[jw7-video]

102- Tefsir Ders 102 hayat veren nurun keşif notları

 

 

102- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 102

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

 

Bu âyetler konusunda da biraz açıklık getirelim. Sahâbeden bazıları bizde Bedir’de bulunsaydık şehitliği göze almayan harbi temenni etmez. İşte bizde Bedir’de bulunsaydık diyenler şehitliği göze alan değerli sahâbeler idi (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn). Şehitliği göze almayan harbi temenni etmez. Kâfir galip gelmesin diye esas olan cihattır. Küfrü galip getirmemek insanlığı zorbalardan, şirkten, nifâktan, küfürden, zulümden insanlığı kurtarmaktır. Onun için esas olan cihattır. Gerçekten yaşamak için ölmektir. Şehitler ölüyor, ulemâlar göz nuru döküyor ki insanlık refah bulsun, mutlu olsun, Hak galip gelsin diye. Ebû Dücâne azametli yürümüş düşmana karşı Uhud da. Peygamber Efendimiz (A.S.V) kılıcı vermiş bugün caizdir ey Ebû Dücâne! Diyordu. Yani düşmana karşı nasıl azametli görünmek gerekiyorsa öyle görün diyordu. Bugün caizdir diyordu. Çünkü düşman güçten anlar, kuvvetten anlar, silahtan anlar. Sana silah atana sen pamuk atamazsın. Çünkü sen galip gelirsen dünyaya Hak hâkim olunca o zaman zaten sana zâlimler karşı koyamaz. O zaman pamuk da verirsin, lokum da atarsın, pamukta atarsın ama önce Hakk’ı hâkim kılman gerekiyor. Hz. Ali, Hamza, Sa’d Bin Ebî Vakkâs (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) düşmanı biçiyorlardı. Bu adı geçen zât-ı muhteremler her birisi bir ordudan daha büyük kahramandı. Hâlid Bin Velîd 250 süvariyle Hz. Zübeyr’in karşısında geri çekildi. Düşman kaçıyordu. Bizim okçular Abdullah Bin Cübeyr’i yani komutanlarını dinlemediler. Yerlerinden ayrılınca olanlar oldu. Düşman bütün kuvvetleriyle geri döndü. Efendimizi öldürmek için şiddetli hücumlar yapıldı. Abdullah Bin Kamia denilen zâlim, müşrik efendimize taş atıyordu. Efendimizin o gün dişi kırılıyor, güzel yüzü yaralanıyordu. İblîs veya adamı Muhammed öldürüldü diye bağırıyordu. Efendimiz ise إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ- إِلَيَّ عِبَادَ اللَّهِ Allah’ın kulları bana doğru gelin diyordu. Kâ’b Bin Mâlik Hazretleri Efendimizin parlayan gözlerini miğferin altında gördü. Müjde ey Müslüman toplumu! Müjde ey Müslüman toplumu! İşte Allah’ın Rasûlü diye alabildiğine bağırmış, Efendimiz (A.S.V) ona sus diye işaret etmiştir. 30 kadar Sahâbe (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) Efendimizin etrafında toplanmıştır.

 

Dakika 5:10

 

Münâfıklar çeşitli dedikodu yapmışlar mü’minler üzülmüşlerdi. Muhammed öldürüldü denince Enes Bin Nadr Hazretleri kalkmış; Ey Topluluk! Eğer Muhammed (A.S.V) öldürüldü ise Muhammed’in Rabbi Yüce Allah ölümsüz hayat sahibi canlı ve ölmemiştir. O ebedî ve ezelî hayat veren odur, hayatın sahibi odur. Rasûlullah’dan sonra sağ kalıpta ne yapacaksınız? Onun savaştığı uğurda savaşında onun öldüğü uğurda şeref ve şan ile ölün diye nida ediyor haykırıyordu. Kılıcını çekmiş şöyle diyordu: “Cennetin kokusunu alıyorum diyor şehit oluncaya kadar savaşmış 70-80 yerinden yara almıştır.” Bir kısım sahabe de kahramanca savaşmışlardır (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn). İşte İslam’ın kahramanları ey Müslümanlar! İslam’ın kahramanları ölümsüz hayatı kazanan onlar Yüce Allah’ın ölümsüz askerleridirler. Enes Bin işte Nadr’ın böylece haykırıp düşmanı nasıl biçtiğini, cennetin kokusunu aldığını ve Allah için yaşadığını, Allah’ın yaşattığını, Allah’a âit olduğunu, Allah’tan geldiğini, Allah’a gideceğini inanan gerçek mü’min, mücahitlerin durumu işte böyledirler. Tarih boyu böyle olmuştur. Mâide Sûresinde 67’nci âyet-i kerimesin de Cenab-ı Hak Habîbi Kibriyâ’sına Muhammed Mustafa’sına bakın şu âyeti gönderiyor; وَاللّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ “Allah seni insanlardan korur diyor ve korudu ve İslam yerleşti.” Tam İslam cihana kendini gösterdi ilâhî hakîkat yeryüzüne hâkim oldu ve kıyâmete kadar da olacaktır. İnkılap, dinden dönme, irtidâd etme dikkat et bunlara. İslam bunu ne yapmıştır? İnsanlığı küfürden îmâna, zulümden adâlete çevirmiş. İşte hak inkılabını yapmıştır. Bâtıl ihtilâlleri de inkılapları ortadan kaldırmıştır. Yine Nisâ Sûresinin 157’nci âyetinde; “Onu öldürmediler ve asmadılar fakat öldürdükleri kendilerine Îsâ’ya benzer gösterildi.” Cenab-ı Hak dilediği zaman koruduğunu korur. Şehit olacakların da onlara büyük rütbe vermek için şehit olanları da şehit kılar. Şakir’in şehitler, mücahitler, işte gerçek şükredenler ve şükrün karşılığını alanlar ki şehitlik burada şehitliğin mükâfatı şükrün karşılığıdır. Mücahitliğin karşılığı şükrün karşılığıdır.

 

Dakika 10:00

 

Sebat etme, vazife yapma, sâbitin, taıîn, itaat edenler. Hz. Ali bunlar Ebû Bekir ve arkadaşları demiştir. Yani bu övülen zatlar Sıddıkîn güvenilir kimseler Hz. Ali diye o sınıftandır ama kendini demiyor da Ebû Bekir ve arkadaşları diyor. Ebû Bekir’de var, arkadaşları da var o şanlı Ali’de var orada (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn). Metânet dayanma, metânet demek dayanmak düşmana karşı gerekeni yapmaktır. Kıymetli dostlarım, ölüm Allah’ın izni ile emriyledir. Allah’ın izni olmadan ölüm olmaz. İ’lây-ı Kelimetullah Allah’ın kelimesini yükseltmek uğruna hiçbir şeyden çekinmemektir. İşte metânet Allah’a itaat etmek, görev yapmaktır. Bu dünyaya kimse yatmaya gelmedi. İmtihanı kazanmaya geldi. Tam îmân ve cihâd ile Amel-i Sâlih’le, huzuru ilâhîye imtihanı kazanarak çıkmaya geldi.

 

Dakika 11:58

(Visited 78 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}