82- Tefsir Ders 82 hayat veren nurun keşif notları
0%
82- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 82
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
(Âli İmrân Sûresi 66’ncı Âyet-i Kerime’den 74’üncü Âyet-i Kerime’ler)
Cenab-ı Hak öyle dedi Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse deyin ki; Şahit olun biz Müslümanlarız deyin dedi.
Yani inansın inanmasın birileri cihana Müslümanlığınızı ilan edin diyor Cenab-ı Hak. Biz Müslümanlarız deyin diyor. (Lâ İlâhe İllâllah Muhammedün Rasûlullah) deyin bu bir haktır, hakîkattir. Bunu gizlerseniz bu da ihânettir. Hak, hakîkat gizlenir mi? Ancak ölüm karşısında takiyye yapılabilir. O da ruhsattır. Azîmet, fazilet değil ruhsattır.
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تُحَآجُّونَ فِي إِبْرَاهِيمَ وَمَا أُنزِلَتِ التَّورَاةُ وَالإنجِيلُ إِلاَّ مِن بَعْدِهِ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
هَاأَنتُمْ هَؤُلاء حَاجَجْتُمْ فِيمَا لَكُم بِهِ عِلمٌ فَلِمَ تُحَآجُّونَ فِيمَا لَيْسَ لَكُم بِهِ عِلْمٌ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ ﴿٦٦﴾
Cenab-ı Hak; Ey kitap ehli! Yani Hristiyan Yahûdîlere diyor. İbrâhim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrât’ta, İncîl’de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz? İşte siz böylesiniz. Haydi, biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir siz bilmezsiniz Yüce Allah böyle diyor. Bunlara diyor.
مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلاَ نَصْرَانِيًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ﴿٦٧﴾
إِنَّ أَوْلَى النَّاسِ بِإِبْرَاهِيمَ لَلَّذِينَ اتَّبَعُوهُ وَهَذَا النَّبِيُّ وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَاللّهُ وَلِيُّ الْمُؤْمِنِينَ ﴿٦٨﴾
İbrâhim ne Yahûdî’dir nede Hristiyan’dır. Fakat o Allah’ı bir tanıyan, dosdoğru bir Müslümandır. Müşriklerden de değildir. İşte Yüce Allah’ın İbrâhim Aleyhisselâm’ı tanıtması budur. İbrâhim (AS.) ne Yahûdî’dir, ne Nasrânî’dir, Hristiyan değildir, Yahûdî değildir, Nasrânî değildir. Ya? O Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslümandır. Müşriklerden de değildir. İbrâhim bir defa bu şekil tanıtıldıktan sonra doğrusu onların İbrâhim’e en yakın olanı ona uyanlar şu peygamber ve îmân edenlerdir. Allah’ta mü’minlerin dostudur. İşte İbrâhim (AS.) Hz. Muhammed’in getirdiği tevhîd îmânında olan bir peygamber idi. Her peygamber Müslümandır çünkü İslam dini ile görevlidirler.
وَدَّت طَّآئِفَةٌ مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَوْ يُضِلُّونَكُمْ وَمَا يُضِلُّونَ إِلاَّ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ ﴿٦٩﴾
Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler hâlbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar Cenab-ı Hak bu âyet-i kerimede de bu gerçeği ortaya koymaktadır.
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللّهِ وَأَنتُمْ تَشْهَدُونَ ﴿٧٠﴾
Ey kitap ehli, Ey Yahûdî, Hristiyanlar! Gerçeği gördüğünüz hâlde niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?
Dakika (05.05)
يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَلْبِسُونَ الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿٧١﴾
Ey ehli kitap! Niçin Hakk’ı bâtıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz? Cenab-ı Hak söylüyor bunları Yüce Allah söylüyor.
وَقَالَت طَّآئِفَةٌ مِّنْ أَهْلِ الْكِتَابِ آمِنُواْ بِالَّذِيَ أُنزِلَ عَلَى الَّذِينَ آمَنُواْ وَجْهَ النَّهَارِ وَاكْفُرُواْ آخِرَهُ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ ﴿٧٢﴾
Kitap ehlinden bir grup mü’minlere indirilene günün başlangıcında inanın sonunda da inkâr edin belki onlarda dönerler dediler. İnsanları dinden, îmândan, İslam’dan çıkarmak için böyle bir ihânetin içine girdiler. Yani insanları dinden, îmândan çıkarmaya çalışıyorlar. Sabahleyin Müslüman görün akşam inkâr edin diyorlar bak Cenab-ı Hak bunların bu ihânetini de açıklamaktadır.
وَلاَ تُؤْمِنُواْ إِلاَّ لِمَن تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَى هُدَى اللّهِ أَن يُؤْتَى أَحَدٌ مِّثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَآجُّوكُمْ عِندَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ ﴿٧٣﴾
Cenab-ı Hak bu âyet-i kerime de ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın dediler. Dikkat edin hiç Müslüman olmasın millet diye bakın hangi entrikalar peşinde koşuyorlar. Deki; Şüphesiz doğru yol Allah’ın yoludur ki o da İslam’dır. Onlar kendi aralarında size verilenin benzeri hiçbir kimseye verilmiş olduğuna yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine de inanmayın dediler. Deki; Lütuf Allah’ın elindedir onu dilediğine verir. Allah rahmeti bol olan her şeyi hakkıyla bilendir. Yani Muhammed’e Peygamberliğin verilmesine hazmedemediler. Bu Allah’ın bileceği iştir Allah ona bu büyük lütufta bulundu. Hz. Muhammed’i Allah görevlendirdi.
Yine dediler ki;
يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ ﴿٧٤﴾
Rahmetini dilediğine tahsis eder. İşte Muhammed’e o büyük rahmeti ki bütün insanlığa tecellî edecek olan eden rahmeti Cenab-ı Hak ne yaptı? Dilediğine tahsis ederim dedi Muhammed’e o büyük görevi verdi. Allah büyük lütuf ve kerem sahibidir. Hz. Muhammed âlemlere rahmet Peygamber’idir. Ona verdiği, tahsis ettiği rahmet onun şahsında bütün âlemlere işte tecellî eden rahmet idi. Ama ne yazık ki o rahmetten inananlar kendilerini mahrum ettiler ve Müslüman olmasın diye insanların önünü kesmeye Allah yolundan çevirmeye çalıştılar. Burada da büyük ihânetler de bulundular. Hâlâ bu yanlışlar, bu ihânetler, bu mahrumiyetler devam etmektedir.
Dakika 9:38
(Visited 85 times, 1 visits today)