97- Amelde Fıkhı Ekber Ders 97
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 97 (1. Kısım)
Ey kıymetli ve muhterem izleyenler! Dünyayı asırlarla, insanlık âlemini dünyada okutan kıymetli ekollerimizden; bütün Müslümanları kucaklayan Ehl-i Sünnet vel Cemaatin öncüsü olan Hanefi, Mâlikî, Şafiî, Hanbeli ve bunların kucakladığı bütün diğer ekoller ile beraber Amelî Fıkıh derslerimiz devam ediyor. Amelî Fıkıh’tan keşif notları. Bugünkü dersimiz de temettü haccı hakkında. İnşâAllah dersimiz buradan devam ediyor. Amacımız okumak, okutmak ve bu hak mezheplerin dayandığı delilleri de ortaya koymaktır. Çünkü bunlar okuldur. İslam dinini delillere dayalı olarak dünyaya -ne yapıyorlar- Yüce İslam’ın okulunda okuyor, okutuyorlar. Bu hak yol, delilleriyle asırlardır geldi ve bu hak yol, bu delillerle asırlardır ebediyete kadar devam edecektir. Tabii Yüce Allah’ın lütfu, keremi, tevfik ve hidayeti ile. Temettü‘nün anlamı, faydalanmak gibi anlamlar taşımaktadır. Evet, bu da nasıl yapılacağı konusunda; tabii ki Mikâttan başlar. Umre ihramına girerek Mekke’ye gelir. Umre için tavafını yapar, say eder. İhramından çıkar ve tavafa başladığında telbiyeyi keser ve Mekke’den ihramsız olarak ikamet eder. Telbiye günü olduğunda Zilhicce’nin 8. günü yani Telbiye günü Mescid-i Harâm’dan hac ihramına girer. Çünkü artık Mekkeli hükmündedir. Mikât mahalli ise Harem’dir. Kurban kesmekle yükümlüdür; kurban bulamadığı takdirde hac günlerinde üç gün hac ibadetlerini bitirdikten sonra yedi gün oruç tutacaktır ki tamamı 10 gün yapmaktadır. Evet, çok kıymetli ve muhterem izleyenler; ‘’Tıraş olursa -her kim- ihramdan da çıkmış olur’’. Tıraş olmak, -namazda selam vermek gibi- her iki ihramdan da çıkmış olur. Cumhurun ortaya koyduğu değerli bilgilere göre Mekkelilere temettü ve kıran yoktur. İfrat (fazladan) haccı yaparlar. Temettü haccının bozulması konusunda da; umre sonrası memleketine dönerse, eğer kurban götürmemişse, temettü haccı yapanın söz konusu haccı bozulur.
Dakika 05:02
İlmamda bulunmuştur; ki ilmam, aile fertlerinin bulunduğu yere kavuşmaktır. Evet, kıymetliler, yine diyorlar ki ‘hac aylarından önce umre ihramına giren bir kimse, ne zaman mutemetti olur veya olmaz?’ Bu konuda da Hanefi ekolünün yüksek âlimleri diyorlar ki: “Hac aylarından önce umre ihramına girse, dört şavttan az olmak kaydıyla umre tavafı yapsa. Hac ayları girinceye kadar da eksik tavafları tamamlamasa ve bunları hac aylarında tamamlasa, ardından hac ihramına girse mutemetti olur”, demişlerdir. Hanefilerin çoğunluğuna göre, -Hanefilerin- kıymetli görüşlerine göre çoğun hükmü, bütünün hükmü gibidir. Çoğu(çoğunluğu) gerçekleşmişse, hepsi gerçekleşmiş sayılır. Mutemetti, haccı ve umreyi hac aylarında yerine getirendir. Evet, kıymetliler, kıran haccı hakkında da şöyle bir bakalım. Kıranın anlamı da ‘birleştirme’ anlamındadır. Yine şer’i istilahdaki (şer’i terimdeki) yüce anlamı ise umre ihramı ile hac ihramını birleştirmektir. Yine kıranın şekli şemali konusunda da umre ve haccın telbiyesini her ikisini birlikte bir Mikâtta getirir. Her ikisine birlikte niyet ederek gerçek anlamda ya da yalnız Hanefi ekolüne göre hükmen yapar. Cumhur âlimlerinin görüşüne göre Hanefilerin dışındakiler ki; bunlar haccın umreye katılması ihramlının tavafa başlamasından önce mümkündür. Kıran haccı yapan kimse 2 rekât ihram namazının ardından şöyle dua eder ve niyet eder:
‘’Allahümme inni üridül hacce vel umrete, feyessir hüma li ve tegâbbel hüma minni. Lebbeyk, Allahümme lebbeyk! Lebbeyk! Lâ şerîke leke lebbeyk, innel hamde ven nimete leke vel mülk, lâ şerike lek’’.
Kıran haccı yapan kimse Mekke’ye girdiğinde Beytullah’ı 7 şavt olarak tavaf eder. İlk üç şavtında remel, sonra Safâ ile Merve arasında say eder. İşte bunlar umre ile ilgili ibadetlerdir. Hanefi âlimlerine göre ifrat haccı yapan -müfrit olan- kişi gibi hac işlerine başlar. Say’dan sonra kudüm tavafı yapar. Arafat’tan sonra hac için ifada tavafını yerine getirir, yine ifrat haccı yapan gibi Safâ ile Merve arasında say eder.
Dakika 10:02
“Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın” ayet-i kerimesinde buyurulduğu gibi. Sabi Bin Mabet iki kere tavaf ve iki kere say edince Hz. Ömer (Radıyallahu Anhüm ve Erdahüm Ecmain) kendisine ‘Peygamberimin sünnetine uydum’ dedi (A.S.V.). Hazreti Ali kıran haccı yapan kimse hakkında ‘Hac ve umre için telbiye getirdiğin zaman, onlar için iki tavaf yap ve yine onlar için Safâ ile Merve arasında iki kere say et’ dedi. Cumhura göre kıran yapan için tek tavaf ve tek say yeterlidir. Sevgili Peygamberimiz’den gelen haberde (A.S.V.) “Hac ve umre için telbiye getiren bir kimseye, tek tavaf ve tek say yeter. Böylece her ikisinin ihramından çıkmış olur. Kıran hac yapan karin, müfrit haccını yapan (yani ifrat haccına niyet eden gibi) ifade tavafından önce kudüm tavafını yapar. Eğer Kudüm tavafının ardından say etmemişse bundan sonra say eder”. Yine Ayşe Validemiz’den gelen haberde “Hac ile umreyi bir arada yapanlar tek tavaf etmişlerdir”. Yine, Peygamberimiz (A.S.V.) “Yaptığın hac ve umre için Safâ ile Merve’yi tavaf etmen, ikisi arasında say etmem senin için yeterlidir’’ buyurmuşlardır. Evet, kıymetliler, bunu da Sahih Müslim gibi kıymetli muhaddislerimizin rivayet ettiğini görüyoruz. Temettü ve kıran kurbanına gelince; bunun ittifakına göre kıymetli âlimler ‘bunlarda kurban gerekir’ dedi. Hacca kadar umreden faydalanan kimseye, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Bunların kurbanı, şükür kurbanıdır. Hanefilere göre bundan sahibi de yiyebilir. Fakat Şafiîler bunun hilafını söylemişlerdir. Kesilme vakti konusunda da; cumhura göre Kurban Bayramı günlerinde tıraştan önce kurban kesmek gerekir. Şafiîlere göre Kurban Bayramı günü kesmektir. Kurban bulunmazsa -gücü yetmezse- sonuncusu, arife gününe kadar olmak kaydıyla hac günlerinde üç gün, ailesine döndükten sonra da yedi gün oruç tutar. Yine Hanefi okulunun yüksek âlimlerine göre (orucun) ayrı günlerde tutulması hâlinde bile söz konusu olup caizdir. Yani bu orucu ayrı günlerde de tutulabilir diyor Hanefi âlimleri. Üç günlük orucun vakti hac aylarında olup, umre ihramına girdikten sonra başlar. Kur’an-ı Kerim’de “Hacda üç gün oruç tutmaktır” buyuruluyor.
Dakika 15:00
En faziletlisi telbiye günlerinden evvel (oruç) tutmaktır. Arife gününden önce tutulması da caizdir. Hac günlerinde üç günlük orucu tutamadın, Kurban Bayramı günü geldi; kurban kesmesi gerekir. Orucu yerine getirmeyen kimse ihramdan çıkmış olacağından; tam iki kurban kesmekle yükümlü olacaktır. Biri temettü diğeri de hac kurbanı kesilmeden, ihramdan çıkmanın karşılığı olan kurbandır. “Biri temettü diğeri hac kurbanı kesilmeden, ihramdan çıkmanın karşılığı olan kurbandır”. Mâlikîlere göre 3 günlük orucun ve aynı şekilde 7 günlük orucun da art arda olması gerekir. Üç günlük oruç, hac günlerinde tutulur. Unutan kimse, bu orucu Mina günlerinde tutar. Üç günlük orucun hac işlerine başlamadan tutulması caiz değildir, demiş Mâlikîler. Şafiîlerde ise art arda olması menduptur. Üç günlük orucu hac günlerinde tutamazsa kazası gerekir. Üç günlük orucun vakti hac ihramına girdikten sonradır. Yine 3 günlük orucun arife gününden önce tutulması müstahaotır. “Döndüğünde de yedi gün” buyuruyor Kur’an-ı Kerim’de, “Kurban bulamayan üç gün hacda, yedi gün de ailesine döndükten sonra oruç tutsun” ayet-i kerimesine istinaden. Hanbelilere göre art arda olma şartı yoktur. Hacda 3 günü tutmazsa, Mina günlerinde bile olsa bundan sonra tutar. Yine Hanefilerin dışında Mâlikî ve Şafiîler de bu görüştedir. Ramazan-ı Şerif orucunda olduğu gibidir ve vaktinin çıkması ile düşmez. Hz. Ömer ve Ayşe’nin, teşrik (katılım) günlerinde oruca ancak kurban bulamayanlar için izin verilmişti. Mina günlerinde de oruç tutmak caizdir. Vakti: Bu vakit kurbanın vacip olma vaktidir. Oruç bir bedeldir. Bedel, olunanın vaktine bağlıdır. Kıymetliler, ihramdan çıkma konusunda da kıymetli âlimlerin ittifakına göre tahâllül yani ihramdan çıkma konusu “küçük ve büyük tahâllül” diye kısımlarına ayrıldığınız görmekteyiz. Akabe Cemresi’ne (taş) atmak, saç tıraşı olmak ve ifada farz tavafını yapmak; cinsi ilişki dışında Hanefilerin, Şafiîlerin ve Hanbelilerin görüşüne göre her şey helâl.
Dakika 20:00
Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) “Taş attığınız ve saç tıraşı olduğunuzda kadınların dışında koku sürünmek ve elbise giymek gibi her şey size helâl olur” buyurdular. Mâlikîler ise kadınların al (sürme vb.) ve kokunun dışında her şey ona helâl olur, demişlerdir. “Cemre’ye (taş) attığınızda kurbanı kesip, tıraş olduğunuzda güzel koku ve kadınların dışında, her şey size helâl olur”. Bu da Peygamberimiz’den gelen yine Hazreti Ömer’in rivayet ettiği bir haberdir -Peygamberimiz’den-. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “İhramlı iken avlanmayın” buyurmaktadır. Kıymetliler, hacda yasak olan mahzûl (hakir, hor) olanlara bir bakalım. Hac ve umre ihramına giren bir kimseye bir daha da başını tıraş edinceye kadar yasak olan şeylerdir. Dikişli elbise giyme, koku sürünme, av ve av avlama, cinsi münasebette bulunma, erkeklerin ihrama girmekle başlarını örtmeleri yasaktır. Dikişli, dikişsiz; başına ve yüzüne herhangi bir örtü örtülmesi de caiz değildir. Evet, kıymetli izleyenler Cenab-ı Hakk görevini her zaman en güzel yapan kullarından eylesin. Sevgili Peygamberimiz, devesinden düşüp ölen ihramlı bir kimse hakkında “Başını örtmeyin, çünkü o kıyamet gününe telbiye getirerek dirilecektir” buyurmuştur. Eğer yapılırsa, bu yasaklar; tabii ‘ne yaptığı yasağa (göre)’ karşı cezası vardır. Özür olduğunda bunlar mümkündür, o zaman da fidye verir. Evet, kıymetliler, dersimiz devam ediyor.
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 97 (2. Kısım)
Mazeret hâlinde İbn-i Abbas’ın şu sözü “Peygamber’i (A.S.V.) Arafat’ta hutbe okurken dinledim şöyle buyurdular: Nalın (takunya) bulamayan mesh giysin; izâr bulamayan don giysin”. Hanbelilere ve Şafiîlere göre fidye gerekmez. Hanefilerde ve Mâlikîlere göre fidye zorunludur. İbn-i Ömer’in şu rivayeti de vardır: “Bir adam Resûlullah’a (A.S.V.) sordu: ‘İkramlık ihramlı biri hangi elbiseleri giyebilir?’. O Şanlı Peygamber (Aleyhissalâtü vesselam) buyurdular: “Gömlek, sarık, don, bornoz ve mest giyemez”. “Ancak nalın bulamayan küçük topuklarında aşağısını keserek mestlerini giysin. Zaferan ve ves bulaşığı bulunan herhangi biri elbise de giyemez”. Peygamberimiz’den rivayet olunmuştur. Buharî, Müslim’in rivayet olduğunu görüyoruz. Hanbeli ve Şafiîlerin delilleri,
25:03
“Nalın bulamayan mest giysin”. Bu, İbn-i Ömer hadisinden sonradır. Arafat hutbesinde geçmektedir, öncekini de nesh etmektedir. Hanbelilerin don ve mest giymekle, fidye düşmesi ve bu konuda da delilleri İbn-i Abbas’ın hadisidir. Evet, kıymetliler. Himyan: Para kesesi; mıntıka ise içine para konulan bir kemerdir. Ves veya zaferan sürülmüş elbise giyemez. “Üzerindeki kokuyu hemen yıka cübbeyi de derhâl çıkar. Sonra umrende, haccında yaptığını yap”. “Kadınları yüzleri dışındaki uzuvlarını örterler”. “Kadınların ihramı yüzlerindedir, örtmeleri yasaktır. Erkeklerin başlarını örtmeleri de yasaktır”. Şanlı Peygamber (A.S.V.) “Kadın yüzünü örtemez ve eldiven de giyemez” buyurmuşlardır. “Kadının ihramı yüzündedir” Hadis-i Şerifine istinaden. Hanbeliler, “(kadınlar), yakınından erkekler geçerken yüzünü örtmeye ihtiyaç duyduğunda örtüsünü yüzüne sarkıtır”, demişlerdir. Şanlı Peygamberimiz’den gelen haberde de Ayşe Annemiz anlatıyor bunu da. “Biz Resûlullah (A.S.V.) ile birlikte ve ihramlı iken bineklerin üzerinde erkekler yanımızdan geçerlerdi. Bunlar bizim hizamıza geldiklerinde her birimiz cilbabını (örtü) başından yüzüne sarkıtır, onlar geçip gittiklerinde yüzümüzü açardık” diyor. Mâlikîler, fitne zamanlarında kadının yüzünü örtmesini mubah görmüşlerdir. Kadının örtüsünü sarkıtmasıdır, yabancı erkeklerin yanından geçerken, diyor Mâlikîler de. Erkek olsun, kadın olsun eldiven giymesi ‘yasaktır’. Giymesi hâlinde fidye verir. Özürlünün elbise giymesi konusunda; özür sebebiyle yapabilir, fidye borçlusu olur. Güzel koku (sürmek), kıl gidermek gibi konularda; bu fiiller hakkında güzel kokuyu ihramlının kullanması yasaktır. ‘Ves’ yani güzel kokulu ve ‘zaferan’ (sürülü elbiseler) giyemez. Şafiîlere göre saçı, sakalı yağlamak da yasaktır. ‘İhramlı olan hacıdan bahsediyoruz’. İhramlının saçı, sakalı karışık ve üstü başı tozludur. “Ölen bir ihramlı için, başını örtmeyin ve ona güzel koku yaklaştırmayın. İhramlı bir kimse koku veya yağ sürünse fidye borçlusu olur”. Peygambere gelen bir adam ‘Hacı kimdir?’ diye sordu.
Dakika 30:00
İşte Peygamberimiz yukarıdaki geçen Hadis-i Şerif’le ilgili “Hacı, -tabii ki hac işleri kolay olmadığı için- üstü başı tozlu ve dağınık kişidir” dedi. Bu da şartların durumuna göre, işin zorluğuna göredir. İslam’ın kıymetli âlimlerinden İmâm-ı Âzam Ebû Hanife (Rahmetullahi Aleyh) “Uzvu kaplayacak şekilde güzel koku sürünmek durumunda kurban kesmek gerekir”, demiştir. “Yağ ile yağlanma durumunda da kurban” gerekir, demiştir. Hanefilere göre bunun ölçüsü, elbise ve bedene bulaşacak kadar sürülmesidir. Hıtmi bir tür bitkidir. Bir özelliği de başa musallat olan haşeratı öldürmesidir. Evet, kıymetliler, hıtmide Mâlikîlerin ölçüsü de Hanefilerin ölçüsü gibidir. Koklama (koku sürünme) konusunda mekruhtur. Zarûretler yasakları mubah kılar, o zaman caiz olur. Ateş dokunmamış, güzel kokulu yemek de yiyemez. Güzel koku ilgili hususta Şafiîlerin görüşü de Hanifelerin ile Mâlikîlerinin görüşü gibidir. Hoş kokusu bulunan elma, portakal gibi meyvelerin yenmesi caizdir. Saç, sakal bulunmayanın yağlanmasında bir beis yoktur. Vücudun tamamında kullanmak caizdir. Saç ve sakalın tek bir kılının bile yağlanması ise caiz değildir. Baş ve sakal burada yasaklanmıştır. Hanbeliler güzel kokuyu kokuya dokunmak; bu da yasaktır, demişlerdir. Güzel koku kullanmak da yasaktır, haram işlendiğinden fidye gerekir, demişlerdir. Çünkü ihramlı hacı efendiye, bunlar yasak. Kıl almak, tırnak kesmek, ittifakla yasaktır. Ayet-i kerimede “Kurban, ait olduğu yere ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin” buyrulmuştur. Başkasının saçlarını da tıraş edemez ihramlı kişi. Özür söz konusu ise o zaman günah yoktur, caizdir. Hanefilere göre eğer başını üçte birini özürsüz olarak tıraş ederse kurban kesmek gerekir. Çünkü başka bir şey kâfi gelmez, demişlerdir. Özür sebebiyle tıraş ederse yine üç şeyden birini yapar, demişler. “Sizden herhangi biriniz hasta ise veya başında rahatsızlık bulunursa fidye olarak; ya oruç tutması ya da sadaka vermesi veya kurban kesmesi gerekir”. Dörtte birinden azını tıraş ederse Ebû Hanife’ye göre sadaka vermesi gerekir. Bu yıl tıraş ederse bıyığını, sadaka verecektir. Kestiği her tırnak için yarım sa’(1667 gr) sadaka verir. Mazeret olmadan bir el veya ayağın tırnaklarını keserse, yine kurban kesmesi gerekir.
Dakika 35:12
Evet, kıymetliler, Mâlikîlerin görüşüyle dersimiz devam etmektedir.
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 97 (3. Kısım)
Kıymetli izleyenler; Mâlikîlere göre eziyeti giderme dışında, 10 adet kıl ve tırnak kesmesinde iki avuç buğday, birden ona kadar bir bit öldürmek hâlinde iki avuç buğday verir sadaka olarak. Bu sayının 10’u aşması hâlinde ise fidye vermesi gerekir. Şafiîlerce tek kılda bir müd (832 gr), iki kılda iki müd (832 gr) yiyecek; üç kılda veya tırnakta ise fidye verecektir, demişlerdir. Rahatsızlık gibi sebeplerle tıraş olma konusunda da fikir verir. “Sizden herhangi biriniz hasta ise veya başında rahatsızlık bulunursa fidye olarak ya oruç tutması ya da sadaka vermesi veya kurban kesmesi gerekir”. Kur’an-ı Kerim Bakara Suresi 196’da buyrulmaktadır. “Bu ayet benim hakkımda indi” diyor. (Ka’b) İbn-i Ucre diyor bunu. “Resûlullah’a (A.S.V.) geldim. Bana ‘Yaklaş’ dedi ben de yaklaştım. Bunun üzerine ‘Başındaki haşarat sana eziyet veriyor mu?’ diye sordu”. “İbn-i Avf diyor ki: ‘Sanıyorum evet’ dedi. Daha sonra bana oruç tutmak ya da sadaka vermek veya kurban kesmek şeklinde fidye vermemi emretti” diye haber rivayet ediliyor. Şafiîlerde, Hanbelilerde şöyle diyorlar: “Tırnak veya kıl sayısı üçten az olursa bir yoksulu doyurmak gerekir. Üçü bulursa fidye icab eder. Kaşınıyorsa hafifçe kaşıyabilir”. “Şüphesiz, ihramlı kimse saçları dağınık ve gösterişten uzak”. “Şüphesiz, Allah Arafat’ta bulunanlarla meleklerine övünür” diyor. “Allah Arafat’ta bulunanlarla meleklerine övünür ve Ey Meleklerim, şu kullarıma bakın! Saçları dağınık, toz-toprak içinde, güneş altında ve tam bir teslimiyet içinde huzuruma gelmişlerdir” buyurur.
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 97 (4. Kısım)
Kadınlar konusunda ihramlı bir kadın evlilik akdi meselesi. İhramlı evlenemez ve evlendiremez, dünürcü de olamaz. Böyle bir nikâh yasaktır. Dünürcü de olamaz. Hanefiler, ihramlı için evlilik ve dünürcülüğü caiz görmüşlerdir, -bakın- Hanefilerin görüşü farklı. Bu konudaki delilleri ise Hz. Abbas’ın oğlundan gelen bir haberde
Dakika 40:01
“Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) ihramlı iken Meymune ile evlendi”. Cumhurun delili olarak yine “Peygamber (S.A.V.) onunla ihramsız olarak evlenmiş ve onunla ihramsız olarak gerdeğe girmiştir. Daha sonra Hz. Meymune Şerif de Resûlullah’ın (A.S.V.) kendisiyle gerdeğe girdiği gölgelikte vefat etmiştir”. Ebû Rafi’nin şu hadisi de vardır. “Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.) Meymune ile ihramsız iken evlenmiş ve ihramsız iken gerdeğe girmiştir ve ben aralarında elçi idim” diyor. Bunu da Ebû Rafi’den rivayet etmiştir kıymetli muhaddislerimiz. Yine başka bir haberde, İbn-i Abbas’tan gelen haberin bir zan(sanı) mahzûlü olduğunu da söylemişlerdir. İhramlı evlenemez. Yine cinsi ilişki yasaktır, ihramlıya bunlar haramdır. Kadının imkân tanıması da -kocasına karşı, ihramlı bir kadının imkân tanınması da- yasaktır. İhramsız kocanın, ihramlı karısıyla cinsel ilişkide bulunması da yasaktır. “Hac bilinen aylardadır. Bu aylarda hacca girişen kimse bilmelidir ki hacda kadına yaklaşmak, sövüşmek dövüşmek; bunlar hep yasaktır”. Yüce Allah Bakara Suresi 192’de bunları yasaklamıştır. Sevgili Peygamberimiz (A.S.V.): “Kim ki hac yapar ve çirkinliklerden, kötülüklerden kaçınırsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından arınır” diye rivayet var. Hem de Buharî, Müslim gibi kıymetli muhaddislerimizden. Yine vakfeden önce cinsi ilişkide bulunan kimsenin haccı fasit(bozuk) olur. Gelecek yıl kaza etmesi gerekir. Bir de büyükbaş hayvanı kurban kesmesi gerekir. Öpse veya dokunsa kurban kesmek zorundadır. İhramlı kimse karısına çıplak vücut temasında olursa kurban kesmesi gerekir. Bakmada da kalbe şehvet tohumunu ekmesi nedeniyledir. Şafiîlere göre bir şey gerekmez. Unutarak, cinsi organ dışında, herhangi bir noktaya çıplak temas sonucu cinsi doyuma ulaşsa bir şey gerekmez, demiş Şafiîler. Ama tabii tehlikeye yaklaşmamak, hepsi tarafından da tavsiye edilmiştir. Mâlikîlere göre meni getirmek, mutlak anlamda haccı ve umreyi bozar. Bu nedenle Şanlı Kuran’ın Bakara Suresi 198’de: “Rabb’inizden lütuf istemenizde, size herhangi bir günah yoktur” buyurmuştur Yüce Rabb’imiz.
Dakika 45:00
Kıymetli izleyenler; haccın bozulma konusunda onun hükmü ile ilgili şöyle bir bakalım. Cinsel ilişki; bu haccı bozar. Bunun da şeraitine baktığımız zaman; cinsel organ yoluyla olmasın konusunda ittifak vardır. Cinsel organ dışında ilişkide bulunsa Hanefilere göre kefaret gerekir. Mâlikîlere göre yine birleşme sonucu veya birleşmesiz, kendi fiiliyle eğer, meni gelmesi de böyledir; ihtilâm ise kurban gerektirir. Şafiîlere göre erkek olsun kadın olsun yalnızca cima (cinsi ilişki) sebebiyle haccı bozulur. Evet, Hanbelilere göre cinsi organ yoluyla ilişkide bulunursa deve kurban etmesi gerekir. Yani kendi hanımı, ona kendi isteğiyle itaat ederse, her birine deve kurbanı gerekir. Cumhura göre yalnızca cinsi ilişki haccı bozmaya yeterli olurken Mâlikîler buna ‘ayrıca meni gelse’ şartını ekliyorlar. Hanefiler ise cinsi ilişkinin Arafat’ta vakfeden önce olması lâzımdır, diyorlar. Vakfeden sonra böyle bir ilişkide bulunursa deve kurban etmesi lâzımdır, asıl olan rükün Arafat’taki vakfedir, diyorlar. Eğer vakfeden sonra ‘amma tıraştan’ evvel ilişkide bulunmuşsa… Bak! Vakfeden sonra, tıraştan da evvel ilişkide bulunmuşsa, deve kurban etmesi gerekir. “Asıl olan Arafat’taki vakfe görevidir” diyor Hanefiler. “Hac Arafat’tır”. Hanefilerin dışındaki diğer âlimlere göre cima, birinci tahâllülden evvel -yani ihramdan çıkmak konusu-; birinci tahayyülden evvel vuku bulursa, hac bozulur. Şafiî ve Hanbelîlere göre deve kurban etmesi gerekmektedir. Mâlikîlere göre kaza sırasında sadece kurban icab(gerekli) eder. Deve, sığır, koyun, demiştir Mâlikîler. Umreye gelince, Hanefilere göre eğer dört şavt etmeden önce cinsel ilişkide bulunursa, umresi de bozulur. Kazası ile birlikte bir de koyun kurban etmesi gerekir, bu Hanefilere göre. Yine dört şavt tavaf ettikten sonra ilişkide bulunursa, umre bozulmaz, kazası gerekmez; kurban etmesi de lâzım gelir, demişlerdir. Mâlikîler ve Hanbelilere göre say bitmeden ve saç tıraşından önce cinsi ilişkide bulunursa, umre bozulur. Mâlikîlere göre bozulan umre için deve kurbanı; Hanbelilere göre bozulan umre için koyun kurbanı gerekir.
Dakika 50:00
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 97 (5. Kısım)
Mâlikîler ve Hanbelilere göre say bitmeden ve saç tıraşından önce cinsel ilişkide bulunursa, umre bozulur. Mâlikîlere göre bozulan umre için deve kurbanı, Hanbelilere göre yine bozulan umre için koyun kurbanı gerekir. Say bittikten sonra ve tıraştan önce vuku bulursa, umre bozulmaz. Şafiîlere göre umreyi bitirmeden önce cinsel ilişki vuku bulursa, umre bozulur; deve kurbanı gerekir. Bozulan haccın hükmü konusunda da; cinsi ilişki yüzünden bozulan hacca öylece devam edilmesi gerekir. Yine gelecek yıl -ittifakla- kaza edilmesi de lâzımdır. Nafile bile olsa, durum böyledir. Başlanmak suretiyle nafile, farz olmuştur -cumhur böyle diyor-. Evet, kıymetliler, kıymetli âlimlerimizin görüşleriyle ile devam ediyor. Bu durumda Şafiîlere ve Hanbelilere göre, deve kurban edecektir. İster vakfe öncesine rastlasın isterse vakfe sonrasına; bedene deve veya sığır cezası vaciplik kazanmıştır. Bozan çocuk bile olsa yükümlü olur, demişlerdir. Mâlikîler: “Bu konuda deve kurbanı ile yükümlüdür”. Yine İbn-i Ömer’den gelen haberde; karısıyla cinsi ilişkide bulunan bir kişiye ‘gelecek yıl sen ve karın hac yapın ve birer deve kurban edin’, demiştir. Evet, kıymetli efendiler,
AMELDE FIKH-I EKBER DERS 97 (6. Kısım)
Hanefiler vakfe öncesi cinsel ilişkide bulunarak haccını bozması hâlinde, koyun kurban etmekle yükümlü olacağını söylemişler. Vakfe öncesi cinsi ilişkide bulunarak, haccını bozması hâlinde, koyun kurban etmekle yükümlü bulunacağı görüşünü ileri sürmüşler. Vakfeden sonra ve tıraştan önce yapması hâlinde ise deve kurbanı ile yükümlü bulunup haccının sahih olacağını söylemişlerdir. İbn-i Abbas hacdaki iki yerde deve kurbanı vacip görmüştür. Ziyaret tavafını cünüp olarak yaptığı ve iade etmeden ailesinin yanına döndüğünde, vakfeden sonra cinsel ilişkide bulunduğunda; ihramlı, kıran haccı yaptığı hâlde vakfeden önce cinsi ilişkide bulunursa, haccı ve umresi bozulur. O yüzden hac ve umre için iki koyun kurban etmek zorundadır. Yine bozulan haccı ve umreye devam edip, bunları tamamlamaktır. İkisini de kaza edecektir. Sadece üzerinden kıran kurbanı düşer. Şafiîler deve ile birlikte kıran kurbanını da şart koşarlar.
Dakika 54:23