[jw7-video]

112- Amelde Fıkhı Ekber Ders 112

AMEL’DE FIKHI EKBER DERS 112

 

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; kesme işleminin mekruhları ile dersimiz devam ediyor. Biliyorsunuz ki tezkiyede bazı şeylerin yapılması mekruhtur. Besmelenin ve vacip veya şart görmeyenlere göre Şafilerle bir kısım Malikilerdir ki bunlar şimdi besmelenin terk edilmesi bunlara göre mekruhtur. Vacip görmeyenler ise yani katiyen terk edilmesi caiz görmeyenler için tabi bu mekruhtan da öte bu kesme işlemine zarar verir o konuyu anlattık besmelenin gereğini. Şimdi yine kıbleden başka bir tarafa yöneltmekte hayvanı keserken mekruhtur. Yine Hanefilere göre koyunların nahr edilmesi, develerin zebh edilmesi de mekruhtur. Çünkü develer nahr edilir, diğerleri zebh yapılır ve sığırlarda her ikisi de yapılabilir sığırlara, Hanbelilere göre mekruh değildir. Şafilerde aynı görüştedir. Kıymetli dostlarımız; eziyet vermek hayvana mekruhtur. Başı kesmek, gövdeden ayırmak, boynunu kırmak, bunlar mekruhtur. Beyaz iliğe kadar ulaşmak, beyaz iliği kesmek de bunlar da mekruhtur. Sonra arka tarafından kesmek, hayvanı sürüklemek, bunlar birer, birer mekruhtur. Yine onun gözü önünde bıçağı bilemek, başka hayvanların gözü önünde kesmek, bunlar da mekruhtur. Yine hayvan kesildikten sonra soğumadan yüzmeye başlamak, yine beyaz iliği koparmak, bunlar da birer birer mekruhtur, bunlara dikkat edilmesi gerekir. Şöyle bir haber vardır; Siz bir şeyi bir şeyi yiyorsunuz ki biz onu yemiyoruz, Hazreti Ömer’e söylüyor zati muhteremin biri (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) Hz. Ömer ona, Ey Hasan’ın babası bu dediğin nedir deyince şöyle demiş; Sizler can çıkmadan önce onların acele ölümlerine sebep oluyorsunuz. Bunun üzerine Hz. Ömer, bir münadiye şöyle seslenmesi emretti, yani tellal bağırttı. Kesim gücü yeten kimse için boğaz ile lebbe boynun göğse yakın yeri tarafındadır, yani boğaz ile lebbe boy ve göğse yakın yeri tarafındadır. Canlar kendileri çıkmadan önce onların çabuk çıkması için acele etmeyiniz diye bir tellal bağırttığı rivayet edilmiştir. Yine kerahat ile birlikte caiz gören Hanefilere göre çıkartılmış bulunan diş tırnak ve kemik ile kesmek bunlar hayvana zarar verirler, yerinde duran benzeri şeylerle kesmek ise helal değildir buyrulmuştur. Yani burada da eğer imkân varsa zaruri tezkiyeye zarar zaruret olmadıkça en iyi keskin aletle kesilmelidir.

 

Dakika 5:05

 

Yine teksiye çeşitleri konusuna da baktığımız zaman kıymetli âlimlerimiz bakın ne diyor; kanını akıtmak, avlamak, akıl edilmesi yani yaralanması, bunlar kesme çeşitlerindendir. 2 kalın damarların tamamının kesilmesi. Deve ve zürafanın el-lebbe denilen yerden nahır edilmesi. Sığırların ise hem zebh hem de nahır şeklinde kesilmesi caizdir. Zebh suretiyle kesmek menduptur. Yani deve sığır gibi hayvanlarda zebh veya nahr şarttır. Kıymetliler, hayatı ortadan kaldıran bir fiilin yapılması, yine biliyorsunuz ki kesmek bir etki ile etki yolu ile olmaktadır, çekirgeler hakkında söz konusudur, çekirgeler kesilmeksizin yenilmez. Kesilmesi ise ya başlarının kesilmesi veya başka herhangi bir suret ile kesme işleminin yapılmasıdır, kesilerek ölmeleri sağlanır. Deve ve zürafaların nahr edilmesi diğer hayvanların zebh edilmesi vaciptir. Bu saydıklarımız Maliki ekolünün kıymetli âlimlerine göredir. Şimdi zaruret de ise her türlü teskiye yaralama ile kan akıtma yolu ile kesim yapılır. Cumhur ise bakın ne diyor kıymetli âlimlerimiz Cumhur’un âlimleri ki Malikilerin dışında hepsi ihtiyari olan mesela bir de ıstırari olan kesme işlemleri vardır. İhtiyarı kesme hayvana güç yetirilmesi halinde bu ihtiyari normal bir kesimdir. Istırari olan ise aciz kalınması halinde hayvanı nasıl mümkün olursa o şekilde yaralayıp kanını akıtmaktır. Bir av hayvanı böyledir. Çünkü onu normal yollardan tutup kesme şansın yoktur. İşte zaruret sebebiyle bunlar ne yapılır? Bunlar av hayvanları avlamak yoluyla elde edilir. Şimdi yaralayıcı bir alet ile olması gereklidir ıstırari teskiye de, örnek gerekirse bir hayvan kuyuya düştü çıkaramıyorsun ölecek, neresini bulursan oradan kanını akıtırsın, herhangi bir yara ile mümkün olur ve helal olur. Şanlı Peygamber (A.V.S.) Efendimiz ile birlikte bir seferde bulunuyorduk diyor Rafi Bin Hadic Hazretleri. Kafilede bulunanlardan birisinin devesi kaçtı, beraberlerinde onu yakalamak için at bulunmuyordu. Adamın birisi ona bir ok attı ve böylece hayvan kaçamaz oldu. Allah’ın Resulü şöyle buyurdu; (A.V.S.) bu gibi hayvanların yabani hayvanlar gibi vahşilikleri ürküp kaçmaları, bunlar mümkündür.

 

Dakika 10:05

 

Hayvanlardan böyle yapan olursa ona şu yapılanı yapınız, yani av hayvanını avla gibi avlayınız buyurmaktadır. Çünkü kaçıyor yakalayamıyorsun vahşi bir duruma gelmiş, o zaman nasıl yakalamak mümkünse o şekil yakala diyor ve örneğini de verdiler. Şimdi haram olan, hayvanın vücudun da yenmeyen kısımları vardır. Hanefi ekolünün o yüksek kâşif âlimleri, o büyük ulema bakın ne dediler, yenilmeyen kısımları vardır ve 7 kısmı vardır dediler. Bunlar hayvandan akan kan yenmez, erkeklik organı yenmez, taşaklar yenmez. Şimdi bakın bu taşakları özel kasaplardan alıp yiyenler var, Hanefi mezhebinde bu katiyen yenmez, dişilik organı yenmez, guddesi yenmez, mesane ve öd mesela yenmez. Yüce Allah buyuruyor ki; (cc) Ezeli ebedi hamdü senalar o Rabbimiz olan Allah’adır ve o Peygamber onlara boş ve temiz olan şeyleri helal kılar, murdar şeyleri de onlara da haram kılar. ‘’Araf Suresi 157. ayeti kerimede’’ bak murdar olan kısımlarının haram olduğunu Peygamberinin aracılığıyla cihan’a Yüce Allah duyuruyor.  O Peygamberin bak yaptıklarını Yüce Allah ne diyor o temiz olan şeyleri helal kılar, o Şanlı Peygamber diyor, onun şeriatı murdar şeyleri de onlara haram kılar. Yüce İslam bir şey murdar demişse o murdardır o da haramdır kıymetliler. Tabiatın iğrendiği insan tabiatının iğrendiği tiksindiği şeyler vardır, bunlara dikkat et. Yine âlimlerimizden Mücahitten şöyle dediği mervidir. Şanlı Peygamber (A.V.S.) koyun türünden şunları yemeyi kerih görmüştür; erkeklik organı, dişilik organı, taşaklar, gudde, öd, mesane, kan bunları yemeyin demiştir. Yani hoş görmemiş bunları. Buradaki mekruh tahrimidir kıymetliler, tenzihi değildir. Yani harama yakın bir tahrimi mekruhtur. Kan haram kılınmıştır açıkça Kuran-ı Kerim’de bu tahrimi falan değildir tam haramdır. Ebu Hanife’den rivayet edilen şu konuya bakalım ki kan haramdır ve geri kalan altısını ise kerih görüyorum demiştir o şanlı İmam, İmamı Azam (Rahmetullahi Aleyh ve Aleyhim ecmain) . Kanın haram olduğu kıymetliler açıkça ayeti kerime ile sabit zaten. Deki; bana vahiy edilenler arasında ancak şunların haram olduğunu görüyorum veya akıtılmış kan. ‘’Enam Suresi 145. ayeti kerimede’’ işte Yüce Rabbimiz emri fermanını böyle ortaya koymuştur. Kıymetliler; şimdi yüce İslam’ı bütün mesele hep problem şurada İslam’ı dünyanın dünya Müslümanlarının öncelikle iyi bilmesi gerekmektedir.

 

Dakika 15:00

 

Kanın dışında kalan diğer şeylere Ebu Hanife mekruh diye ad vermiştir. Bunlar tiksindirici şeylerdir, burada delil zannidir. Evet, icma ile bunlar şunlar yenmezler. Ceninin üzerindeki etkisi, ceninin kesilmesinin konusunda bakın ne dediler, annenin kesilmesinden önce onu ölü olarak düşünmesi, yani yavru anneden ölü olarak doğdu kuzu mesela oğlak, deve yavrusu, sığır yavrusu neyse, bu cenin icma ile yenilmez. Çünkü ölü doğmuş, yine diri olarak doğurması bu konuda kesilmedikçe yenmez, yavru canlı doğmuş ama yani kesilmedikçe yine yenmez. Kesilmezse ölürse ne olur? Meyte olur, leş olur, yenmez. Kesimden sonra ölü olarak doğması, işte burada görüş ayrılığı bulunur ve bulunması da gerekir. Ebu Hanife, Züfer ve El Hasen Bin Ziyat gibi kıymetli Hanefi ekolünün yüksek âlimleri bakın ne buyurdular başta İmamı Azam olmak üzere bunlar yenilmez demişlerdir, yani anne kesilmiş ama yavru ölü olarak doğmuş, bu kıymetli âlimlerimiz yenmez diyor. Çünkü Yüce Allah meyteyi haram kılmıştır. Kesilmeden ölmüş, cenin ise bu durumda bir meytedir demişlerdir. Meyte ise kesilmeden ölen her türlü hayvana isim olarak verilmiştir. Cenin boğulmuş olarak ölmüş de olabilir. Çünkü boğulmuş olan ölenler olarak ölenler zaten yenmezler haramdır, böyle bir durumda cenin annesine tabi olmaz, onun da kesilmesi gerekir. Kesimden maksat kanı etten ayırmak ve böylece etin helal olmasını temin etmektir, bu durumda cenin anneye tabi olmaz dediler. Kim? Adı geçen yüksek âlimler başta İmamı Azam. Ceninin kesilmesi annenin kesilmesidir diyenler var ki mesela onun kesilmesi gibi kesilir demektir bunun anlamı esas bu olmalıdır yani doğan yavru da eğer ölme tehlikesi varsa kesilmesi gerekir annenin kesildiği gibi, kesilmesi gereken annenin kesildiği gibi, bu delil değildir. Ölü cenin Hanefilere göre tüyü bitmiş olsun veya olmasın yenilmez ölü cenin buraya dikkat et. Tüyünün bitmesi hilkatinin tamamlanmasından sonra olur. Kıymetliler; ikinci görüşe bakıyoruz ki İmamı Ebu Yusuf, İmamı Muhammedin de bulunduğu fakihlerin cumhur’u ise şöyle demişlerdir; cenin annesinin kesilmesi ile ölü olarak çıkarsa helal olur demişlerdir. Yani annenin kesilmesi ceninin kesilmesi kabul etmişlerdir ki bu da ikinci grup cumhurun görüşüdür. Malikiler ise tüyünün bitmiş olması şartı aranır demişlerdir.

 

Dakika 20:00

 

Şanlı Peygamber (A.V.S.) şöyle rivayeti vardır. Kâb Bin Malik’ten geliyor ki bu rivayet de, ceninin tüyü bittiği takdirde annesinin kesilmesi onun da kesilmesidir derlerdi Malikiler buraya da dayanmışlardır. Fakat İmamı Azam’ın ve 2 yanında öğrencisinin dayandığı deliller ayeti kerimedir. Buradaki hadisi şerif değildir, ayet dururken hadisler delil olmaz, ama ayet ve hadis birbirini açıklıyorsa birbirini güçlendirir, ters düştüğü zaman tabii ayeti kerimenin hükmü alınır. Şafiilerle Hanbeliler ölü cenini yemeyi caiz görmüşlerdir, bu görüşler de bize rahmetin yaygınlığını yine göstermektedir. Sen en faziletlisini tercih et etme şansın da var. Bu görüşleri duyduktan sonra ne yaparsın? İçinden en faziletli, en güçlü delile göre amel edersin senin önüne sergilemiş bu âlimler, ne güzel sergilemiştir ve ortaya delilleri dökmüşler artık tercih senindir. Evet, kıymetliler annenin kesilmesi ceninin de kesilmesidir demiş, bu da Cumhur’un delilidir. Şimdi ölmek üzere olan hayvanların kesilmesi veya hasta bir hayvanın kesilmesi durumu ile ilgili burada hükümlere bakacağız. Saldırı sebebiyle ölümü yaklaşmış hayvanın kesilmesi konusunda kesilmeden ölecek olursa icma ile eti yenilemez. Kesilmeden öldü birde hayvan ona saldırmış o da öldü. Ölü, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş olan, vurulmuş olan, yüksek bir yerden yuvarlanmış olan, süzülmüş, yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar, kestikleriniz hariç olmak üzere üzerinize haram kılındı. Bu sayılanlar bir, bir haramdır. Bakın biraz konuyu açmaya çalışalım az da olsa ölü olan hayvan ölmüş meyte katiyen yenmez haramdır, akmış kan haramdır yenmez, domuz eti katiyen yenmez, aynen necis ve pistir. Allah’tan başkası adına boğazlanan kesilen hayvanların hiçbiri yenmez. Boğulmuş ölmüş, ama suda boğuldu ama boğazı gırtlağı sıkıldı, boğuldu öldü nasıl ölürse ölsün boğularak ölmüşse yenmez haramdır, kafasına vurulmuş, bir yerine vurulmuş öldürülmüş, vurularak öldürülmüş bu da yenmez. Yüksek bir yerden yuvarlanmış ölmüş, bu da yenmez haramdır bunlar, süzülmüş bir hayvan süzmüş ölmüş, yenmez haramdır. Yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmış ve yaralanmış ağır yaralanmış, eğer o ölmeden buna yetişip kesersen ne ala yoksa yenmez haramdır. Bunlar üzerimize bir, bir haram kılındı buyurdu. Kim? Yüce Allah’ın kendisi. (cc) Nerede? ‘’Maide Suresi’nin 3. ayeti kerimesinde’’ çok kıymetli ve pek muhterem efendiler.

 

Dakika 25:00

 

Biz de aczimizle beraber bunları size duyurmaya çalışıyoruz, birbirimize faydalı olup Allah’ın rızasını kazanmak amacımız bu. Kıymetliler; eğer ölmeden önce yetişir kesebilirsen, işte kestikleriniz müstesna buyurdu Cenabı Hak o zaman yenir. Öldürücü yerlerine isabet almışsa ölümü kati olan hayvandır bu hayvan Malikilere göre yenilmez. Öldürücü bir yerinden darbe almış, Hazreti Ali ve İbni Abbas yenilmesini caiz görmüşlerdir. Eğer hayat eseri varda o hayat eseri varken kesilmişse bak Hz. Ali, İbni Abbas gibi sahabenin yüksek yıldızları ki bunlar yenir dediler. Şafilerle Hanbelilere göre canı çıkmamış ise kesilir. Hanefilere göre hayatta olduğu bilinir yahut bilinmez ve hareket eder ve ya ondan kan çıkarsa kesmek de helal olur dediler. Bakın hepsi mükemmel mi mükemmel söylediler. Ey yüce Rabbim şu yüksek âlimlerimizin tamamına rahmet eyle, sahabenin tamamından razı ol ya Rabbi, o Hazreti Ali’den razı ol ya rabbi, İbni Abbas’tan da razı ol ya Rabbi ve diğerlerinin hepsinden. Çünkü Yüce Rab, kestikleriniz müstesna diyor, ölmeden önce kesmeye bak o zaman yenir. Umut kesilmiş şüphe edilen hayvanlar konusunda da Hanefilere göre etinin yenilmesinin helal oluşunda kesmenin etkisi vardır dediler. Artık öldü ölecek son anını yaşıyor, o anda kestin, işte bu Hanefiler orada da yine sahayı geniş tuttular, bazı Malikiler ise yenilmez dediler. Şafiiler ile Hanbeliler ise müstakil hayatı bulunan bir hayvan kesilirse yenilir dediler ki hepsi güzel söylediler, hepsinde aranan özellik hayat eserinin olmasıdır. Hayat eseri varsa kesince yenir, fakat şüphe edilirse caiz olmaz da demişlerdir. Yani o ölmüş idi artık ondan sonra kestik diye şüphe ağırlıkta olursa o zaman yenilmez dediler. Öldürücü yere isabet alması sebebiyle öleceği tahmin edilirse Hanefiler ve Şafiiler kesmenin etkisi vardır derken bir grup da kesmenin etkisinin olmadığını söylemişlerdir. Aslında hepsi aynı şeyi söylüyorlar. Niye? Öldürücü darbeyi almış ama hayat eseri varsa kesmenin faydası vardır ve yenir, yoksa yenilmez zaten hepsinin ortak görüşü budur, ifadelerin böyle olması konuyu araştırmaktan ileri gelmektedir, enine boyuna keşfediyor bu kâşif ulema, Allah çok rahmet eylesin. İbnül Asım ise kesilir ve yenilir demiştir. Kıymetliler; size bu Yüce İslam’ın yüce emirlerini enine boyuna ne güzel anlamış ne güzel anlatan ulemanın şeriat hakkında hükümlerini beyana devam ediyoruz.

 

Dakika 30:01

 

Bunun bütün hayvanları kapsayan bir durum olduğuna dikkat etmek lazım. Yani nedir? İlla ölmeden önce kese bilmektir. Bu konuda kesmenin etkili olacağını kabul etmişlerdir hepsi de. Hanefilerle, Malikiler kıpırdaması nefes alıp vermesi gibi canlılık belirtilerinin varlığını ileri sürmüşler. Şafilerle, Hanbeliler de müstakil hayatın kalmış olması gerekir demişler yine aynı konuda güzel keşiflerde bulunmuşlar, hepsi aynı şeyi söylüyor yine, ifadeler farklı kıymetliler, mükemmel keşfediyorlar. Ey Rabbim âlimlerimize çok rahmet eyle. Hasta hayvan konusuna da şöyle bir göz atarsak, ölmek üzere olmayan hasta hayvanın kesiminin faydalı olduğu konusunda fakihler arasında ittifak vardır. Eğer hastalığından dolayı ölmek üzere değil de ama hasta bir hayvan ki onu kestin, o yenir, tabi hastalığının özellikleri farklıdır. Yenmeyecek durumda hastalıklı hayvanlar vardır, öyle hastalıklar vardır ki bulaşıcıdır, bunlar yenmez, böyle bir durum olmayan hastalar için bu. Buraları da güzel anlayım. Cumhur’a göre kesmenin etkisi vardır. Evet, bu Cumhur’a göre kesme daima faydalıdır, bu mundarlıktan kurtarır, bir kısmı ise kesmenin böyle bir hayvanı etkisi olmaz diyenler de olmuştur. O da artık hastalık hayvanı öldürecek duruma geldiyse onlar da bu görüşlerin de haklıdırlar, hepsi haklıdır, çünkü hepsinin ortaya bakış açıları çok mükemmel, konuyu hangi açıdan bakıp keşfetmene bağlı bu, bu âlimlerimiz güzel keşfetmişler. Kıyas ile rivayetin çelişmesi konusunda şöyle bir bakalım; Onun bir cariye sel tepesinde koyun otlatırmış. Bu konuda Kâb Bin Malik’in hadisine göre hareket edilmiş. Bir koyunun ölmek üzere olduğunu görmüş, onu yetişip bir taş ile kesmişti. Şanlı Resul Sevgili Peygamberimiz (A.V.S.) ‚a durumu durumunu sorunca bu da onu yiyiniz diye buyurmuştur. Şimdi o andaki hasta koyunun yenilecek durumda olan bir koyun oldu Şanlı Peygamberin ’de bu konuda yenilmesinin caiz olduğunu söylemiştir. Şimdi bir kısım fakihlerimiz de kıyası delil kabul etmişlerdir, bir kısmı bu rivayeti almışlar bakın, bir kısmı da kıyası almışlardır. Cumhur arasında yer alan Hanefi âlimleri şöyle bir baktığımız zaman fetvaya esas olan görünüşüne göre hasta olan hayvan ve boğulmuş yüksek yerden düşmüş ve süzülmüş hayvanın son hali hakkında konuyu etraflı bir şekilde olarak ele almışlar incelemişlerdir. Kimler? Hanefi âlimleri ve Cumhur. Şöyle bir bakalım bu kıymetli âlimlerin kıymetli görüşlerine, kıymetli keşiflerine.

 

Dakika 35:16

 

Hayatta olduğu biliniyorsa yenilir yani kesmekle yenilir, isterse hareket etmesin veya kanda çıkmasın. Ama hayatta olduğu biliniyor, harekette etmiyor, çünkü burada önemli olan hayattan eser bulunmasıdır. İşte kıymetliler enine boyuna onlar anlatmışlar anlamışlar, biz de size bunların keşif notlarını veriyoruz, hayat veren nur’un şanlı İslam’ın, Muhammed’i şeriatın ölümsüz bunlar keşif notlarıdır. Sana hayat veren bir Yüce İslam’ın keşif notları, değerini bil bunların, oku, oku, bu ekol de oku, hayat veren nuru keşif notlarından hiç mahrum kalma bu okula kayıt ol, A’dan Z’ye oku, hayat veren de’yi tıkla. Biz Allah’ın rızasını kazanmak için insanlığa nurlu İslam’ı keşif notları vermeye devam ediyoruz. Hayatta olduğu bilinmezse bir hayvan hayatta olduğu bilmezse ama hareket ediyor ve kanda çıkarsa yine helal olur. Hayatın ve ölümün belirtileri ise ağzını veya gözünü açması, ayağını uzatması, tüylerinin yatışması ise ölümünün alametidir. Evet, ağzını veya gözünü açması ayağını uzatması. Şimdi bunlar hayat alametidir, tüylerinin yatışması ise ölümün alametidir. Çünkü ayağını uzatır, tüyleri yakışırsa artık geri çekememe durumuna düşmüştür ayağını, tüylerde yatışmıştır hareket kalmamıştır. Ağzın ve gözün kapalı olması, ayağın çekilmesi, tüylerin dik durması, hayatın belirtisidir. Buraya dikkat et! Ağzın ve gözün kapalı olması, ayağın çekilmesi, ayağını çekebiliyor, tüylerini dik durması daha hayat eserinin varlığını gösteriyor, bunlar hayat belirtileridir. Kıymetliler; işte bu hayvan kesilince yenir bu ruhsat verilmiştir. Burada bir ruhsat görülmektedir ki yani bir nimetin heder israf olmaması için de son gayretler sarf edilmiş, haram yememek için de bütün gayretler sarf edilmiş tam bunlar içtihat müçtehit ilmi araştırmalar da bulunmuş, büyük dünyanın bulunmaz filozoflarıdır bulunmaz kâşifleridir,  yeryüzünün en büyük hukukçularıdır bunlar. Dünya bunlara rahmet okumalıdır gece gündüz bu âlimlere, bu hak mezheplerin Ehlisünnet âlimlerine. Kim bunlar? Başta âlemlere rahmet olan Peygamberin Ashapları, Tabiin, Müçtehit âlimler ki İmamı Azam’ın ekolü, İmamı Maliki’nin ekolü, İmamı Şafii’nin ekolü ve Hanbeli ekolüdür (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain). Bunlar dünyayı okutarak geldiler, dünya kıyamete kadar bunların talebesidir hukukta, fıkıh ilminde.

 

Dakika 40:00

 

Fıkıh ilmi bütün ilimleri içine almış olan ilimdir bunu da unutma fıkıhsız ilim olmaz. Kanın akması, ayağın oynatılması, gözün kırpılması, kuyruğunun oynatılması, soluk alması, şayet hareket eder de kan akmazsa çünkü hareket ettiği için yine yenilir, eti yenir kesilince, kanı akar ve hareket etmezse yenilmez. Hafif bir seğirme ve çırpıntı ise hayatın delili de değildir demişlerdir. Çünkü hayvan döndükten sonra da seğrilebilir, bu seğirme çırpıntı hafif öldükten sonra olabilecek de şeylerdir demişler. Hayat eseri değildir demişlerdir. Bunları da iyi bilmeli dikkat etmelidir biz dünyada yaşıyoruz. Bunların hepsi ile her biriyle dünyadaki Müslümanlar karşılaşmıştır karşılaşacaklardır. Bunlar bilinmelidir, sürekli hayat yani müstemir hayat, kesin bu durumdaki hayvanı helal kılmak suretiyle ne yapar orada kesmenin önemi ortaya çıkar. müstakir hayat karineler ve emareler ile birlikte anlaşılan bir hayattır. Kesilmesinden sonra kanın fışkırması yine şiddetli hareket kesim esnasında ki müstakil hayatın varlığın bilinmesi şart değildir. Kesilmek ile helal olması hükmünü verir, şüpheye düşecek olursa haram olduğu hükmünü verir. Kesilmiş hayvanın hayatı, çünkü kesildikten sonra hayvanda bazı hareketler görülür, bu da kesilmiş hayvandaki hayat görülen belirtileridir. Kesmenin faydası etkilenmesi kesimin yenilmeleri helal olmayan hayvanların derilerinden faydalanmak, bu konuda helal olmasına etkisi var mı konusunda da bakın Hanefiler ve Malikiler ne diyorlar; yabani eti yenilmeyen hayvanları kesecek olsa eti yağı ve derisi temiz olur. Şimdi bu konuda değişik görüşler vardır bunu incelemekle anlaşılır, insan ve domuz bundan müstesnadır, domuzu bin kere kessen domuz haramdır, haramdır aynen necistir. İnsanda insan eti de yenmez ama Müslümanların etini tarihte yiyen yamyamlar hak düşmanları Allah, Peygamber, Muhammed, Kur’an, iman, İslam düşmanları buna cüret etmeye kalkışmışlardır. Dünya da kâfir zalimdir yamyamdan daha yamyamdır. Ama Müslümanlar bütün mahlûkatı ve en şerefli de insanoğlunu gereken mevkisin de tutar, yüce İslam’ın verdiği değeri verir ve ilahi adaleti de uygular.

 

Dakika 45:04

 

İnsan çok değerlidir, saygıdeğer bir varlıktır insan, her mahlûk kıymetlidir ama insan en şereflisidir, bütün âlemler insan için yaratılmıştır. Domuzun aynen necis olması ile kesmekle katiyen temiz olmaz. Yine at, katır, eşek ve domuz gibi yenilmesi haram kılınmış şeyleri onları temiz kılmaz. Evcil olmayan hayvanların yöneticileri ile kuşların yırtıcıları meşhur olan görüşe göre kesilmek suretiyle temiz olur, bu izah ettiğimiz görüş genellikle Maliklerin görüşüdür. Şimdi Hanefiler bak ne dediler; Bunu içeresinde şöylece konuyu Hanefi görüşünü ortaya koydular, et ve yağ kesmeyle temiz olmaz. Mesela eti yenmeyen bir hayvanı kestin, eti temiz olmaz, kesmekle yağı temiz olmaz. Ya neyi temiz olur? Derisi temiz olur derisi eti yenmeyen hayvanları keserseniz derisi artık güzelce kullanılır. Şimdi Hanefilerin bu görüşüne başka kıymetli âlimlerimiz de katılmışlardır evet demişlerdir. Delilleri bunların Hanefilerin kesme sıvılar ile akan kanların giderilmesinde etkili olur. Dolayısıyla haram olduğu sabit olduğuna göre etin diyor mesela etin kullanılmasının haram olduğu sabit olduğuna göre kesmenin ise bunu etkisi yoktur, etkinliği çünkü deriyi temizler ama eti temizlemez, onun geri kalan kısmı da asıl üzere kalır ki o da temizlemektir. Hanefiler de yemeye kıyasen kullanılmadığında caiz olmayacağı şeklinde başka bir görüş de vardır. Fakat bunlar bunu Hanefilerin güçlü görüşünün yanında bu ikinci görüş zayıf kabul edilmiştir. Şafiilerle Hanbelilere gelince eti yenmeyen hiç bir kısmının da kesmenin etkisi olmaz, derisi deri ise ete tabidir demişler, kesme eti helal kılmıyorsa deriyi de helal kılmaz demişler.  Bura da orta yolu tutan Hanefilerdir. Evet, kıymetliler Maliklerin görüşünü aktardıktan sonra Hanefilerin görüşlerini ve delillerinden kısmen keşif notları verdik. Tekrar ediyorum Hanefilerde eti yenmeyen hayvanların domuz müstesna bak onu saf dışı tutuyoruz, eti yenmeyen hayvanların içerisinde kesmekle derisi temiz olur, eti temiz olmaz, yağı temiz olmaz yenmez. Hanefiler böyle demişlerdir. Şanlı Peygamber (A.S.V.)  köpeklerin öldürülmesini nehy etmiştir, ancak simsiyah köpek bundan müstesnadır. Şöyle bir baktığımız zaman buradaki rivayette siyah köpeğin öldürülmesi, hiç beyazı damgası dahi alası beresi olmayan simsiyah gözlerinin de çevresinde siyah çizgileri bulunduğu köpek için söylenmiştir.

 

Dakika 50:24

 

Onu öldürün demiştir. Şimdi o köpek hakkında bugünkü bilimin keşfedemeyeceği insanlığın da anlayamayacağı orada gizli bir sır vardır. Onu da vahyi ilahi ile ancak Peygamberler bilir. Çünkü Peygamberler vahiy ile bilimin ulaşamayacağı ve insanlığın akılların keşfedemeyeceği mucizelerle gayp âlemini vahiy İle Yüce Allah birçok mucizevi haberleri Peygamberlere Allah duyurur. Bunun için Peygamberlerin ortaya koyduğu vahiyle ortaya koyduğu ilimler eşi bulunmayan tabiatüstü ilimlerdir, tabiatüstü bilimlerdir. İnsanlık oradan faydalanarak ilerleyebilirler. Yüce İslam oraya geldikten sonra dünya da ilerlemiş, orada insanlar başlamışlar çok da geç kalmışlardır. Sevgili dostlarımız; kesme aleti konusunda da bakın ulema onu da incelemişler, her aletle kesim yapılamaz. Kanı akıtabilen damarları yarabilen aletlerle kesim yapılabilir, ancak helal olur, dişle tırnakla ve kemikle kesim hakkında ise Hanefi âlimleri genel olarak caiz görürken Malikilerde bu caiz görenlerdendir. Şafilerle Hanbeliler ise caiz görmemişlerdir dişle, tırnakla, kemikle kesmeyi. Hanefi ekolünün yüksek şahsiyetleri bakın ne diyorlar; Bu konuda da çakmak taşı ile yani merveyle ile yerinden çıkartılmıştır tırnakla, kemikle, boynuz ile ve diş ile de kesim yapılabilir, yalnız yerinden çıkmış olacak, yerinde sabit tırnakla olmaz veya dişle olmaz, ağzın ısırmasıyla olmaz. Yine kör pala ile hayvana eziyet verir, fakat yine de kesim işlemi bunlarla yapılmış olur. Çünkü başka alet olmadığı için bunlarla kesim yapılır. Yoksa keskin bir alet olsa bunlarla kesim yapılır mı? Yapılmaz. Ama hayatın her safhasında insan her şeyle karşılaşabilir. Yüce İslam hayat dinidir, eşi bulunmayan ölümsüz bir hayatın bir defa bizzat kendisi insanlığa mahlûkata hayat veren bütün değerler İslam’ın kendi değerleridir. Kanı istediğin şey ile akıt Peygamberimiz buyuruyor; kanı istediğin şey ile akıt, boğazlama esnasında kesilecek organları her ne ile istersen kes. Yani doğru dürüst bir kesim yap da hangi aletle yaparsan yap ama dediğim gibi en keskin alet olsaydı herhalde dişle, tırnakla bunlarla yapılmazdı. Maksat ise kan çıkarmaktır, kan atmasını sağlamaktır. Tırnak veya kemik yerinden çıkarılmamışsa helal olmaz, bunda da icma vardır demiştir kıymetli âlimlerimiz. Kıymetli Efendiler; yine hadisi Şerif’te diş tırnak ve yerinde duran kopartılmamış olanlara hamledilmiştir. Malikilerde demir bıçak dışında şöyle demişlerdir.

 

Dakika 55:27

 

Bunlarla kesilen yenilmez demişlerdir, bitişik veya ayrı olan mutlak olarak caiz demişler ama mutlak olarak da yasaktır da demişlerdir. Yine koparılmışsa caiz değilse yasaktır demişlerdir. Yani diş tırnak yerinden koparılmışsa demişler ki bunların görüşleri Hanefilere birçok konuda yakındır. Diş ile kerahat vardır dişle keserse diyor tırnak ile keserse caizdir demişler. Yine değişik açılardan bakmışlar, başkası bulunmayacak olursa caizdir demişler. Neticede hepsi birbirinin aynısını söylemektedir. Kıymetliler; Şafiler ve Hanbelilerde bu kıymetli ekolde ne diyor kesen alet, delen demir, bakır alet, tahta kamış ve cam gibi şeylerle tırnak ve diş hariç olmak üzere kesim helaldir demişlerdir. Şafiiler sebebi onun kemik olmasıdır demiştir, Hanbeliler ise kemik ile kesmeyi caiz kabul etmişlerdir. Yani saha geniş tutularak devam ediyor. İslam’daki sahalar bu içtihatlarından baktığımız zaman delillerle, içtihatlarla İslam’ın sahasının rahmet sahasının ne kadar geniş olduğunu görürsünüz. Yalnız bu kıymetli âlimlerin keşifleridir.

 

Kıymetli izleyenler; kesim işlemi ile ilgili konularla dersimiz devam ediyor, konunun adı Zebaih yani kesim işlemleri. Ey Allah’ın resulü bizler yarın düşman ile karşılaşacağız ve beraberimizde bıçak yoktur. Peygamber (A.S.V.) şöyle buyurdu;  kanı akıtan şeyin kestiği ve üzerine Allah’ın adının anıldığı şeyden yiyiniz. Yalnız bunlar kanı akıtan diş veya tırnak olmasın. Size bunun sebebini anlatayım, diş kemiktir, tırnak ise Habeşlilerin bıçağıdır buyurdular. Şimdi ulemanın izahını bu hadis-i şeriflerden anlaşılanı ulemamız keşfetmiştir. Aleti kör kesimi gecikirse hayvan bu şekil kesmeden ölürse mübah olmaz demişlerdir. Şüphe ve tereddüt vardır bunda demişlerdir. Yani doğru kesim yapmaya işaret edilmiştir. Yine Cumhur kemik ile kesmeyi caiz görmüşken Şafiiler haram kabul ederler. Tırnak ve dişlerin ise Hanefiler vücuttan ayrılmış olanları ile kesimi caiz görürler. Şafilerle Hanbeliler ise bunlarla kesmeyi haram görürler. Maliki mezhebinden İbni Rüşt Hanefiler gibi düşünerek sahih olduğunu söylemiştir.

 

Dakika 1:00:10

 

Evet, kıymetliler bunlar hep değişik açılardan bakmışlardır ama aynı şeyi söylemeye çalışmışlardır, ifadeler keşifler farklıdır. Tekrar uyarıyorum! Yine kara hayvanlarının helal olabilmesi için kesmek şarttır. Şanlı Kur’an’da zaten bunlarla ilgili ayetlerden haber verdik, haram kılınanlardan kesilmiş olanları hariç tutmuştur, haram olan şeylerden hariç tutulanların yenmesi ise mübah olmuş olmaktadırlar. Şimdi suda yaşayan, karada yaşayan, hem suda hem de karada yaşayan hayvanlar konusunda da bunların da durumu ile ilgili keşif notlarını amelde fıkhı ekberin keşif notlarını sizlere vermeye devam ediyoruz. Yalnız suda yaşayanlar hakkında Hanefi ekolünün yüksek âlimleri bakın ne diyorlar; balık türleri hariç öbürleri yenmez dediler Hanefiler, balık türlerinin dışındakiler haramdır dediler, balığın kesilmeden yenilmesi helaldir, ölüp de suyun üzerine çıkan balıklar de yenmez, bunlar müstesnadır dediler. Delilleri pek çoktur. Yüce Allah (cc) ve Tekaddes Hazretleri size meyte ölüyü haram kıldı bunlar haram kılındı. Çünkü kesilmeden ölmüş olan haram kırıldı. Balıkta kendiliğinden ölmüş veya bir nedenle ölmüş, ne ile öldüğü belli değil, suyun üzerine çıkmış bunlar yenmez. Hanefilerin bu delilleri güçlü delilleri vardır, onların üzerine pis mundar olan şeyleri haram kılar. Kurbağalar, yengeç, yılan ve buna benzer hayvanlar ise habais pis ve murdar şeylerdendirler. Hanefiler tiksindirici olan her şeyin yenmeyeceğini söylemişlerdir. Bu konuda da delilleri vardır. Kurbağadan bir şey katılarak yapılmış olan ilacı kullanmayı ve kurbağaların öldürülmelerini yasaklamıştır. Kim? Peygamberimiz, yenilmesini de yasaklamıştır. Yasaklanması yenilmesinin haram olması dolayısıyladır. Göçeğen kuşu ve hüthüt gibi. Deniz bıraktığı veya geriye çekildiği için karada kalan hayvanları yiyiniz. Onlar ölüp de suyun üzerine çıkanları ise yemeyiniz Hanefilerin bir delili de budur. Peygamberimiz böyle buyurmuştur. Evet, kıymetliler bunu da kıymetli muhaddislerimiz Şanlı Peygamberimizden rivayet etmişlerdir. Cumhur ise burada farklı keşifleri vardır, ancak suda yaşayıp başka yerde yaşamayan yengeç, su yılanı, köpek balığı ve bunun gibi hayvanlar kesim gerekmeksizin helaldir derler cumhura göre, Hanefiler bunların yenmeyeceğini söylemişti.

 

Dakika 1:05:00

 

Şimdi ölüp de şişmiş ise zararı sebebiyle haram olur. Cumhur da bu şekil açıkladı o ölmüş konuyu. İmamı Malik Hazretleri su domuzunun ki buna su aygırı da denmektedir, mekruh görmüştür ama mezhebi onu görüşünde değildir kendi mezhebi, yeri geldikçe bunları anlattık anlatarak devam ediyoruz. Cumhur delil olarak sizin için deniz avı yapmak ve o avı yemek size de yolcuya da faydalı olmak üzere size helal kılındı. ‘’Maide Suresi’nin 96. ayeti kerimesinde’’ böyle buyrulmuştur. Şanlı Peygamber de o suyu temiz ölüsü de helal olandır. Bu da deniz suyu hakkında söylemiştir. Bize iki ölü ve iki kan helal kılındı. 2 ölü çekirge ve balık. Çekirgenin ve balığın ölüsünü yani kesmeden yenilebileceği hakkında 2 kan ise karaciğer ve dalaktır. Bunlar helal kılındı diye Şanlı Peygamberimizden rivayet vardır. Yine amber balığı konusunda da Buhari Müslimin rivayet ettiği gibi Ebu Ubeyde ve arkadaşları bu balığı deniz kıyısın da ölü olarak bulmuş ve bir ay süreyle şişmanlayacak kadar yemişlerdir. Ondan sonra da onun yağını kullanmışlar, Şanlı Peygambere de ondan bir parça takdim etmişler. O da ondan yemiştir diye rivayet bulunmaktadır. Bu haberler Hanefilerden ve cumhurdan gelen bu keşifler, bu hükümler, bu deliller yine rahmetin yaygınlığını göstermektedir. Kıymetliler, suda yaşayan hayvanın kanının olmaması konusunda da ulemanın keşifleri vardır. Şimdi kara hayvanları, kesinlikle kanı olmayan çekirge, sinek, karınca, arı, kurt yani böcek cinsinden kurtlar, eşek arısı, örümcek ve o böceği, hamam böceği, akrep, zehirli hayvanlar ve benzerleri çekirge dışında bunların yenilmeleri helal değildir ve onlara pis ve murdar olan şeyleri haram kılar. İşte kıymetli efendiler; ‘’Araf Suresinin 157. ayeti kerimesinde’’ böyle buyrulmuştur. Pis ve murdar olan şeyleri haram kılar kim Yüce Allah. Şimdi şöyle bir bak çekirgeler ki o yenen çekirge hariç sinekler, karıncalar, arılar, kurt, böcek, eşek arıları, örümcekler diğer ismi olan böcekler, hamam böceği, akrep, zehirli hayvanlar ve bunlar gerçekten tiksindirici şeylerdir. Bunlar yenilmezler. Fakat çekirge ve çekirgeye benzeyen kuppak diye bilinen hayvan az önce gördüğümüz bize 2 meyte ölü helal kılındı derken İşte bu istisnalar ortaya konmuştur, 2 ölüden maksat da balık ve çekirgedir.

 

Dakika 1:10:02

 

Malikiler çekirgelerin kesilmelerini şart kabul etmişlerdir, bakın Malikiler çekirgenin de kesilmesi gerekir demişlerdir. Hanbelilere göre ise çekirgeyi canlı olarak yutmak mekruhtur, eziyet edilmiş olur balığında canlı olarak yutulması haramdır demişlerdir. Kim? Hanbeliler tabii balıkçıl kuşları bile balığı yakalıyorlar canlı yutmuyorlar, onu bir müddet ağızlarında tutuyorlar sonra yutuyorlar. Dikkat ederseniz bu keşifler güzel keşiflerdir. Akan kanı bulunmayan yılan, bütün çeşitleriyle kertenkeleler, yine büyükleri olan kererler bütün haşereler, yerde yaşayan bütün yer fareleri gibi, canlılar, keneler, kirpiler, keler, cerboğa, gelincik, kurt, böcek ve benzerlerini yenilmesi tiksinti verdiklerinden dolayı haram kabul edilmiştir. Bazıları bunların zehirlidirler. Âlemlerin Rahmet Peygamberi bakın ne buyuruyor; Beş tane bozguncu zararlı hayvanı hayvan vardır ki ihramlı iken de ihramsız iken de bunlar öldürülür. Zehirli yılan, necaset yiyen alakarga, fare, kuduz köpek ve çaylak başka bir haberde akrep de bunların arasında sayılmıştır. Hanefiler ile Malikilerden gelen görüşe göre kelerde yasaktır. Haram demişlerdir. Yine Hazreti Ayşe validemiz onu yemeyi yasaklamıştır diyor bir haberde de. Hanefilerin dışında kalan Cumhur ise kelerin yenilmesini mübah kabul etmişlerdir. Şanlı Peygamber’den şöyle buyurduğu rivayeti vardır; (A.S.V.)  hayır yani haram değildir, fakat benim kavmimin yaşadığı topraklarda o bulunmuyordu. Bana tiksinti verdiğini hissediyorum. Yani Peygamberimiz yememiş keleri, hakkında böyle söylemiş ama yasaklanmamış da. Malikiler haşlandığı veya kızartıldığı takdirde sümüklü böceğin yenilmesini mübah kabul etmişlerdir. Ölen salyangozu mübah kabul etmezler, yani ölmüş salyangoz yenmez derler. Şafiiler kirpi, gelincik, cerboğa, tilki, kursak,  samur gibi hayvanların yenilmesini caiz görmüşlerdir. Çöl Arapları bu gibi hayvanları tiksinmeden yerler, yani insandan insana yöreden yöreye de farklar vardır. Hicaz halkının tiksinmediği hoş ve güzel kabul ettiği şeyler ayeti kerimenin genel anlamına göre helal, pis dediği şey ise haram kılınmıştır. Onlara hoş ve temiz olan şeyleri helal, pis ve murdar olan şeyleri de haram kılar.

 

Dakika 1:15:02

 

Yüce Allah ayeti kerime de daha önce de beyan ettiğimiz gibi ‘’Araf Suresi 157. ayeti kerime de’’ böyle buyurmuştur. Evcil olan hayvanlar Elenam diye bilinen bu hayvanlar ki deve, sığır, koyun. Bunlar tabi ki eti yenen hayvanlardır, kesilir ve yenilirler. Enamı da sizin için yarattı ki bunlar da sizin için ısıtıcı ve koruyucu maddeler vardır, onlardan yersiniz. Cenabı Hak ‘’Nahl suresinin 5. Ayeti kerimesinde’’ de böyle buyurmuştur. Allah onların bazısına binesiniz bazısını da yiyesiniz diye Enamı yani eti yenen hayvanları sizin için yaratandır buyurmuştur. ‘’Mümin Suresi 79. ayeti kerimedir’’ bu da. Size okunacak olanlar hariç olmak üzere Enam helal kılındı diyor. Şimdi haram kılınanlar belli kıymetiler, yine şöyle bir baktığınız zaman katır ve eşeklerin haram olmakla birlikte at eti helaldir. Ancak Ebu Hanife’ye göre bu tenzihen mekruhtur, çünkü at savaşlarda çok lazım idi bir de yeryüzün de ata her zaman ihtiyaç duyulmaktadır. Bir başka hizmetlerden bulunarak güzel keşifler yaparak at etini İmamı Azam tenzihen mekruhtur demiştir, öbürleri helaldir demişlerdir. Resulullah (A.S.V.)  Hayber günü eşeklerin etini yemeyi yasakladı nehy etti, at etlerinin yenilmesine izin verdi. İşte kıymetliler bu da Peygamberimizin bu haberde rivayet edilmiştir, bunun sahih ve kimisi de hasen senetle rivayet edildiğini söylemişlerdir. Şimdi şöyle bir bakınca katırlar ise eşeklerden doğar, bir hayvandan doğan hayvanın haramlığı konusun da hükmü anasının hükmüne bağlıdır, yani eşekten doğan katırlar kastediliyor burada. Yine İmamı Azam ve Ebu Hanife’ye göre at etinin mekruh olmasındaki hikmet sebep hayvanın binek olarak ve cihatta kullanılmasıdır demiştir. Hadisi şerifler arasında da farklılık bulunmaktadır, ihtiyaten mekruh kabul edilmiştir. Malikilerde meşhur olan görüş atların yenmesinin haram olduğudur, bakın Malikiler at eti yenmez diyor ama diğerleri yenir diyor mesela, hepsinin bakış açısından bakarsınız doğrudur. Tavuk, güvercin, kaz ve ördek gibi hayvanların da kesilmek suretiyle helal oldukları icma ile kabul edilmiştir. Köpek ve evcil kedi gibi yırtıcı evcil hayvanların yenmesi ise haramdır. Evet, kıymetliler yabani hayvanlar İmamı Malikin dışında kalan cumhura göre azı dişleri bulunan bütün yırtıcı hayvanların yenilmesi haramdır, bu İmamı Malikin dışında dikkat et diğerlerine göre.

 

Dakika 1:20:00

 

Pençesi olan yırtıcı kuşlar da böyledir onlar da haramdır, yenmez. Yabani yırtıcılar yani aslan, kurt, aslan, kaplan, kars, tilki, kara kedisi, sincap, kursak ve samur, ayı, maymun, sansar gibi çakal gibi yırtıcı ve evcil olmayan hayvanlar da aynı şekilde bunlar haramdır denilmiştir. Kuşlar arasında pençesi olan doğan, atmaca, çakırdoğan, şahin, çaylak, baykuş, karga yavrusu bu ala karga tabi değişik çeşitleri ile karga, akbaba, kerkenez kuşu, kartal, kırlangıç, yarasa ve buna benzer kuşlardır. Bunlar pençesi olan kuşlardır ki yenilmezler. Şafiiler ise papağan ve tavus kuşunun haram kabul ederler. Bunda da etlerinin iyi olmadığı sebebiyle derler, aynı şekilde hüthüt kuşu ve serçeden büyük serçeleri avlayan göçeğen kuşunu da haram kabul ederler kim Şafiiler. Hanbeli mezhebinde hüthüt ile göçeğen kuşuna dair İmamı Ahmet’ten 2 hadisi şerif bulunmaktadır. Rivayet ettiği 2 hadis, birincisine göre bu iki kuşta helaldir, İkincisi ise Şanlı Peygamberin göçeğen kuşu, karınca ve arıyı öldürmeyi nehy eden hadisi sebebiyle haram olmalarıdır. Şimdi iki hadis var; birisi helal birisi haram olunca haramlık ağır basar. Hayber günü yırtıcı hayvanlardan azı dişi olan her hayvanı kuşlardan da pençesi olan her kuşu yemeyi Şanlı Peygamber yasakladığına dair gelmiş olan rivayetlerdir. Şanlı Peygamberimiz (A.S.V.) devrinde Medine’de iken bir at kestik ve yedik diyor. Nehye dair haberine gelince de o da İmamı Ahmet ve başkaları münkerdir demişlerdir. Ebu Davud da mensûh olduğunu söylemiştir, ayeti kerime de ittifakla Mekke’de inmiştir. Eşeklerin etleri ise ittifakla Hayber günün de yani Medine dönemin de haram kılınmıştır. Çok kıymetli efendiler; şöyle baktığımız zaman kıymetli âlimlerimiz her delili enine boyuna incelemiş hükmünü de ortaya koymuşlardır. İmamı Malik‘ten gelen dört ayaklı yırtıcı hayvanların mekruh olduklarına dair rivayet gelmiştir. Bu hayvanlar konusun da en geniş mezhep Maliki Mezhebidir. Buna dikkat ederseniz yeryüzünde yenmeyen hayvan sayısı azdır, bunların hepsinin ona göre tercih edilen görüş budur. Bunların hepsinin haram olduğu da söylenmiştir. İmamı Malik’in arkadaşları ise haram olduğu kanaatindedirler. Fakat Malikilerin diğerlerine göre, diğer Maliki âlimlerine göre ise ister pençeli olsun bakın Malikilerin içinde kaç türlü görüş var. İster pençeli olsun ister olmasın kuşlar helaldir.

 

Dakika 1:25:19

 

Hangi kuş olursa olsun bakın bunu da delil olarak ayeti kerime den şöyle anlıyorlar. Deki bana vahyolunanlar arasında yiyen bir kimsenin yiyeceği içinde ölü eti, kan, yani kandan başka, yani isimleri sayılan haramlardan başka haram kılınmış bir şey bilmiyorum. Bu ayeti kerimeye göre onlar kesin haramlığı ortaya konmadıkça eşya da asil olan mübahlıktır hükmüne göre sahayı geniş tutmuşlardır. Şafiler ise sırtlan, tilki, kursak, samur ve cerboğa gibi azı dişleri zayıf olan hayvanların yenmesini mübah saymışlardır. Burada Şafilerin de burada onlara yakın durumları vardır ama tiksindirici olan her şey yasak kılan Hanefi mezhebidir. Kıymetliler; Şafiilere göre sırtlan, tilki, kursak, samur ve cerboğa gibi azı dişleri zayıf olan hayvanların yenmesini mübah saymışlardır. Ekin kargası da helaldir, yani karakarga, alakarga değil karakarga da denilir bunlara. Hanbeliler de sırtlanın yenilmesine ruhsat vermişlerdir, tabi herkesin dayandığı deliller vardır. Şanlı Peygamber (A.S.V.)  bize sırtlan yiyebileceğimizi söyledi. Kim diyor bunu? Sahabenin yıldızlarının Cabir Hazretleri diyor. Ben o bir av hayvanı mı? Dedim. O evet diye buyurdu. Resulullah  (A.S.V.) sırtlan hakkında sordum, bana o bir av hayvanıdır dedi.  İhramlı bir kişi onu avlayacak olursa onun karşılığında bir koç fidye verir buyurdular. Araplar hala sırtlanı yemeye devam ederler diye de haber vardır. Bunu da söyleyen Urve gibi zatı muhteremlerdir. Kıymetliler; ceylan, geyik, yabani sığır ve değişik türleri ile yaban eşeği bunlar tabii ki bunların etinden yiyiniz, yaban eşeği hakkında da onun etinden yiyiniz buyrulmuştur. Bunlar ceylan, geyik gibi yabani hayvanlar yani keçilerin yabanisi, keçi durumundadırlar. Tavşanın da yenmesi mübahtır ve mübah kılınmıştır Sevgili Peygamberimiz tarafından. O iki tavşan avlamış. Kim? Muhammed Bin Safvan, iki tavşan avlamış ve bunları 2 keskin keski ile kesmiş o anda keskin taşlar varmış. Resulullah (A.S.V.) Efendimize gelmiş o da onları yemesini emretmiştir, yani yasaklanmamış. Fakat bazı haberlerde Peygamber Efendimizin tavşanı yasaklamadığı ama kendinin yemediği rivayetleri vardır.

 

Dakika 1:30:00

 

Toy kuşu, serçe türleri, turna kuşu yine tane yiyen karga, siyah karga, keklik, bülbül, sığırcık kuşu, kaya kuşu gibi kuşlar da mübahtır yani yenilebilirler. Hanefiler saksağan kuşunun yenmesine helal kabul ettiklerine dair kayıtlara rastlanmıştır. Şafiiler onu yemeği haram kabul etmişlerdir. Büyük kuzgunu da haram kabul ederler Şafiiler küçük kuzgun hakkında da helal olduğunu söylerler. Şafiiler küçük kuzgun hakkında siyaha yakın kül renklidir farklı görüşlere sahiptirler, haram olduğu da söylenmiştir. Demek ki değişik haberler bulunmaktadır. Zahir olan ise helal olduğudur. Ekin yiyen bir hayvandır demişlerdir. Hanbelilerde saksağan kuşu yemeyi haram kabul etmişlerdir. Evet, kıymetliler; şimdi hem su da hem kara da yaşayan hayvanlar konusunda da bakalım o kıymetli âlimler ne diyorlar. Mesela kurbağa, kaplumbağa, yengeç, yılan, timsah, su aygırı ve benzerleri, bunlar hem suda hem de kara da yaşarlar. O yüksek şahsiyet olan dünyayı okutan Hanefi ekolünün yüksek âlimleri söyle derler; bunları yemek helal değildir, yani kurbağayı, kaplumbağayı, yengeci, yılanı, timsahı, aygırı, su aygırını yani ve benzerlerini yemek helal değildir der Hanefiler. Şafiler de bu görüştedir, çünkü bunlar tiksinti verir demişlerdir, zaten yılan de zehirlidir demişlerdir ki zehirli olmayanı da tiksinti vericidir. Kurbağanın öldürülmesini de yasaklamıştır. Kim? Şanlı Peygamberimiz (A.S.V.) yemesi de yasaktır. Malikler ise önceden söylediğimiz gibi sahayı geniş tutarlar, kurbağa, haşerat, yengeçler, kaplumbağanın yenilmesi onlarca helaldir, haşerat de yenir onlarca, çünkü haram olduklarına dair delil yoktur derler, tiksindirici olan kısmını da bakmamışlardır, haram kılınanlar hakkında nas bulunanlardır derler. Tiksinti veren hayvanlar hakkında delil bulunmadıkça haram kabul edilmezde demişlerdir. Hanbeliler ise onlar da kuşları, kaplumbağa, su aygırı gibi hayvanlar kesilmeksizin helal olmazlar. Ancak yengeç gibi akan kanı bulunmayanlar müstesnadır demişlerdir. Onlar da kesilmeye bağlamışlar bunları, kuşları her türlü hayvan mesela şu kuşları buradaki mesele izah edilenlerden maksat, çünkü konumuz hem karada hem denizde yaşayanlar. Yine söyle baktığımız zaman İmamı Ahmet yengeç kesilmeden de mübahtır demiş.

 

Dakika 1:35:00

 

Akan kanı yoktur demişlerdir, İbni Müflis El Hanbeli’nindi yengecin de kesilmeksizin helal olmayacağını bildirmiştir. Tabii mezhebin içinde değişik görüşler bulunur her mezhepte, her görüşte kıymetlidir. Her hak mezhebin oradaki muhteviyatı ve değişik görüşlerin bulunması da zenginliktir. Kurbağanın yenilmesi mübah değildir Hanbelilere göre de. Öldürülmesini de nehy etmiştir Şanlı Peygamber (A.S.V.). Sevgili dinleyenler şimdi bugün dünyadaki duruma da söyle bir göz atacak olursak eziyet vermeden alet ve metotları kullanmak da, çünkü bugünkü çağın aletleri farklı, bir bunların kullanılmasın da hiç bir mahsur yoktur. Hatta daha da iyidir niye, daha güzel kesim, daha güzel kesim, keskin aletlerle daha modern bir ortamda kesilmeleri daha da güzeldir. Yalnız öldürücü olmayan buna dikkat edilsin, uyuşturma metotlarının kullanılması caizdir, yalnız öldürücü olmayacaktır buna dikkat et uyuşturabilir ama öldürmeyecektir. Şimdi öldürdükten sonra kesilirse o murdardır yenmez yani buna dikkat et. Bugünkü dünyanın güzel tarafları var ama çok tehlikeli tarafları da var. Bir materyalist dinsiz İmansızların eline hangi modern aleti verirseniz verin onların kestiği yenmez. Hayatın varlığı söyle baktığımız zaman o uyuşturulan hayvan da hayat varlığı kesin bilinmelidir, hüküm böyledir. Tabanca ile bayıltıp yere düşürmek yahut da odun keser sopa gibi, elektrik akımı gibi her türlü uyuşturucu araç ve bunları kullanmak ise haramdır. Çünkü hem hayvana eziyettir, hem de öldürmüş olabilir, öldükten sonra da kesilirse yenmez. Onun için uyuşturmak ayrı şey öldürmek, vurmak, eziyet etmek ayrı şeydir. Müstakar bir hayat ile kesilirse yenilmesini engellemez, darbe ile sinirleri toptan telef etmek, beyindeki sinirleri Malikilere göre yenmesine engel olur yenmez. Öldürücü yerlerinden darbe almış olur, hayatta olduğu kesin olarak bilinerek kesilirse yenilir. Şafiilerle Hanbeliler kesildiği takdirde ve ondan müstakar bir hayat, açık bir hareket, kanın fışkırması gibi belirtiler bulunduğu takdirde eti yenilir dediler. Aynı şekilde Hanefiler çabucak damarlarını keserse yenilir, mezbahalar da süratli ve keskin aletlerle kesip yapılmaktadır, yalnız İslami esasları bilen ve Müslümanlar olacaktır orada.

 

Dakika 1:40:06

 

Kesim işleminin uyuşturma veya bayıltma işlemlerinden birkaç saniye sonra gerçekleştirdiği bize bildirilmiştir. Şimdi bayar baymaz, uyuşturur uyuşturmaz hemen kesilmelidir ölmeden. Maliklerinin dışındaki mezheplere göre boyunu arka kısmından kesmekte bir engel yoktur. Yalnız kerahat vardır, mekruhtur demişlerdir. Hayvana eziyet vericidir. Evet, kıymetliler sonra şuna da dikkat edilmesi lazım, dünyada biliyorsunuz ki putperest ülkeler var, putperest olan ne kadar ülke varsa dünyada, bunlardan ithal edilen etlerin hiçbiri yenmez ama canlı hayvan gelirse o yenir o başka ve çünkü putperest olan, batıl inanç sahibi olan, milletlerin kestikleri yenmez. Maliki mezhebin de şayet Allah’tan başkasının adını anmışlar ise kitap ehlinin kestiklerinden yemek kerahat ile mekruhtur, ancak kerahetle caiz demişlerdir. Şafiiler ile Şiiler bunlar kesinlikle yenmez demişlerdir. Kitap ehlinin kestiklerinden Allah’tan başkasının ismi anılmışsa kesin ehli kitabında kestiği yenmez ki daha bu konudaki Şafilerin görüşünü daha önce açıkladık, bunların kestiklerinin mübah olmasını kabul etmezler, mübah değildir yenmez demişlerdir. Komünist ülkelerden gelen etlerde yenmez, bitkisel gıdalarla sebzelerle yetinmesi ve Müslümanlar en az ehli kitap olmak şartıyla bu konu da ithalat, ihracat, ihracat herkes yapılabilir, ama et ithali ve diğer yiyeceklerde dikkat etmek lazım, zaten domuz eti hiçbir konuda helal değildir. Evet, kıymetliler; sizlere Şanlı İslam’ın yeryüzünü okutan ekolleri okulların ve okulların yüksek âlimleri Ehlisünnet mezheplerinin yüksek müçtehitlerinin İslam anlayışı ile bu dini konular da her hükümlerle ilgili, her dini konunun hükmünü âlimlerimiz incelemişler. Biz de bunlardan sizlere keşif notları vermeye devam ediyoruz. Avlanmak da yüce İslam’da meşrudur, bunu da İslam’daki yeri gibi meşru olan ve olmayan durumunu bilmek lazım. Evet, avlamak almak gibi anlamlara gelen avcıya Said denmektedir. Avlananlara da masih denmektedir. Şimdi av veya avlanmak buna da sade anlamı kelimesi ile isim verilmiştir.

 

Dakika 1:45:04

 

Evcil olmayan hayvanların yakalanması olayıdır avlanmak Avın hükmü Mekke ve Medine hareminin dışında, ihrama girmemiş olan kimselerin avlanmak için, bunlar avcılık yapmaları icma ile mübahtır, yani avcılık mübah bir olaydır ama şartlarına uymak şartıyla. İhramdan çıktığınız zaman avlanınız bak ‘’Maide Suresi 2. Ayeti kerime’’ de Cenabı Hak ihtiyaç duyulduğu zaman insanlar avlanır bu bir mübahtır, aynı zamanda mubahlık ifade eder, ihramda bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılındı. Bir hacı efendi ihrama girdiyse artık kara avı yapamaz. Ey iman edenler ihramlı olduğunuz takdirde avları öldürmeyiniz. Cenabı Hak ‘’Maide Suresi 95 ve 96. ayeti kerime’’ de yine ‘’Maide 4. ayeti kerime’’ de bunları açıklamaktadır; buyuruyor ki deki bütün temiz şeyler size helal kılındı onları alıştırarak ve Allah’ın size öğrettiklerinden de öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların da sizin için yakaladıklarından yiyiniz. Yalnız sizin için yakalamış olacak hayvan. Bunlar eğitim görmüş av hayvanlarıdır, bunlara muallim kelb denmektedir. Köpeğiniz saldığın ve besmele çektiğin takdir de o da yakaladığını tutup öldürürse ondan ye, şayet ondan kendisi bir şey yiyecek olursa o avdan yeme, yani eğitim görmüş köpek avı tutar yakalar yemez. Çünkü o takdirde eğer yerse kendisi için yakalamış demektir, senin için yakalamış olmaz, o zaman da eğitim görmüş olmaz, çünkü av köpeklerinin tuttuğunun yenmesi için öldürdüklerinin yenmesi için yaraladıklarının o köpeği yakaladığı avdan yememesi gerekir. Kendisi Resulullah (A.S.V.) ile birlikteyken bir yaban eşeği gördü atın üzerine bindi, mızrağını aldı, sonra da eşeğe bir hamle yaparak onu avladı ve onu yakaladı. Şanlı Peygamber’e (A.S.V.) yetiştiklerin de bunun hükmünü sordular da o da Şanlı Peygamber şöyle buyurdu; O Allah’u Teâlâ’nın size vermiş olduğu bir yiyecektir buyurdu. Bu haber Katade’den gelmektedir (R.A). Yine başka haberde Sevgili Peygamberimiz’den yayın ile avlayıp üzerine Allah’ın adını zikrettiğin de ye, eğitilmiş köpeğinle yakalayıp üzerine Allah’ın adını zikrettiğinden de ye, eğitilmemiş köpeğin av hayvanının ile avlayıp da ölmeden önce yetişip kestiğin avdan da ye. Eğitim görmemiş köpekler öldürürse yerse zaten yenmez, eğitilmiş köpek yakalayınca ölmeden onu kesmen gerekiyor buraları iyi anlamak gerekir.

 

Dakika 1:50:01

 

Şimdi eğlenmek maksadıyla avcılık mekruhtur, vakit geçireyim diyor adam eğleneyim diyor böyle avcılık olmaz bu mekruhtur. Can taşıyan hiçbir şeyi nişangâh edinmeyiniz, yani nişan almak için canlılara eziyet edilmez, av yapılır bu eğlenmek için iyi vakit geçirmek için yapılmaz. Avlanmak için yapılır. Kim boş bir yere bir kuş öldürecek olursa kıyamet günü Yüce Allah’ın huzuruna gelerek yüksek sesle şöyle der; Rabbim filan kişi beni gereksiz yere öldürdü, herhangi bir fayda için de öldürmedi. İşte mahşerde bu böyle bir hesap sana bugünden haber verilmektedir, burada zarar söz konusudur. Çünkü zarar varsa avlanmak haramdır. Vesileler maksatların hükmünü alırlar avlanıyorum diye başkalarının malına canına mahsulüne, bağına, bahçesine, ekinine zarar veremezsin, verirsen bu avcılık haram olur. Av yenilen şeylerin faziletlisidir. Çünkü bunda şüphe yoktur, nitekim ziraat eden en faziletli kazanç yoludur, tevekküle daha yakındır, umumi faydalar da bunlardan söz konusudur. Evet, kıymetliler Malikiler geçim için mübah çoluk çocuğun yiyeceğini tedarik içinde menduptur demişlerdir avcılık hakkında, geçimin için mübah, çoluk çocuğun içinde menduptur, zaruret halinde bu vaciptir, oyalanmak için yapılırsa mekruhtur, vakit geçirmek ve eğlenmek için olursa haramdır demişlerdir Maliki âlimleri. Aslında hepsinin ortak görüşüdür bu. Evet, mübah olması konusunda Hanefiler diri iken diyor ulaşacak olursa avına kesmesi vacip olur, kara avı bu hakkındadır, deniz avı ise mutlak olarak caizdir. Müslüman veya gayri müslim her ne şekilde avlarsa avlasın değişen bir şey yoktur, burada deniz avı hakkındadır kıymetliler. Kıymetli izleyenler; avcı da aranan bazı şartlar vardır. İşte avcıdaki şartlardan birisi ehliyettir. Bu konuda ittifak etmiştir bütün âlimlerimiz. Müslümanın avı ittifakla caizdir, putperestin, mürtetlerin, Bâtıni ve Mecusilerin avları da ittifakla caiz olmaz yenmez. Şafilere aykırı olarak Cumhur’a göre delinin avı caiz değildir. Şafiilere göre caizdir, kitap ehlinin mensup ise bunların adı da dört mezhebe göre gerçek kitap ehlinin avı caizdir ama Şafiiler burada da farklı düşünürler, hepsi haklıdır ve doğrudur, herkesin bakış açısı çok güzeldir.

 

Dakika 1:55:00

 

Avı helal olmayan kimsenin ortak olmaması gerekir, mesela yanında bir putperest arkadaşla av yaptın. O da attı sen de attın, o av yenmez. Bu da ittifakla kabul edilmiş bir şarttır. Senin köpeğin ile birlikte bulunmayan bir köpek ona ortak olmadığı sürece. Şimdi senin köpeğin eğitilmiş bir köpek, öbürü eğitilmemişse yine olmaz, eğitilmemiş köpek onu öldürebilir senin köpeğin öldürdüğü zannedersin, eğitilmemiş köpeğin öldürüldüğü av yenmez. Mecusilerin avladıkları avlar yenmez, bir Mecusi Müslüman’a ortak av arkadaşlığı ise yine olmaz yenmez. Avlanılan veya kesilen hayvan şöyle bir baktığımız zaman eğer Mecusi avı ise yenmez, onları mübah kılan ve haram kılan bir arada bulunursa yine haram ağırlık yönünden ağır basar, ağır basar yenmez. Dört mezhepte de durum böyledir haram yönünün ağır basmasıdır. Bütün mezhepler haram ile helal bir araya geldiği zaman haram ağır basar demişlerdir. Şimdi avcının niyet etmesi, hayvanı avın üzerine salması gerekir avlamak kastıyla. İttifakla kabul edilmiş bir şarttır bu da besmelesini de okuyarak. Eğitilmiş köpeğini gönderdiğin ve üzerine Allah’ın adını zikrettiğin takdirde senin için yakaladığını ye buyurmuştur kim Şanlı Peygamberimiz (A.S.V.). Şimdi göndermek ile birlikte besmele okumak Bismillahi Vallahu Ekber diyerek köpeğini salar veya tüfeğini avını silahını atarsın, besmeleyi kasten terk etmek Cumhura göre…

 

Dakika 1:57:48

 

 

(Visited 74 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}