[jw7-video]

268- Tefsir Ders 268 hayat veren nurun keşif notları

 

TEFSİR DERS 268

Sevgili dostlarımız hayatın anlamını, mutluluğunu onun aydınlığını ebediyyata uzanan ve hakka yürüyen gerçek nurlu yolun ve o yolun saadet ve selametinin bütün teminatını, bütün kefaletini ve içeriğini mutluluk için ne lazımsa hepsini içinde bulunduran hayatın gerçek reçetesini ve insanı ebediyyata hazırlayan mutluluk reçetesinin nurdan ibaret, huzurdan ibaret, Allah’ın ebedi rahmetinden ibaret olan İslam’ın hayat veren, Kuran-ı Kerimin hayat veren derslerine devam ediyoruz.

Her tehlikeden kurtaran,  her umduğuna nail eden, her aradığın mutluluğun senin hayalinden geçmeyen daha güzelini daha fazlasını veren harika üzerine harika hayatın bütün nimetlerini İslam sofrasında insanlığa sunan işte İslam’ın hayat dersleri, Kuran-ı Kerimin hayat ve nurun dersleri ki o derslerimiz devam ediyor. Tabii ki hak ile batıl, güzel ile çirkin, makbul amel ile makbul olmayan ameller, iman ile küfür, şeytan ile onun karşısında ki rahmani kuvvetler bunlara bir baktığımız zaman ameller de böyledir. Kötü amellerin kaynağında iblis, şeytan ve şeytanlar vardır. Bunlar kötü amelleri süslerler. Şeytanlar telkin eder kişi onu beğenir farkında olmaz. Kuran-ı Kerimi hayatın işte bu nur olan, hakikat olan bu derslerini hayatın gerçek derslerini Allah’u Teâlâ’nın ortaya koyduğu dersleri gerçek kaynağından almadığın müddetçe şeytanlar telkin ederler. O telkinlerin hayır mı, şer mi olduğunu bilemezsin. Gel kardeşim şu hayat veren nurun derslerini yani Kuran-ı Kerimin, İslam’ın bütün derslerini A’dan Z’ye tedris edelim, onun la irşat olalım o hak ilimlerle donanmış olalım. Onlarla donanıp şuurlandığımız zaman hak ilminin zırhına bürünüyoruz artık şeytanın telkinleri sana zarar veremeyecektir. Geldiği gibi kaçacaktır, kovulacaktır hakikat batılı ret edecektir. Onun için şeytanlar telkin ederler kişi onu beğenir azm eder o kötülüğü beğenip azm edip onu kazanmaya başlayınca ne olur – iradesi, özgürlüğü kısıtlanmaz o kesp eder Allah halk eder. Yani kötülüğü isteyene kötülük yaratılır, iyiliği isteyenlere de iyilikler yaratılır başarılar verilir. Kötülüğe yardım da edilmez ama iyilikler de Allah’ın yardımı da vardır. Hem iyilikleri sen azm edince Allah yaratır hem de yardım eder, lütuf eder, keremde bulunur ve sana hidayetini, refikini, keremini hiç esirgemez. Avni muavenetini hiç esirgemez senden senin samimiyetine kazanımlarına sana ne lazımsa senin gramın dirhemin ne ise ona göre Cenabı Hak lütufta bulunur.

Dakika 5:24

Onun inkârcılar yaptıklarını beğenirler şeytan onu süsler nefisleri süsler. Çünkü inkârcıların o yaptıklarını beğenmeleri hakikati bilmediklerinden veya hakikate sırt döndüklerinden veyahut da hak düşmanlıklarından ileri gelmektedir. Çünkü kâfirler yaptıklarını beğenir ve karanlıktan çıkmazlar çıkmak istemezler. Niçin? Karanlığı aydınlık diye seçmiş adam ve burada bir süsleme vardır. Yani bu süsleme yüzünden batılı hak gördüğünden dolayı çünkü imanın yerine küfür yerleştiği an artık bütün beyazlar kara görülür, haklar batıl görülür bütün batıllar ise hak görülür. Rezalet üstüne rezalet, cehalet üstüne cehalet bataktan daha batağa gider hidayeti bulup Kur’an’ın, İslam’ın hayat veren nurunun derslerine Allah’ın hidayetine kavuşuncaya kadar durum böyledir. Yağlayıp yuvarlamakla ders olmaz doğruları söyleyelim yağcı olmayalım. Yağlamak, yuvarlamakla olmaz bu iş. İslam doğrunun, hakikatin bizzat kendisidir. Bunu niye yağlıyorsun? Niye yuvarlıyorsun? Niye kenarında dolaşıyorsun? Doğruyu dosdoğru olarak ifade edelim birbirimize Allah’ın hidayeti ulaşınca işte ne olur? Bu hakikat insanları zaten hidayete, ebedi mutluluğa çağırmak için Allah Kur’an’la ve Allah’ın ezeli ebedi rahmetleri Kuran-ı Kerim ile tecelli etti insanlara Hz. Muhammed ile tecelli etti, İslam ile tecelli etti. Bunu insanlara biz dosdoğru tebliğ edersek insanlar kabul ederler etmezler. Ama yağlar yuvarlarsak insanları aldatmış oluruz, olayı çarpıtmış oluruz, çığırından çıkarmış oluruz. Hak ölçülerini ilmi ölçüler dâhilinde çarpıtmadan gücün ne ise, kuvvetin ne ise hakkı ne kadar biliyorsan o kadar gerçeği ifade etmek gerekiyor. Enam suresinin 108. Ayetine de baktığımız zaman bu gerçekleri de görüyoruz. Amellerin süslenmesi kâfirin amelini beğenmesi adam küfrü beğeniyor, şirki beğeniyor, nifakı beğeniyor yani Allah’a şirk koşmayı beğeniyor, eş koşmayı beğeniyor, cehennemi beğeniyor haramı beğeniyor helale karşı helale ters bakıyor. Neden? İmanın hakikatin yerine küfür delalet hâkim olmuştur. Mesele bu işte mesele İslam, yüce Kur’an bu hayatın işte nur saçan kaynağı olan hayat veren bu bizzat İslam kendisi insanları kurtarmaya geldi. Ey yanılmış insan gel Allah’ı bırakıp da Allah’ın yarattıklarına da yönelme putlara, şirklere, şeriklere, nazirlere, yaratılmışlara yönelme. Allah’ın şeriki, naziri, dengi yok ki sen nereye yöneliyorsun? Allah’u Teâlâ’yı doğru tanımak içinde Kuran-ı Kerimi doğru bilmemiz gerekiyor.

Dakika 10:10

Bunun dersini öncelikle Hz. Muhammed’den aldı insanoğlu bizim âlimlerimiz, müçtehitlerimiz, Ehlisünnet vel Cemaat yokunun bahtiyar âlimleri ve ömrünü ilme verenler ve canını bu yolda feda eden âlimlerle şehitler bize kadar bu yüce emaneti getirdiler. Bunların kıymetini bil. Soğuk cehennemde feryat ederler cehennemde tabaka tabakadır. Keşşaf öyle diyor 128. Ayete istinaden soğuk cehennemde feryat ederler. Cehennemde tabaka, tabakadır. Keşşaf öyle diyor 128. ayete istinaden soğuk cehennemde diyor feryat ederler. Ateşe aleve götürülmek isterler çünkü soğuk cehennemi vardır ki dünyadaki soğuklarla bunlar ifade edilemez cehenneme göre bir soğuk cehennem tabakaları var orada ne kadar feryat ediyorlar azap çeşitlerinden biri o. Ondan sonra oradan ateş cehennemine getiriyorlar. Bu tabii ki 128. ayeti keşfederken Zemahşeri Keşşafta bu rivayette bulunmuşlardır. İnkârcıların çağdaş inkârcılar Peygamberimizin devrinde ve eski devirlerde ve şimdi ve gelecekte ne kadar koca büyük küfürlerin sahipleri koca kefereler, şeytan dostları, hak düşmanları her çağda bulunmaktadır.

Bunlar Allah tanımazlar, hak hukuk tanımazlar, adalet tanımazlar, kitap peygamber tanımazlar. Bunlar koca kâfirlerdir şeytan dostlarıdır bunlar hak düşmanlarıdır bunlar. İşte İslam dini bunların elinden insanlığın tümünü kurtarmaya gelmiştir. Eğer insanoğlu Kuran-ı Kerime kalbini verirse bütün kalbini, kulağını kalpteki kulağını, gözünü ve bütün duyularını ruhani ve bedeni yapısındaki güçlerini, maddi ve manevi kuvvetlerini ve eğer Kuran-ı Kerimi anlamaya gayret edersen Allah onun kalbini aydınlatır bu hayat veren nurun derslerinden bizzat kendisi bol miktarda nasibini alır. وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ

Cenabı Hak ne diyor bu Fatır suresinin 43. ayeti kerimesinde kötü tuzak ancak sahibine dolanır. Yani kuyu kazan herkes başkalarına ve insanlık âlemine kim kuytu kazarsa bunu bilin ki o kuyuya kendi düşecektir kurduğu tuzaklara kendi yakalanacaktır. Kötü tuzak ancak sahibine dolanır diyor. Onları kuşatır başlarında patlatır şunu iyi bilin insanlığı mahvetmek için sulhu, barışı, adaleti, kardeşliği ve sevgiyi yok etmek için bomba yapanlar, atom yapanlar, insanları öldürenler bu atomlar cehennemde bunların tepesinde ebedi patlayacaktır. Dünyada patlayacaktır, ruh dünyalarında bu bombalar patlayacaktır, kafalarında patlayacaktır, iç âlemlerinde patlayacaktır, Allah’ın onların üzerindeki azabı onların hakkından gelecek Allah intikamını alacaktır. Onun için dünyada insanlığın hayrına çalış ey zorbalar, şeytan dostları, hak düşmanları insanlığın hayrına çalışın.

Dakika 15:23

Kuran-ı Kerim bütün insanlığa rahmet olarak ve insanlığın hidayet rehberi olarak Hz. Muhammed bütün âlemlere evrensel rahmet peygamberi olarak geldi. Hak düşmanlarına karşı olarak geldi ve şeytan dostlarına insanlığın düşmanlarına karşı insanlığı kurtarmaya geldi. Allah gönderdi Kuran-ı Kerimi Hz. Muhammed’i Allah gönderdi.

Bunun için Kıymetli Efendiler peygamberliği ilim ve fen adına inkâr edenler, inkârcıya özenenler, bizim peygamber olmamız lazım idi diyenler, her çağda bunlar bulunmaktadır. İlim ve fen adına Allah inkâr edilmez. Daha çok Allah’a iman edilir, daha çok Allah’a kulluk edilir. İlim imanı, iman Allah’a kulluğunu gerektirir. İlim adına, fen adına Allah inkâr edilmez Allah’a daha çok iman edilir. Teknik teknolojideki başarılar İslam’ın sayesinde Allah’ın insanoğluna verdiği bir başarıdır bütün başarılar Allah’tandır. Bizdeki bütün kuvvetler Allah’ın verdiği kuvvetlerdir. Aklımız Allah tarafından verilmiş ruhani yapımız, maddi yapımız, manevi yapımız Allah tarafındandır. Bize hayırlı çalışmalar nasip edende odur. Kuvvetleri veren odur.  (la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim) Bunun anlama şöyle bir bakıver bütün âlemlerdeki kudret ve kuvvetin Allah’a ait olduğunu görürsün bütün mahlûkat yaratılmıştır yaratan mahlûkata ne verdiyse o vardır. Yaratan verdiklerini geri alırsa sende bende bir şey kalmaz. Onun için peygamberliği inkâr edenler ilim adına fen adına peygamber kabul etmeyenler var. İlim adına, fen adına kitabı Kur’an-ı Allah’ın kitaplarını kabul etmek istemeyenler var ve inkârcıya özenenler var, inkârcıların aldattıkları var, bizim peygamber olmamız lazım idi diyenler var, kendi putunu öne çıkarmak isteyenler var. Peygamberin önüne, Kur-an’ın önüne, Allah’ın önüne çıkarmak isteyenler var bunlarda bir başka putperestliktir. Natürizmi ilahlaştıranlar, animizmi ilahlaştıranlar nasıl ki putlarını büyütüyorlar burada ne yapıyorlar? Kâinatın tamamını natürizm tamamını ilahlaştırıyorlar. Tabiata, bütün âlemlere ezeli ve ebedi hâkim kudret ve kuvvet Allah Teâlâ’dır hepsi Allah’a mahkûmdur. Allah hâkimdir bütün âlemler Allah’ın hükümranlığı hâkimiyeti altındadır onun yaratmasıyla, onun emriyle her şey yerli yerince düzen, ilahi düzen, ilahi nizam devam etmektedir, hayatta durmaktadır. Bunun için şunu hiç kimse unutmasın kim kime kötülük etmek için neyi patlatmak istiyorsa o onun iç dünyasında patlayacaktır insanlığın iyiliğine çalış iyiliğine kötülüğüne değil. İnkâr ederek de çalışma Allah inkâr edilmez bu âlem Allah’ındır.

 

Dakika 20:20

Velid bin Muğire gibiler o çağda Velid bin Muğire’ler vardı. Peygamberimize bu diyordu ki; benim peygamber olmam lazım diyordu etrafında da ona yağcılık yapan o çağın yağcıları vardı. Ben ona senden layığım diyordu. Yani bir Peygamberi Allah gönderir Allah’ın her yaptığı doğrudur demek için iman lazım bak bu Kefere Velid bin Muğire denilen o çağın şeytan dostu, hak düşmanı büyük kâfir öyle diyordu. Çağdaş kâfir idi o zaman o. Ne diyordu Peygamberimize? Benim Peygamber olmam lazım diyordu. Allah bunların canını cehenneme gönderdi. Bunları Kuran-ı Kerim, Hadisi şerifler, sevgili Peygamberimiz, Siyer ve İslam Tarihi ve Dünya Tarihi doğru yazılan tarihler bu gerçekleri niçin anlatıyor? İnsanlık âlemi ders alsın, ibret alsın diye. Onun için bakın Kuran-ı Kerim her türlü örneği verir anlayana, dinleyene. Bu adam Peygamberimize karşı niye böyle kafa tutuyordu? Zenginliğine güveniyordu ve ben zenginim diyordu. Etrafında da zenginlere yağ yakan onların bir çevresi bulunur her asırda bulunur bunlar. Eğer kötüler taraftar bulmasaydı dünya hiçbir zaman kötünün eline geçmezdi. İyilerin eline geçerdi. Kötüler taraftar bulduğu için insanlık zaman, zaman Fetret devirleri yaşar ve bunalıma girer. İyilik ve iyiler taraftar bulunca bütün insanlık rahat eder. Hatta kötüler zalimlerde zulümden, zulüm etmekten onlarda kurtarılır. Ebu Cehil de yaz bize de Vahiy gelir ya da ebedi senin Peygamberliğini kabul etmeyiz diyordu Ebu ehil de böyle diyordu. Yani kendine Allah’u Teâlâ’ya bakın büyük kâfirler böyle düşünürler. Hiç imanları hiç yok ama küfürleri çok büyük, büyük kâfir bunlar. Çağın kâfirleriydi o zaman Ebu Cehil adından da belli cehalette bütün ileride cahillerin lider ve önderi. Diyor ki; Ya bize de Vahiy gelir yoksa ebedi senin Peygamberliğini, getirdiğin kitabı, dini, İslam’ı kabul etmeyiz diyordu ve sana tabi olmayız diyordu. İşte burada kişi hakkı görmüyor, Allah’ı görmüyor, Allah’ın hak dediğini göremiyor. Kendi içindeki cehaletini, benliğini, kibrini, küfrünü görüyor. O içinde ki benlik, küfür, şirk ve nifak ve maddeyi görüp manayı görmemek, mahlûku görüp Halikı yaratanı görmemenin işte sonuçta insanları çağın en büyük kâfiri yapar. Ebu Cehil de çağın en büyük kâfirlerinden biriydi. İşte Velid Bin Muğire’ler de böyleydi. Abd Menaf oğullarının üstünlüğünü nasıl kabul ederiz diyorlardı.

Dakika 24:55

Üstünlüğün kabileler de olmadığını, şarkta garpte olmadığını, zenginde fakirde olmadığını üstünlük Allah’a kullukta hak ve hakikat uğrunda Allah’ın dediklerini yapmakta Allah’ın rızasını kazanmaktadır. Bunlarında özünde ruhunda insanlığın hayrına çalışmak vardır. İman, Ameli Salih, sosyal adalet bütün insanlığın hayrına çalışmayı gerektirir. Onun için işte üstünlüğü para da, madde de, mana da, mevki de, ırkçılık da, faşizm de ve başka izimlerde veya şunda veya bunda görenler aldandılar. Üstünlük gerçek bir iman ile Allah’a kullukta ve Allah’ın hak ve hakikat dediklerini yapma yolunda ilerlemektedir. Buda tamamen insanlığın hayrını adaleti, merhameti, sevgiyi içerir. İçinde kötülükleri barındırmayan bir yükseliştir. İyiliklerle, güzelliklerle yükseliştir ki üstünlük takva iledir. Takva nedir? Allah’a kin daha çok kulluk ederse üstünlük oradadır. Onun ölçüleri de Hz. Muhammed’e indirilen İslam şeriatının şanlı Kuran’ın, Sünnetin, icma ve Kıyasta ki ölçülerdir. Bunun için kıymetli dostlarımız; Ebu Cehil ırkçılıkta kabile üstünlüğünde görüyordu Abd Menaf oğullarının üstünlüğünü nasıl kabul ederiz diyordu. Yani soyda, sülalede arıyordu üstünlüğü soyda, sülalede değildir. Peygamberimiz kendi yakın akrabalarına dedi ki başkaları hayırlı amellerle mahşere gelirken siz sakın ola ki kabilenizin kendi soyunuzun dedi üstünlüğüne övünüp karşıma çıkmayın dedi. Hayırlı amellerinizle gelin dedi kendi akrabalarına. Siyahın beyaza üstünlüğü yoktur, beyazın siyaha üstünlüğü yoktur. Acemin Arap’a, Arap’ın da aceme üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva iledir diyor. Takvanın içinde ne var? İman var, Ameli salih, İlim var, irfan var ve bunun içinde insanlığın hayrına olan bilimsel bütün çalışmalar ve şehitlerin burada kanı var, âlimlerin ilmi var. İnsanlığın hayrına ve iyiliğine ne varsa bunlar var. Kötülükten eser yok. Takva iyiliklerle donanmış yüksek değerin adıdır ki bunun tamamı Allah’a gerçek kulluktur, İslam’ı A’dan Z’ye yaşamanın adıdır. Onun için zahiri takva manevi, batıni takva diye bizim velilerimiz kalbin durumunu, ruhun durumunu, bedenin durumunu, organların durumunu bunların tamamını bütün kuvvetlerini hayırda sarf edersen Allah’ın dediği gibi. İşte o zaman takvaya ulaşırsın, Vera ’ya ulaşırsın, zühtte ulaşırsın, hakikate ulaşırsın marifet kapıları açılır. Keşiften keşife gidersin ve keşifler bilimsel çalışmalar artar. İnsanlığı refahı için elden ne geliyorsa bunlar yapılır. İslam’ın amir hükümleri hep faydadır. Bir yerde eğer kanserli bir organdan o kanserli olan kısmı kesip atıyorsa o onun tedavisi içindir. İslam insanlığa zarar veren her şeyi ortadan kaldırır.

Dakika 30:06

Barışı egemen kılar çünkü İslam, iman, Ameli Salih, adalet ve barıştır. İlim, irfandır. Müddessir suresinin 52. Ayetinde de onlar kendilerine de Vahyi istiyorlardı. Kim? Hem Allah’a inkâr ediyor, Peygambere karşı oyuyor, hem Allah’ın gönderdiği kitabı kabul etmiyor hem de kendine Vahiy istiyor. Bu gâvur aklı işte bunda Allah’ın verdiği aklı kötüye kullanıyor. Herkeste akıl var herkese Allah kuvvetler vermiş, manevi ve maddi kuvvetler verilmiş adam kötüye kullanıyor. İlim fen adına da hiçbir kitaba inanmayız hurafe deyip hep geçeriz diyerek helak olmuşlardır. Tarihte de böyledir, bugünde böyledir. İlim ve fen adına hiçbir kitaba inanmam ben diyenler, hurafe deyip geçenler bunlar da helak oldular. Azrail’in orduları bunları aldı götürdü. Nereye? Allah’ın büyük mahkemesine, mezardan oraya şimdi mezardalar. Kabirde hesap vermek üzere kabirlere gittiler mezarlara, berzah âlemine oradan da büyük mahkemeye çıkarılacaklar. Kim bunlar? Her inanmayan suçlu böyledir. İlim ve fen adına da hiçbir kitaba inanmayız diyenler hurafe der geçeriz diyerek hep helak olmuşlardır Azrail’in orduları (A.S) aldı götürdü bunları ve götürecek. Bugüne kadar aldı götürdü bugünküleri de götürecek yarınkileri de götürecek. Onun için bizim ilmimiz, fennimiz var bizim ilmimiz var fennimiz var. Ya biz oluruz olamıyorsak kabul etmiyoruz diyenler varsa ki bunlar vardı geçmişte hep helak oldular. İlimde, fen de, teknik de, teknolojide ne varsa dünyada bunların hepsi Allah’ın verdiği lütuflarılardır Allah’a daha çok şükür edip imanını artır, itaatini artır takva yarışında bulun, ilim irfan yarışında bulun dünyada güzelliği yakalayalım birde cennete gidelim. Allah cenneti hazırladı ama kimleri cennete alacağını da Kuranı Kerim’de açık saçık beyan ediyor. Allah’ın dediği mi olacak inkârcıların dediği mi olacak? Hep Allah’ın dediği olmuştur onun dediği olacaktır. Başka imkân ve ihtimali yoktur.

Başkalarının dediğinin olması muhal ve mümtenidir yani imkânsızdır. Yine bizim kıymetli âlimlerimizden birisi olan Kurtubi İbni Abbas’tan şöyle bir rivayet vardır; razı olduğu kavmin başına hayırlıları getirir bir kavme gazap ederse başına şerlilerini getirir. Burada da fertlerin, cemiyetlerin, milletlerin daima doğru dürüst toplumlar oluşturması gerekiyor. Hak adalet ilkelerine göre eğer milletler, devletler oluşmazsa başa zalimler geçer diyor ve burada o milletlerin, toplumların suçundan dolayı o suçların karşılığında bir ceza da başa zalimlerin geçip o toplumlara zulmetmesidir. Toplumlara diyor ki o toplumlara, fertlere, cemiyetlere ve bütün milletlere siz doğru dürüst olun, adil olun ve başınıza Allah o zaman adil ve dürüst idarecileri o güzelim sistemleri nasip eder diyor.

Dakika 35:13

 

Milletler bozuldukça başlarına adil idarecilerin gelmeyeceğini bu haberden anlıyoruz. İbni Abbas sahabenin en büyük âlimlerinden biridir. Kurtubi de kıymetli müfessirlerimizden biridir. Tekrara hatırlatıyorum bu haberi razı olduğu kavmin başına kim diyor bunu? Cenabı Hak diyor. Ben hangi kavimden milletten diyor veya milletlerden razı isem diyor başına hayırlıları getiririm diyor. Hayırlı idareciler ve sistemler nasip ederim. Bir kavme gazap etmek istersem başına şerlilerini getiririm diyor Cenabı Hak. Bu bir Hadisi Kutsiden bize yansımadır yani eğer bir sistemden bir millet, bir devlet, bir toplum kavimler, milletler, toplumlar memnun değil ise orada ki insanlık âlemi ferdi ve cemiyette toplumda, millette ve devlette herkes kendine bir dönsün kendi iç durumlarına kendilerini gözden geçirsinler. Yani insanlar ferler, cemiyetler düzelmeden, milletler düzelmeden devletlerinde düzelmeyeceğine burada işaret edilmektedir. Toplum bozulursa o bozuk toplumun başına ne geçer? Eğer o bozuk toplum Allah’ın bir cezasını hak etmişse başa onlara zulmeden zalimler geçer. Onun için her ferde, her cemiyete, her topluma düşen görevler vardır. Mükellefiyet görevleri vardır. Hepimiz mükellefiz görevimizi doğru yapmalıyız, insanlığın hayrına kullanmalıyız. İbn-i Kesire göre 125 ve 127. ayetler arsında ki geçen bazı kelimeler de diyor ki ‘’Ya’’nın şeddesiz yani sükûnuyla okunur. Hangi kelime? ‘’Daygan ’’ kelimesi Ebubekir kıraatlerine göre de ‘’Ra’’nın kesriyle okunur. ‘’Haricen’’ kelimesi. İbn-i Kesire göre  ‘’Sad’’ın sükünü ile ‘’Yesadü’’ diye okunmaktadır. Unlara kıraatlerde ki farklardır onlara da kısaca işaret etmekte fayda vardır. Anlayanlar bu işten anlayanlar zaten bu işi biliyorlar. Bilmeyenlerde buradan bunu bir not olarak duymuş olurlar. Yine Ebubekir’e göre „yessaadü’’ diye okunur bu kelimede. İman itaatle göğüs genişler huzur neşe dolar. Kıymetli dostlarım; önemli olan göğüste gerçek bir imanın gerçek bir itaatin kişide bulunmasıdır. İman ve itaatle diyor göğüsler genişler huzur ve neşe dolar iman sayesinde Allah’a olan itaat sayesinde bakın insanların iç dünyasına huzur dolmaktadır. İman olmazsa, Allah’a itaat olmazsa işte o zaman insanların iç dünyasına öyle fırtınalar, öyle depremler, öyle stresler, öyle sıkıntılar olur ki her an depresyon yaşar. Hırçındır mutlu değildir huzursuzdur. Neden? Nedeni açıktadır Allah’ın Kur’an ve İslam ile ortaya koyduğu iman olacak Allah’a itaat olacak. Bu derslerin işte merkezinde bu bulunmaktadır.

Dakika 40:15

Bu derslerin tümünü hakiki imanı, irşadı, Allah’a gerçek itaati ortaya koymaktadır. Huzur veren nurun dersleri zaten derslerimizin adı da budur ve hayat veren ruhtur. Kuran-ı Kerimin bir adı da ruhtur hayat veren kitaptır ve nurdur. Unutmayın diye hatırlatıyorum Efendimiz (A.S.V) o bir nurdur diyor bakın Allah onu müminin kalbine atar oda onunla açılır ferahlanır. İşte Müminin kalbine bu nur firaset nurları kalbe yerleşir iman nuru, Kur’an nuru, itaat ve takva nurları kişinin kalbine takva da nurdur. Kalbine bunlar atılır Allah’ın lütfuyla kalbe yerleşir. Artık oda diyor onunla ferahlanır kalp açılır. Bu nuru kazanmak lazım kalbe bu nur olmadan bu kalpte aydınlık olmaz hep karanlık ve sıkıntıdır. Hatta imanın olmadığı yerde ya küfür, ya şirk, ya nifak vardır ya tehlike vardır. Bunların tümünden kurtuluşun güven ortamının bizzat kendisi güvenin kendisi bizzat İslam imanıdır. Bu tam bir güvendir ve Allah’a güvenmenin adıdır iman. Zaten Cenabı Hakk’ın bir ismi (الْمُؤْمِنُو)’dir. Kalpler de nedir? İman ışığını yakar kulunu tam bir güven ortamında tutar ona tam güven verir. Çünkü inanan kişi Allah’a tam güvenir. Bu sadece inanan kişide vardır Allah’a tam güven. Onun için işte bu imanın nuru kalbe girince Allah’a güven ortaya çıkıyor ve bir güven ortamına Allah o kulunu alıyor o iman sayesinde tam bir emin ve emniyet ortamındadır o iman sayesinde. Kalpte bu iman olmadan Allah’a güven sağlanmadan katiyen kişinin güven ortamında olması mümkün değildir. İçteki huzur bunula bu imanla, bu itaatle sağlanır. Bakın sevgili Peygamberimizden şöyle rivayet olunmaktadır; ‘’nurun yaksifuhullahi fi kalbil mümini’’ o bir nurdur diyor Allah onu müminin kalbine atar diyor. ‘’ Fe yenşerihu lehu ve yen fetehu’’ ne diyor? Onunla onun kalbini genişlendirir ve açar diyor. İşte kalbin hem genişlemesi nurla hem de açılmasıdır.  O bir nurdur Allah onu müminin kalbine atar o da onunla ferahlanır açılır diyor. Kim diyor? Sevgili Peygamberimiz diyor. Kıymetli dostlarımız; oradan gelen güvenilir kaynaklarda ki rivayetler bu. Emaresi nedir diye Peygamber Efendimize sordular bu nurun dıştaki belirtisi nedir dediler? Bakın ‘’neam el inabetü’’ evet dedi ‘’ el inabetü ila daril huludi vel iradu an daril ğururi vel istiğdadü nil mevti gable nuzülühü’’ buyurdular.

Dakika 45:15

Şimdi bu Sevgili Peygamberimizin insanoğlunu aydınlatan nurun derslerinden işte biride budur. Kur’an’ın yanında sünnet o da Müslümanın insanlığı aydınlatır. Kuran-ı Kerim’in daha iyi anlaşılmasını temin eder. Ne diyor? Ebedilik evine yönelmen yani ahirete yönelme, aldanma evinden uzaklaşma. Yani aldanma evi nedir? Dünyadır dünya da aldanmamak için Allah’a bağlanmak ahirete yatırım yapmak ama herkesten daha iyi çalışmak çok çalışmak. Yatma yeri değildir dünya çok çalışma ahirete, cennete yatırım yapma yeridir dünya. Her hayırlı çalışmak iman ve Allah’a itaatle cennete ahirete yatırımdır. Onun için aldanma evinden uzaklaşmak bakın ebedilik evine yönelmektir. Ölüme daha ölüm gelmeden önce hazırlanmaktır. Adam öleceğini biliyor musun?  2 kere 2, 4’ten daha kesi değil mi? kesin ölecek misin? Hazırlık yapacaksın işte diyor Peygamberimiz bu nuru kalpte varsa ölüme daha ölüm gelmeden önce hazırlanmaktır buyurdu. Bu haberin kaynağında Alusi ve İbn-i Kesir bulunmaktadır. Sevgili dostlarımız; Bu nur kalpte varsa demek ki bu alametler görülmelidir. Şimdi ölüme hazırlık nedir? Tam bir iman tam bir ilim, irfan tam bir Allah’a itaat içinde yaşayacaksın. Buda bütün insanlığın hayrını içine alan nedir? Hayır, ve faydadır işte gerçek sevgi ile dolarsın Allah sevgisiyle bütün varlığınla Allah’ı seversin. Allah’ın sevgisinden başka bir talebim olmaz ve o Allah’a bütün varlığınla bütün kuvvetlerinle Allah’a itaat edersin. Onun emirlerinin ölçülerine uyarak ona kulluk edersin taat ve itaat. İşte ölüme hazırlık tam bir Müslüman olup İslam’ca yaşamaktır ki İslam da bütün insanlığı nedir – hayrına insanlığınAllah’ın rahmetiyle kucaklanmasıdır, onun rahmet tecellisidir. Ne güzellik ararsanız Kuran-ı Kerim de, İslam da ve Hz. Muhammed de bulabilirsiniz.  Ne güzellik ararsanız hayatın her sorusunun cevabını bulursunuz. Mutluluk adına ne istiyorsanız bulursunuz. Zarardan korunmak adına ne istiyorsanız bulursunuz. Koruyucu hekimlik aslında Allah’ın ortaya koyduğu İslam’ın bizzat kendisidir. Her yanlıştan, her cehaletten, her haram ve günahtan tek kelimeyle her zararlıdan seni korur her faydayla seni donatır. İslam bu ve seni mutlu sına ulaştırır hem de senin özgür hür iradenle seni zorlamadan sen seve, seve kendi iradenle yapmadıkça bunları zaten kimse Müslüman olmuş olamaz. Herkes kendi özgür hür iradesiyle bu değerleri kabullenecek ve kendi isteğiyle yapacak. Birinin zorlamasıyla Allah’a kulluk olmaz, imanda olmaz. İslam Allah’tan gelen hürriyetin yoludur.

Dakika 50:00

Allah’a giden gerçek hürriyetin yoludur ve bu hürriyetin kefili de sadece Allah’u Teâlâ’dır. Yaratıcıdan başka insanoğlunu hür yaratan hürriyetinde kefilidir. Yaratıcıdan başka buna kefil olamaz. O sizin hürriyet zannettiklerinizin hiç birisi İslam’ın ortaya koyduğu hürriyetin yanında ancak altının yanında boncuk gibidir. Naylon boncuklar gibidir. Bu temsil bile bu gerçeğin tamamını temsil etmez bu ifade bile tam onu temsil etmez. Çünkü misaller mümessilin aynısı değildir onlara iman, İslam diyor. Göğe tırmanmak gibi zor gelir. Birilerine bu İslam yani göğe tırmanmaktan daha zor gelir. Niçin zor geliyor? Küfür girmiş çıkamıyor imanda giremiyor. Şeytanı salmıyor o da bırakmak istemiyor şeytanından ve nefsin arzu ve isteklerinden vazgeçmiyor. Nefsin ve iblisin tutsağı esiri olmuş artık aklara kara demiş. Allah’ın hidayeti ulaşmadan bunların yola gelmesi de beklenemez katiyen Allah hidayet ederse ancak insanlar yola gelebilirler, doğruyu bulabilirler. Bunların, gerçeği kabul etmeyen insanların canı sıkılır, daralır, bunalır, of der, dayanır, tıkanır, batağa batar, gider kurtuluşu felakette arar. Küfür pisliğinin istilasında kalırlar. Hâlbuki İslam ebedi selametin adıydı. Barışın, mutluluğun, kardeşliğin adıydı ve kendisiydi. Esselam selamet her korkudan salim olan Dârusselam selam yurdu İslam selam yurdudur. İslam’ın kendisi selamdır onun yaşam yurduda selam yurdudur. Dârusselam dünyada Dârul İslam deniyor buna, cennette de Dârusselam deniyor buna. Ey kardeşim gel İslam Dârusselam’dır, Dârul İslam’dır. Müslüman Dârul İslam bu Dârusselam intikal edecektir. Dünyada İslam cennetinden öbür âlemde ki Dârusselama yani selam cennetine, selamet cennetine girecektir. Dünyanın cenneti de İslam’dır, öbür âlemin cenneti de İslam’dır. Burada Dârul İslam denirken orada Dârusselam diyor. Yine selam, yine selam yani selamet, mutluluk, kurtuluş hiçbir tehlikenin olmaması, hiçbir arızanın olmaması tam bir mütekâmil saadetin, kurtuluşun bulunması işte bütün tam bir saadet ve selametin bizzat kendisi içinde bulundurmak kaydıyla İslam’ın kendisidir. İçi dışı saadet ve selamettir. Biz Allah’ın hidayet ettiklerine veya edeceklerine konuşuyoruz. Allah’ın hidayet etmediğine ne Peygamberler ne de başkası kimsenin tesiri olmaz. Ancak bu tebliğlerin faydası nedir? Allah’ın hidayet edeceği insanlardır, hidayeti kabul edecek insanlaradır.

Dakika 55:15

Gerçeği kabul edecek insanlara Allah’ın hidayeti hemen ulaşır. Yeter ki Allah’ın verdiği kuvvetleri hidayeti kabul etmek üzere kullan, iradeni haktan tarafa kullan, Kur’an’dan Kuran-ı Kerim’den tarafa kullan işte o zaman hidayet sana ulaşır. Allah benim, kulların sahibiyim Cenabı Hak diyor ki; ben Allah’ım diyor Allah’u Teâlâ (C.C) bütün kulların sahibi benim diyor. Yani Rabbi’siyim diyor. Sövüp durmayın bana tövbe edin ki onları merhametli kılayım diyor. Şimdi biliyorsunuz dünya da yine zalimlerin elinde kalan milletlere söylüyor. Malik Bin dinar, Fahrettin Razi gibi zatlara dayanan bu haberde de felsefe kitaplarında hükümdarların kalbi benim elimdedir diyor Cenabı Hak. İdarecilerin kalpleri benim elimdedir. Bana itaat dene onları rahmet kılarım. Kim bana isyan ederse onları azap kılarım. Allah’a itaat olmadan ne fertler, ne cemiyetler, ne devletler, ne sistemler hiç dünya da düzelme olmaz. Allah’a itaat edeceksin. İşte bu haberin ruhunda Allah’a iman ve itaat bulunmaktadır. Kuran-ı Kerim de baştan sona ne çıkıyor ortaya? Yine Allah’a gerçek bir iman ve gerçek itaat çıkıyor. Bütün Kuran-ı Kerimin, İslam’ın amir hükümleri de bunu gerektiriyor. Bunun sonucunda ne çıkıyor? Mutlu bir hayat tarzı çıkıyor hem de ebedi mutluluk ortaya çıkıyor ve onun nuru parlıyor ve seni o nur kuşatıyor. Gizli şeytan cemiyetlerine dikkat edin gizli şeytan cemiyetleri çoklarınız sapıttılar. Ey şeytan cemiyetleri nice insanları sapıttınız diyor. İnsanlıktan çıkardınız hile, tuzak, yalanlarla şehvet yollarını gösterdiniz diyor. Yanlışı doğru diye gösterdiniz. Kime diyor bunu? Şeytanlara ve şeytan cemiyetlerine ve insanlığın başının belası olan insanlığın kanını emen barışın önünde ki engellere çağın katillerine gizli illegal, legal insanlığın şerrine zararına çalışan örgütlere diyor. İnsanlığın hayrına çalışın hayrına diyor. Ey gizli şeytan cemiyetleri çoklarını sapıttınız insanlıktan çıkardınız hile, tuzak yalanlarla diyor şehvet yollarını gösterdiniz. İmanın yolunu kesmek hakkın, adaletin, barışın yolunu kesmek sosyal adaleti yok etmek istediniz. Bunlara seslenirken bütün insanlığın da bunlara destek olan, yardımcı olan bunların birde uşakları var o uşaklar olmazsa bunlar bir şey yapamazlar. O uşaklar var ya bunlara kul köle olanlar işte şeytanları, zalimleri, tağutları ayakta tutanlar onlardır. Eceli müsemma herkese, zalimine, adiline de mümine de ve mümin olmayanlara da, Müslimine de, gayri Müslimine de ne yapacaktır?

Dakika 1:0:10

Allah bir ömür süresi ecel vermiştir. Ömür süresi biter ömür gelir. İşte Eceli Müsemma belli bir süre enam suresinin 2. Ayetine baktığımız zaman bu gerçeği de görmekteyiz. Yine 128. Ayeti Kerimede istisna bazı zamanlara aittir ki bazı zamanlar ateşten soğuk cehennemine atılanlar olur yine ateşe dönecekler. Burada ki yine Zemahşeri’nin Keşşaf ’da ki rivayette ne diyor? Öyle suçlular var ki İlahi adalet tecelli etmiş cehenneme atılmışlardır. Bunlar soğuk cehenneminden ateş cehennemine, ateş cehenneminden soğuk cehenneme götürülürler. Buda suça göre azap çeşitlerinden birisidir. Bu duayı da çok okuyun.             

Allâhümme ecirni minennar ve edhılna ilel cenneti meal ebrar

Allah’ım bizi ateşten, cehennemden kurtar bizi koru ve iyilerle cennetine bizi al. İyi kullarınla beraber bizi de cennetine al diyor.

       Aynı kazanç aynı cezayı hak eden sosyal toplum olduklarını ikrar ederler. Dünya da suçlular birbirlerine destek olurlar aynı suçu işlemeye devam ederler. Yarın ruzi cezada da aynı suçtan hepsi cezalanır. Hak ettikleri cezaya çaptırırlar. İlahi adalet tecelli eder Allah intikamını alır. Allah zulüm etmez hak edenin cezasını verir.

        Yine Mülk suresinin 9. Ayetinde Allah bir şey indirmedi diyenler, kitabı Peygamber’i inkâr edenler (وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِن شَيْءٍ) diyenler işte bu kitabı ve Peygamberi inkâr etmenin faturası Ebediyülebet cehennemdir. Kitabın noktasını bir kelimesini dahi sakın inkâr etme, Kur’an’ın bütün emirlerini yerine getirmeye çalış. Ama sakın ola ki tembih ediyorum, uyarıyorum ve sana kendi acıdığımdan dolayı bu noktaya işaret ediyorum. İslam’ın sakın ola ki hiçbir emrini inkâr etme, hiçbir zerre haram helal deme gücün yettiği kadar Allah’ın emirlerini yapmaya çalış. İnkâr başkadır gücün nispetinde ameller işlemek başka şeydir. İman için mazeret kabul değil. İslam’ın bir tarafını inkâr edip, bir tarafını kabul etmek iman değil tam kâfirliktir. Bu Kuran-ı Kerim de açık seçiktir. Hiçbir Peygamberi inkâr edemezsin, hiçbir İlahi kitabı inkâr edemezsin, Peygamberlerle Allah’ın arasını açamazsın ve İslam ile Allah ile Peygamber ile ayrı bir yol tutamazsın.

Dakika 1:05:00

Allah ne dediyse ona inanmak zorundayız gerçek hakikat budur inanmalıyız. Kalbimizle tasdik dilimizle ikrar etmeliyiz. Bu iman için bir defa şarttır bunsuz iman olmaz, şüphe olursa yine iman olmaz. İnkâr tekzip olursa iman olmaz. İnsanlar günahkâr olabilir ama katiyen inkâr etmek için mazur sayılmazlar. İnsanın hatası olur ama imanda hata kabul değil. Amellerde ki hatalar olur tövbe istiğfar edersin ama imansız ölürsen yandın. Doğru iman et, günahlarına da tövbe et imanına hiç zarar getirmeden Müslüman yaşa, Müslüman öl. Buna dikkat et! Rasûl-üs Sakaleyn İmam-ı Haremeyn insanların ve cinlerinde Peygamberi Hz. Muhammed’dir. (A.S.V) Hz. Muhammed hem insanların tümünün bütün insanlık âleminin Peygamber’idir, hem de bütün cinler âleminin Peygamber’idir. Bunu da unutma. Hz. Muhammed’in Peygamberliği başka Peygamberlerin Peygamberliğinden ayrılan noktalar var. Bunlardan birisi Hz. Muhammed evrensel bütün milletlerin kıyamete kadar Peygamber’idir. İslam’ın amentüsü de evrenseldir bütün Peygamberleri, bütün İlahi kitapları da içine alır. Onun için İslam’ı ret eden her Peygamberi ret etmiş olur, Allah’ı da ret etmiş olur. Buna dikkat et! İslam’ın imanının evrensel gerçek bir amentü olduğunu bütün Peygamberlerin amentüsünün İslam’ın amentüsü olduğunu unutma. Buhari Şerif’ten gelen bir rivayette                 ‘’ Muhammed’ün Seyyüdü kevneyn vessakaleyn vel ferikayn min arabin ve min acemin ’’ ne diyor? O iki cihanın İnsan ve Cin’nin, Arap ve Arap olmayanın yani bütün insanlığın efendisidir, Peygamberidir diyor. Arap’ın ve Arap olmayan bütün milletlerin hem efendisidir, hem Peygamberidir. Onun için Allah’ı tanımalı Allah’a itaat etmeli. Putlar için bunlar fakirdir Allah zengindir derlerdi putperestler. Putların önüne yemek götürürlerdi köpekler gelir o taptıkları putların önünde ki yemeği yer putların üzerine bacağını kaldırır köpekler kirletirdi onları. İşte Allah’a kulluk etmeyen insanların bir tarafı böyledir. Neden? Allah’a inanmayanların Hz. Muhammed’in Peygamberliğine Kuran-ı Kerim’in, İslam nizamının, İlahi kanunların bir defa hak ve gerçek olduğuna inanmayanların, bunların yerine başkasını koyanların durumu bunun ya aynısıdır ya da buna yakındır. Birçok farklılıklar olmakla beraber putlar farklı olabilir. Ama Allah’tan başka kime tapıyorsan bunlar birer, birer ayrı, ayrı putperesttirler. Birisi kara öküze tapar, birisi beyaz öküze tapar. Öbürü gider ineğe tapar, birisi gider aslana tapar, birisi gider atına tapar, birisi gider itine tapar. Birisi atasına, birisi bilmem neye Allah’tan başka neye tapıyorsa kendine yazık etmiş olur. Çünkü bu şirktir.

Dakika 1:10:08

 Mümin Allah’tan başla hakem Allah’ın hükümlerinden de başka hüküm tanımadığı için harcamasını da İlahi kanuna göre yapması gerekir. Yani mümini işi Allah’ın emirlerine, hükümranlığına, hükümlerine ve onun ölçülerine göre hareket edecektir kazanmasını da harcamasını da. İnancını amellerinde tatbik etmelidir. Gerçeklere inandın bunları amelinle, ahlakınla ve adaletinle ispat etmek zorundasın ve amel bakımından da müşrik durumuna düşmeden, fasık olmadan iman İslam şiarını korumalıdır. Müşriklerin uyruğu altında kalıp hükümlerine, amellerine uyup iştirak etmek mecburiyetinden bulunanlar inanç ve amelle ilgili şirke sürüklenmekten uzak kalamazlar. Amelen muvafakat etmeli amelen muvafakat, ameli şirki kalben rıza göstermek ise itikadı şirki gerektirir. İşte bugünkü dünyanın ruhunu okuyan madde budur. Açın en güzelim muteber ilmi kelem kitaplarını, akaid kitaplarını, tefsirleri açın şöyle bir bakın Enam suresinin 136. Ayetle, 140. Ayetlerinin de anlamını verdik ve onları da bitirdik şimdi onların keşif notlarını veriyoruz. Enam suresi 136. Ayetle 140. Ayet arasında ki keşif notlarına bakın, önemli muteber tefsirlerimize de bakın, Elmalı’nın tefsirine de bakın bu ayetlere enam suresinin bakın ne diyorlar; buna dikkat et! Şimdi müşrikleri uyruğu altında kalıp buraya dikkat et iyi anla. Hükümlerine, amellerine uyup iştirak etmek mecburiyetinde bulunanlar inanç ve amelle ilgili şirke sürüklenmekten uzak kalamazlar. Amelen muvafakat ameli şirki kalben rıza göstermek ise İtikadi şirki gerektirir. Şirk düzeninin eğer itikaden kabul ettiğin zaman o şirk düzenini itikaden şirke düşersin. Onların amelini amelen kabul ettiğin zaman da amelen şirke düşersin diyor. Bende biraz aha özetlemiş olayım dedim. Bunlar birer, birer keşif notlarıdır. Bunlar içinde bulunduğun ortamda şirke düşmeden yaşayabilmek için hem İtikadi, hem ameli burayı hafızana al ona göre itikadını gözden geçir. Amelini gözden geçir şirkin içinde yaşayıp da sakın kendini aldatma, Müslüman sanma. Müslüman yaşa, mümin yaşa şirke karşı kendini koru, şirk düzenlerine karşı da kendini koru, itikadını koru, amelini koru. Neslini, milletini, devletini ve bütün dünyada ki insanları da korumaya çalış aydınlatmaya çalış.

Dakika 1:15:00

İnsanlık şirkten kurtulsun, Allah muhafaza buyursun, bütün insanlığın şirkten, nifaktan, şikaktan, kötü ahlaktan ve zulümden kurtarıp imana, Ameli Salih’e, güzel ahlaka ve sosyal adalete sevgiyle dolup taşmaya Cenabı Hak muvaffak eylesin. Onun için müşriklerin uyruğu altında kalıp hükümlerine, amellerine uyup iştirak etmek mecburiyetinde bulunanlar inanç ve amelle ilgili şirke sürüklenmekten uzak kalamazlar. Amelen muvafakat ameli şirki kalben rıza göstermek ise İtikadi şirki gerektirir. Enam suresi 121. Ayetine bak tedbirli olun tembih var. Tedbirli olun onlara itaat ederseniz kesin müşrik olursunuz. Şirk hükmünün yüklediği neler varsa bunlar da hayırsız tüketimdir. Çünkü şirkin adaleti yoktur zulmü vardır, şirkin hükmünün ne yüklemişse sana bunların tamamı hayırsız tüketim, hayırsız harcamalardır. Onun için İslam tam adaleti yerli yerince de Allah yolunda kazanmayı Allah yolunda da harcamayı emreder. Servetini, varlığını da şirk yolunda harcayamazsın, şirki güçlendiremezsin, destek olamazsın. Tevhidin ilk ameli neticesi her masrafı sırf Allah için yaptıran ameli ekonomidir. Birde ekonominin ameli olanı vardır. Nedir o? İşte sırf her harcamasını Allah için yapıyorsan bu ameli ekonomidir. Allah için yapmıyorsan o ameli ekonomi değil şirkin uğrunda harcadıkların olur. Hayırsız tüketim israf yani yıkan, ezen krizlerin sosyal ıstırapların, krizin, sefaletin sebebidir. Şeytanlar uğruna kazançlar telef olur gider. İşte buna şirk düzeni derler. Şöyle bir dünyaya bakın ezilen milletler niçin eziliyor? Dünya da israf var israf, yersiz tüketim var, yersiz harcamalar var, yersiz stoklar var. İnsanlığın hayrına kullanılmıyor. Bunlar nerede olur? İslam’ın ortaya koyduğu sosyal adalette bu yersiz tüketim olmaz sosyal adalet olur. Merhamet olur, sevgi olur, adalet olur ve yersiz tüketim israf olmadığı için dünya milletlerinin hepsi rahat eder. İslam kimseyi aç bırakmaz çünkü komşusu aç yatarken kendisi tok yatan bizden değildir diyen Hz. Muhammed’dir insanlığın İslam’ın Peygamber’idir. Şeytanlar uğruna kazançlar telef olur gider. İşte bu şirkin ortaya koyduğu zulüm düzenidir. Kadınlara ölü hayvana iştirakten başka hak tanımayarak zulüm ve hakaret ettiler.

Dakika 20:16

 Kim? Mekke’de ki şirk düzeni o İslam öncesi şirke dayalı o günkü idare cahiliye idaresi kadınları insan saymıyor diri, diri toprağa atıyor. Varis değil mirastan hak alamıyor birde ölü hayvana iştirak ediyorlar leşler de beraber yiyorlar. Bunun dışında kadınlara hak, hukuk vermiyor, hak tanımıyor. İslam ise bundan 14, 15 asır önce dünyaya insan haklarını evrensel beyannamesini yayınlamıştır. Hem de İlahi merhametle insanlık kucaklanmıştır. İlahi adaletle kucaklatılmıştır, ilim irfanla kucaklatılmıştır. Dünya eğer bugün bu gerçeğin dışın da yaşayanlar varsa işte Allah’ın ortaya koyduğu hakkı, adaleti geç kavramıştır daha halen kavrayamadığı tarafları vardır. Yoksa bu dünya daha çok ilerleyecekti ve gerçek dünya, adalet ve sosyal adalet yerleşecekti, dünya kardeş olacaktı. Bütün dünya da barış olacaktı. Olmadıysa İslam’a karşı çıkan, Allah’a karşı çıkan zorbalar zalimlerin yüzündendir. Şirkin yüzündendir. Onun için kıymetli dostlarımız yalnız erkek evlatlarına yapılan vakıfları da cahiliye âdetine benzetmiş bu ayeti okumuştur. Şimdi yalnız erkek evlatlarına yapılan vakıflarına da cahiliye adetlerine benzetmiş bu ayeti okumuştur. Kim? Hz. Ayşe annemiz. İslam da erkeğe de, kadına da İslam dini en güzel hakkını vermiş Allah taksimini yapmıştır. Allah’ın taksiminde kusur olmaz. Ancak o taksimi doğru anlamayan kafalar da eksiklik olur. Allah’ın taksimizi, İlahi İslam adaletini doğru anlamayan kafalarda eksiklik var hâlâ. İslam’ı eksik görenlerin kafası eksiktir. Allah’ta eksiklik olmaz İslam İlahi’dir. Bu ayet Suyuti’nin de verdiği habere göre; Nasıl olursanız öyle edilirsiniz diyen hadisi şerifle aynı anlamdadır. Hangi Ayet? Enam suresi 129. Ayet (بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ) işte buna dikkat et! Burada da bütün insanlık âleminin kendini fertlerin başta kendini gözden geçirmesi gerekiyor. Bütün fertler Allah’a itaat ettiği zaman ortaya mükemmel cemiyetler, milletler, devletler çıkar. Ey dünyada ki ferdi hürriyeti bütün insanlara verdi. Bu ferdi hürriyetinle özgür hür iradenle Allah’a itaat et. O zaman fertler düzelecek cemiyetler de düzelmiş olacak. Milletler mükemmel necip milletler dünya da ortaya çıkacak tüm insanlık bura da ne yapacak? Erdem kazanacaktır ve dünyaya da işte adil bir düzen çıkacaktır. İşte o adil düzen sosyal adaletin sosyal barışın dünyaya hâkim kim olduğu yüce Allah’ın ortaya koyduğu düzendir, Allah’ın kanunlarıdır, onun nizamıdır. Gökte ki kanunlar, tabiatta ki kanunlar, İlahi kitabı kanunlardır. İşte Kitabi ayetler, Kevni ayetler bütün insanlığa Cenabı Hak bu adaleti teklif ediyor. Dünyaya barışı yerleştirin, sosyal adaleti yerleştirin. Bunun temelinde iman ve Allah’a itaat olacak.

Dakika 1:25:32                    

 

 

 

 

 

(Visited 94 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}