabilecek duruma geri iade ediyor. Cem halinden fark haline onu iade ediyor bu lütuflar sürekli böyle geliyor. Öbür taraftan o lütuflar gelirken sen cem halinde nimetlerle iç içe olurken bunun yanında seni kulluk edebilecek duruma gelir. Cenabı hak sahv haline iade ediyor ve buna Farkı Sani deniyor ve iradenle rabbine kulluk edebilecek ortama seni geri iade ediyorlar. Evet, bunun misalleri çoktur ama bunlar çok zaman alacak derin manalar olduğu işin özetini irşat notları olarak biliyorsunuz bütün derslerimiz irşat notları keşif notları olarak hayat veren nurun dersleridir bunlar kaynağımız Kuran-ı Kerim sünnet İslam şeriatıdır. Rehberimiz önderimiz Hz. Muhammed onun izninde giden sahabeler tabiin ve müçtehit âlimlerimiz Ehlisünnet vel Cemaat toplumu bizde onların içinde bir Allah kulu o cemaatin içinde bir Allah kulu bir Muhammed ümmeti onun için çırpınacağız Ehlisünnet vel Cemaatten hiç ayrılmayacağız. Şeriatı Garrai Ahmediyye’yi Muhammediyyenin ölçülerine sıkı, sıkı uyacağız, şatah ortama düşmeyeceğiz. Azametin yüceliğin görmeme engel oldu ise de vecd hali beni sana canımdan daha çok yaklaştırdı seni can gözüyle gördüm Cüneyd-i Bağdadi öyle diyor. Kıymetli dostlarımız; mümin Müslüman Allah’ı sürekli tenzih etmeli ki tenzih eder nefsini de kendi nefsini tenezzüh etmelidir. Kişinin kendi nefsinin tenezzühü nedir? Biliyorsunuz ki Allah’a yaklaşmak için sevap olanla meşgul olmak ve sevabın dışında her şeyden uzaklaşmak bu kulun nefsini tenezzühtür. Sevaba koşmak, sevap yarışında olmak, sevap olmayan her şeyi terk etmek bu bir kulun nefsine uyguladığı tenezzühtür. Nefsini bu şekilde bir terbiye sistemi içine almak işte bu evliyalar okulundaki uygulanan dersin birisi budur. Yüce Rab tecelli edince azameti ile tecelli edince bana gaybet hali gelir yok olurum işte buda cem halidir. Yüce Rabbin celali tecellileri vardır onun büyüklüğü karşısında onun vacibül vücut varlığı karşısında diğer bütün varlıklar fani olduğu için kişi kendinin varlığıyla yokluğunu eşit görür. Ve gaybet haline gelir ki o gaybet hali kendini yok bilme sadece vacibül vücudu var bilen bir yüce rabbin kendini görme gerçek varlık çünkü odur.

Dakika 30:12

Öbürleri sonradan yaratılmış hepimiz varlığımız yokluğumuz hepsi eşittir. Bu vacibül vücut olan Allaha gereği gibi kulluk etmemiz gerekiyor çünkü yaratıcımız o biz bütün varlığımızla her şeyimizle ona ait’iz o yaratan o olduğu için ona ait’iz işte buda tecelli azamet tecellisidir. İlahi inayetle yardım kurtarmak yani ilahi inayetle fark haline dönelim burada bir ‘’mütecelli’’ birde ‘’mütecella’’ yüce Rab tecelli ediyor bir tecelli eden birde tecelli olunan var yüce Rab dilediklerine cemali tecellilerde bulunuyor ki kulun kazanımlarına göre birde cemali tecellilerde bulunuyor. Buda kulun kazanımlarına göre ve görüyoruz ki mütecelli ve mütecella ilahi inayetle fak haline döndürende yine onun tecellisidir sana lütfediyor kulluk ortamına seni tekrar getiriyor lütuf ortamından bir cem lütfu ortamından kulluk yapabilme ortamına yine bir lütfuyla seni ne yapıyor – kulluk edebilme ortamına ki buna fark hali deniyor. Bu okulda bunun adı böyle tüm mahlûkatı yüce Allah iradesiyle bakın tüm mahlûkatı iradesinde tasarrufunda cem etmiş bütün âlemler onun iradesi hükmü altında onun tasarrufu altındadır. Şimdi mesela birileri Allah’ı inkâr eder ama ne yeri delip kaçabilir ne göğü delip kaçabilir yine Allahın iradesi hükmü tasarrufu altındadır ve kuşatma altındadır Allah’ı sevenlerde sevilenlerde Allah’ı inkâr edenlerde bunların tamamı kuşatma altındadır. Ama kâfire yapılan tecelli ile mümine ehli muhabbete yapılan tecelliler bir değil birinde gazabı tecelli ediyor azabı tecelli ediyor inkârcıya öbürüne rahmeti lütfu nice lütfu ihsanlar tecelli ediyor ki bunlara cemali ikram tecellileri deniyor. Yine bakıyoruz ki mütecelli mütecella yüce Allah âleme sürekli nimetleriyle kahrı gazabıyla tecelli ediyor kime nasıl tecelli edeceğini biliyor ve bütün âlem bakın mütecella kendisine tecelli olunan bütün mahlûkat mütecella yani tecelli olana. Cenabı hak bütün mahlûkatı iradesinde, tasarrufunda cem etmiş nevilere ayırmış çok çeşitli neviler var çeşitli mahlûkat var ve çeşitli yaratılmış öyle mahlûkat var ki canlı ve cansız çok çeşitli bunları nevilere ayırmış fark haline getirmiş. Dikkat et! Hepsine bir ayrı bir vücut vermiş varlık vermiş fark haline getirmiş.

Dakika 35: 06

Her insan ayrı bir vücuda bir kulluk yapabilecek kişiliğe kavuşturulmuş yaratılmış diğer mahlûkatta nevilere ayrılmış birbirinden ayrılmış. Bakın fark halinde herkes ayrı, ayrı birinden öbürü fark halindedir. Şimdi insan fıtratı ile insan hilkati ve tabiatıyla diğer yaratıklarınkiler hep farklı. Bugün güvercin ve şahini inceleseniz bakın ruh dünyaları da onların maddi dünyaları da farklıdır ayrı, ayrı bir fark haline sahiptirler. Ayrı birer varlık halinde yaratılmışlardır. Selamet, felaket bakın kimisine selamet tecelli ederken kimisine felaket kimisine hidayet tecelli ederken kimisine delalet kimisini hicap ile kendine cezp ile üns ile vuslat ile tecelliye ederken hidayet bunları kuşatırken bakın! Bir tarafta ümit kesenler ve inkâr edenler ve onlara Allah’ın gazabı ve hışmının tecellileri tevfiki ile ikramlar kimisine nice tevfiki ile ikramlar ve kimisi gaybet, sahv, mahıv, huzur, aşk ve vuslat şarabı içerken kimisini de kovmuş daha niceleri ve niceleri. Ey dostum Rabbini tanı ona kul ol. Şanlı Kur’an’ı baştan sona okuduk ve onun yüce tecellisi en büyük hidayeti bütün âlemlere ezeli ebedi hidayeti Kuran-ı Kerim, İslam onun ebedi ezeli rahmet tecellisi, Hz. Muhammed âlemlere rahmet Peygamberi. Cenabı Hak bakın bu tecellilerle bütün âlemlere evrensel tecellileri var sen bu âlemi Cenabı Hak önce rahmetiyle yaratmış ve kuşatmış. Niye azabına zorluyorsun da İslam’ı tanımıyorsun? Kuran-ı Kerimi tanımaz Muhammed’i tanımaz İslam şeriatını çağdışı görürsen çağdışı kendin olursun. Kendini rahmetin dışına dışlar Allah’ın ebedi gazabına hışmına çarpılırsın. Duyduk duymadık deme, yağcılara aldanma, doğru söyleyenleri dinle dal kavuklara değil sana acı ve tatlı sana doğruyu söyleyenleri dinle aptallığı bırak adam ol adam. Allah’a isyan edilmez onun emirlerine karşı konulmaz çünkü o yarattı vacip varlık sadece o Vâcib-ül Vücudu o öbürleri tamamen mahlûktur. Mahlûka takılıp kalma Halik’a kul ol. Şimdi birde fena hali beka halinden bahsedelim hallerden bahsediyoruz. Fena demek kötü sıfatların yok olmasıdır kıymetli dostlar yani bir insanın fena fillah fenaya ulaşması için kötü sıfatların yok olmasıdır.

Dakika 40: 11

Kötü huyların batıl ne varsa bunların yok olması beka güzel vasıflar edinmesi amelin temiz ihlâslı olmasıyla hallerin mükemmel olmasını Allah ihsan eder ki işte bu beka halidir. Yani güzel vasıflarla vasıflanmaktır. Fena da kötülüklerden sıyrılıp kurtulmaktır kötü sıfatların senden yok olması güzel sıfatlarla senin vasıflanman işte burada fena ve beka halini ortaya koyuyor evliya okulunda bunlar hal dersi olarak hep uygulamalı olarak bunlar okutuluyor evliya okullarında dersler uygulamalıdır. O kâşif olan başındaki veliler seni eğiten öğreten o evliyalar seni keşfederler haline bakarlar feraset nurlarıyla bakarlar onlar bu yolu çoktan geçmişler bu yolları gitmişler gelmişler biliyorlar. Öğrencilerine de bunun adına sofi de mürit de ihvan de ne dersen de talebe de tilmiz de onlara da ne istersen öğretmenim de istersen üstadım de, istersen hocam de, istersen mürşidim de, ne dersen de ama ortada gerçeği söyle gerçeği bil gerçeği söyle onlar gerçek ders verdiler veriyorlardı. Bugün de inşallah bu gerçek derslerin verildiği ortamlarda o okullarda ekollerde bu dersleri almaya bak kaçırma bunları bak derslerimizin başarına tamamını sünneti ve fıkıh kelam gibi derslerimizi temele alıyoruz. Şimdi bu derslerimizin peşinden de İslam fıkhının tamamını ve İslam fıkhının tamamını ve İslam tarihini öz olarak keşif notları irşat notları olarak vermeye çalışacağız. Niçin? Not diyorsak tabi ki not halinde vermezsek buna zamanlar yetmez. Birde karşının usanmaması önce özün verilmesi gerçeği takdim etmek az ve öz vermek ondan sonra herkes kendi ihtiyacına göre harekete geçer ve kazanımlar ortaya çıkar feyizler yağmaya başlar. Allah’ın lütfu, keremi, hidayeti ile (la havle vela kuvvete illa billâh vema tevfiki illa billâh) bunları hiç unutma. Evet, kıymetliler demek ki fena kötü sıfatların yok olmasıdır. Beka güzel vasıflar edinmektir. Amelin temiz olması ihlâslı olmasıyla hallerin mükemmel olması yüce Allah ihsan eder bu beka halidir güzel ahlak güzel huy sende devam eder Allah’ın lütfuyla tabi baki sadece Allah’tır öbürleri onun lütfuyla devam eder öbür varlıkların varlığın devam etmesi o bakinin lütfuna bağlıdır.

Dakika 45: 00

Kalbinde dünyadan kalbin ile dünyadan yüz çevir züht inabesi sıdk ile bakidir. Dikkat et kalbinle dünyadan yüz çevir bu dünyadan yüz çevirene adam daha çok çalışan adamdır sakın buraları yanlış anlamayın. Böyle diyen okulun hocaları o evliyalar bir saniyeyi bir nefesini israf etmemiş iyi çalışmışlar yani sen kalbinle dünyadan yüz çevir diyince ne demektir dünyayı iman eden onlardır. Dünyayı ayakta tutan manevi direkler onlardır. Manevi ilimlerin direkleri evtatları onlardır. Onun için yanlış anlama yani bu okullarda eski pintili elbise kırık çömlek kuru ekmek anlayışı değil burada tam bir çalışma, tam bir ilim irfan, tam bir marifete kaybolman dünya mezar ve ukba öbür âlem. İşte buraya tam yatırım yapılıyor ki dünyaya dünyada kaldığı kadar mezara berzaha orda kaldığı kadar mahşere öbür ahret âlemine de orda kaldığı kadar evliya okulunun yatırımı böyledir. Şimdi şantiyenin görevi ayrıdır o şantiyedekilerin bir yatırımı vardır o yatırım dünya şantiyedir lazımdır ama ebedi kalacağın yurdun berzahta değil mezarda değil öbür âlemdir. Ahiret âlemidir ya cennette kalacaksın ya cehennemde yatırımını ona göre yap onun için bu ekolün hocaları talebeleri dünyada en iyi çalışanlardır dünyayı bunlar imar etmiş. Ukbayı da en iyi şekilde de oraya yatırım yapmışlar ki bu yatırım tamamı Allah’ın rızasıdır. Dünyada bak Peygamberimiz ne diyor – insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır İslam tamamen faydadır. Rızayı ilahiye dayanırsa bu fayda dünyada da faydalı ukbada da rızayı ilahiye dayanmıyorsa o fayda bile olsa bir yere kadar ondan sonra arkası kesilir ilahi rızaya dayalı olan her fayda ebedi seni ne yapar lütuf olarak sana döner. Birbirimizi iyi anlamaya çalışalım aczimizle beraber Allah’ın verdiği lütuflarla anlamaya anlatmaya çalışıyoruz. Değerli dostlarımız; işte inabesi Sıdk ile bakidir hak tecelli edince masivadan kurtulur hak ile baki olur. İnsana hakikat hâkim olunca tabi masiva onu etkisi altına alamaz o artık özgür her ortamda Allah’ın emrinde bir kuldur masivadan kurtulur hak ile baki olur hak tecelli edince oluyor bunlar hak tecelli sürekli senin kazanımlarına göre hakta tecelli ediyor.

Dakika 50: 00

Yani sen sevap kazandın da karşılığını tecelli olarak feyiz ve lütuf olarak sevabın karşılığı lütuftur bahşişlerdir günahlar kazanıyorsan onun karşılığı da o günahlara göredir cezadır. Artık olumsuzluklar seni kuşatabilir aklını başına bunu ben kendi nefsime söylerken birlikte hepimiz duymuş oluyoruz. Yoksa bunların nefsine söylemeyen başkasına söyleme hakkı yoktur nefsine söyleyenler başkasına söylerler. Evet, kıymetliler zühde ulaşan Heva ve hevesinden fani olan ilahi irade ile baki olur artık kişi zühde ulaşmış hevesinden Heva hevesinden fani olmuş ilahi irade ile baki olmuş nasıl Allah’ın iradesine biz kullar olarak irademizi Allah’ın iradesine bağlıyor. Onun emrine giriyoruz ona teslim oluyoruz onun emrinde bir kul işte o zaman ilahi irade ile baki oluyoruz. Şimdi sen nefsine tabi oluyorsun nefsin ne derse iblis ne derse onu yaptığın zaman Allaha kulluk nerde kaldı işte şöyle bir kendini gözden geçir şaşkınlar âşıklar fenadan sonra beka ile ika edildiler şaşkınlar bakın âşıklar ki bunun aslı muhabbet ehlidir. Allah’ın sevdiği Allah’ı seven kullar fenadan sonra beka ile ika edildiler. Şimdi şaşkınlar kimdir? Bunlar sevgi şarabını muhabbet şarabını fazla içenler içirilenler. Bunlar işte biraz şaşkın gibi görünürler aslında himaye ilahiyededirler Allah’ın himayesindedirler çünkü Allah sevgisi onları vecd halinde şaşkın gibi bir halin içine çünkü fazla sevgi şarabını fazla içmişler veya içirilmişler. Tabi ki lütuflar hepsi Cenabı haktandır huzur haktan uzak hak ile beraber olmanın adına huzur denir. Hakkın huzurunda olmak mahlûkatın içinde olabilirsin ama halk içinde hak ile beraber olunca buna huzur deniyor yani mahlûkat içine girmiyor. Dışında toplumun içinde olursun iş başında görev başında olursun ama hakkın huzurunda halk içinde hak ile beraber olmanın adı huzurdur huzuru ilahi çünkü o bize bizden yakın bizi sürekli görüyor zaten o yaşatıyor her şeyimizi o veriyor. Bize bizden yakın olan bizi her şeyi ile kuşatan Cenabı Hakk’ın huzurunda olduğunu unutma. Şimdi zikir kalbi istila eder kalp bütün varlığıyla Allah dediği zaman işte huzurdadır huzurda olmalıdır. Eğer şuulî tam şuurlu bunu yapabiliyorsa huzurdadır ama gaflet içinde derde der her şeyi suphanallah der tespihler okur, tahmitleri okur gaflet içinde okur ama nerde olduğunu bir türlü bilemez gafletten kurtulamaz.

Dakika 55:15

Şimdi gafletten kurtulmak için bu dersleri bütün derslerimizi A’dan, Z’ye hayat veren nurun derslerini kaçırma tabi Allah’ın hidayeti ile Peygamberin bizzat o nurlu cemalini o mucizelerini ona gelen vahyi ilahileri göre, göre iman edemeyen nice insanlar var. Onun yakın akrabalarından bile var diğer Peygamberlerin bile yakın akrabalarından hidayete ulaşamayan nice insanlar var çünkü hidayet Allah’tandır (C.C) Gaybet ve huzur kıymetli dostlarımız; şimdi bir gaybet birde huzur, huzurdan kısaca bahsettik. Gaybet halinde hak ile huzur demek ki kalbinden ruh dünyandan düşüncelerinden mahlûkattan sıyrılıp hakkın huzuruna bulunmana gaybet hali deniyor. İşte o zaman huzur hali sen son bulunca da halk ile huzur başlar mesela hakkın huzurunda olduğunu bir an için gaflet içine düşerse bu sefer halkın huzurunda olur. Şimdi hakkın huzurunda olmaya gaybet halinde hakkın huzurunda gaybet hali zail olunca da halkın huzurunda kendini buluyor demek ki insan ya hak huzurunda ya halkın huzurunda hak mahlûkat demektir biliyorsunuz. Feyiz, ilham varitlerin kalbe gelmesiyle maddi âlemlerle ilgi ve şuurun kesilmesi duyuların manevi âlemle meşgul olması kendinden geçmesine gaybet hali deniyor. İşte o zaman huzur ilahide hak ilah ile huzurda demek oluyor ki buraya dikkat et! Feyizler geliyor kalbe ilhamlar varitlerin kalbe gelmesiyle maddi âlemlerle ilgi ve şuurun kesilmesi duyuların manevi âlemle meşgul olması kendinden geçmesi olayına gaybet hali deniyor. Artık duyular maddi âlemle olan ilgi duyuların manevi âlemle meşgul olması maddi âlemden ilgiyi kesmesi ile gaybet hali ortaya çıkıyor. Huzur hakkın huzuruna çıkma hak ile huzur kendine gelme ise halk ile huzur şimdi muhabbet sarhoşluğu ile kendinden geçiyor hakkın huzurunda o sarhoşluk gidince halkın huzurunda kendini buluyor tabi halkın huzurunda kendini bulduğu zaman o kendini halkın huzuruna getiren kuvvetin lütfun sahibi yine Allah olduğunu da unutmuyor.

Dakika 1: 00: 00

Şimdi buna misal İbni Mesut (r.a) bir gün gelirken demirci körüğünü görüp cehennemi hatırlamış bayılmış ertesi gün ayılmış işte bu gaybet halidir. O baygınlık halinde Hakk’ın huzurunda kaldı uyandıktan sonrada halkın huzuruna döndü ama her iki hali de lütfeden Allah olduğunu kendisi iyi bilmekte bilmek zorundayız Allah’ın yine lütfuyla. Ali Bin Hüseyin bakın! Hz. Hüseyin’in oğlu (Kaddesallahu Esrarehüm Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) bu Ali Bin Hüseyin cehennemle ilgili ayetleri düşünürken evi yanmaya başlıyor evi yanıyordu o da cehennem ayetlerini düşünüyordu yangınla meşgul olamadı. Sorunca niye yangınla meşgul olmadın? Deyince; büyük yangınla uğraşıyordum da küçük yangına gelemedim müdahale edemedim dedi. Alnı secdede idi. Cehennem büyük yangındır, günahların kişiyi kuşatması büyük yangındır, dünyadaki yangınlar maddi yangınlardır bu yangınların yanında küçük yangın olarak Hz. Hüseyin’in oğlu Ali Bin Hüseyin böyle dedi. Ey dostlarım büyük yangınla uğraşalım küçük yangınları da söndürelim ahiretteki yangınlara günahların kişiyi kuşatıp büyük yangınları söndürelim. Nasıl söndüreceğiz? Bu dersleri iyi takip et. Estağfirullah ve Etübü İleyh gerçek tövbe ve istiğfarda bulun, inabe de bulun bu okula kayıt ol bütün yangınları nasıl söndüreceğini dünyada ve ukbada bütün yangınların nasıl söndürüleceğini sana bu okul bu ekol bunları öğretmek için açılan bir ekol okuldur kaçırma bunları. Kıymetli dostlarımız; Ebu Hafz buda evliyanın büyüklerinden kuranı kerimi dinlerken kendinden geçmiş elini ateşe sokmuş haberi yok gaybet halime geçmiş kendini kaybetmiş ama bu kayıp hakkın huzurunda bulunan halkın huzurundan maddi âlemin onun artık bütün duyuları her şeyi maddi âlemden kopuyor. Manevi âlem ki Allah’ın huzuruna gaybet haline hakkın huzuruna işte o zaman ne yapıyor? Gaybet hali zuhur ediyor elini ateşe sokmuş Kuran-ı Kerimi dinlerken kendinden geçmiş. İşte bu okulun hocaları Kuran-ı Kerimi böyle dinliyorlar böyle anlıyorlar bakın! Eli ateşe sokulmuş kendinden geçmiş ama ateş yakmıyor örneği var mı bunun? İbrahim (a.s) ‘ı özel ateşe attılar da yanmadı ya. Niçin yanmadı? Ateşi yaradan ona emretti yakma dedi. Ateş mahlûktur Halik’ın emrimde görev yapar ateşe yakma özelliğini Allah vermiştir yakma dediği zaman yakamaz bütün mahlûkat böyledir. Gerçek otorite Allah’tadır emir, yaratma ona aittir, herkes tabi bunu yine nefsime söylüyorum. Cüneydi bağdadi hanımıyla otururken (Kuddüse Sırruh) Şibli yanlarına geldi kadın örtünmeye başlayınca Cüneydi bağdadi hanıma dedi ki; Şibli’nin senden haberi yok dedi. Bakın! Şibli Cüneydi bağdadinin yanına geliyor yanında hanımı var ama Şibli gaybet halinde iç dünyası maddi âlemden sıyrılmış hakkın huzurunda Cüneydi Bağdadi hanımına diyor ki seni diyor bilmiyor görmüyor senden haberi yok diyor Şibli’nin diyor. Otur yerinde dedi hanımına çokça konuştular bakın! Cüneydi bağdadi ile Şibli konuştular Şibli sonradan artık uyanmaya başladı ağlamaya başladı ki uyanma hali ağlayarak kendine geliyor. Cüneyd o zaman karısına dedi ki; Şibli kendine geliyor gaybet halinden bakın Hakkın huzurundan halkın, mahlûkatın huzuruna bir uyanma ortaya çıkınca Cüneydi bağdadi hanımına şimdi örtün dedi. Bakın! Evliya halleri bunlar şimdi evliyanın halleri böyle biraz önceki keşfe bak Cüneydi Bağdadi şimdinin halini biliyor aynı okulun büyük hocaları bunlar evliya okulunun büyük üstatları. Kıymetli dostlarım işte buraları herkesin kolay anlayabileceği bir şey değil ama anlaşılır halde Allah’ın lütfu ile anlatmaya çalışıyoruz tabi lütuf, kerem, hidayet hepsi Allahtan biz kulluk görevimizi yapmaya gayret edeceğiz. Huzur, gaybet, sekr, temkin, sahv manasına gelir.

Adamın biri Beyazid’i Bestami’ ye gelmiş ben Beyazid’i arıyorum demiş.

O da diyor ki Beyazid kendisi bende Beyazid’i arıyorum diyor.

Zünnun-i Mısri ‘ye  sormuşlar; Beyazid delirmiş mi? Zünnun bak ne diyor; Zünnun ağlamış Beyazid hakka gidenlerle hakka gitmiş dedi. Yani gaybet haline hakta huzur haline işaret etti. Kim? Zünnun-i Mısri. İşte bu halleri bilmek için üstat olmak gerekiyor Beyazid’in halini kim anlıyor? Zünnun-i Mısri gibiler anlıyor. Bak! Öbürü de Beyazid’e Beyazid’i soruyor ve delirmiş mi bu diyor? Evliyalarda bu gibi haller vardır bu halleri hal ehli olmayanlar bilemezler evliyalara deli denmesinin velilere deli denmesinin bir hikmeti de budur. Şimdi doğruyu söyleyen bir adamı çıkarın şuandaki dünyadaki bazı ortamlara bazın sistemlerin içerisine bir veli çıksın bir şeyler söylesin ona herkes deli der. Niye? O günkü ortamda o insanların bakış açılarıyla o velinin hak ve gerçek anlayışı bir birine zıttır ancak yine anlarsa ehli anlar.

Dakika 1;10;15

Sonra buraları keşfedecek psikolog, sosyolog buraların âlimi şu anda bunu okulu dünyada yok İslam âleminde bu okullar 14 asırdır var. Büyük evliyalar yetişti Horasan erenleri Bağdat ekolü ve dünyanın her tarafında bu okullar açıldı büyük insanlar yetişti, büyük kâşifler yetişti. Yalnız şu anda İslam âleminin üzerine ölü toprağı saçılmış gibi tarihinden kendi özünden mahrum olan kendi tarihini kendi özünü değerlerini bilmeyen bir dünyada yeni nesil ortaya çıktı. Bunlar başkalarını taklit ediyorlar ve taklitçi bir nesil ortaya çıktı, Müslüman Kuran-ı Kerimi bilmiyor, sünneti bilmiyor bilirse de birilerini taklit ediyor kimi taklit ettiğini de bilmiyor usul âlimlerini bir defa bulamamış rast gele birilerini taklit ediyor. Taklitle zaten bir insan taklitten şuura geçmedikçe mana nefsi kuşatmadıkça o taklidinde taklidinden kurtulamaz. Şu anda İslam âlemi yanlışı da taklit ediyor. Yani usul âlimlerinin gerçek hak ilmini acaba bilseler de oraya talip olabilseler buradaki mesela usul erbabına usul hakkı hakka vuslattır ama yanlışı da taklit ettiği için bir türlü vuslatı bulamıyor ve kendi geçmişiyle bugünkü durum arasında köprüler yıkılmış, yıkmışlar. Geçmişine gidemiyor bilmiyor, geçmişi olmayanın geleceği olmaz taklitle istikbale hazırlanamaz. Kıymetli dostlarım; şimdide sahv ve sekr halinden bahsedeceğiz sahv ve sekr bunlarda hallerdendir. Sekr hali varid ile gaybet haline geçiştir. Mest olup kendinden geçmek hak sarhoşluğu, hak şarabı, sevgi şarabı içenlerin halidir bu işte buna sekr deniliyor. Şimdi hak şarabı içmiş sarhoş olmuş, sahv ise gaybet halinin sona erip his ve şuur haline dönmüştür işte buna da sahv hali yani sekr hali sona erince sahv hali başlıyor. Ayılmak ifakat halidir yani sahv hali sarhoşun ayıldığı zaman artık kendine geliyor aklı başına geliyor gibi sözler söyleniyor ya burada da sekr halinin sona ermesi haline sahv hali deniliyor. Sevgilinin nimeti ihsanıyla birde cemalini kemalini temaşa ederek sarhoş olurum diyor sufi. Bakın sevgilinin nimeti nereye baksa onun nimeti her taraf her şey ihsanıyla diyor sevgilinin nimeti ihsanıyla sarhoş olurum birde cemalini, kemalini temaşa yani seyir halinde seyrederek sarhoş olurum. Cemalini kemalini temaşa ederek sarhoş olurum diyor sufi.

Dakika 1;15;17

Nimeti, ihsanı, güzelliği sarhoş eder sahv halinde ihsanı ile mest olmaktır, sekr halinde de cemalini temaşa ile mest olmaktır. Bunlar tefrika haline işarettir cem hali değildir demiş bu ekolün hocaları.  Araf Suresi 143 te tecelli ile Musa bayıldı, dağ çöktü parçalandı. Dikkat et işte buraya! Bu sekr halinde manevi bir hal ile huzuru ilahidedir sahv halinde şeriat ilmiyledir dikkat et! Sahv halinde şeriatla baş başadır ve o sekr halinde de huzuru ilahidedir bu maddi âlemden tamamen mana âlemine huzuru ilahide bulunmaktadır. Burada ki şeriat halinde olan kişinin sahv hali ilim şahidiyle çünkü şeriat ilim şahidi ile sahv halinde bulunmaktır. Şimdi zevk, şirk ve rey hallerinden bahsedelim birazda zevk tatmak manayı tatmak, şirp o manayı içmek, rey kanmak saffet manalar zevk hali dikkat et! Saffet tertemiz bir hale geliyorsun. Saffet ve manalar zevk halini ortaya koyuyor ve üst makama yükseliş şirp halindir. Vuslatın devamlı oluşu da rey halindir. Aşkı sevgiyi kadeh, kadeh içtim ne şarap bitti nede ben kandım. Kurb yakınlık kadehleri Gayb’dan sunulur hür ruhlara azat edilmiş sırlara kalplere takdim edilir yalnız ona kul olanlara. Dikkat et! Yalnız ona kul olanlara. Mecazlar remizler ilahi sevgi için kullanılır dikkat edin! Aşk kelimesi bile burada muhabbet kelimesi yerine kullanılmış ama aşkta ifrat vardır. Esas kullanılması gereken muhabbet sevgidir. Şimdi mahıv ve ispat haline geldik mahıv hali ispat hali kötü sıfatları huyları gafleti ruhtan illeti izale etmek silmek bu mahıv halidir. İbadetlerin icabını ifa etmekte ispat halidir şeriatı bizzat yaşamak ispattır tamamen kötü huylardan temizlenmekte mahıv halidir. Vaktin mahıv ve ispat halindir

Dakika 1;20;02

Ebu Ali Dekkak mahıv ve ispatın aslı ilahi kudretten zuhur eder. İspat ile kul kula ait olanı kula ait olarak görür hakka ait olanı da hakka ait olarak görür ispat ile bu olmaktadır neticede ben yok o vardır de. Sonra mahıv hali ki yok oluş halidir o başlar buda bunların üstündedir. Artık sadece mahlûkatı değil hakkı müşahede etme halidir tamamen hakkın huzurunda her şey ortadan silinmiş hakkın huzurunda hakkı biliyor. İşte buda mahıv halidir setr tecelli setir halleri tecelli halleri aziz dostlarımız haller ile dersimiz devam ediyor. Setr hali tecelli hali avam setr perdesi içindedir havas tecelli halini temaşa eder bakın bu ifadelere bakın avam setr perdesi içindedir. Havas tecelli halini temaşa eder Nesai İbni Mace’den rivayet ediliyor ki Allah (c.c) tecelli edince o şey hakka boyun eğer örtü, perde, hicap kulun ayıbını görmemesi bu bir perdedir. Kendi ayıbını göremiyorsan bak setr halindesin perden var kendi ayıplarını göremiyorsun kul ile Rabbi arasında perde bulunma hali de yine setr halidir. Nefsani arzu ve hallerin kul kusur ve ayıbının görmesi hakkın tecellilerinin görülmesi buna da tecelli hali denir. Kalbimi perde bürür onu kaldırmak için günde 70 defa istiğfar ederim. Bak Peygamberimiz (a.s.m) yükseliş halinde olduğu için o sürekli yükseliş halindedir. Müslim Ebu Davud’un rivayetinde efendimiz kalbimi perde bürür onu kaldırmak için günde 70 defa istiğfar ederim birinde de 100 defa buyurmuştur. Allah yüzünden perdeyi açsa ki bu Kibriya perdeleridir yüzünün nurları, şuaları gördüğü her şeyi yakardı bunu da bu hadisi şerifi de Müslim İbni Mace ve Ahmet bin Hanbel rivayet etmiştir. Avamın kusurunu görmesi de tecelli halidir. İstiğfar setr halidir günahlarını ört demektir oda setr hallerinden biridir. Muhâdara mukâşefe muşâhede halleri; Muhâdara kalbin huzurudur. Hakkın nezdindeki yeri delil ve zikirlerle ulaşılır kalbin hakkın huzurundaki yere kalbin huzuru yani Muhâdara hali denir buraya delil ve zikirle ulaşılır. Delil Kuran-ı Kerim, sünnet, icma, kıyasla ve ibadetlerle buraya ulaşılır.

Dakika 1;25;02

Mukâşefe hakkın huzurundadır şüphe yoktur perde bulunmaz. Müşahede hakkı eşyada görme ki yani bütün eşyayı yaratan haktır diyor önce mahlûktan önce hakkı görür nereye baksa yaratıcıyı düşünüyor onu görüyor. Eşyayı tevhit delili ile görmesi bütün âlemlerin bir olan Allah tarafından yaratılması Allahın birliği yani tevhit delili ile görmesi tevhit delili yerde gökte en çok görülen delil tevhit delilidir. Çünkü Allah’ın birliği onun bu âlemlerin yerli yerince fesada uğramadan bakın nizam ve intizam devam ediyor her yerde onun birliği görülüyor. İşte kıymetliler; kendinden fena bulman hak ile bekadır Cüneydi Bağdadi öyle diyor tecelli nurları art arda kalbe gelir. Ebu Osman’da (Kaddesallahu Esrarehüm) o da öyle diyor. Kalbin karanlığın kalkması işte burada ne yapıyor? Tecelli hali Muhâdara mukâşefe muşâhede hali birde levâih tevâli levâmi halleri bulunmaktadır. Levâih keşif pırıltıları tevâli daha güçlü peş peşe sıra ile gelen pırıltılar levâmi güneş gibi parlayan pırıltılar kalp ile yükselme keşif pırıltıları levâih’tir şimşek gibi çakar. Yakınlık ışıltıları parlar buda levâmi’dir 2, 3 vakit devam eder seni senden ayırır onunla birleştirir ravh neşe nevh üzüntü neşe üzüntü arası keşif setr arasındadır tevali daha güçlüdür. Karanlığı töhmeti uzaklaştırır batınca da yani uful edince de şevahik yıldızı gibi battığı zaman sanki gece devamlıdır Meryem Suresi 62’de orada boş söz yok hoş söz vardır. Sabah akşam rızıklanırlar şimdi bevâdi birde hücum halleri bulunmaktadır bevâdi ansısın birden bire kalbe gelenler bevâdi aşikâr olan hücum ise kalbi dolduranlar ruhu istila edenler. Açık ve ani ilham bevâdih’tir neşe hüzün cinsinden gelir irade dışı kalbe gelen varidat bunlara da hücum denir. Hevacis irade dışı kalbe bunlar hücum ederler bazılarını değiştirir bazıları ise üst makamda bulunurlar değişmezler zamanın büyükleri vaktin efendileridir şimdi kıymetli dostlarımız dersimiz temkin ve telvin ile inşaAllah devam etmektedir temkinde telvin de bunlarda hal ruhun hallerindendir kalbin hallerindendir.

Dakika 1;29;59

(Visited 290 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}