[jw7-video]

155- Amelde Fıkhı Ekber Ders 155

AMELDE FIKHI EKBER DERS 155

Çok kıymetli ve muhterem izleyenler; evlilik konusunda velayet dersimizin konusudur onunla dersimiz devam ediyor. Amelde Fıkhı Ekber’in keşif notları bütün hak mezheplerin görüşlerinizden sizlere keşif notlarıyla derslerimizi sürdürüyoruz yüce Allah ulemanın ihtilafını rahmet kılmıştır bu rahmetten İslam âlemi asırlardan beri faydalanarak geldi. Faydalanarak ebedi yata kadar gidecektir ve dünyayı en güzel şekilde okutan ekoller bu hak mezhebin ulemasıdır asırdan asıra tevatür yoluyla bize kadar geldi ve gitmektedir. Şimdi velayet konusunda Hanefilerin görüşünü aldıktan sonra Malikilere bakıyoruz bunlarda hususi velayet umumi velayet gibi kısımlarla incelediklerini görüyoruz bunlar baba onun vasi tayin ettiği kimse asabe olan akraba, efendi ve sultan olmak üzere sınıflara ayırdıklarını görmekteyiz. Babalık vesayet asabe mülk kefalet ve saltanattır. Saltanattan maksat biliyorsunuz devlet ve devlet yetkilisi İslam devleti burada kastedilir kefalet babasını ya da ailesini kaybetmiş kimseler için evlendirmede velayet hakkı olur. Bunda da şart vardır ki yanında kalmış olmalıdır. merhamet ve şefkat duygularının oluşmasına yetecek bir zaman olmasıdır. Kadının şerife yani şerife zengin veya güzel olan kadındır yalnızca güzel ya da sadece zengin olursa o zaman onun onu hâkim evlendirir. Bazı Malikilerin kefilin velayeti umumidir. Umumi velayet her Müslüman bu velayete sahiptir. Bir kadının Müslümanlardan birini vekil kılması halinde gerçekleşir. Kadını şerife değil de denia olması denia kadın, güzellik, servet, haset ve nesep sahibi olmayanlardır. Mezhep sahibi olmayan kadın zinadan ya da şüpheli nikâhtan doğan ya da Azad edilmiş cariyedir. Hasep ise ilim, hilim, cömertlik ve tedbirli olmak gibi güzel ahlaktan sayılan bir takım meziyetlerdir. Denia sayılan kadın hususi velisi baba oğul ve amcadır hususi velayetin olmaması halinde umumi velayet caizdir dedi. Maliki uleması malikiler icbara velayet bekâret ve küçüklük hallerinde söz konusu olur dediler bakire için baliğ dahi olsa küçük kız için dul da olsa icbar söz konusudur. Ama küçük kız ve bakirenin iznini almak müstehaptır dediler.

Dakika 5:18

Mücbir veli Malikilere göre cariyenin sahibi baba vasisi yani babanın vasisi mücbir olmayan veli ise asa be sonra efendi sonra kefil kimse daha sonrada hâkimdir. asabe akrabalar ise kardeş, dede, amca ve amcaoğludur bu kısaca bu notları keşif notlarını size verdikten sonra şafilerin görüşüne bir bakalım şafiler sıhhati için kadının velisi olması şarttır dediler. Yani evlilik akdinin sıhhati için kadın izinle kendisini başkasını ve vekâletle evlendiremez demiş şafiler. icbarı ve ihtiyari velayet gibi kısımlarla incelemişler. İcbarı velayet baba, baba bakireyi küçük ya da büyük olsun izni olmadan evlendirebilir demiş iznini alması müstahaktır. Akıllı ve baliğ olan bakirenin izni sükûttur. Hanefiler daha öncede görüşlerini açıkladık onlar yetkiyi tamamen akıl ve baliğ olan erkek olsun kadın olsun yetki akıl ve baliğ olan kişinin kendindedir. Dul kadın kendi nefsi hakkında tasarruf ta tasarrufa velisinden daha ziyade hak sahibidir bunu Peygamberimiz söylüyor. Bakireyi ise babası evlendirir bakireden ise babası izin ister bak bunu da Peygamberimiz söylüyor onun izni ise susmasıdır. Burada bütün mezheplerin keşfin sonucuna baktığınız zaman iyi bir evlilik çıksın diye mükemmel bir keşif yapılmış yüce İslam’ın bütün delilleri enine boyuna incelenmiştir. Bunu yanlış anlayanlar ilmi kapasitesi hiç olmayanlar veya olup da az çok doğru anlamayanlar başka türlü değerlendiriyorlar. İşin müçtehidin içtihadının rahmet olduğunu bir türlü anlayamayanlar vardır. Buna dikkat edin siz onlardan olmayın siz kendi mezhebinizi iyiden iyiye öğrenin ve yaşamaya bakın ihtiyari velayet konusunda da veli dul kadını ancak izni ile evlendirebilir. dul kadın küçükse baliğ oluncaya kadar evlendirilmez açık izniyledir. Dul kadınları kendilerinden emir ve izin alınmadıkça evlendirmeyiniz bunu da Peygamberimiz söylüyor dul kadınla beraber veliye iş yoktur buda yine Peygamberimizden gelen haberdir. dul ve bakire arasındaki fark izin ve iznin çeşididir. Bakireden izin almak müstehap olup onun izni susmasıdır.

Dakika 10:00

Duldan izin almak vacip olup onun izni de açıkça olur deli kadın baliğ olduğunda bir maslahata mebni olarak babası yoksa dedesi onu evlendirir tabi evlenebilecek durumdaysa. Hanbeli uleması da bakın bu konuda şafi ve Malikilerde olduğu gibi kadının velisiz olarak nikâhı sahih değildir. Yani veli gereklidir vali velayet baba vasi ve hâkim hakkında söz konusudur. Malikilerde zaten böyle söylemişler idi. ihtiyari velayet ise hür mükellef bir kadını evlendirmede diğer varileri için sabit olur. Dul ya da bakire hakkında onların izni dâhilinde olur sevgili Peygamberimiz a.s.v. efendimiz dul kadın kendisinden emir alınmadıkça nikâh edilemez. Bakire dair kendisinden izin alınmadıkça nikâh edilemez demiş. Hanefiler işte bunun üzerinde durmuş yetkiyi buluğa erenlere vermiş. Velinin bulunması Hanefilerde müstehaptır vacip farz değildir. Yine bakirenin izni konusunda susmasıdır buyrulmuş. buda edep ve terbiyede örfün bazen egemen olduğu ortamlarda durum böyledir. Ama her bakire içinde susması artık örf ve adetler değişince ahlak yapıları farklı duruma gelince o zaman açıkça da bakireler arzu ve isteklerini dile getirebiliyorlar. Dul kendi hakkında karar verir bakirenin rızası ise susmasıdır buyuruyor. O günkü ahlak ve terbiye anlayışı böyleydi ama bugün öyle ortamlar var ki babayla çatır, çatır konuşan ortamlarda bulunmaktır. Cariye 9 yaşına girdimi o kadındır diye haber vardır buda yetişme tarzıyla anatomik biyolojik ruhsal yapısıyla iklimle ilgili konulardır bunlarda kişiye göre bazen değişir. Bunlar genel kavramlardır özeller insanların şahsı durumları incelenir evliliğe elverişli olup olmadığına bakılır. akıllı ve baliğ olan erkek kendini ittifakla asaleten evlendirebilir. Veli küçükleri delileri ve bunakların bunakları şeriatın kendisine verdiği velayet hakkıyla evlendirebilir. Tabi evlenecek durumdaysa fakihler akıllı ve baliğ olan kadını evlendirme hususunda ihtilaf etmişlerdir. Hanefi uleması kendisini evlendirebilir derken cumhur onu velisi evlendirir demiştir Hambelilere göre bakire ya da dul olsun izniyle olur buda Hanefilere en yakın görüşü Hambeliler taşıdığını görüyoruz maliki ve şafilere göre dul ise izni gerekir bakire ise küçük ya da büyük olsun izni gerekmez Hanefilere göre her veli mücbirdir.

Dakika 15:00

Maliki ve Hambelilere göre mücbir veli baba hâkimdir. Şafilere göre ise mücbir veli baba o olmadığı zaman yalnızca dededir Maliki ve Şafilere göre bakire kızdan izin istemek müstehaptır. Hambelilerde hiçbir şekilde küçükten izin istemek gerekmez onlara göre hâkim ve sağir velilerin 9 yaşından küçük kızı evlendirme hakları yoktur. Yine evlenebilecek durumda sosyolojik, psikolojik, ruhsal, anatomik, fiziksel yapısı tabi önemlidir. bunlar ortama göre kişiye göre değişir kadın olsun erkek olsun fark etmez velayetin şart koşulması Hanefiler evliliğin kadınların ifadesiyle ve velisiz gerçekleşmesinin sahih olduğunu söylerken cumhur velisiz gerçekleşen akdin batıl olacağını ifade ederler. Bu keşiflerin hepsi doğrudur. Hanefiler kişinin özgür hür iradesini öne çıkarmışlardır. Ötekiler de velilerin evlenecek çiftlere yardımcı olup iyi bir evlilik olmasını onlarda o açıdan bakmışlardır. Yani bunların hepsi mükemmeldir kimse bunu art düşünceyle niye o öyle niye bu niye böyle deme şartı yok bunlar mükemmel keşifler ve hükümlerdir. Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’un açık olan kanaati hür mükellef baliğ ve akıllı bir kadın velisinin rızası olmadan yaptığı nikâh geçerlidir. Velisi bulunursa kocanın küfür denk olması ve Mehri misil den az olmaması şart koşulur. Kadın dengi olmayan biriyle evlenirse akdin fasit olacağı şeklindedir. Bakın burada da mükemmel bir durum var. Nedir? Herkes dengiyle evlensin o denk kelimesini bir keşfetmeyi bilseler dünyada evlilikler hep mutlu olur. Bu denk kelimesini itikatta amelde ahlakta hukukta maddi ve manevi ruhsal yapıda yine maddi yapısından her açıdan o denkliği inceleyip ona göre evlendirirse çiftleri bak sen o işin tadına. işte yüce İslami iyi anlamadan kıyısından köşesinden bir şeyler konuşanların ve hükümlerinde detayını bilmeden şu hüküm böyle bu hüküm niye böyle diye cahilce işin hikmet detayına gitmeden ön yargıyla bakıldığı zaman işte onların yüce İslam’dan tam faydalanmadığını görürsünüz. Kendilerini İslam’dan kendi kendilerini dışladıklarını görürsünüz dul kadın kendi nefsi hakkında tasarrufa velisinde daha ziyade hak sahibidir. Kim buyuruyor bunu? Peygamberimiz bakireden ise izin istenir. Kim buyuruyor? Peygamberimiz bunları onun izni sükûttur diyor e o gün sükût idi bugünkü kızlar açıkça ivale edebiliyorsa açıkça durumdan istifade ederler istiyorum, istemiyorum şeklinde evlilikte de tasarrufta bulunması onun tabi bir hakkıdır. Cumhur’un görüşü de velisiz kıyılan nikâh sahih değildir. Burada da baktığımız zaman eğer denk değilse bir eksiklik kusur varsa cumhurun dediği de doğrudur.

Dakika 20:05

Ama eksik ve kusurluk yoksa her şey yerli yerinceyse o zaman Hanefilerin dediğine göre amel edilir ortada bir kusur varsa eksiklik o zaman cumhurun dediğine de bakılır ve yerine getirilir bunlar güzel güzel rahmet dolup taşan keşifler ve hükümlerdir. Cumhur’un delilleri nikâh ancak veli ile olur tamam doğru Peygamberimiz söylüyor hangi kadın velisinin izni olmaksızın kendisini nikâh ederse onun nikâhı batıldır, batıldır, batıldır. Eğer kocası onunla cinsi ilişkide bulundu ise fercinden yararlanmayı helal saymasına karşılık kadına Mehir vardır. Kimin veli olacağı durumu karışıklık arz ederse o takdirde devlet İslam devlet başkanı ve yetkili organları velisi olmayanın işte o zaman İslam devleti onun velisidir. Devletin yetkili organları kadın kendini evlendiremez. Ancak zaniye kendini evlendirir. Bunlar yanlış evlilikler için söylenmiş kelimelerdir Peygamberimiz söylüyor bunları. Şimdi kendi tecrübesi bilgisi yeterli olmayan alt yapısı tamamlanmamış ve başkalarının aldatması ve yerlemesine gelecek ortamlarda Peygamberimizin bu sözü tüm kadınlar âlemine ışık tutmaktadır. erkeklerde olduğu gibi bu mükemmel sözlerdir. Ama hangi ortamlarda kimler için bir tarafı var birde ona babayı tepeleyerek akrabaları yok sayarak dini imanı şeriatın emirlerini yok sayarak işte evlilik yapanlar içinde bu sözleri Peygamber sözlerini her açıdan iyi değerlendirmek gerekir. Sonu pişmanlık olmasın bütün mesele bu yüce İslam her şeyin en güzelini en sağlamını en doğrusunu ortaya koyar sen bunu ne kadar başarırsan o kadar mutlu olursun İslam’ın emirlerini ne kadar eksik ve noksan anlarsan o eksiklik sendedir. O kadarda ne yaparsın pişman olursun eyvah dersin yazık olur. Yüce İslam’ı ve bütün mezheplerin keşiflerini dikkat et bütün mezheplerin bunda hiç kıymetli âlimlerin keşifleri bunlar hepsinin kökeninde delil var deliller farklı ortamlarda farklı insanlar için söylendiği için ulemada farklı farklı keşifler ve getirmiş bu bir rahmet deryasıdır bir rahmet zenginliğidir. Burayı bir türlü anlamayan vay efendi o niye öyle bu niye böyle hayatın şartları böyle insanların yapıları farklı yüce İslam bunun hepsine ne yapmış? Hükümler koymuş, çare koymuş ortaya ulemada bunu keşfetmiş senin bu cahil kafan buna aklın ermiyorsa yüce İslamin âlimlerin suçu ne çok, kıymetli ve muhterem efendiler velinin şeraiti konusunda tam ehliyet yine buluğ akıl ve hürriyetle olur yani herkeste veli olamaz.

Dakika 25:01

Tam bir ehliyet olacak veli olan kişide ehliyet olacak aklı başında olacak buluğa ermiş olacak tam hür kişi olacak ki kimsenin tesiri altında kalmadan gerçekleri bile, bile bu işi tam bir ehliyetle yapacak. Bak bunları da koymuş yani veli dediği kişi sıradan alda bunu sat pazarda diye bir yetki verilmiyor kimseye. Bütün değerlere yüce İslam insana vermiş sen İslami her açıdan keşfedersen bir defa kafandaki yanlışları düzeltmeye çalış. İslam’da kusur yok eksiklik yok ulemada bu işi en iyi bilenlerimiz en iyi bilenlerle hareket et işte mezhep bunun için lazım bilmeyen bilene soracak, öğrenecek yüce İslam ilimler olarak keşfedip insanoğluna takdim eden Allah’ın rahmetinin bir tecellisidir. Bu mezhep âlimlerinin bu ilmi dünyaya asırlardır insanlığı okutarak gelmişler mezhep düşmanlarına zerre kadar değer vermeyin mutaassıpta olmayın saplantı içinde de olmayın İslam’da saplantı yok gerçek vardır. Mezhep âlimlerimiz delilleri keşfetmişler. Kendilerine ulaşan delillerin ışığı altında ne yapmışlar? Hükümleri ortaya koymuşlar. Zaten işin aslında hepsinin görüşü aynı işin aslında aynı olup da şartlar çevreye göre insana göre zamanın durumuna göre şartlar değiştikçe şanlı Peygamber kendi devrinde 23 senelik bir ortamda uygulama yapmış. 23 senenin her değişen şartlarına Peygamberlerimiz ne yapmış? Hükümler koymuş Allah’ın emriyle oradan aldığı vahyi ilahi ile ve o Peygamberin uygulamalarını da ulema Kur’an ve sünnete dayanarak ulemada keşiflerde bulunmuş ve temel atılmış her şeye hazırlanmış. İnsanlar İslam’ın yolundan sapmasın hak bilgi ortaya konmuş ama hak bilgi budur deliller budur diye. Şimdi ulema başıbozukluğun önüne geçmiş, yanlışı doğrunun içinden almış atmış yanlışın doğruların içine girmesine müsaade edilmemiş. Yüce İslam korunarak gelmiş asli deliller ve Fer’i delillerde sürekli delile dayanarak fetvalar verilmiş. Fetva verenler müttehitlerdir, fakihlerdir başkasının fetva verme hakkı yoktur. Evet, kıymetli ve muhterem izleyenler; işte durum bu merkezde devam ediyor. Kıymetli ve muhterem izleyenler; erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin velileridir tövbe süresi ayeti kerime 71 tabi kâfirlerde birbirlerinin velileridir buyuruyor. Enfal suresi 73 ayeti kerime. Allah elbette o günde kâfirler için müminler aleyhine bir yol imkân ve delil verecek değildir. Buda Nisa suresi 141. ayeti kerimedir. İslam yüce ve yüksektir ona kimse tarafından galip gelinmez bunu da Peygamber efendimiz söylemiştir.

Dakika 29:55

Dolayısıyla Müslümanlar kendi kıymetlerini kendi değerlerini iyi bilmek zorundalardır. Yine Müslüman olmayanın Müslüman üzerinde velayet hakkına sahip olması Müslüman için bir zillet ve zayıflığa sebebiyet verebilir erkeklik Hanefilerin dışında cumhura göre şarttır. Hanefiler erkek olanın şart olmanın şart olmadığını söylerler. Akıllı baliğ kadın velayet ya da vekâletle başkasını evlendirme yetkisine sahiptir. Yine adalet dini vecibeleri eda etmek dini tam anlamıyla yaşamaktır yani herkes velayette bulunamaz. bulunacak kişilerde işte bu özellikler lazım veli kendisini velayet edilen kimsenin aynı dinden olmaları gerekmektedir. Ancak bu mümkün olmadığı zaman bu başka durumlar zaruretler ortaya çıktığı zaman durum başka türlü değerlendirilir. Yine 2 adil şahit ve 1 faydalı yolu gösteren kişi veli olmaksızın nikâh olmaz bunu da Peygamberimiz söylüyor. Velisiz ve 2 adil şahitsiz nikâh olmaz bu şekilde nikâhlanan herhangi bir kadın gazaba uğramıştır ve nikâh batıldır yani velisiz ve adil şahitsiz velisiz ya da 2 adil şahit olmaksızın nikâh olmaz. Bu içinde bulunduğu ortama göre nikâha zarar gelip çiftler zarar göreceği zaman Peygamber efendimiz bu güzelim sözlerini ortaya koymuştur ve işi sağlama almıştır. Hanefilerde evlenecek çiftlerde gerçek kişilik oluştuğunu özgür ve hür ortamın oluştuğunu ve kişilerin hürriyetinin kısıtlanmamasını bu konuda da sevgili Peygamberimizde yine deliller bulunmaktadır. Hiçbir âlim delilsiz Rastgele hareket etmiş değildir. Delil olmadığı zaman veyahut da deliller çeliştiği zaman ulema orada seçeneğini yapar. Müçtehit orda içtihadıyla orada devreye girer. Buraları da doğru anlamak gerekiyor. Hanefiler ve Malikiler için adaletin şart olmadığı görüşündedirler velayet hakkı umumidir. Raci olan görüşte budur İbni Abbas’ın hadisi zayıf bir hadistir dediler bu konudaki hadis tabi mürşit kelimesindeki maksat adalet değildir dediler. Rüşt denkliğin ne olduğunu ve nikâhtan arzu edilen faydaları bilmektir dediler. Görüyorsunuz her açıda işe keşfederek açıklık getirdiler şafilerde de malı ölçüsüzce dağıtıp saçmamaktır dediler. Bu manaların hepsi gerekli manalardır. Ulemada bunları da gerekli olan keşifleri yapmış olduklarını görüyoruz.

Dakika 35:00

Rüşt şafi ve Hambelilerde şarttır Hanefi maliklere göre ise rüşt şart değildir. Ama keşfin geneline bakınca hepsi eksiği gideri gerçek bir hükümle keşifle ortaya çıktıklarını görürsün. Birisi birini öbür taraftan eksiği tamamlamış hükmü ona göre vermiş belki de beri taraftan keşfini tamamlamış hükmü ona göre vermiştir. Yani güzel mi güzeldir bu âlimlerin keşifleri malikiler 2 şart daha ortaya atarak velinin ihramda olmaması zorlama ikrah da olmaması gerekir demişler. Zaten bunlar diğerlerinin de keşfinin içinde bulunmaktadır. İyi incelendiği zaman görülür. Malikilerde adalet ve rüşt şart olarak kabul edilmezler. Hambeli ve şafilerde velinin şartları 7’dir. Hürriyet, erkek olmak, veli ve velayeti altında olan kadın arasında din iman İslam birliği buluğ akıl adalet ve rüşt bulunması gerekir demişlerdir. Rüşt Hambelilere göre denklik ve nikâhın faydalarını bilmek demektir. şafilere göre ise rüşt malı saçıp savurmamaktır. Hanefilerde şartlar akıl buluğ hürriyetle din birliği adalet ve rüşt şart kabul edilmezler. yani Hanefilerde akıllı olacak veli buluğa ulaşmış hür olacak ve din birliği olacak adalet ve rüştü şart kabul edilmemiştir. Yani onları şart koşmamışlardır. Çünkü akıl buluğ hürriyet ve din birliği olunca bu kelimelerin içinde zaten adaletinde rüştünde olduğunu görebiliriz. Hanefi uleması yalnızca icbarı velayet vardır oda mücbir velidir nikâh asebeleredir. Oğul baba sonra kardeş amca sonra Azad eden sonra devletin yetkili yetkilisi İslam devletinin ve hâkim Hanefilerde velayet sıralaması böyledir. Ne kadar aşağıya doğru inse oğul baba dede öz kardeş yine baba bir kardeş ve kardeşlerin oğulları öz amca onların oğulları velisi olmayanın velisi sultandır buyuruyor Peygamberimiz. Devlet oda İslam devleti ve yetkili organlarıdır. Yine Hanefi uleması amcaoğlu için sabit olacağını ifade ederler. Birde kadınlar hakkında senden fetva dinin hükmünü istiyorlar sana miraslarını soruyorlar. Deki onlara dair fetvayı size Allah veriyor. Kendilerine farz kılınan mirası vermediniz ve nikâhlamalarını da beğenip istemediniz yetim kızlar hakkında henüz ergin olmayan küçük çocuklar hakkında ve yetimlere karşı adaleti ayakta tutup onlara iyi bakmanız hakkında yüzünüze karşı okunan kitapta ayetler vardır. Nisa suresi ayet 127. ayeti kerimede rabbimizin yüce emrinde bunları anlıyoruz.

Dakika 40:33

Hz Ayşen’inde dediği Velisinin himayesinin altında olan velinin onunla evlenmek istediği ancak mehrin de adil davranmadığı yetim kız hakkında inmiştir bu mutasavver veli işte o amcaoğludur. Hz. Ali’nin r.a nikâh asabelerdir. Hadisi de delildir. Malikilere göre efendi köle ya da cariye üzerine efendinin hakkı babadan öncedir yüce İslam köleliği cariyeliği ortadan kaldırmak için en büyük sevabı hürriyete köle Azad etmeye verdi. fakat dünyada kılık kıyafet değiştirilerek çağdaş kölelik eğer dünyada varsa buda İslam’dan uzaklaşmanın neticesidir yoksa İslam yeryüzünde asil fıtratın gereği hürriyet asildir. İnsanoğlunda asli haklardandır. Yine baba yine babanın ortaya koyduğu vasi babanın vasiyi onu filanla evlendir demesidir. Birini vasi tayin etmesi Mehri misilden az olmamalıdır. Yine koca fasık olmamalıdır. Malikilerin Ebu Bekir’in kızı Ayşe’yi 6 ya da 7 yaşındayken Peygamber a.s.v. evlendirilmesi babanın küçük bakire kızını evlendirebileceği hususunda icma hâsıl olmasıdır. Bakireden babası izin ister buda Peygamberimizin sözüdür. Mücbir olmayan veli ya da ihtiyari velayet oğullar sonra öz babalar kardeşler sonra dedeler sonra amcalar sırayla gelmektedir. Birde kadının asabe olmayan kefili buda tabi şartlara bağlanmıştır. Deniye ya da vedia daha öncede açıklandığı gibi serveti güzelliği olmayan kadın demektir. Denia veya vedia şerife ise onu hâkim evlendirir. Hâkim ya da şeri kadı mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin velisidirler tövbe suresi ayet 71 işin özüne baktığımız zaman malikiler diğerlerine dedeyi kardeşlerden sonra 4. mertebede kabul etmek suretiyle muhalefet etmişlerdir Mücbir veli onlara göre sadece babadır fakihler mülk ve saltanat sebebiyle velayetin sabit olması hususunda ittifak etmişleridir.

Dakika 45:06

Babalık ve oğulların dışında asabeliğin ne velayeti sabit kılacağı hususunda ittifak vardır. Şafi uleması mücbir ya da gayri mücbirdir dediler veli için mücbir veli babadır dede ve efendidir. Baba küçük ya da büyük bakire kızını evlendirebilir. izni olmadan müstehaptır izin İstemesi ise müstehaptır. Baba dulu ancak izni ile evlendirebilir. Gayri mücbir veli ise baba dede ve diğer asabe akrabalardır. Baba kardeş amca sonra köleyi azat eden daha sonra da sultan yani devlet ve devlet yetkilisi baba sonrada dede devam etmektedir. sıra itibariyle velisi olmayanın velisi sultandır diyen Peygamberimizin sözüne istinaden bu keşifleri yapmaya çalışmıştır. Kıymetli âlimlerimiz Peygamberimiz a.s.v. Ümmi Seleme ile evlenmek istediği zaman oğlu Ömer’e kalk Resulullah a.s.v evlendir demiştir. şafilere göre oğul cumhura hilafen veli değildir Hambelilere göre veli ya mücbir ya da gayri mücbirdir. Mücbir veli baba vasi hâkimdir mücbir olmayan veliyse diğer asabe olan akrabalardır. Baba oğul kardeş amca köle Azad eden kimse asabeleri sonrada devlet ve devletin yetkili organları gelmektedir dede oğula takdim edilir oğul ve onun oğlu ondan sonra 1.ye baba gelmektedir. Diğeri de oğulun oğlu öz kardeş baba bir kardeş kardeşlerin çocukları amcalar yine Azad eden kimse sultan yani devlet ve devlet yetkilisi bunların tamamı özetlendiği zaman oğulluk babalığa Hanefi ve Malikilere göre takdim edilir Hambelilerde ise babalar oğullardan önce gelir şafilere göre ise oğulların velayeti söz konusu değildir. Hanefilerin dışında cumhuru ulema velayet icbari velayet ve ihtiyari velayet olmak üzere 2 ye ayrılırlar. İcbari velayet küçüklük delilik ya da yaşlılık dolayısıyla ehliyetsiz veya tam ehliyetli olmayana Hanefilerin dışında cumhura göre icbari velayet çocuklara delilere ve bunaklara kadın erkek bakire dul diye ayırt etmeden sabit olur dediler Malikilere göre icbari velayetin illeti ya da bekâret ya da küçüklüktür. Şafilerde küçük dulu istisna etmişlerdir. Dul kadın kendi nefsi hakkında tasarrufa velisinden daha haklıdır.

Dakika 50:08

Bakireden ise izin istenir onun izni sukuttur. Diyen peygamber sözüne istinaden böyle demişleridir. Hambelilerde malikiler gibi icbarı velayetin illetinin ya da bekâret veya küçüklük olduğunu söylemişlerdir baba bekâr kızlarını buluğdan sonra dair olsa izinleri olmadan evlendirebilir. Hambeliler ve Malikilere göre dul kadın kendi nefsi hakkında tasarrufa velisinden daha haklıdır bakireden ise izin istenir onun izni susmasıdır bu hadisi şerifte göz önünde tutularak hareket edildiğini görüyoruz. Baba 9 yaşından küçük dulu da evlendirebilir bu hak dede ve diğer velilere verilmez bunlar enine boyuna keşifler yapıldıktan sonradır. Kimse sakın bunları yanlış anlamasın dul kadın kendisinden emir alınmadıkça nikâh edilemez. Bakire dahi kendisinden izin alınmadıkça kendisinde nikâh edilemez. Deli kadın erkeklere meyli olduğu anlaşılınca o zaman onun durumuna göre hareket edilir. Hanefi, Maliki ve Hambeliler küçük erkek ve küçük kız çocuğu ile büyük deli erkek ve kadın üzerine velayetin sabit olacağı hususunda itikat etmişlerdir. Bu velayet akıllı ve baliğ erkek ve kadın üzerine sabit olmaz akıllı ve buluğa ermiş bakire Hanefilerin dışında cumhura göre buna icbarı velayet sabit olur. fakat Hanefiler artık kendi kararını kendi verir derler. Hanefi uleması dul kadın kendi nefsi hakkında da tasarrufta velisinden daha haklıdır. Bakireden ise izin istenir bu hadisi şeriflere Hanefilerin bakışı daha farklı ve geniştir. Hanefilere göre ise bu velayet akıllı ve baliğ olan bakire kadın için sabit değildir. Bakireden izin ise izin istenir başka rivayette bakireden babası izin ister bunlar birer delildir. Hanefi mezhebinin temelinde rızası olmaksızın evlendirilmesi sahih olmaz. Yine genç bir kız Hz. Ayşe’nin yanına girerek ona babam beni istemediğim halde kardeşinin oğluyla evlendirdi benimle kendi itibarsızlığını kaldıracak dedi. Hz. Ayşe validemiz Peygamber a.s.v. gelinceye kadar otur dedi sonra şanlı Peygamber geldi ve kız ona vakıayı anlattı. Bunun üzerine Peygamber efendimiz babasına haber gönderdi ve onu çağırdı ve işi kıza bıraktı kız ya Resulullah babamın yaptığına razı oldum ancak ben babaların bu işte hiçbir rolü olmadığını kadınlara öğretmek istedim dedi. Bekâret dövme çöp atma gibi bekâret bozulan akıllı ve baliğ kadını Malikilerin meşhur olan görüşüne göre mücbir veli baba ve vasi evlendirir. Tecavüze uğramak ya da zina yoluyla bekâreti bozulan kadının durumu da aynıdır.

Dakika 55:00

60 ve daha geçkin dahi olsa bakireyi babası ve vasisi mücbir veli evlendirebilir. Bu Malikilere göredir. Hanefilerin dışındakilerin görüşleri birbirine yakındır cumhur buluğa ermiş dula icbarı velayetin sahih olmadığını söylerler. Hanefiler derki sıçrama hayız kanının aşırı derecede bol olması bir yara meydana gelmesi yaşın ilerlemesi sebebiyle bekâreti bozulan hakiki bakiredir demişlerdir. Hambelilere göre ise dul cinsi ilişkide bulunulmuş kadın demektir şafilerde ise dul nikâhtaki gibi bekâreti bozulmuş kadın demektir. Atlama şiddetli hayız kanı yaşlanıncaya kadar evlenmeme veyahut ta parmak ve bunun gibi şeylerle bir neden ve bekâretin bozulmasının herhangi bir etkisi yoktur. Öylesinin hükmü bakirelerin hükmü gibidir. İhtiyari velayet bekâreti bozulan baliğ dul dul kadın kendi nefsi hakkında tasarrufa velisinden daha haklıdır. Dul kadınla istişare edilir babası ya da vasisi baliğ bakire Hanefilerle malikiler bunun velayetinin kendine ait sabit olacağı ittifak halindeler. İmamı Azam Ebu Hanife ve Züfer bakire ya da dul olsun akıllı ve baliğ olan kadın ancak rızasıyla evlendirilir. Hanefiler velayetin sabit olmasını müstehap ve Memduh velayet olarak kabul ederler. şafiler ve Hambeliler icbarı velayet olduğunu söylerler kocasıyla bir sene ikamet ettikten sonra ondan bakire olarak boşanan baliğ ve bakire kadın 1 sene ikamet etmesi mehrin tam olarak verilmesi dulluk mertebesine indirmiştir. Bu hususta malikiler ve Hanefiler müttefiktirler şafiler ve Hambeliler ise muhalefet etmişlerdir. Küçük yetim kız veli 10 yaşına girince yaşını ve şeri engellerden uzak olduğunu tespit için hâkimle istişare eder ondan sonra evlendirebilir. Nasıl izin verecek kadın evliliğe bakire ya da dul dul kadın kendi nefsi hakkında karar verir. Bakireden ise izin istenir izni susmasıdır dul kadın kendi nefsi hakkında tasarrufa velisinden daha haklıdır. Bakireden ise izin istenir onun izni sukuttur. Dul kadınla beraber veli veliye iş yoktur fakat yetimêden emir izin alınır. Yani yetimse birisi ondan izin alınır susması ikrar kabul etmesi demektir. Bu iznin mücbir olmayan veli için vacip mücbir olan veli için müstehap olması arasında fark yoktur bakire ise rızası susmasıdır. Malikilere göre sukutunun rızası ve izni demek olduğunu buna bildirmek Memduh tur. Men ederse evlendirilmez razı değilse gülüş tebessüm sessiz ağlayış çığlık atma yanağa vurmada sükût gibi bir rızaya delalet eder.

Dakika 1:00:06

Açık sözle olur dul kadın için kendi nefsi hakkında karar verir. Daha öncede sözü geçtiği gibi artık durum değişti herkes kendi kararını kendisi açıklayabiliyor. Malikiler açık bir sözle izin vermeleri gerekir dediler. Reşit kabul edilen baliğ ve bakirenin izninin mutlaka sözle olması gerekir. Hâkim durumu üstlenmiştir. Bu hâkim izninin sözle olması gerekir. Mühmele meselesi de açıkça bu maldan olan Mehir’e razı oldum demesidir. Köle ile evlendirilen bakire de iznini sözle ifade etmesi gerekir. Köle hür kadının dengi değildir. Cüzzam, alaca, kısırlık ya da delilik gibi bir ayıp bulunan erkekle evlendirilen bakirenin de razı oldum demek suretiyle sözlü izin vermesi gerekir. Yoksa olmaz izin alınmadan nikâhı kıyılan bakire rızası açık sözle olmalıdır. Razı olursa evlilik gerçekleşir razı olmazsa gerçekleşmez. Hambeliler ve Malikilerle bu hususta ittifak halindedirler. Yine velinin evliliğe mani olması ve bunun hükmü konusunda da buna da terim olarak adal denmektedir ki yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bunu nehy etmiştir. Kadınları boşadığınızda iddetlerini bitirdiler mi? Aralarında meşru bir şekilde anlaştıkları takdirde ey veliler artık kendilerini kocalarına nikâhlamalarına engel olmayınız ayet 233 Bakara suresi. Kız kardeşimi bir adamla evlendirdim oda onu boşadı iddetini tamamlar tamamlamaz tekrar onu istemeye geldi ona dedim ki onu seninle evlendirdim, senin yatağına verdim, sana ikram ettim, sense onu boşadın sonra tekrar gelip onu istiyorsun hayır Vallahi o sana ebedi olarak dönmeyecek ama adam iyi bir insandı kadında ona dönmek istiyordu. Bunun üzerine Allah’u Teâlâ şu ayeti kerimeyi inzal etti kadınlara eski kocalarıyla evlenmelerine engel olmayınız diyen bu ayeti kerime geldi. Şimdi yaparım ey Allah’ın Resulü dedim ve tekrar kocasına döndü ve evlendiler. Şafi ve Hambeliler ile Ebu Yusuf ve Muhammed’e göre kadın razı olduğu halde velinin men etme hakkı yoktur. Ebu Hanife’ye göre velilerin Mehri misilsiz men etmeye hakları vardır. Eğer kadının hakkının yenildiği anlaşılıyorsa orda bir eksik kusur varsa İmam-ı Azam orda veli devreye girebilir diyor.

Dakika 1:05:00

Bu keşiflerin incelemelerin hepsi güzeldir. Kıymetliler; Malikiler dengi ister ve kadında ona razı olursa yani kadını dengi istiyor ve kadında razı olursa şafiler ve Hambeliler babanın dediği konusunda men etme yani adal meselesinde zarar söz konusu olur. Evliliğe engel adil olamaz. Yani evliliğe engel olamaz ortada bir yanlışlık haksızlık söz konusu olmadıkça babalık şefkatiyle sebepsiz olarak kızını isteyen kişiyi geri çevirmez. Her baba her anne evladının en güzel şekilde evlenip mutlu olmasını ister onun için anne babayı devre dışı yok saymak da doğru değildir ve her tarafın gönül rızasıyla olursa daha güzel olur. Zaten bu keşiflerin hepsinin sonucuna bakarsanız bir yandan hak ve özgürlükler ön plana çıkarılırken bir yandan da ana babanın rolü ve evladı üzerinde ki merhameti ve şefkati evlanın evladının mutlu olmasını isteyeceği göz önünde tutulmuştur. Şafiler ve Hambelilere göre men edici sayılırlar. Yine men etmenin hükmü konusunda da veli olan kişi delirse veya içki içse velayet bir başkasına geçer. Veliler men ederse o zaman kadını hâkim evlendirir. Hanefi maliki ve şafiler ve İmam-ı Ahmet’te veli engel olduğu takdirde velayet hakkı hâkime geçer. Eğer veliler ihtilaf ederlerse velisi olmayanın velisi sultandır yani devlet İslam devleti ve yetkili organlarıdır. Veli men etmek suretiyle zalim olmuştur hâkime havale edilir. Velinin uzakta veya esir veya kayıp gibi bir durum ortaya çıkarsa Hanefi ve Hambelilere göre asabe akrabaya intikal eder ne velayet şafi uleması beldesinin sultanı kadını evlendirir Malikilerin görüşü ise tafsilatlıdır. Baba ve vasi gibi mücbir ise veli baba ve vasi gibi mücbir ise gidiş geliş 10 günlük dönmesi 10 günlük yer mesafe ise dönmesi beklenir kadını hâkim evlendirir. 3 ay ya da daha fazla zaman olursa gelmesi ümit edilmiyorsa hâkim eğer kadın baliğ ise onu evlendirebilir. Kız buluğa ermiş değilse evlendirilmez. Veli kardeş ve dede gibi mücbir olmayan veliyse 3 günlük bir mesafeye yapılmış ise yolculuk hâkim onu evlendirir. Malikilerin işe biraz daha geniş baktıklarını görüyoruz bu konuda yine maliki uleması haber alınmıyorsa daha uzak velisi kadını evlendirir velayet hâkime intikal etmez.

Dakika 1:10:00

Hambelilerde veliye intikal eder demişleridir. Evlilikte vekâlet vekil bütün yetkisini müvekkilinden alır. Vekâlet bir çeşit velayet olmuş olur. Evliliğe vekil tayin etmenin sıhhati konusunda da Hanefiler ehliyet sahibi kadın onlara göre kendi kendini evlendirebilir. Hanefi mezhebine göre ittifakla tevkilin yapıldığı anda da şahit bulunması şart koşulmaz. Vekilin şahit bulundurması iyi olur. Hanefilerin dışında cumhura göre kadının velisi dışında kimseyi evliliğe vekil tayin etmesi sahih olmaz. Kendini evlendirme hakkını malik olmadığı gibi başkasını vekil tayin etme hakkına da sahip değildir. Mücbir veli vekil tayin edebilir. Tevkilin mutlak ya da mukayyet kayıtlı şartlı olması caizdir. Mücbir olmayan veliye gelince şafilere göre velinin kadının izni olmadan başkasını vekil tayin etmesi caiz değildir. Vekâletin sınırları konusunda da vekil Hanefilere göre başkasını vekil tayin etmesi caiz değildir. Hanefi uleması vekilin salahiyetleri vekâletin mutlak ya da mukayyet oluşuna göre değişir dediler. Mukayyet vekâlet mukayyet kıldığı şeylere bağlı kalması gerekir muhalefet etme hakkı yoktur dediler. Hanefi uleması izin verirse akit gerçekleşir vermezse evlilik batıl olur. Mehir’le mukayyet kılar muhalefet ederse müvekkilin icazetine bağlıdır. Mutlak vekâlet Hanefi âlimleri bu hususta ihtilaf etmişlerdir. İmam-ı Azam Ebu Hanife Rahmetullahi anhüm ve erdahüm ecmain. ithama imkân verecek bir şey olursa evlendiremez. İmam-ı Azam kaide şudur: mutlak vekil tamamıyla mutlak vaziyette tasarrufta bulunur. Yine imam-ı azam müvekkilin ifadesinin önemli olduğuna dikkat çekmiştir. İmameyn ise diğer mezheplerin ve diğer mezheplerin görüşü İmameyn le beraber vekil örf ve adetlerle mukayyettir. Kayıtlı ve sınırlı kalır dediler. Kör iki eli kesik veya felçli deli bir kadınla veya çok fazla bir Mehir’le evlendirirse bu evlilik İmameyn yani İmam-ı Ebu Yusuf ve Muhammed ve malike göre müvekkilin icazetine bağlıdır. Hambeli ve şafilere göre ise bu akit sahih olmaz imam-ı Azam ve İmameyn ittifak ettikleri meselelerde müvekkil kadın ise vekilin onu dengiyle evlendirmesi gerekir. Kör için vekil tayin eder kör olmayan bir kadınla evlendirirse akit gerçekleşir. Muhalefet müvekkilin tayin ettiği şeyin daha hayırlısı için olmuştur.

Dakika 1:15:001

Evet, kıymetli ve muhterem efendiler tek taraflı yapılması konusunda evlilik akdinin İmam-ı Züfer ’in dışında Hanefilerin cumhuruna göre bazen evlilik tek taraflıda yapılabilir demişlerdir. Ebu Yusuf’a göre bu evlilik caiz olur. İmam-ı Züfer Şafi ve cumhura göre evlilik tek akit yapan ile caiz olmaz.  Bunların hepsi doğrudur çünkü caiz olanda bir aksaklık yoksa oluyor varsa öbürlerine göre olmuyor bu mükemmel keşif bunlar. Malikiler cevaz vermişleridir. Seninle şu kadar Mehir’le evlendim der kadınında buna razı olması ile akit tamam olur. Evet, çok kıymetli ve muhterem izleyenler derslerimiz devam ediyor inşallah keşif notlarıyla beraber size İslam’da ki ameldeki Fıkhı Ekber’in hak mezhepler üzerinde tüm keşif notlarını size özlü olarak vermeye devam edeceğiz Cenabı hakkın lütfu keremiyle fazile nusretle avni muaveleti ile inşallah Teâlâ. Çok kıymetli ve muhterem efendiler; dersimiz evlilikle devam ediyor yine evlilikteki konumuz denklik meselesi ki bunun dini terimi fıkıh ilminde küfüv olarak geçer. Küfüv yani denklik demektir. Denklik kefalet, benzerlik, eşitlik gibi anlamlar taşır ki bu sözlük anlamıdır. Müslümanların kanları birbirine denktir. Peygamber efendimizden gelen bir haberdir ki Hz. Ali rivayet etmektedir. Şimdi hiçbir şey ona denk değildir buda ihlas suresi ayet 4 te yüce Allah’ın denginin olmadığını bundan da onu anlıyoruz. Istılahta ise kıymetli âlimlerimizin fıkıh istilahın da ayıbın olmaması için eşler arasında benzerlik olması anlamını taşımaktadır. Malikiler göre nim ve haldir. Yanı kadına muhayyerlik tercih hakkı veren ayıplardan Salim olmaktır. Cumhuru ulema ise din, soy, hürriyet, meslek ya da sanattır yani dinleri bir olacak evlenecek çiftlerin soy sop ta temiz soy sapa sahip yine hürriyet sahibi olacak hür insan olacak tabi bunun yanında meslek olması da güzeldir. Sanatı sanatının olması Hanefi uleması ve Hambeliler bunlara varlıklı olup olmamayı da ya da mali durumu da eklemiş olduklarını görmekteyiz. İstikrarın olması mutluluğun tahakkuku için yüce İslam bütün güzelim vasıfları iki taraftan da istemiştir. Burada önemli olan istikrarı sağlamak için İslami değerler kadında erkekte evlenecek çiftlerde olması lazım bu mutluluğun mutlu olmanın tahakkukuna istinat eder.

Dakika 1:20:04

Hasan Basri Hz.leri Selvi ve Hanefiler den el keri gibi bazı âlimlerimiz derler denklik aslında şart değildir diyenler de olmuştur. Fakat denklik gereklidir. Ama şart olmayan denklikle şart olan denklik arasında da zaten zahit olanlar vardır ki aynı anlama gelirler. İnsanlar tarağın dişleri gibi eşittirler Arap’ın aceme Arap olmayana bir üstünlüğü yoktur. Fazilet üstünlük takva iledir. İşte mesele buradadır. Bu hem hadisi şerif hem de ayeti kerime Hucûrat suresinin son sayfasında bunları görüyoruz diğer ayetlerde de biliniz ki Allah katında en iyiniz takvası en ziyade olanınızdır. İşte buda Hucûrat suresi 13. Ayeti kerime yine Furkan suresinin 54. Ayeti kerimesinde o sudan bir beşer yaratıp ta onu soy sop yapandır. Şimdi Arap’ın aceme üstünlüğü ancak takva iledir. Hadisi şerifine ve ayeti kerimelere iyi bakmak gerekiyor. İşte erkekte de kadında da aranacak vasıf takvadır. Takva nedir işte bunu iyi bilmen gerekiyor yüce İslam’ın şeri kurallarını lehinde aleyhinde bilip onları uygulamak hem zahiri takvaya hem de batını kalp ve ruh temizliğine sahih bir imandan sonra amellerinde Salih olmasına ilahi ölçülere uyulmasına kayıtsız şartsız bağlı kalmak Allah’a itaat edip isyan etmemenin adı takvadır. Burada kıymetliler yine deniyor ki hak ve görev yönünden eşittirler. Ancak takva ile birbirlerinden üstün olabilirler. Şimdi denkliğin şart olamadığını söyleyenlere bu tür cevaplar verilmiştir. Hak ve görev yönünden eşittirler. Fakat takva ile birbirlerinden üstün olabilirler şimdi rızık ve servette farklılıklar vardır. Allah CC rızık bakımından bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Nahl suresi ayet 71 Allah iman edenlerinizi yükseltsin kendilerine ilim verilenler için ise cennette dereceler vardır buda Mücadele suresi ayet 71 kıymetli efendiler ahlaki durum ve toplumdaki yerler itibariyle farklıdırlar. Şeriatta dinin özüne ve kaidelerine ters düşmeyen fıtrat örf ve adetlerle çatışmaz buraya dikkat şeriatta dinin özüne ve kaidelerine ters düşmeyen fıtrat örf ve adetlerle çatışmaz Bilal r.a Ensar’dan olan bir kavimden evlenme isteğinde bulundu Radıyallahu anhüm ve erdahüm ecmain.

Dakika 1:25:12

Onlarda onu evlenmeyi reddettiler peygamber efendimiz a.s.v. da ona şöyle dedi onlara deki Resulullah a.s.v. size beni evlendirmenizi emrediyor denklik olmadığı halde Resulullah s.a.v. onlara Bilal’i evlendirmelerini emretmiştir. Eğer denklik muteber olsaydı emretmezdi çünkü denk olmayan biriyle evlenmek emredilmemiştir. Şimdi Ebu Huzeyfe r.a Ensar’dan bir kadının kölesi olan Salim in kardeşinin kızı Hit Bintil Velid Bin Utbe Bin Rebia evlendirmesi de bunu tekit etmektedir. Kureyş’li bir kadın olan ve El Dehhak Bin Kay’sın kız kardeşi Fatıma’ ya Usame ile nikâhlan diyerek Usame ile evlenmesini Peygamberimiz emreyledi. Yine Abdurrahman Bin Affın kız kardeşinin Bilal’in nikâhı altında olduğunu rivayet etmiştir. Ebu Hint Yâfuh da Resulullah s.a.v. hacamat yaptığında Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur. a.s.v. ey beyaza oğulları Eba Hindi evlendirin ondan kız alın yine küfüvün yani denkliğin Memdup eftal olduğunu ifade eder diye kabul edilir. Cinayetlerde kanlar eşittir. Evlilikte buna kıyas edilir. Cevap buna da cevap verilmiştir. Yaşama hakkını koruma öldürme cesaretini göstermesinler evlilikte denklik eşler arasında uyumla uyum ve sevgi içinde beraberliğin sürekliliği gibi eşlerin faydalarını öne çıkarır. Denklik şart koşulmadıkça bu maslahat bu maslahatlarda gerçekleşmiş olmaz diye cevap verdiler. Fakihlerin cumhuruna göre 4 mezhep te bunların içindedir ki aşağıdaki akıl ve sünnet delillerine nazaran denklik evliliğin lüzumunda şarttır. Hem de sıhhatinin şartı değildir. Sünnetteki delil Hz. Ali’nin hadisi Hz. Peygamber ona dedi ki 3 şey geciktirilmez vakti gelmiş. Namaz, hazır bulunan cenaze, dengi bulunan bekâr kadın bunlar geciktirilmez dedi Peygamberimiz a.s.v. yine dengi olanlardan başkasıyla kadınları nikâhlamayınız velilerden başkası onları kadınları evlendirmesin 10 dirhemden az Mehir yoktur diyen bir hadisi şerifte bulunur.

Dakika 1:30:00

Yine başka bir hadisi şerifte nutfe meniler yani nutfeleriniz menileriniz için seçim yapın evleneceğiniz kadını dikkatle seçin denk olanları nikâhlayınız yine başka bir haberde buda ibni Ömer’in hadisidir. Arapların bazıları bazılarına denktir. Kabile kabileye adam adama mevalilerinde bazıları bazılarına denktir. Kabile kabileye adam adama yalnız dokumacı ya da hacamatçılar bunun dışındadırlar. Diye de böyle bir haber bulunmaktadır. Soylu kadınlar denk olanlardan başkasıyla evlenmelerine mani olurum. Hz. Ömer’den geliyor buda ve Hz. Ayşe annemizin hadisidir buda ayrıca dinini ve ahlakını beğendiğiniz kabul ettiğiniz biri size gelirse onu evlendiriniz eğer bunu yapmazsanız yeryüzünde büyük fitne fesat meydana gelir bakın yine buda bir hadisi şeriftir. Âlimler Peygamberlerin varisleridir. Hadisi şerifinde insanlar altın gümüş madenleri gibi madendirler cahiliyet döneminde hayırlı olanlar eğer dinde bilgi ve anlayışları ilerlemiş fakih olurlarsa İslam dada hayırlıdırlar işte burada en önde gelen özelliklerden biri ilim irfan meselesidir ve insanlar altın gümüş madenleri gibi madendirler. Cahiliyet döneminde hayırlı olanlar eğer dinde bilgi yüce İslam’da bilgi ve anlayışları ilerlemiş fakih olurlarsa İslam’da da bunlar hayırlıdırlar. Evet, bu hadisi şerif muttefekun aleyhtir güçlü bir hadisi şeriftir ki İlim her şeyden önde geliyor. yüce İslam’ı bilenle bilmeyen elbet bir olmaz gece ile gündüz karanlıkla aydınlık bir olmadığı gibi hasen derecesine yükselmiştir bu kadarı da yeterli delil teşkil eder dediler bu hadisi şeriflerden anlıyoruz ki denklik gereklidir. Akli delil buda maslahata soylu soplu olmaya sevgi bağlarının devamına yöneliktir ki eğer soyunda sopunda bir tehlike varsa o zaman itikadın da inancında bir tehlike varsa orda uyumun olmayacağı aklen de sabittir ve sevginin devam etmeyeceği de anlaşılmış olur Mısır, Suriye, Libya gibi din ve hal yönünden denkliktir. İmam-ı Malik’in görüşünü seçmek gerekir diyenler olmuştur. Mısır, Suriye, Libya gibi İslam ülkelerinin çoğunda geçerli olan görüş budur bana göre bu durumda İmam-ı Malik’in görüşü din ve hal yönünden denkliktir.

Dakika 1:35:04

Bu bütün mezhep âlimlerinin ortak görüşüdür. Kişide din iman hal yönü ahlak yönü mükemmelse işte denkliğin temeli orda başlar ayıplardan Salih olmaktır. Soy sop bakımından denklik sadece Memduh’tur. En kıymetli delil örfe dayalı olan akli delildir. Denklik şartının türleri konusunda da sıhhat mi yoksa lüzum şartı mıdır? Gibi Hambeliler ve malikiler şafiler denkliği nikâhın sıhhatinin şartı değil de evliliğin lüzumunun şartı olduğuna dair 4 mezhebin fakihleri ittifak etmişlerdir. Kadın denk olmayan biriyle evlenmişse akit nikâh sahihtir. Velilerinin iptalini istemeye hakları da vardır. Sıhhat şartı vazgeçmekle ortadan kalkmaz evet kıymetli ve muhterem efendiler denklik Hanefilerde genel olarak lüzumunun şartı sayılır. Sonra gelen âlimlerin fetvalarına göre ki müteahhirin uleması denklik bazı hallerde evliliğin sıhhatinin şartı bazı hallerde de infazının yani yerine getirilmesinin bazı hallerde de lüzumunun şartıdır demişlerdir. Evliliğin sıhhatinin şartı olduğu konusunda akıllı ve buluğa ermiş kadın kendini denk olmayan biriyle veya fahiş bir aldanışla evlendirir ne izam edici bağlayıcı olur böyle olduğu zaman nede buluğ sonrası rızaya bağlı olarak nede sahih olur. Ve kendisine baba tarafından akraba olan asabe den bir veli akitten önce bu evliliği kabullenmezse ne izam edici olur nede sahih olur demişlerdir. Ehliyeti bulunmayana yine evlilik fasit olur. Ehliyeti yoksa velayeti bulunanın maslahatına çıkarına bağlıdır fahiş bir aldanışla evlendirirse oda sahih değildir. Denklik infazın şartı olur evliliğin yerine getirilme buda infazının şartı olmaktadır ki denk olmayan biriyle evlendirirse akit kadının iznine bağlı olur. Gene bazen de lüzumunun şartı olur ki buda denk olmayan biriyle evlendirirse velinin itiraz etme hakkı olur. Hanefilerde evliliğin lüzumunun şartları şunlardır. Küçük kız ve erkeğin evlendirilmesin de velinin baba ya da dede olması bunların dışında kardeş ya da amca evlendirirse imam-ı Azam ve Muhammed’e göre evlilik lazım bağlayıcı olmayıp buluğa erdiklerinde tercih hakkına sahiptirler.

Dakika 1:40:13

İmamı Ebu Yusuf ise nikâh nikâhı bağlayıcıdır. Tercih hakkı yoktur demiştir. Bu görüşler maslahat açısından hepsi doğrudur. Birisi gerçek evlilik yapıldıysa bunu bozmadığı evliliğe öbürü de sakat evlilik yapıldıysa oradan diyor vazgeçme hakkı olur o diyor. Akıl baliğ olduktan sonra evliliği fes edebilir diyor kocada cinsi ayıpların bulunmaması Hanefilerin şartlarından biri de budur. Kadının kendini Mehri misil ile evlendirmesi fahiş evlendirirse akit lazım olmaz İmamı Azam’ a göre velilerin ihtiras etme hakları vardır. İmamı Ebu Yusuf ve imamı Muhammed ise şöyle dediler 10 dirhemden fazlası kadının hakkıdır. Hakkından vazgeçen kişiye itiraz edilmez yine Hanefilerde şartın biri kadının kocanın kadına denk olması denk olmayan biri ile evlendirse velilerin itiraz etme hakkı vardır. İttifak edilmiştir bu konuda denklikte hak sahibi denkliğin kadını ve velilerin hakkı olduğunda fakihler ittifak etmişlerdir velide kadının denk olmayan biriyle evlendirirse kadının fes etme hakkı vardır. Bir kız Resulullah’a geldi. a.s.v şunu söyledi babam kendi seviyesini yükseltmek için beni kardeşini oğluyla evlendirdi karar verme hakkı kadına verilmiştir. Babanın yaptığını şimdi kabul ettim diyor kadın ne zaman kadına yetki verildikten sonra diyor babaların hiçbir yetkisi olmadığını kadınlara öğretmek istemiştim diyor. Gelen kız kadın denkliği terk ederse velinin hakkı bakidir durur bunun akside geçerlidir. kadın denkliği terk ederse velinin hakkı bakidir bunun akside geçerlidir veliler arasında denk sıralama Hanefi ulemasına göre bu hak babadan taraf akraba olan velilerin sırayla en yakın olanlarıdır dedi. Hanefi uleması hamile olmadıkça ya da doğum yapmadıkça veliler eğer razı değillerse karı kocayı ayırma hakkına sahiptirler veli kadını onun rızasıyla dengi olmayanla evlendirirse nikâh lazım yani bağlayıcı olur çünkü onun isteğiyle olmuştur malikiler erkek kadınla zifafta bulunmamış ise velilerin feshi hakkının olduğunu söylerler. eğer zifaf olmuşsa fesih durumu yoktur şafilerde şöyle diyor en yakın veli kadını kendi rızasıyla evlendirirse daha uzak olan velinin itiraz hakkı olamaz dediler Hambeliler uzak velinin itiraz hakkına sahip olduğunu kabul ederler

Dakika 1:45:14

Bunlar tamamen işin içinde yanlışlık olduğu zaman evlenen çiftlerin zarar görmemesine yönelik keşiflerdir ve mükemmeldir. Denklik kadın ve bütün veliler için bir hattır eğer baba kızını dengi olmayanla evlendirirse rızasıyla da olsa kızın kardeşlerinin bu evliliği fes etme hakları vardır. Görüyorsunuz burada Hambelilerde evliliğin mutluğa ulaşması için onlarda güzel keşiflerde bulunduklarını görüyoruz. Denkliğin akitten sonra bozulması halinde fes etmek kadının hakkıdır. Denklik bozuldu akitten sonra burada kadının fes etme hakkı vardır. Diyor yine derecede eşit bazı velilerin razı olması diğerlerinin olmaması halinde bazısı evli razı olurken bazısı olmasa İmam-ı Azam Ebu Hanife ve Muhammed’e göre ötekilerin hakkını düşürür. Bu bir tek haktır parçalanamaz demişlerdir. Kısas hakkına kıyas edilir. Bu kıymetli âlimlerimizin durumu cumhuru ulema ise ki bunun içinde Hanefilerden Ebu Yusuf bulunmaktadır ve Züfer de bulunuyor ve bunların dışında Hanefiler hariç diğer mezheplerin tümünde bazı eşit veliler razı olursa ötekilere itiraz hakkı düşmez demişlerdir. Denklik hepsi için sabit olan müşterek bir haktır. Denkliğin müşterek boşla kıyas edilmesi kıyas Maâl Faruk farklı bir kıyastır şeklinde cevap verilmiştir. Denklik hakkı ise bölünmeyi kabul etmez. Denklik hangi taraf hakkında istenir ulemanın cumhuruna göre kadınlar için istenir. Denklik erkekler için değil de kadınlar için istenir denklik kadınlar için erkeklerde aranır. Kadının menfaatine bir haktır kadının ise erkeğe eşit ya da yakın olması şartı şart koşulmaz. İki mesele iki hususta kadına denk olması şartı aranır 1.si evliliğin sıhhati için kadının erkeğe denk olması şarttır diğeri ise Malikilerle Ebu Yusuf ve Muhammed’e göre kadın kocaya denk olması şarttır. Baba veya dededen başkasını ehliyeti bulunmayan veya eksik ehliyeti olan evlendirmesi yahut bu durumdaki bir erkeği daha akit yapmadan önce birde kötü tercih yapmasıyla tanınan baba dede evlendirmesi bu evliliğin sıhhati için kadının erkeğe denk olması şarttır. Bu şart evliliğin maslahatı için bir ihtiyattır yoksa evlilik sahih olmaz

Dakika 1:50:00

Yine erkeğin kendini evlendirsin diye başkasına mutlak vekâlet vermesi akdin geçerli olabilmesi için burada yine kadının kocaya denk olması gerekir denklikte aranan sıfatlar Malikileri din ve haldir diyorlar yani seçme için tespit edilen ayıplardan salih olmak demektir. Hanefi uleması denklikte aranan sıfatlar din iman yani kadın erkek Müslüman olacak İslam kişi Müslüman olacak din dini olacak en az ehli kitap olmak şartıyla yine hür olacak hürriyet şarttır soy bakımından soylu soplu….

(Visited 75 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}