[jw7-video]

151- Amelde Fıkhı Ekber Ders 151

AMELDE FIKHI EKBER DERS 151

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; Amelde Fıkhı Ekber’le derslerimiz devam ederken konumuz yine evliliktir. Evlilik akit yapmaktır. Şeri istilahta ise evlilik akdidir. Cinsi birleşme, sevişme, öpme, kucaklama gibi faydalanmayı mubah kılıcı bir akittir. Kadınında erkekten faydalanmasını helal kılması için Allah’ın koyduğu bir akit manasına gelir. Başkasına helal olmayacak şeklinde ona özel bir mülkiyet tanımasıdır. Kadın ise eşinden faydalanmayı helal kılıcı olmasıdır. Hanımların birden fazla olması caizdir. Hanımların aralarında ortaklaşa sahip oldukları bir hak olur. Şeran birden fazla koca olmak yasaktır. Birden fazla kadın almak caizdir. Hanefi uleması bizzat faydalanma mülkiyetini ifade eden bir akittir. Yine helal kılan bir akittir. Faydalanmayı helal kılan bir akittir. Akit nedir? Karşılıklı bir anlaşmadır ama ilahi emir ve kanunlara göre kadın hünsai müşkil eğer böyle bir mani varsa veya putperest bir kadın ise kim soyundan kadın ve su perisi genel tarifin dışında kalmıştır. Kadınlardan size helal kılanları nikâhlayınız buyuruyor. Kim? yüce Allah (C.C) nisa suresinin 3. Ayeti kerimesinde Allah size sizin nefislerinizden zevceler yarattı buyuruyor yüce Allah Nahl suresi 72. ayeti kerimede. Cinler değişik şekillere girebilirler. Onun için cinlerle evlilik konunun dışındadır. Hanefi âlimlerinin bir kısmı kadının uzvundan faydalanmanın mülkiyeti için konulan akit diye tarif ederler. Şeran nikâhla cinsi ilişki mi yoksa akit mi kastedilir konusunda da fıkhı usulü ve din âlimlerine göre nikâh esasta cinsi ilişki mecazi olarak da akit olarak anlamında kullanılır. Cinsi ilişki anlamında kitap ve sünnette böyle kullanılmıştır. Babalarınızın nikâhladığı kadınları nikâhlamayınız bu Nisa suresi 22. Ayeti kerime buda buna delildir bu ayeti kerime. Babanın cinsi ilişkide bulunduğu kadın oğullarına haram olur. Babanın sahip bir akit ile evlendiği kadını çocuklarına haram oluşu icma ile sabittir. nikah kelimesi hakiki anlamında değil de mecazi manada kullanılmıştır.

(5:00)

Yüce İslam’ı dünya yüzünde en iyi şekilde okuyan ve okutan 4 mezhep imamında işte bu içinde bulunduğu o kıymetli fakihlerimize göre nikâhtan gerçekte murat edilen akittir. Cinsi ilişki için mecazi anlamda kullanılır mezhep alimlerinin de fakihlerin görüşü budur. Hanefi âlimlerinden olan Zemahşeri kadın başka birisiyle evlenmedikçe diyen ayeti kerimedeki 230. Bakara suresinin ayeti dışında şanlı Kuranda nikâh lafzını cinsi ilişki manasında hiç kullanılmadığını söylemiştir.  Sahihi Buhari ve Müslim’de nakledilen onun balcığını tadana kadar diyen hadisi şerif onunla cinsi ilişkide bulununcaya kadar hadisinde murat olunan akittir. Cinsi ilişki bu hadisten dolaylı olarak anlaşılır evliliğin şeri hükmü konusunda da her konuyu güzel inceleyen bu yüce İslam âlimleri bakın her konuda ne güzel incelediler. Ne güzel keşiflerde bulundular. Dünyanın önüne gerçek bir ilim sundular. Yeryüzünü ilimle donattılar ve insanlığı ilim sofrasına buyurun dediler insanlar bu sofrada hazır yemeği bile görüyorsunuz ki bilemiyor dünya Müslümanlarının çoğu ilmihalini bilmiyor, hoca efendilerin çoğu imamlarının Fatiha’yı tefsir etmeden açıklamadan emekli oluyor. Yazık olmuyor mu? Her şey gün ışığında keşfedilmiş, hazırlanmış bizim zengin bir ilim ve âlimlerimiz var bunlara gece gündüz rahmet okumamız gerekirken cahil cahil dolaşmak hiç Müslümanlara ve insanlık âlimine hiç mi hiç yakışmıyor. Kıymetliler evliliğin şeri hükmü evlilik kitap sünnet ve icma ile sabittir. Görüyorsunuz nikâh yüce İslam da köklü bir şer-i kaynağa dayanıyor yani tam şer-i bir kök var burada. Şeriatın aslı Kur-anı Kerim kitap yani sünnet icma ile sabittir. Hoşunuza giden kadınlardan 2’şer 3’er 4’er nikâhlayınız. Kim buyuruyor bunu? Yüce Allah Nisa suresinin 3. Ayeti kerimesinde işte açıkça nikâhtan bahsediyor ve hoşunuza giden kadınlardan 2’şer 3’er 4’er nikâhlayınız buyuruyor. Yine Nur suresinin 32. Ayeti kerimesinde yüce Allah içinizden bekârları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salih olanlarını evlendiriniz. Yine şanlı peygamberden sünnetten gelen delillere bakınca ey gençler zümresi kim içinizden evlenmeye muktedir ise hemen evlensin çünkü gözü haramdan en çok saklayan ırzı en iyi muhafaza eden budur. Kimde evlenmeye gücü yetmezse oruca devam etsin zira oruç onun için bir korunmadır buyuruyor kim? peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimiz hazretleri bu âlemlere rahmet peygamberi böyle buyuruyor. Evliliğin külfetleri ve yükümlülükleridir. Pek çok hadisi şerif vardır bu konularda şimdi bunun evliliğin hikmetleri vardır.

10:32

Kendisini ve karısını harama düşmekten koruması, neslin bekası, mezhebin muhafazası, toplumun nizamını, ailenin kurulması evlilik hayatı yükünü taşıyabilmek için karı koca arasında bir yardımlaşma, sevgi ve dayanışma bağı kurulur ve bunların tamamı yardımlaşmayı gerektirir. Bu bağ köklü bir bağdır. Yalnız Müslüman İslami değerleri taşıyacak evlenecek çiftlerde bu değerler kişinin ruhuna, kalbine, içine, dışına yerleşmiş olacak. Şimdi evliliğin kısımları, dereceleri vardır. Farz olan evlilik vardır. Çoğu fakihlere göre kişi evlenmediği takdirde zinaya düşeceğine kesin kanaat getirir. Oruç ve benzeri şeylerle fuhuşa düşmekten kendini koruyamaz durumdaysa Mehir eşinin nafakası ve şer-i evliliğin masraflarını da karşılamaya muktedirse ona evlilik farzdır farzdır, farzdır. İffetini koruması nefsini haramdan sakınması gereklidir buda farzdır, farzdır. Vücubun yani farzın yerine getirilmesi kendisiyle mümkün olan şeyde nedir? O da farzdır bunun yolu da evliliktir. Vacibin yani burada farzın burada vücup farz anlamındadır. Farzın yerine getirilmesi kendisiyle mümkün olan şeyde farzdır yanı ikisi de vücup ifade eder. Bunun yolu da evliliktir. Cumhuru ulema da vacip farz arasında bir fark yoktur yani cumhuru âlim ulemaya göre çünkü Hanefilerin dışındaki ulemada vacip farz anlamındadır. sadece Hanefilerde farz vacip ayrı derecelere ayrılmıştır. Hanefilerin bu konudaki görüşlerine, keşiflerine bir bakalım fuhuşa düşmekten korkar bu konuda kesin kanaati olmazsa Mehir, nafaka gibi evlilik külfetlerini yapmamaya imkânı olur. İşte o zaman evlilik vacip olur demiştir Hanefiler. Şimdi haram olan evlilik vardır bide kişinin evlendiği kadına evlilik masraflarını karşılamayacaksa, adaleti uygulamayacaksa, zarar vereceği, zulmedeceği kesinse evlilik haramdır. İnsanı harama götüren şeyde haramdır.

15:00

İşte görüyorsunuz kıymetliler zinaya düşmek gibi evliliği farz kılıcı karısına zulmedecek olmak gibi evliliği haram kılıcı iki durum birlikte olursa evlilik yine haram olur. Bir şey de helal ve haram birlikte olması halinde haramlık yönü daha ağır basar. Nefsi şehvetlerden korumak için oruca devam etmeyi tavsiye eden şanlı Peygamberimiz buyuruyor; ey gençler zümresi diyen hadisi şerifte ne diyor; orucu tavsiye ediyor evleninceye kadar evlenemeyenler Allah kendilerini lütfuyla zenginleştirene kadar iffetli, namuslu davransınlar buyuruyor, kim? Yüce Allah Nur suresi 33. Ayeti kerimede. Evlilikten sonra insanların huyu yumuşar, incelme olur yapısında, huylarında, kasveti hafifler oysa evlenmediği zaman büyük ihtimal onun zinaya düşeceğidir. Bunun için evlenebileceklerin mutlaka evlenmesi lazımdır. Mekruh olan evlilik aile hukukuna rivayet etmeyip zarar vermesinden infak etmede aciz kalmasından veya cima etmeye şek ve kudretinin zayıflamasından korkulursa evlilik mekruh olur. Hanefi ulemasına göre bu korkunun kuvvetli ya da zayıf oluşuna göre tahrimen veya tenzihen mekruh olur. Şafiler ihtiyarlık, sürekli hastalık, iktidarsızlık gibi durumlarla mekruh olur demişlerdir. Aldatılan kişin nikâhı da mekruhtur. İslamlığı açısından aldatılan kişinin nikâhı da mekruhtur. Yine müstehap ya da mendup oluşu itidal halinde imamı Şafi hazretleri dışında diğer ulema topluluğu kişi miza ç itibarıyla Mutedir olur zinaya düşmekten korkmaz yani evlenmediği takdirde karısına zulüm etme korkusu olmazsa evlilik müstehap olur. Şimdi bu özelliklerle bu hükmü ortaya koydular evliliğin sünnet oluşunun delillerine bakınca ey gençler zümresi hadisi şerifi bir delildir peygamberimizin o hitabındaki emri fermanı 3 kişi peygamberin (a.s.v)  evinde yaptığı ibadetini sormak üzere onun zevcelerinin evlerine geldiler. Kendilerine şanlı peygamberin evdeki ibadeti haber verilince galiba onu az buldular da Resulullah nerede biz neredeyiz? onun gelmiş geçmiş bütün günahlarını Allah mağfiret buyurmuştur dediler. Bunun üzerine birisi bana gelince ben bundan böyle ebedi olarak geceleri namaz kılacağım dedi, diğeri bende ömrüm boyunca oruç tutacağım dedi hiç bırakmayacağım dedi, öteki de bende kadınlardan uzak kalacağım ve evlenmeyeceğim dedi.

20:35

Nihayet şanlı peygamber (a.s.v.)  onların yanına geldi ve vallahi ben sizin en çok Allah’tan korkanız ve ondan sakınanızım lakin ben hem namaz kılıyor ve hem de uyuyorum hem oruç tutuyor hem de iftar ediyorum kadınlarla da evleniyorum şu halde kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir buyurdu. Bu hadisi şerif Buhari Müslim gibi kıymetli hadis âlimlerimiz rivayet ettiklerini görüyoruz. Evliliğin sünnet oluşunun açık delilidir bu hadisi şerifler imam-ı Şafii bu durumda evliliğin mubah olduğunu söyler ona göre bu durumda da yapılması da yapılmaması da caizdir der. Fakat imam-ı Şafii burada tek kalır diğer ulema o görüşte değildir. İbadet etmek veya ilimle meşgul olmak evlilikten daha faziletlidir der imam-ı Şafii. Allah’u Teâlâ Hz. Yahya’yı şu sözüyle methetmiştir. Efendi ve iffetli Ali İmran suresi 39. Burada has urdan maksat kadınlarla cinsi ilişki kurmaya muktedir olduğu halde bundan uzak duran kişidir diye anlam verilmiştir ancak bu görüş bunun bizden öncelikler için vaz edildiği bizim şeriatımızın bunun tam tersi olduğu belirtilerek imam-ı şafi inin görüşü kabul edilmemiştir. Kadınlara, oğullara karşı sevgi beslemek insanlara güzel gösterilmiştir. Buda Ali İmran suresi ayet 14 ayeti kerimesi bu durumu yerme makamındadır. Ancak hoşunuza giden başka kadınları nikâhlayın Nisa suresi ayeti kerime 3. evliliğin vacip kılınmadığını ifade eder çünkü vacip helal olma, hoşa gitme ile ilgili değildir. İkişer üçer dörder adet veya sahip olduğunuz cariyelerle yetinin ifadeleri birden fazla eş almanın icma ile vacip olmadığını gösterir caiz olduğunu gösterir ama illa çok hanım alacaksın diye de bir burada zorlama yoktur. Subki ayette hoşa gitme değil helal olmadır demiştir. Anneleriniz sizlere haram kılınmıştır. Nisa suresi 23. Ayeti kerimesinde olduğu gibi evlenilmesi haram olan kadınlar vardır buyuruluyor. Babanın iffetini koruması konusunda buna ifaf denmektedir.

25:12

Şafi inin meşhur görüşüne göre şer-i teşviki gerçekleştirmek için kız ya da erkek evlatların baba ya da dedelerinin masraflarını karşılama yoluyla iffetinin muhafaza edilmesine yardımcı olmak vazifelerindendir demiştir İmamı Şafi hazretleri söylüyor. Şer-i teşviki gerçekleştirmek için kız ya da erkek evlatların baba ya da dedelerinin masraflarını karşılama yoluyla iffetinin muhafaza edilmesine yardımcı olmak vazifelerindendir.  İfaf ise babasına Mehir vermek ya da evlen ben sana Mehrini veririm baba sen evlen ben sana yardımcı olurum demektir. Onu izniyle evlendirip gereken Mehir vermektir İfaf işte budur dediler. İfaf 2 şartla vacip olur dedi kıymetli âlimlerimiz 1. si Mehri ödemeyecek durumdaki kimseye verilmesidir. 2. si Evlenmesi gerekli olan kimseye verilmesidir. Hastalık vb. şeylerden dolayı hizmet için nikâh akdi yapması gerekiyorsa ve ihtiyaç duyuluyorsa ifafı vacip olur dediler. İşte görüyorsunuz imamı şafi hazretleri bu konuda babanın evlendirilmesi, dedenin evlendirilmesi konusunda fazla görüş beyan ettiğini görüyoruz yerli yerince hem de. Şafiilere göre dünyevi amellerdendir yani evlilik dünyevi ameldir diyor şafiler burada Şafi hazretlerinin mezhebinin tamamı bu görüşte onlar evliliğe ibadet değildir diyorlar nefsin şehvetini gidermektir diyorlar. Allah için amel etmekse, nefis için amel etmekten daha faziletlidir diyorlar. Şimdi Allah için nefsi terbiye etmekte diğer mezheplere göre ibadettir. Bu görüş şu şekilde kabul edilmemiştir yani şafilerin görüşü kabul edilmemiştir. Kâfirin yaptığı evlilik dünyada hayatın devamına yaradığı için sahihtir. Zira Mescid ve camilerin inşası bir Müslüman tarafından yapılırsa bu onun için bir ibadet sayılır. Kâfirin yapması ise ibadet sayılmaz. Evliliğin ibadet oluşuna peygamber efendimizin emri de dalalet etmektedir. İbadetin mahiyetine ilişkin bilgileri şeriat göstermektedir. İyi bir nesil yetiştirmek ve nefsi korumak gibi birçok maslahatı kapsayan yine bu sebeple evlilik de ibadet kabilindendir. Sevgili peygamberimiz birinizin hanımından faydalanmasında sadaka vardır buyuruyor. işte ibadet olduğu bu hadisi şerifle sabittir. Müslim de bulunan Ebu zerrin hadisinden alınmıştır bu. Kaynağı da oraya dayanıyor.

30:03

Nikâhın gereklerini yerine getirebilen ve ona ihtiyaç duyan kişiye nikâh müstehaptır. Gereklerini yerine getiremiyorsa terk etmesi müstehap olur. Zahiriler bakın ne dediler; itidal halinde farzdır dediler. Evliliğin gereklerini yerine getirmeyen kişi muktedir ise farzdır dediler çünkü onlar hoşunuza giden başka kadınlardan nikâhlayınız. içinizden bekârları evlendirin diyen bu ayet ve hadisi şeriften zahiriler farz anlamını çıkarmışlardır. Yine hadisi şerifte bu durumda evliliğin farz olduğuna delalet etmektedir. Kim içinizden evlenmeye muktedir ise evlensin burada bir emir var evlensin emri vücup ifade eder dedi zahiriler. Evlilik vacip olur buradaki Vücubun mendup ve müstehap anlamında kullanıldığı şeklinde karşılık verilmiştir buda zahirilere. 2 şer 3 er 4 er veya sahip olduğunuzla ayetleri de buna delildir çünkü peygamberimiz evliliği herkese mecburu kılmamıştır diye cevap verilmiş zahirilere.

Yine sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.v.) efendimiz ona geldiğinde Resulullah ona sordu; -Ey Akkaf karın var mı?

-Akkaf hayır dedi.

-Hz. Peygamber cariyen demi yok dedi.

-hayır, cevabını verdi

-şanlı peygamber peki sağlam ve varlıklı mısın sorusuna

-evet, Allah’a hamd olsun cevabını alınca

-şöyle buyurdu; öyleyse sen şeytanların kardeşlerindensin eğer Hristiyan rahiplerindensen onlara git eğer bizden isen yaptığımızı yap çünkü sünnetlerimizden biride nikâhtır en şerli olanlarınız bekâr olanlarınızdır ölülerinizin en rezili bekâr olanlarınızdır.

Bakın bu hadisi şerifi İmamı Ahmet, Ebi Şeybe, İbni Abdilberr, Akkaf Bin Vedeadan rivayet ettikleri bir hadis şeriftir bu görüşü de teyit etmektedir. Şimdi buda evliliğin ehlisünnet ve cemaat yolunda ehlisünnet yolu olduğu görülmektedir açıkça. Bir kişiye vacip olması evliliğin bütün insanlara vacip olmasının gerekmediği şeklinde de karşı görüşler ileri sürülmüştür zaten de izahlar ona göre yapılmıştır. Kimisine göre farz, kimisine göre vacip, kimisine göre sünnet, kimisine göre müstehap gibi derecelere ayrıldığını görüyoruz kimisine de haram, kimisine mekruh olduğunu da görüyoruz. Evliliğin rükünlerine baktığımız zaman Hanefi uleması rükün bir şeyin varlığı kendisine bağlı olan gerçekte ise onun içinde bir cüzü olandır. Şart ise bir şeyin varlığı kendisine bağlı olan ve gerçekte ondan bir cüz olmayandır. Bu ulemayı rükün bir şeyin varlığı onunla olan onsuz olmayan veya kaçınılmaz olandır.

35:35

Yine cumhura göre şart ise bir şeyin varlığı kendisine bağlı olan ve ondan bir cüz olmayandır tarifler aşağı yukarı aynıdır. Hanefilerin tarifini aynen ifade ettiklerini görüyoruz az bir farkla. İcap ve kabul ve ittifakla bir rükündür, rızada bir şarttır. Hanefi uleması evliliğin rüknü sadece icap ve kabuldür. Cumhura göre ise her konuda olduğu gibi burada da onlar siygayı yani icap ve kabulü ayrı, zevceyi zevç ve veliyi bunları ayrı ayrı rükûm kabul etmişlerdir. Mehir şahitler gibi bir şarttır şahitler ve Mehri rükûm diye adlandırmak sadece bazı fakihlere ait olan istilahi bir kullanımdır. Hanefi ulaması ilk söylenen icaptır kabul ise öbür taraftan ikinci olarak söylenen lafızdır dediler. Cumhur ise icap kocanın veli veya onun vekili durumunda olan kimse tarafından söylenen sözdür dediler. Erkek kadına kendini benimle evlendir der kadında kabul ettim derse Hanefilere göre 1.si İcap 2.si kabul olur. Cumhura göre ise tam tersidir kocaya yararlanma hakkının mülkiyetini veren kadının velisidir. Onun sözü icap olur koca ise onu mülk edinmektedir onun sözü de kabuldür demişlerdir. Evet, kıymetli muhterem efendiler evlilik medeni bir akittir akit icap ve kabul şer-i olarak birleştirmektir. Akitten maksat bağlanmaktır. İcap ve kabulden her biri söz yazı ve işaretle olabilir. Fakihlerin ittifak ettikleri sözler nikâhladım, evlendirdim sözleridir. Seni onunla evlendirdik Ahzap suresi ayet 37. babalarınızın nikâhladıklarını nikâhlamayınız Nisa suresi ayet 22 ayetlerinde olduğu gibi nas yoluyla gelmiş olmalarıdır nikâhın. Bu konuda delil olarak diğer müminlere değil sırf sana mahsus olmak üzere kendisini peygambere hibe eden mümin kadını almanı helal kılmışızdır Ahzap suresi 50. Ayeti kerime. Yine Kuran-ı Kerimden bildiğinle onu sana temlik ettim nikâhladım buyurdu peygamberimiz birisine buda sünnetten ayrı bir delildir.

40:10

Şafi ve Hanbeliler nikâh veya evlendirme sözleriyle yapılabilir dediler. Hanefi uleması ayınların mülkiyetine o anda delalet eden her sözle evlilik akdi yapılabilir. Şahitlerin kastedileni anlaması karine veya niyetin olması şartıyla hibe, temlik, sadaka, hediye, borç, selem, icare, sulh, sarf, satmak ve almak gibi lafızlarla da olabilir. Maliki uleması mehrin belirtilmesi şartıyla evlendirme ve temlik etme ya da benzerleri hibe, sadaka ve vermek gibi sözlerle evlilik yapılabilir. Mehir belirtilmezse evlilik yapılmaz lafızlar 4 tür malikiler böyle demişlerdir. O 4 lafızda nikâhladım, evlendirdim gibi mehrin belirtilmesi kızımı sana şu miktar Mehir’e sattım, temlik ettim, helal kıldım, verdim veya bağışladım gibi ittifakla nikâh olmaz dediler. Nedir o? mutlak olarak evliliğin yapılmadığı sözler mesela habs, vakıf, kira, ödünç verme, umura gibi hayat boyu kalmayı gerektirmeyen bütün sözlerle nikâh sahih olmaz dediler doğru söylediler. Şafi ve Hanbeliler evlendirme ve nikâhlama sözleriyle nikâh akdi yapılır dediler. Verme konusunda maliki ve Hanefilere göre açık söz veya kinaye olmadan evlilik yapmak sahih olmaz. Şafi ve Hanbelilere göre ise açık söz olmadan olmaz. Yine Hanefiler ikrar inşa geleceğe yönelik söz değil var olanı ispattır dediler. Evet, kıymetliler Hanefilerde tercih edilen görüş ikrarla evlilik yapılamaz. Çünkü ikrar akdin siygalarından değildir. Seni senin kocan olduğunu ikrar ederim derse ve erkekle onun arasında bir evlilik söz konusu değilse sahih olmaz. Hanefilerde böyle söylediler yani herkes ne yaptığını bilecek ona göre söz söyleyecek. Hanefi uleması evlilik akdi yapılmaz yanlış ifadelerle örfi olarak evliliğe delalet etmiş olur evlilik akdi yapılır. Şafiler eşleştirdim gibi tahrif edilmiş sözlerle evlilik akdi yapılabilir dediler. Evleştim benzeri yanlış sözlerle meramı sahih bir biçimde ifade etmediğinden Hanefiler evlilik akdi yapılamaz dediler. Görüyorsunuz her işin en sağlam olması için ulema nasıl incelemişler, nasıl keşfetmişler ve her cepheden güzel bir inceleme yapıldığını görüyoruz. İşte ulemanın bu müçtehitlerin, fakihlerin ihtilafının geniş bir rahmet olduğunu kimse unutmasın. Mademki bunların bütün ihtilafları rahmet insanlığın işini bunlar kolaylaştırmış yüce İslam’ın bütün emirlerini keşfetmeye çalışmışlar hazır vaziyette ortaya koymuşlar ilimleri kütüphaneler bunların ilimleriyle dolu dolup taşmakta fıkıh kitaplarıyla ey dünya cahil gezmesin bu dünya başta Müslümanlar kadın erkek bu dininizi bilin öğrenin.

45:58

Kendin Kuran-ı keşfedemiyorsun, sünneti keşfedemiyorsun, icma nedir bilmiyorsun, kıyas nedir bilmiyorsun ulema bu işi hazırlamış önüne koymuş bunu bari öğrensene hazırlamış. İmamı Azam ne diyor bu konuda, İmamı Ebu Yusuf, Muhammed, Züfer, Hasan ne diyor bunlara bak şöyle Hanefi isen Şafi isen Şafi hazretleri ne diyor, o ekoldeki ulema ne diyor,  maliki isen maliki ekolüne bir bak, Hanbeli isen Hanbeli ekolüne bir bak kıymetli âlimlerle dolup taşıyor bunlar. Pek çok müçtehitlerimiz var. 14-15 asırdır dünya bu İslam hukukundan bu âlimlerin ilminden dünya faydalandı batıya da daha yeni geldi bu âlimlerin ilmi onlar kendilerine uyarladılar buradan aldılar kendilerine uyarladılar. İşlerine gelmeyeni bıraktılar geleni aldılar. Dünyayı okutan okullar ekoller bu hak 4 mezhebin okuludur dünyayı bunlar okuttular 15 asırdan beri kıyamete kadar da okutacaklardır. Çünkü kaynak sağlam ulema çok sağlam kaynaklar ebedi bozulmayan kaynaklar nedir o? Kur’an-ı Kerim, sünnet, icma bunlar bozulmaz ki kıyas ise değişen şartlara göre ulema ne yapacak bilinenden bilinmeyene terakki edip yeni hükümler çıkaracaktır. Çünkü İslam’ın içinde olmayan yok ki. Eski olan insanların kafasındaki cehalettir yoksa İslam çağların önünde çağları avucunun içine alır gibi bütün çağları İslam’ın içinde birer kitabın yaprakları defterin yaprakları gibidir. Yaşadıkça o kitaptan bir sayfa açılır bütün çağlar İslam’ın içinde dürüm, dürüm mevcuttur.  Sen İslam’ı iyice kavra İslam Allah’ın ilminin tecellisi, adaletinin tecellisi, rahmetinin tecellisi, ebedi saadetinin tecellisi, selametin tecellisi sulh ve barışın tecellisi, hukukun üstünlüğünün tecellisi, daha bütün güzelliklerin tecellisi daha ne istiyorsun ki. Arapça olmayan ifadeler konusunda cumhur Arap olmayan dille anladığı dille evlilik akdi yapması hususunda ittifak etmişlerdir yapabilir diyor herkes anladığı dille. Her dilde olabilir. Hanbeliler Arapça konuşmaya muktedir olan kimsenin Arapçanın dışında bir dille evlilik akdi yapması caiz değildir diyor. Nikâh ve evlenme konusunda Hanbeliler de haksız değiller. Arapça biliyorsa diyor bu adamlar çünkü İslami terimler hep Arapça. Kur’an-ı Kerim Arapça, ilmin terimleri Arapça, Arapça bilen niye Arapça söylemesin ki yalnız şunda bir gerçek Türk dili ve edebiyatının çoğu Arapça, Osmanlıcanın zaten daha çoğu Arapça onun için Müslümanların diline zaten Arapça yerleşmiş.

50:30

Dini terimler, ilmi terimler yerleştiği için burada da Allah’a şükür sıkıntı yok fakat bugünkü gençlik Türkçeyi tam bilmiyor, Osmanlıcayı bilmiyor sıkıntı burada, Arapçayı zaten bilmiyor. Onun için Müslümanlar kendini yetiştirsin her dalda ama Müslümanlığını öncelikle bilsin bir Hanefi mezhebinde olan Hanefi âlimlerinin İslam anlayışını Kur’an’dan, sünnetten, icma’dan, kıyastan bir Hanefi okulundan bir Hanefi mezhebine mensup bir insan orayı okuması gerekir. Biz size bütün hak mezheplerinin hepsinden bak bilgi veriyoruz keşif notları halinde her mezhebin mensubu faydalansın diye. Ben Hanefiyim bak sadece Hanefilere seslenmiyoruz bütün Müslümanların tümüne çünkü dünya Müslümanları yüzde yüz 4 mezhebe bağlı çok nadir olarak başka mezheplere bağlı olanlar var. Bunların oranı yüzde biri bile zor buluyor bulmuyor sonra biz o yüzde bire de işaret edip oradan da bilgi veriyoruz. Yeri gelince İmamiye şöyle dedi diyoruz, Zeydiye bunu dedi diyoruz, Mutezile şunu dedi, Kaderiye bunu dedi, Mürcie şunu dedi, Zahiriler bak şöyle söyledi onlara da işaret ediyoruz onlardan da bilgi veriyoruz keşif notları olarak. Kıymetli ve muhterem efendiler âlimlerimizin hepsi güzel keşif yapmışlar bol bol rahmet okuyalım hepsine. Yüce Allah hepsine çok rahmet eylesin. peygamberimizin üzerinden salatü selam eksik olmasın ashaplarının hepsinden Allah razı olsun (Radıyallahu anhüm ve erdahüm ecmain an hünne) kadınından erkeğinden Allah razı olsun Ashabı Güzin’in onlar gökyüzünde ebedi parlayan yıldızlar gibi devam edecektir. Çünkü bütün âlimlerimizin mezhebinin temelinde Ashabı Güzin vardır tabiin vardır. Hepsinin başında peygamberimiz vardır. Peygamberimizde bütün şeriatı yüce İslam’ın emirlerini Allah’tan almıştır. Allah Teâlâ (Celle Celalühü ve Celle şanu azze ve celle vetekaddes hazretleri yüce İslam’ı Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla inzal eylemiştir. Kalbine yerleşmiş bir kuran ile İslam’ın nuru cihana oradan parlamıştır. Fiil sîgası konusunda da kıymetliler fıkıh âlimleri evlilik akdinin geçmiş zaman ifadesiyle yapılmasında ittifak edip geniş zaman veya emir fiilleriyle olması hususunda da ihtilaf etmişlerdir. Garanti varken ne yapacaksın ittifaklarıyla önce hareket edeceksin. Nedir ittifak? Hepsi kabul etmiş bak mazi fiille sîgasıyla diyor evlilik akdi yapılmalı. Geçmiş zaman sîgası kadının velisi erkeğe şu kadar Mehir’le kızın filancayı seninle evlendirdim diyor bak bu geçmiş zaman sîgası buna mazi denir. Koca olacak kişide kabul ettim, razı oldum dediği zaman bu iş bitmiştir.

55:15

Geniş zaman sîgası erkek kadına akdim yapıldığı mecliste şu miktar Mehir’le seninle evleniyorum. Bak evlendim demiyor evleniyorum diyor buda geniş zaman. Kabul ediyorum diyor öbürü de. karine varsa Hanefi ve Malikilere göre sahihtir. Bak karine varsa dikkat et buraya buradaki karine nedir? Mehir konunun evlilik nikâh meselesinin olduğunu iyice anlatan ipuçlarının kesin bulunması. Şafi ve Hanbelilere göre geniş zaman siygasıyla evlilik akdi yapılamaz bak şafi ve Hanbeliler diyor bunu. Nikâh evlendim veya nikâhladım onunla evliliği veya nikâhını kabul ettim demesi gerekir. Kızımı sana helal ettim kinaye ile yapılması sahih değildir dediler seni evlendirdim der kocada kabul ettim derse şafilere göre evlilik akdi yapılmış olmaz. Şafilerin dışında cumhura göre ise bu durumda nikâh akdi yapılmış olur. Bakın her birisi bir ince bir konuya değiniyorlar hepsi mükemmel keşif yapıp hükmü ortaya koyuyorlar. Emir s sîgasıyla Hanefilere ve Malikilere göre emir sîgasıyla evlilik akdi sahih olur dediler. Kendini benimle evlendir dese kendimi seninle evlendirdim derse bu olur dediler o iki büyük ekolün âlimleri. Hanefiler kendimi seninle evlendirdim icap ve kabul sayılmaktadır. Soru sîgasıyla kızını benimle evlendirdin mi?  evlendirdim veya evet derse kabul ettim demedikçe Hanefilere göre olmaz özetlersek eğer bu işi işin özüne baktığımız zaman şafiler geçmiş zaman sîgasıyla evlilik nikâh kelimeleri kullanılarak gerçekleşir buda tezevvüç. Malikiler başta Hanefiler olmak üzere bir karine veya durum söylenen sözün vaat için değil de talep için söylendiğine delalet ederse geçmiş zaman, geniş zaman, emir siygalarıyla da evlilik akdi olabilir yapılabilir dediler. Hanbeliler hariç cumhura göre icabın kabulden önce olması şart değildir menduptur seni onunla evlendirdim, nikâhladım gibi. Hanbeliler ise kabul icaba takdim edilirse beni evlendir gibi ifadelerle olursa evlilik sahih değildir dediler. Hanefi uleması her iki tarafında velayetini üstlenmiş ise evlilik akdi bir kişiyle gerçekleştirilebilir dediler. Yani mesela misalleri veriyor dede mesela bu işi nikâhı kıyarken dede olsa amcanın erkek yeğeniyle kız yeğenini evlendirmesi, dedenin erkek torunuyla kız torununu evlendirmesi,  her iki tarafında velisi olabilir bunlar.

1:00:35

Aynı anda asil ve vekil olabilir her iki tarafında vekili olması. Hz. Bilal Ensar’dan bir topluluğa hitap etti onu evlendirmekten kaçındılar. O da Resulullah (s.a.v.) bana sizin kızınızı istememi emretmeseydi bu talepte bulunmazdım dedi. Onlarda malik oldun dediler yapsaydı nakil olunurdu dediler. Her iki tarafında elçisi olması vekil bir yandan veli olabilir. Şafiler dedenin kız torununu oğlan torunuyla evlendirmesi buna cevaz vermişlerdir.  Malikiler de amcaoğluna cevaz vermişlerdir. Akit yapmanın birden fazla olması bütün akitlerde şarttır. Evlilik akdinin bir kişi tarafından yapılabilmesinin delilleri istisnai bir durum arz eder.  Sevgili peygamberimizden gelen haber emrini senin hakkında karar vermeyi bana verir misin? Ümmü hâkim de evet diye cevap verir oda seninle evlendim der. asıl öbür taraftan da vekil olması durumuna delildir. Burhanı Abdurrahman Bin Affın Ümmü Hâkim’e böyle dediğini nakletmiştir. Şanlı peygamberimiz (a.s.v.) adamın birine şöyle dedi; seni filanca kadınla evlendirmeme razı olur musun? Adam evet dedi bu defa kadına seni filancayla evlendirmeme razı olur musun? Kadında evet deyince birini ötekiyle evlendirdi. Her iki tarafın vekili olma durumunun buda delilidir hem de şanlı peygamber burada kendisi burada velidir. Bütün insanlığın rahmet peygamberi bütün âlemlerinde geriye kalan durumlarında hepsi her iki hadisi şerifte de söylenenlere göre kıyaslanır. Velilik, vekâlet, kendini temsil gibi şer-i bir sıfatının var olduğunu gösterir. Yazı ve işaret yoluyla evlilik akdinin yapılıp yapılmaması konusunda da akdi yapanların hazır olması halinde mecliste birlikte bulunuyorlar ve her ikisi de konuşabiliyorsa işaret veya yazıyla yaptıkları evlilik sahih değildir hem de ittifakla sahih değildir. Yazı ve işarete zorunluluk dışında müracaat edilemez.

01:05:00

Akdi yapanların hazır olmaması halinde Hanefilere göre yazı veya elçi ulaştığında iki şahit de hazır bulunursa yazı veya elçi göndermekle nikâh akdi gerçekleştirilebilir. Hanefiler yazının örneği seninle evlendim beni kendinle evlendir evliliği kabul ettim şeklindedir. Şafi ve Maliki ve Hanbeliler yazıyla evlilik akdi yapılamaz dediler. Dilsiz olması halinde yazabiliyorsa dilsiz işaretle olduğu gibi yazıyla nikâh akdi yapılabilir. İttifak vardır bu konuda bu zaruridir çünkü. Hanefilerde işaretle yapılmaz fakat yazabiliyorsa yazıyla yapabilir. Dilsiz veya benzeri kimse yazamıyorsa işaretle evlilik akdinin yapılabileceğinde de ittifak edilmiştir. Bütün âlimler burada bu konuda da çünkü zaruret miktarınca bakın işlere yol açılıyor zaruret varsa buna özlü bir bakışla bakarsak bütün fakihlere göre dilsiz olanın nikâhı yazısıyla veya işaretiyle kıyılabilir. Hanefilere göre yazabiliyorsa yazı tercih edilir buda güzel bir özün ifadesidir. Şimdi nikâhın, evliliğin şartlarına bir bakalım şartı bir şeyin mevcudiyetinin bağlı olduğu ve onun gerçeğinin dışında kalan diye açıklandığı gibi yapılmasının şartları evliliğin biri eksik olursa akit ittifakla batıl kabul edilir. Yani şartlardan biri eksik olmayacaktır. Şimdi sıhhatinin şartları birisi eksik olursa akit Hanefilere göre fasit cumhura göre batıldır. Yine infazının şartları infaz gerçekleştirmek demektir. Biri eksik olursa Hanefi ve Malikilere göre akit mevkuf olur. Yine bağlayıcılık şartları konusunda da biri eksik olursa akit caiz olur. Fesih hakkının caiz olduğu manasına gelir. Batıl olan akit nikâh edilmesi haram olanlardan kız kardeş ya da evli olan kadınla evlilik böyle batıl akitlerdendir. Nikâhı haram olan birisiyle evlenirsen o nikâh batıldır. Fasit olan akit Hanefilere göre şahitsiz evlenme geçici evlilik ve bekleme iddet süresi içinde ya da evli iken karısının kız kardeşi ile evlenmek fasit akitle evlenme çeşitlerindendir Hanefi ulemasına göre. Evlilik akdinin yapılmasının şeraitine de baktığımız zaman akdi yapanlar sîga yani icap ve kabul ve bazı şartlar aranır. Akdi yapanlar kadın ve erkek şimdi akdi yapanlardan aranan şartlara bakınca tasarruf yapabilme ehliyeti temyiz ile olur çocuk veya deli ise akit batıl olur baliğ olmak şart değildir.

1:10:45

Şafiler velilerden baba ve dedenin mümeyyiz olan çocuğu evlendirmesine cevaz vermişlerdir. Hanbeliler babanın küçük çocuğunu veya büyükte olsa deli olan çocuğunun evlendirmesine cevaz vermişlerdir. İbni Ömer oğlunu küçük olduğu halde evlendirdi durumu Zeyd’e intikal ettirdiler hep birlikte caiz olduğuna karar verdiler. Malikiler maslahat için hâkim vasi ve baba için caiz kılmışlardır. Diğerinin sözünü işitmek Hanefilere göre rızanın gerçekten olması şart değildir. Zorla veya şakayla da evlilik gerçekleşebilir. Kadında aranan şartlar dişiliği tam olan bir kadın olması gerekir. Erkeğe haramla yasaklanmış olmaması kız, kız kardeş, hala, teyze gibi evli olan kadın ve iddet bekleyen kadınla evlenilemez. Müslüman kadın Müslüman olmayan bir erkekle katiyen evlenemez. Yine sîga konusunda icap ve kabul bunun şartları sîga, icap ve kabulden ibarettendir. Meclis birliği meclis değişirse akit gerçekleşmez. Kadın kendim seninle evlendim veli kızımı seninle evlendirdim meclisten kalkar sonrada kabul ettim derse Hanefilere göre akit gerçekleşmez. Hanefilere göre yürüme halinde veya bir hayvana binmiş olarak iki adımdan fazla ilerlenirse meclis değişmiş kabul edilir. Yaslanarak uyumaları kabulünden vazgeçildiğine delil olarak kabul edilmektedir yani bu işleri ciddi almalı, sağlam tutmalı. Hanefiler bunun üzerinde duruyor gemi tek bir hükmündedir. Eğer nikâh gemide kıyılıyorsa. Cumhuru ulema icap ve kabul arasında fazla ara bırakılmaksızın hemen yapılması şart koşulur dediler. Malikiler meseleyi istisna etmişlerdir o da bir kişinin hastalığı sırasında eğer ölecek olursam kızım filancaya filan adama nikâhladım demesidir. Bu akit sahihtir Malikilerce. Evet, kıymetliler şafiler ise akdi yapanların icap ve kabulü arada fazla süre olmaksızın söylemeleri şarttır. Hepsi aynı şeyi sağlama almak için aynı keşfi yapmışlar aynı sonuca ulaştıklarını görüyoruz. Keşifler farklı farklı ama sonuç aynı olduğunu görüyoruz. Farklarında nasıl bir rahmet olduğunu görüyoruz. Uzun ara ise kabulden vazgeçildiği hissini uyandıracak kadar bir süredir dediler. İcap ve kabulün birbirine uygun olması akdin yeri ve Mehrin miktarı hakkında icap ve kabulün bir olması ile tevafuk yani uyum gerçekleşir dediler.

1:15:40

Kızımı bin dirheme seninle evlendirdim evlenmeyi sekiz yüz dirheme kabul ettim demesi gibidir.  Bu durumda da akit yapılmaz çünkü sözler birbirine uyum halinde değildir. Evlilikte Mehir şeran vacip kılınmıştır. Evliliğin onsuz yapılması sahih değildir yani Mehir söz konusu olduğu zaman kesin Mehir’le kıyılır nikâh ama illa almıyorum derse o başka. İcabı sürdürmesi hemen nikâh akidini yapmak anında yapılması şarttır. Zeyd geldiğinde babam razı olursa seninle evlenirim güneş doğunca kızımla seni evlendiririm gibi durumlarda 4 mezhebe göre caiz değildir. Şafiler şöyle dediler; veli inşaAllah seni evlendirdim diyerek bir şeye dayandırması bunu dayandırmayı kasteder ve kastı belirsiz olursa akit sahih değildir dediler. Teberrük veya bir şeyin Allah’ın dilediği gibi olacağını kastederse akit sahih olur dediler yani teberrük açışından. İttifakıyla evliliğin bir şarta dayandırılması caiz değildir. Cumhurun ittifakıyla yani seçme hakkı var mıdır evlilik akdinde cumhur bu konuda ittifakla evlilikte seçme hakkının varlığı kabul edilmemiştir. İnceleme ve tefekkürden sonra yapılır bu konuda ulemanın mezhep ekollerinin görüşü Hanefi uleması şeran şer-in hükümlerine ters değilse vacip olur dediler yani şart sahih olup akdin gereğine uygun düşüyorsa dediler Hanefiler yalnız başına oturmayı uzak bir yere götürmemeyi şart koşması gibi. Memleketinden çıkarmamak veya üstüne evlenmemek kaydıyla onunla belli bir miktara evlenirse bu konuda şartı yerine getirmemesi halinde ise başka bir kadınla evlenip ya da memleketinden çıkardığı takdirde kadına Mehri misil verilir. Mehri misilde verilmesi vaciptir dediler. İyi muamele etmesini ya da kulüp ve dans edilen yerlere götürmemesini şart koşması gibi şeriatın emir buyurduğu şartlarda aynı hükümdedir.

1:20:00

Hanefilere göre sahih olan şartlardan biride erkeğin kendi hakkında karar verme yetkisini kadına vermesidir ki bu şartla evlenirse evlilik sahihtir. Şart fasit olursa akdi ifsat eder. Kumasının boşanmasını isteyen kadına nikâh helal değildir hadisinden dolayı şartı yerine getirmek mekruhtur. Mesela diyor ki; kuma karını boşa ben seninle öyle evleneceğim diyor bunun gibi bu şekil evlilikler mekruhtur hem de tahrimi. Malikiler sahih olan şartlar fasit olanlar diye incelediler sahih şartlarda mekruh olan ve olmayan şeklinde. Kadının maddi ihtiyaçlarını gidermek, iyi muamelede bulunmak, kadının erkeğe itaat etmesi veya izni olmadan evden çıkması gibi şartlardır. Kadının kör, sağır, dilsiz olması bakire veya beyaz olmaması gibi şartlardır. Mekruh olan şartlar ise erkeğe zorluk bulunan şartlardır. Bu şartlar kocayı bağlamaz. Boşanmaya da köle azat etme yemini olursa şart bağlayıcı olur. Boşanma ya da köle azat etme yemini olursa şart bağlayıcı olur. Akdin gereğine aykırı gelen ya da ona ters düşen şartlardır bunlar mekruhtur dedi malikiler. Şafi uleması sahih ve fasit olmak üzere sahih şartlar bundan başka bir şeyi yememesi şartı gibi hükmü şart iptal edilir. Fasit şartlar onunda hükmü evlilik sahihtir fakat şart fasit olur. Allah’ın kitabında olmayan her şart batıldır. Peygamberimizden gelen bir haberdir Ayşe annemiz bunu rivayet etmektedir. Her şart evliliğin asıl amacına zarar verirse evlilik batıl olur. Hanbeli mezhebi şartları şafilerde olduğu gibi sahih olan şartlar şeran yasaklanmayan akitlerdir bununda hükmü faydanın olması yerine getirilmesi gerekir. Şartların en önde yerine getirilmesi gerekeni kadınları o sebeple kendinize helal kıldıklarınız şartlardır hadisi şerifiyle Müslümanlar şartları üzeredirler yani sözünde dur. Adamın biri bir kadınla evlendi kadının memleketini değiştirmeme şartını kabul etti sonrada onu bir başka yere götürmek istedi durum Hz. Ömer bildirilince o şartı yerine getirilecektir deyince adam adamda o zaman bizi boşarsın dedi.  Bunun üzerine Hz. Ömer le haklar şartlarla belirlenmiştir dedi. Allah’ın kitabında olmayan her şart batıldır yani Allah’ın şeriatında ve hükmünde bulunmayan anlamındadır bu şart ise şeridir sahih olmayan şartlar.

1:25:00

Sevgili Peygamberimiz (a.s.v) kadının kardeşinin boşanmasını şart koşmasını nehy etmiştir. Nikâh için kadına sorma veya ekmeğinin veya kabının hakkını versin, kendine düşeni yapsın, rızkı ise Allah a aittir. Nehyi yasaklananın fasit olmasını gerektirir. Muta nikâhı gibi sınırlamak belirli bir vakitte boşamak veya evliliği bir şarta bağlamak bunlar bu şartlar batıldır evlilik batıl olur. Sigar nikâhı ile kadının Mehrini bir başka kadın Mehri yerine saymak. Fakihler akdin muktezasına uygun düşen uygun şartların sahih şeriatın hükümlerine muhalif olan şartların da batıl olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Hanefi uleması fasit olan şart akdi ifşaat etmez. Şartın kendisi ortadan kalkar akit ise sahih olur. Hanbeliler de Hanefilerle ittifak halindedir. Hanefilerin görüşlerini kabul etmişlerdir. Şafilerse fasit olan şartları akdi ifsat eder Malikiler de fesi vacip demişler. Zifafta bulunmuşsa akit geçerlidir. Mehir iptal edilip Mehri misil verilmesi vacip olur dediler. Güzel, güzel keşiflerde bulundular Cenabı Hak bol, bol rahmet eylesin bu kıymetli âlimlerimize.

1:27:40

 

(Visited 69 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}