[jw7-video]

135- Amelde Fıkhı Ekber Ders 135

 

AMELDE FIKHI EKBER DERS 135

 

İlim, ilim, ilim.  Biz bu mezhep âlimlerini çok seviyoruz,  Neden?  Bunlar çok güzel âlim, Kuran-ı Kerim ile hareket ediyorlar etmişler,  sahih sünnet ve icma kıyasla ve bunlar asli ve feri deliller ile hareket etmişler elde deliller var.  Onun için bizden söylemesi aczimizle beraber yazık olmasın,  insanları çiftliğe davet eder gibi davet edip orada biraz tasavvuftan bahsediyor,  yanına şirki getirip yerleştiriyor. İmtizaçtan bahsediyor, ittihattan bahsediyor Allah’ın zatında kaybolmaktan bahsediyor.  Bunlar şirk ve küfürdür.  Allah’ın rızasına ulaşılır,  O da emirlerini bilerek.  Allah’la ittihat, Allah ile İmtizaç olur mu?  İşte sizin bir kısmı zavallı Müslümanları kandıranların bakın ağızlarından şirk akıyor,  ilim yok bunlarda. Önlerine biri yazmış koymuş onu okuyor. Ne Kur’an biliyor,  ne sünnet biliyor,  ne icma biliyor,  ne kıyas biliyor. Önüne kopya getirmiş koymuşlar sen de demiş ki sen bu devrin şöyle imamısın şöyle şeyhisin,  böyle mehdisin ve sen böyle Resulsün, şöyle Nebisin tövbe haşa ve bunları bu şekilde şeytanlar gelmiş cahillerle toplanmış alkışlarla birini oturturmuşlar. Birini de değil pek çok. Kuran-ı Kerim’de sünnetle, Ehlisünnet ve cemaat yolunun İlim irfanı ile hareket etmeyenlerin tamamından sakının ve aklınızı başınıza alın.   Şuanda dünya hercümerç yaşıyor.  Ancak sıkıca kitap Kur’an’ı Kerim’e sünnete,  icmaya Ehlisünnet yolunda İslam’a sarılanlar kurtulacaktır.  70 küsur fırkaya ümmetinin bölüneceğini, bir fırkanın cennete gideceğini,  öbür fırkaların ateşte olduğunu Peygamberimiz söylemiş. O cennete giden bir fırka işte hak mezheplerin ortaya koyduğu İslam anlayışıdır.  Bu da amelde fıkhı ekberi bilmek ile olur.  ,Bütün ilimlerin kaynağı orası,  bütün âlimlerimiz orada,  müçtehitler orada.  Dört mezhebin verdiği fetva ya göre hareket edeceksin.  Ondan sonra bu dört mezhebe yakın diğer kıymetli âlimlerimiz var mesela, onlardan da ne yapacaksın?  Hak Ehlisünnete uyanlardan alırsın uymayanları bırakırsın.  Bunun için ne yapacaksın?  Bilenle hareket edeceksin.  Biz işte sana diyoruz ki amelde fıkhı ekber işte şu,  işte tefsir,  işte hadis,  işte tasavvuf,  işte kelam, işte vicdani fıkıh, itikatta amelde hukukta ameli fıkıh,  fıkıh konusunda bunun da tamamını bakın keşif notları ile veriyoruz kaynaklarını gösteriyoruz. O kaynaklara gideceksiniz ve buradaki keşif notlarına bakacaksınız ve delillerle bu İslam’ı sarılıp yanılmadan, sapmadan doğruyu yaşayacağız hep beraber. Adam diyor ki işte eğer iki senesi olmasaydı Numan Halil olacaktı duman diyor yani İmamı Azamı kendi şeyine bağlamak istiyor,  yani İmamı Azamı küçültüyor.  Yani 2 senesi olmasaymış İmamı Azam helak olacakmış. Bütün dünyayı okutan âlimin ilmini yok sayıyor, orada gidecek birisine kafayı eğecek birisine teslim olacak o zaman kurtulacak.

 

Dakika 5:06

 

Böyle bir dava yok.  İlmel yakin İslam’ı bilmekle oluyor.  Bu şeriatın içinde tasavvuf,  şeriatın içindedir. Tarikat, hakikat,  marifet şeriatın içindedir. Şeriatsız bunları ilimsiz, irfansız hiçbir olmaz.  İstisnalar kaideyi bozmaz.  Birini gökte uçarken görürseniz, şeriata aykırı yaşıyorsa bu istidraçtır, şeytanda göklere çıkar gezer dolaşır.  Sineklerde uçar.  Dikkat edin gökte uçması,  denizin üzerinde yürümesi onun doğru olduğunu göstermez. Büyük evliyalardan biri gökyüzüne çıksa, bağdaş otursa şeriata,  Kuran’a aykırı ise o istidraçtır ve keramet değildir. Şeytan da aynı şeyi yapar diyor.  Küfür de ilerleyenler var,  birde hakta hakikatte ilerleyip yükselenler var.  Küfür de ilerleyenler aşağı iniyor cehenneme,  fakat hak ve hakikatte ilerleyenler yukarı cehenneme gidiyor.  Allah’ın rızasına, onun cemaline.  Biri tutmuş reenkarnasyondan bahsediyor.  Bunlar İslam akaidi bunları reddediyor.  İmamı Azam’ın Fıkhı Ekber’ini baştan sona aç bak. Ehlisünnetin İtikadi,  imanla ilgili ortaya hangi bilgileri koydular?  İtikatta fıkhı ekberi, onun bilgilerini iyi tahsil edelim hep beraber.  İşte bu dersleri biz aczimizle beraber hepsini şu anda 700-800 ders öyle verdik, amelde fıkhı ekberi de size keşif notlarıyla vermeye devam ediyoruz.  Yanlıştan Allah hepimizi korusun.  Bütün yanlışları da doğruya çevirsin.  En doğruyu en güzeli yaşayan,  takvaya sarılan, ilmel yakin,  Aynel yakin,  hakkal yakin derecelerine uğraşan kullarından eylesin. Evet, kıymetli âlimlerimiz, bu ölçüleri de ortaya koydular.  Yine hadlerin şartları konusunda da içen akıl sahibi olmalıdır.  Deliye ceza verilmez,  deli içti mesela. Buna ceza verilmez, had uygulanmaz. Baliğ olmalıdır.  Küçüklere de aklı ermeyenlere de ceza verilmez,  had uygulanmaz.  Çocuğu bir aldatır içirir mesela o zaman o için kişiyi alacaksın ona tazir cezası vereceksin. Yine içen kişi Müslüman olmalıdır ki, çünkü gayrimüslime bu konuda da ceza vermezsin, çünkü o senin onun mesela meşrebi ayrıdır.  Sonra onun içmesine engel de olamazsın çünkü gayrimüslimdir.  Bu konuda içen kişiye ceza vermek için Müslüman kişiye ceza verilir.  Yine kendi isteği ile arzusu ile içmiş olmalıdır.  Birinin dayatmasıyla içtiyse yine ona ceza verilmez.  İçmek mecburiyetinde kalmış olmamalıdır.  Yine içtiğinin yani hamir,  şarap olduğunu bilmelidir. Başka bir içecek sanarak içmişse yine buna ceza verilmez.

 

Dakika 10:00

 

Adamın önüne getirdiler mesela içkiyi O da başka bir içecek zannetti içti.  Buna ceza verilmez,  çünkü kastı yok.  Nitekim kendi mezhebine göre içtiği şeyin haram olması lazımdır.  Şimdi mesela nebis, kabarmış hale gelen şurup içerse burada Hanbelilere göre sarhoşluk verici bir içeceği çoğunun sarhoşluk verdiğini bilerek içen kimseye sükür haddi lazım gelir.  Yani burada herkes mezhebini bilmeli,  hangi mezhebinde iyice hükümlerini bilmeli,  eğer bunları bilerek yaptıysa ona göre hüküm uygulanır. Şimdi bunun miktarı konusuna da ulemanın Cumhur’u şirp ve sükür haddinin 80 sopa 80 değnek olduğunu söylemişlerdir.  Hz. Ali bir kişi hamir, şarap içerse sarhoş olur. Sarhoş olunca saçmalar, saçmalayınca iftira eder,  iftira edenin had cezası 80 sopadır.  Bunu Hazreti Ali söylüyor,  Hz. Ali böyle buyurmuş.  Sahabe-i Kiramdan hiçbiri buna karşı çıkmamış ve kabul etmiştir.  Bakın Hazreti Ali’nin bu sözünü sahabe karşı çıkmamış ve herkes onu kabul ettiği için icma oluşmuş ayrıca. Şafiilerde buna 40 değnek demişlerdir 40 sopa. Hamir, şarap ve diğer sarhoşluk veren içkilerin had cezası,  40 değnektir Şafiiler de.  Atılan sopaların sayısını yaklaşık 40 olarak takdir etmiştir.  Yine başka haber de Peygamber Efendimiz (S.A.V.) şarap içme sebebiyle sopa ve narinlerle 40 defa vurdurmuştur.  Hz. Ali şöyle buyurmuştur:  Resulullah (S.A.V.)  40,  Ebubekir 40, Ömer 80 sopa vurdurmuştur, hepsi de sünnettir demiştir Hz. Ali bak yine.  Bu sonuncusu bana göre daha uygundur demiştir,  yani Hazreti Ali bana uygun olan 80 sopadır demiştir.  Görüyorsunuz ki bunların hepsi de sünnettendir diyor.  O zaman yine bir ıslahat ortamı ortaya çıkıyor,  iyi bir teşhis ve tespitten sonra burada uygulamalar İslam hâkimi gerek gördüğünü uygular. Hamrin hicretin 8. senesinde haram kılındığını delilleriyle ortaya koymuş olduğunu görmekteyiz. Bunu da kayda alanlardan biri Hafız İbni Hacer Fethu’l Bari isimli eserinde kaleme aldığını görüyoruz. Yine kişi eller, nalinler,  elbiselerin uçları ile dövülebilir.  Sopa kısa ve uzun olmayıp orta olur.  Suçlu yere yatırılmaz,  elbisesi soyulmaz, elleri bağlanmaz. Yine İbni Mesut’tan gelen haber de bu Ümmette suçluyu yere yatırma,  elbisesini soyma,  boynuna iple bağlama,  bukaya şeklinde ceza yoktur diyor.

 

15:13

 

Daha önce de zina haddinde de bu hadisi şerife yer verildiğini de görmekteyiz. İçkilerin çeşitlerine göre de hamir kendi kendine kabaran kaynayıp kabaran şiddetlenip kökünü attıktan sonra durulup saf hale gelen üzüm suyudur hamir. Bu tarif İmamı Azam Ebu Hanife’ye göredir.  Köpüğünü atmadan üzüm suyu hamir sayılmaz.  İşte görüyorsunuz İmameyn ve diğer üç imama göre ise yani diğer mezhepler ve İmamı Azam’ın baş talebeleri de başta olmak üzere, onlara göre kaynayıp kabardığı zaman hamir halini almış olur. Sarhoşluk verme manası köpüğünü atmadan da gerçekleşir demişlerdir onlar.  Hanefilerce bu görüş daha öne alınmıştır. Yine kaynayıp üzerinden geceleri ile beraber üç gün geçen bir üzüm suyu artık haram ve necis olur.  Delil ise şu ayeti kerime olarak kıymetli âlimlerimiz bu ayeti delil olarak ortaya sürmüşlerdir.  Maide Suresi 90-91. ayeti kerimeler.  Ey iman edenler,  içki, kumar,  tapmaya mahsus dikili taşlar,  fal okları ancak şeytanın işinden birer murdardır.  Görüyorsunuz içki kumar derken içki başa alınmış.  Onun için bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz. Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek,  sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister.  Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?  Bu ayeti kerime gelince Hz. Ömer vazgeçtik Ya Rabbi vazgeçtik Ya Rabbi diye inilemiştir. Bu ayeti kerime içki hakkında gelen hükümlerin tarihi seyrinde ki 4. Merhale’de inmiştir.  Birinci Merhale’de hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerinden ve içki ve güzel bir rızık edinirsiniz diye gelmiştir,  Nahiv suresi 67. Ayeti Kerime. Şimdi sana içkiyi ve kumarı sorarlar.  Deki; onları da hem büyük günah, hem insanlar için faydalar vardır.  Günahları ise faydalarından büyüktür.  Bu da Bakara Suresi 219. Ayeti Kerimedir.  Üçüncüsünde ise ey iman edenler,  siz sarhoşken ne söyleyeceğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.  Nisa Suresi 43. Ayeti Kerime.  Şimdi bu ayeti kerime inmiş,  hikmet İnsanlardan zarar ve fesadı uzaklaştırmaktır.  İçki kötülüklerin anasıdır.  Seker hakkında ateşte pişirilmemiş hurma suyu dur.

 

Dakika 20:03

 

İmamı Azam Ebu Hanife’ye göre kendi kendine kaynayıp şiddetlenen, kabaran köpüğünü atarak durulan yaş hurma buna rutap suyu denmektedir.  Görüyorsunuz ki İmamı Azam’ın keşfi daima farklı keşifler yapmıştır.  Yine fadih denilen büsür adı verilen pişirilmemiş kendi kendine kaynayıp kabaran şeklinin ismidir. Bu da kuru hurma suyunun pişirilmemiş şekli.  Fadih, yani kırılan,  ufalanan, kabuğu soyulan anlamındadır. Kuru üzüm şırası,  buna da nakliuzebip denmektedir.  Pişirilmeksizin kabaran kuru üzüm suyudur. Tila veya müselles,  üzüm suyu pişirilerek yapılır bunda da. Yine pişirme sırasında üçte ikisi gider,  üçte biri kalır ve sarhoşluk verici bir hale gelir.  Hanefi uleması doğru olan tarifi budur.  Hanefi ulemasına göre. İmamı Azam ile Ebu Yusuf bakın neşelenmek maksadıyla içmek haramdır.  Bunları zevk ve neşelenmek, ancak sarhoşluk vermeyecek bir miktarını bedene kuvvet vermek, tedavi maksadıyla içmek nadir görülen bir durumda olsa mübahtır demişler. Bu hangisi dedikleri bu tila veya müselles denen,  öbürleri ile sakın kimse karıştırıp da hoca içki için diyor bize diye yanlış anlamasın kimse. Buna da dikkat edilmesi lazım. Yine bazik veya munassaf denilen madde azıcık ateşte pişirilip üçte ikisinden eksik miktarı giden ve sarhoş edecek bir hale gelen üzüm suyudur.  Eksilen miktar üçte birden veya yarıdan az olsa da değişmez.  Üçte birden fazla olan miktarın haram olduğuna dair delil Hazreti Ömer’in uygulamasıdır.  Hz. Ömer 3/2’si gidip 1/3 geriye kalanı helal kabul etmiştir.  3te 2si gitmeyen de sarhoşluk verme kuvveti duruyor demektir.  Bakın bunların özelliklerini,  sıfatlarını bizim kıymetli alimlerimiz delillere dayanarak sahabeye, Peygamberimizin hadislerine, uygulamalara,  Şanlı Kuran’a başta dayanarak keşifler,  teşhisler ona göre yapılmaktadır.  Bir de cumhur ki üzerine su konup karışan ve asıl miktarına dönen,  biraz pişirilip sarhoşluk verecek hale gelen üzüm suyudur.  İmamı Azam ile İmam Ebu Yusuf bu konuda zevklenmek,  neşelenmek maksadıyla içilmesi haramdır dediler. İmamı Muhammed ile diğer imamları göre mutlak olarak haramdır dediler.  Yani hepsi ne kadar güzel incelenmiş,  her konuda da çok titiz ve ilmi davranmıştır tamamen.

 

Dakika 25:09

 

Kıymetli efendiler; şimdi rutap konusunda da şöyle bir bakalım.  Rutap iyice yetişip olgunlaşmış ve henüz kurumamış hurmanın adıdır.  Belah rutab’ın ilk zamanlardaki şekline denmektedir.  Hurma meyvesi meydana geliş sırasına göre tal, halal,  belah,  büsür, rutap ve temir isimlerini aldıklarını görüyoruz. Zerih alacak olan hurmaya denmektedir.  Kırmızı ve sarı renkler ortaya çıktığı zaman da hurmadan zerih belirtileri görülünce işte ona zerih derler.  Zerih belirdi demişlerdir.  Büsür ise henüz tam olgunlaşmamış hurmanın adıdır. Temir ise kurusunu da yaşını da içine alan bir cins ismidir hurmanın.  Yani her türlüsünü içine almış bir isimdir temir.  Onun için ulemamız bizim çok güzel çalışmış. Cenabı Hak pek çok rahmet eylesin hem de razıyım ya Rabbi deyinceye kadar, kandım ya Rabbi deyinceye kadar.  Cenabı Hak ulemamıza çok rahmet eylesin.  Ashab-ı Güzine Salatü Selam olsun bizden,  Allah’ın rızası üzerlerine olsun.  Şanlı Peygamberimize bizden ebediyülebet ardı arkası kesilmeyen salatü selamlar,  Peygamberimizin üzerinden hiç eksik olmasın.

 

‘’ Allahümme Salli ve Sellim ve Barik ala Muhammed ve ala ali Muhammed,  bi adedi külli zerratin,  elfü elfe meretin’’.

 

Kıymetli izleyenler; işte derslerimiz bu kıymetli amelde fıkhı ekber ile ve onun keşif notlarıyla devam ediyor,  hayat veren nurun keşif notlarıdır bunlar.  Yüce İslam hayat verir.  İşte ilmel yakin,  aynel yakin,  hakkal yakin yolu şeriatı iyi bilmekten,  kavramaktan gider,  yükselişin temeli buraya bağlıdır,  şeriatı olmayanın cenneti olmaz, dindarlığı da olmaz,  bilgisi de olmaz. Önce şeriat bütün kurallarıyla kavranmalı,  peşinden marifete doğru yol almalıdır. Kıymetli ve muhterem izleyenler.  Helal olan içecekler hakkında İmamı Azam ve İmamı Ebu Yusuf onların teşhis ve tespitlerine şöyle bir bakalım.  Bedenin güçlenmesi,  yemeği hazmetmek ve tedavi maksadıyla içmek caizdir.  Bunları 4 kısım olarak zikrettiklerini görüyoruz.  4 çeşit olarak. Azıcık pişirilmiş kuru hurma ve kuru üzüm şurubu.  Buna nebizi temir, nebizi zebip,  bunun hükmü neşelenmek ve eğlenmek niyetiyle olmadan içilmesi.  Kabarsa bile eğer sarhoş etmiyorsa helaldir.

 

Dakika 30:04

 

Dikkat et buraya sarhoş etmiyorsa helaldir.  Sarhoşluk veren son kadehi içmesi haram olur.  Sarhoş edeceğine zanlı galip ile kanaat getirirse artık sarhoşluk veren son kadehi içmesi haram olur.  Çünkü sarhoşluk her içki de haramdır.  Şimdi işte nebizi temir, nebizi zebip hakkında böyle buyurdular ki buna dikkat edilmesi lazım. Azıcık pişirilmiş kuru hurma ve kuru üzüm şurubu. İşte bugün kompostolar yapılıyor ve bunlardan sarhoşluk eseri görünmüyor. Şimdi ikincisi haritan ki karışık olarak azıcık pişirilmiş kuru üzüm ve kuru hurma suyundan elde edilir.  Yani karışık olarak buna da halitan denmektedir.  Bu da zevk ve eğlence için değil de tedavi veya yemeği hazmetmek için olursa kabarmış bile olsa içilmesi helaldir dediler.  Kim bunu diyenler?  İmamı Azam ve İmamı Ebu Yusuf. Hanefi ekolünün en baştaki âlimleri.  Şimdi diğeri de bal, incir,  buğday, arpa ve mısır şurubunun da zevk ve eğlence için olmayarak kaydıyla, olmaması kaydıyla içilmesi, pişirilsin veya pişirilmesin,  helaldir.  Sarhoşluk verici hale gelmiş bal şurubuna bıtiğ,  buğday ve arpa şurubunu cia,  mısır suyuna mizr denilir.  Sarhoşluk vermeyen derecesi İmamı Ebu Hanife, büyük İmam İmam-ı Azam’a göre bunlar helaldir.  Bunların kaynağını kıymetli fıkıh eserlerimizde görmekteyiz. İbni Abidin’e bakabilirsiniz,   El Bedai’ye bakabilirsiniz.  Evet, şimdi bunları bal, incir, buğday,  arpa ve mısır şurubunun da bu şekilde içilmesinde bir sakıncanın olmadığını dile getirildiğini görüyoruz.  Üzümden yapılan tıla yahut müselles üçten ikisi gidip üçte biri kalasıya kadar pişirilmiş üzüm suyudur.  3’te 2’si gidip,  3’te 1’i kalıncaya kadar pişirilen üzüm suyuna denmektedir. Bunun bir adı tıla, diğer adı müselles.  Kabarırsa bile yemeği hazmetmek,  tedavi ve Allah’a ibadete bedenin kuvvet kazanması maksadıyla içilmesi İmamı Azam Ebu Hanife ile İmamı Ebu Yusuf’a göre bu da helaldir.

 

Dakika 35:15

 

Hanefilerce tercih edilen hükmü İmam-ı Muhammed’in görüşüyle amel edilerek haram olduğudur demişlerdir.  Açıklaması ise dersimizin ilerleyen kısımlarında görülecektir.  Evet, kıymetliler;  hamr şarap ile ilgili hükümler konusunda da şarabın azını da çoğunu da içmek haramdır.  Hamr yani kumar,  tapmaya mahsus dikili taşlar,  fal okları ancak şeytanın işinden birer murdardır.  Onun için bunlardan kaçının.  Yüce Rabbimiz,  Yüce Allah Kuran’ı Kerim’de Maide Suresi’nin bu ayetinde bunu bize buyurmaktadır.  Yine sevgili Peygamberimiz ham’rın aynı,  yani kendisi, azı çoğu sarhoşluk veren her çeşit içki haram kılındı buyurmuştur sevgili Peygamberimiz.  Şimdi tedavi konusunda da ve benzeri şeyler için haram olan içkilerden faydalanmak caiz değildir.  Peygamber Efendimiz (S.A.V)  Allah’u Teâlâ sizin şifanızı size haram kıldığı şeyler de yaratmış değildir buyuruyor Peygamberimiz.  Yani haramda şifa yoktur.  Zarar ise çoktur.  Çocukların şarap içirmesi de haramdır.  Kim çocuğuna şarap içirirse haramdır.  İçilirse günahı küçüğe yazılmaz,  içirene yazılır,  o günah içirene aittir. Şarap içen puta tapan gibidir,  Peygamberimizden gelen bu haber de de şarap içen puta tapan gibidir buyurmuştur. Hamr’ın yani şarabın,  bizzat kendisi ve her türlü içecekten dolayı sarhoş olma haram kılınmıştır.  Buradaki özellik sarhoş olmaktır.   Şarap bizzat kendisi sebebiyle bu haramlık sabittir. Yine her sarhoşluk veren şey haramdır.  İşte görüyorsunuz ki bu konudaki hadisi şeriflerin sahih olduğu da söylendiğini görüyoruz sahih haberlerdir bunlar.  Evet, muhterem efendiler,  zaten sahih olmayanı dile getirmiş değildir kıymetli âlimlerimiz.  İçki bütün kötülüklerin anasıdır.  Bu da Peygamberimizden gelen haberdir. Bunu da yine merfu olarak rivayet ettiklerini görüyoruz. Şarap içmeye devam eden puta tapan kişi gibidir diyen Peygamber sözünü de görmekteyiz.

 

Dakika 40:00

 

Devamlı olarak şarap içen kişi öldüğü zaman puta tapan kimse gibi Allah’u Teâlâ’nın huzuruna gider diye de haber vardır,  bu da İbni Abbas’tan gelen Peygamberimize isnat edilen haberdir bu da.  Şaraptan sakının,  çünkü o bütün kötülüklerin anasıdır buyururken işittim diyor,  kim?  Hazreti Osman diyor bunu da.  Şarap fuhuşun,  bütün kötülüklerin ve büyük günahların anasıdır.  Kim onu içerse cariyesine,  teyzesine, halasına dâhil tecavüze kalkışabilir.  Akıl gider buyruldu.  Şimdi bunu da İbn Abbas’tan gelen bir haber ki Peygamberimizden rivayet ediyor.  Suyu,  suyunu sıkana, şarabı satın alana, şarabın kendisi için alındığı kişiye de bakın ne diyor Allah’u Teâlâ Hamr’ı, şarabı da bedelini de, öğüteni de, bedelini de,  domuzu da, bedelini de haram kılmıştır. İşte Peygamberimizden gelen haberler,  bu haberlerin tümü keşfedildikten sonra âlimlerimiz hükümleri ortaya koymaktadırlar.  Ey Medine ahalisi,  o Şanlı Peygamber buyuruyor. Ey Medine ahalisi,  Allah’u Teâlâ şarabın haram olduğuna dair ayet indirmiştir.  Kim bu ayeti yazdı ve öğrendi ise artık yanında bulunan şarabı içmesin ve satmasın. Medine sokaklarında diyor bütün şaraplar döküldü. Medine sokaklarından diyor şaraplar akmaya başladı.  O Şanlı Peygamber içilmesine haram kılan Allah’u Teâlâ içkinin satılmasını da haram kılmıştır buyuruyor.  Evet, kıymetli efendiler;  içinde kumar bulunan her türlü oyun ve benzeri şeylere meysir adı verilmiştir Kuran-ı Kerim’de. Çocukların cevizle oynadıkları oyuna bu isim verilir.  Ensap,  yanında kurban kesilen dikilitaş veya put demektir.  Bu da Kuran’ı Kerim’deki kelimedir.   Ezlam, bu da kumar oynarken kullandıkları fal okları manasındadır.  Ricis azap demektir,  pislik demektir,  kokuşma demektir,  putlara ricis yani azaba sebep oldukları için esnam denmiştir.  Her güzel hükümler,  hak bilgiler Şanlı Kur’an ile insanlara açıklanmıştır kıymetli âlimlerimiz keşfini yapmıştır.  Evet, Müslümana ait bir şarabın itlaf edene bu tazmin ettirilmez. Çünkü Müslümana o haramdır.  Hamir yani şarap muallaz, yani ağır şekilde bir necis maddedir.  Buna da dikkat edin çünkü Cenabı Hak Kuran-ı Kerim’de bunlara ricsün,  necistir, pisliktir demiştir.  Hanefilere,  Hanefi âlimlerine göre,  onların teşhis ve tespitlerine göre bir dirhem miktarından daha fazlası elbiseye dökülse bu namazın caiz olmasına engeller.

 

Dakika 45:34

 

Yani namaz caiz olmaz diyor.  Bir dirhem miktarından fazlası.  Onlar şeytanın işinden bir murdar, rics’tir buyuruyor Yüce Allah (C.C.) ,  ondan kaçının diyor.  Çünkü Yüce Allah hamr’e rics adını vermiştir.  Ricis konusunda da şeri yönden manevi necaset manasına olduğunu göstermektedir.  Bu ricis kelimesinin zahiri.  Bunun şeri yönden manevi necaset olduğunu göstermektedir.  Nefret ettirmek, Cumhur içilmesinin haramlığı ötesinde nefret ettirmek, önüne geçmek için hamir,  şarap ve diğer sarhoşluk veren sıvı içkilerin necis olduğuna hükmetmişlerdir.  Yine Ebu Salebe’nin ey Allah’ın Resulü,  biz ehli kitap topraklarında bulunuyoruz.  Onların kaplarından yiyelim mi? Sorusuna Şanlı Peygamberimiz (S.A.V)  Efendimiz Hazreti Muhammed buyuruyor ki eğer başka kap bulursanız onlarınkinden yemeyin. Başkasını bulamazsınız onlarınkini yıkayın ve onda yemek yiyin buyuruyor.  Yine kıymetli muhaddislerimiz Peygamberimizden şöyle rivayet ediyor:  Biz ehli kitaba komşu bulunuyoruz. Onlar kazan ve tencerelerinde domuz eti pişiriyorlar.  Kaplarından hamir,  şarap içiyorlar.  Bunun üzerine Allah’ın şanlı Peygamberi Hazreti Muhammed buyuruyor ki başka kap bulursanız onlarda yiyip başka kap bulamazsanız onlar da yiyip için.  Onların kaplarını su ile yıkayıp içinde yiyip için diyor.  Başka kap bulursanız başka kaplarda yiyip içiniz.  Bulamazsınız onların kaplarını suyla iyice yıkayıp için de öyle yiyiniz buyuruyor Şanlı Peygamber (S.A.V.)  Az,  olsun çok olsun şarap içene had cezası vurulur görüşünü ileri sürdü kıymetli âlimlerimiz,  ayet açık çünkü.  Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır.  Bu da Peygamberimizin açık, seçik buyruğudur ve ulema Ashabı Kiram da bu konuda icma etmişlerdir, sahabenin icması vardır.  Evet, kıymetliler;  kazif haddine kıyas edilerek 80 sopa had vurulur.  Bu bütün âlimlerin Şafiiler hariç cumhurun görüşüdür.

 

Dakika 50:05

 

Şafiilere göre 40 sopadır.  Diğerlerine göre 80 sopa had vurulur.  Bu Cumhur’un, 80 olan Cumhur’u ulemaya ki Şafilerin dışındaki hepsi böyle ama Şafiler 40 sopadır demişler. Hz. Osman Velid Bin Ukbe’ye 40 sopa vurdurmuştur.  Hz. Ali de şöyle buyurmuştur:  Şarap sebebiyle Peygamber Efendimiz 40,  Ebubekir 40, Ömer ise 80 soba vurdurmuşlardır, hepsi de sünnettir buyuran Hazreti Ali’dir. Yani öyle de, öyle de,  öyle de uygulanır.  Hepsi de sünnettir dedi ve Hazreti Ali’nin sözünü Müslim, Huneyn bin Münzir ’den rivayet etmiştir.  Velide sopa vurulması olayını Beyhâkî rivayet ettiğini görmekteyiz,   o naklediyor.  Şarap sirke haline dönüştüğü zaman helal olduğunda hiçbir ihtilaf yoktur.  Şarap sirke olursa o artık helaldir.  İmamı Azam Ebu Hanife açlıktan hiçbir eser kalmayacak şekilde acılıktan,  açlıktan değil de acılıktan hiçbir eser kalmayacak şekilde tadının ekşi hale gelmesiyle anlaşılır sirkeye dönüştüğü diye buyurdu İmamı Azam. Acılık tadı kalmışsa içilmesi helal olmaz. Çünkü acılık ekşiliğe dönüşmesi lazım tam anlamıyla.  İmameyn’e göre ise sirke olduğunu gösteren bir belirtinin ortaya çıkması ile yeterli olur.  Biraz ekşilik belirmesi ile şarap sirke haline dönmüş kabul edilir dediler İmameyn.  Kim idi İmameyn?  İmamı Azam’ın baş talebeleri Ebu Yusuf ve Muhammed (r.a.) Şimdi kıymetli efendiler, sirke içine, sirke,  tuz ve benzeri bir madde atılarak sirke haline getirilmiş ve ekşileşmiş şarabın içilmesi helaldir.  Cumhura göre bu caizdir.  Hüküm tabaklanan derinin temiz olması hükmüne kıyas edilerek verilmiştir.  Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)   sirkenizin en iyisi şarabınızın sirkesidir ve sirke ne güzel katıktır buyuruyor Peygamber Efendimiz. Şaraptan sirkeye dönüşen sirkeyi Peygamberimiz en iyi sirke olarak nitelemiştir.  Islah edip uygun hale getirmek ise Mübahtır.  Şimdi kapta şaraba tabii olarak temizlenmiş sayılır.  Mesela şarap küpü,  şarap doluydu sirkeye dönüştü.  Tamam, o kapta temizlenir,  dolayısıyla şarap de sirkeye dönmüştür.

 

Dakika 55:05

 

O kapta temizlenmiş olur buyurdular. İmamı Şafi’ye göre ise sirke, tuz gibi bir madde ile şarabı sirke haline dönüştürmek helal değildir demiştir. Şarap gölgeden güneşe çıkarılarak veya tersi yapılarak sirkeleşirse Cumhur’u ulemaya göre ve yine Şafilere göre helal olur dediler ki Şafiler’de bir önceki görüşleri vardır bir de sonraki görüşleri vardır.  Sonraki görüşlerinde ki buna Şafilerin yeni mezhebi denmektedir,  mezhebi cedid denmektedir ki eski görüşlerinden vazgeçmişler,  sonraki görüşlerini ileri sürmüşlerdir.  Sonraki görüşleri çoğunlukla Hanefilere ve diğerlerine çok yakın veya aynısıdır.  Kıymetli izleyenler; birinci grupta azıcık pişirilmiş bazik,  pişirilmemiş kuru üzüm ve kuru hurma suyu ki nakil inep nakil zebip yer almaktadır.  Şimdi hamir şarap şu iki ağaçtır buyuruyor Peygamberimiz.  Hurma ağacı ile üzüm teveğine işaret etmiş,  üzüm ağacına yani, onun teveğine, asmasına.  İçkiler kuru hurma ve üzümden olur.  Pişirilmek suretiyle 2/3’den daha azı gitmekte,  üçte birden fazlası kalmaktadır. Yani haram olan miktarı durmaktadır.  Bu âlimlerimizin ittifakı ile azını da çoğunu da içmek işte haram olan budur.  Bunları helal sayan küfre girmiş değildir.  Dalâlete,  sapıklığa düşmüş sayılır.  Yani sapıtır.  Çünkü haramlıkları şarabın haramlığı derecesinde değildir.  Şarap ise kesin haramdır, helal diyen kâfir olur.  Buna dikkat et, konuları İyi anla.  Ahat haberler ve Ashab-ı Kiram’dan gelen tam kesinlik ifade etmeyen delil ile sabit olmuştur.  Hanefilere göre azını içmek sebebiyle had vurulmaz.  Sarhoşluk verecek derecede içmek sebebiyle had icap eder.  Yine her içeceğin sarhoşluk vereni şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek,  sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.  Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?  Maide Suresi ayet 91.  İşte kıymetliler artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi buyuruyor Cenabı Hak.

 

Dakika 1:00:02

 

Sarhoşluk da burada her çeşit içecekten doğan sarhoşlukta da mevcuttur.  Hz Ali kerremallahu veche efendimiz sarhoş eden Nebizden, şuruptan dolayı 80 sopa had vardır.  Şarabın azı sebebiyle,  çoğu sebebiyle de 80 sopa ceza verilir buyurduğunu bakın açıkça ulema ortaya koymaktadır.  Kim bunları söylüyor,  Hazreti Ali.  Haddin miktarı konusunda cumhura göre 80 sopadır,  Şafiilere göre ise 40 sofradır daha önceki konuyu geçtik onu başka nedenlerle.  Yine içkilerle bu tür içkilerle tedavi nedir,  caiz mi değil midir,  haramdır kesin.  Allah’u Teâlâ Hazretleri sizin şifanızı size haram kıldığı şeyler de yaratmamıştır buyuran Peygamberimizdir.  İşte görüyorsunuz bu haberlerinde sahih olduğu kıymetli muhaddisler tarafından kayda alınmıştır.  Şüphesiz Allah’u Teâlâ şifanızı size haram ettiği şeyler de kılacak değildir.  Bu da başka bir haberdir ve sahih olduğu da bunun söylenmiştir.  Bu tür içeceklerin satılması, İmamı Azam’a göre kerahat ile birlikte caizdir.  Bunları iklap eden bunları tazmin eder. Ey Medine halkı Allah’u Teâlâ şarabın haram kılındığını bildiren ayet indirmiş bulunmaktadır.  Kim bu ayeti yazmış da yanında içkiden bir şey varsa artık onu içmesin ve satmasın.  Nas şarap hakkında gelmiştir,  bu hususa ait kabul edilir.  İmamı Azam şarabın dışındaki bazılarının işte isimlerini saydığım,  daha önceki isimleri geçti, şarap hükmünde olmayanların satımının caiz olduğuna ama kerahat olduğu mekruh olduğunu söyledi.  Tabi biliyorsunuz kerahat tahrimidir.  İmamı Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre bu tür içecekleri satmak asla caiz değildir.  Bu 2 İmam, İmamı Azam’ın baş talebeleridir. İklap edenlere de tazmin ettirilmez bu imamlara göre.  İmamı Azam’dan gelen rivayetlerde bir dirhem miktarından fazlası affedilmiş değildir. Yine onlar ricis yani necistir.  O necaset şaraba mahsustur.  Müftabih fetva esas olan şarabın ki gibi olduğudur.  Yani fetva diğer sarhoşluk verenlerinde şarap gibi olduğunu söylemişler,  fetvayı da böyle vermişlerdir.  İkinci grup içecekler pişirilmiş olan türlerdir.  Müselles veya tıla veya cumhuri ile azıcık pişirilmiş kuru üzüm ve kuru hurma türleridir.

 

Dakika 1:05:00

 

Yani pişirilmiş olan türler bir de azıcık pişirilmiş olan kuru üzüm ve kuru hurma türleridir.  Bu nedenle kıymetli efendiler kıymetli âlimlerimiz,  kıymetli hükümlerini iyi anlamak gerekmektedir.  Bunun için de kuru üzüm ve kuru hurma suyu üçte ikisi gitmemiş dahi olsa pişirilirse bu gruptaki içeceklere dâhil sayılırlar.  Müselles,  yani pişirilip 3’te 2’si giden ve kalanı bekletilen üzüm suyuna denilir.  Müselles, cumhuri kaynatılıp yarısı giden üzüm suyu ve azıcık pişirilen kuru hurma ile kuru üzüm suyunun 3’te 2’si gitmese de hükmü şudur:  Bunların az miktarını içmek helaldir.  Sarhoşluk veren miktarı yani sarhoş hale getiren son kadehi içmek ise haramdır.  İmamı Azam Ebu Hanife ve İmamı Ebu Yusuf’a göre bunların satılması,  temlik edilmesi caizdir.  İtlaf eden kişiye ödettirilir.  Delilleri ise rivayet edilmiş bir hadis-i şeriftir.  Gelen bu asardır ki İbni Ömer’in rivayet ettiği hadisi şerif’te Hz Peygamber’e bir nebiz hurma şurubu getirildi.  O şanlı Peygamber nebizi kokladı kuvvetli bulduğu için yüzünü astı,  sonra biraz su getirterek nebizi döktü ve onu içti. Evet, kıymetliler Resul-i Ekrem (S.A.V) bir kap getirildi.  Üzerine taşıncaya kadar su boşalttı sonra da ondan içti.  Bu hadis-i şeriften istinaden İmamı Azam ve İmamı Ebu Yusuf bu hükmü verdiler.  Bu hadisi şerifin kaynağında bir zayıf Ravi’nin olduğunu söyleyenler vardır.  Fakat İmamı Azam Tabiin devrinde yaşadığına göre, muhaddislerin de hocası olduğuna göre İmamı Azamı daha iyi anlamak,  keşfetmek gerekmektedir.  İmamı Azam bütün muhaddislerin de hocasıdır.  Onun ilim halkasında nice muhaddisler yetişmiştir, evliyalar o halkada yetişti,  nice âlimler halkada yetişti. Müçtehitler yetişti.  Asardan bazıları şunlardır,  Ashabı Kiram’dan gelen. Hz. Ömer şiddetli hale gelmiş nebizi içerdi. Hazreti Ali kendisine misafir gelen bir topluluğa nebiz hurma şurubu ikram etmiş,  içlerinden biri sarhoş olmuştu. Bunun üzerine Hazreti Ali o şahsa had vurdurunca adam hem bana içiriyorsun, hem de had mi vurduruyorsun demiş. Hz. Ali de ben sana sarhoşluğun sebebiyle had vurdurdum cevabını vermişti.  Yani bunlardan sarhoş oluncaya kadar içmeyin diyor Hazreti Ali.   Ancak bu haber senedinde bir müderris ve zayıf Ravi bulunduğu için zayıf görülmüştür.

 

1:10:03

 

Bu haber zayıf kabul edilmiştir.  Yine İmamı Azam Ebu Hanife müsellesi Ehlisünnet vel Cemaat alametlerinden kabul ederek şöyle demiştir:  Sünnet Şey haini yani Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer’i daha faziletli kabul etmen,   İki damadı yani Hazreti Osman ile Hz Ali’yi sevmen,  meshler üzerine mesh etmen,  testilerde yapılan nebizi yani müselles veya tıla’yı haram saymamandır.  Helal olma hükmü sadece bunların az olan miktarına ve ibadette güç kazanmak tedaviye,  yemeğini hazmetme gibi bir maksada göredir. Zevk ve eğlence maksadıyla içilmesi ise haramdır demiştir İmamı Azam. O büyük dâhil,  büyük Allame-i Cihan.  İmamı Muhammed ise şöyle demiştir:  üzüm ve hurma ve nebiz’inin içilmesi helal değildir fakat sarhoşluk vermeyecek kadarının içilmesi sebebiyle had icap etmez demiştir. İmamı Muhammed de böyle demiştir.  Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır, bu hadisi şerife istinad ederek.  Hanefilerde fetva İmam-ı Muhammed’in görüşüne göre verilmiştir.  Şafii, Maliki ve Hanbeliler çoğu sarhoşluk veren her içkinin azı da haramdır demişler.  Sarhoşluk veren her şey hamr, yani şarap sayılır.  Her hamr de haramdır diyen Peygamberimizin sözüne istinaden böyle söylenmiş hükme varılmıştır.  Yine zayıf bir görüş de vardır ki üçüncü olan, helal kabul edilen içeceklerdir. Bunlar karışık olarak azıcık pişirilmiş olan kuru hurma ve kuru üzüm suyu ile üzüm ve hurma dışındaki şeylerden yapılan türlerdir.  İşte görüyorsunuz,  ulema nasıl çalışmış,  nasıl incelemiş.  Çok rahmet okumaktan başka İnsanoğlu hayran olacaktır, rahmet okuyacaktır bu kıymetli âlimlerimize

 

1:13:36

 

 

 

 

(Visited 150 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}