[jw7-video]

114- Tefsir Ders 114 hayat veren nurun keşif notları

 

114- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 114

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

İlâhî sanatın inceliklerini kudretin alâmetlerini görmek ayanı yani varlıkların şekillerini seyredip ilticâ etmek. Kime? Yüce Allah’a ilticâ etmek, İlâhî Rızâ’ya yürümek, Rabbânî siyaseti takip etmek, Dikkat et! Müslümanın siyaseti Rabbânî ’dir. Rabbânî siyaseti takip etmek, kevnî olanlar evrene, kâinata âit ilimlere göz atmak, âlem kitâbını okumak. Bizim iki tane kitâbımız var biri kitâbî olan Kur’an-ı Kerim biri de kevnî âyetler işte evrene âit şu kâinata âit âyetler var. Bunları da okuyabilmek Allah’ın mülkünde eşkıyâlık değil, şeytana uşaklık değil îmânla çalışmak… Melekler, Peygamberler, Sıddıklar, Şehitler ve Âlimleri takip etmek işte bunlar göklere çıkarlar düşmezler. Bunlar yükselirler, düşmezler, yükseldikçe yükselirler, tam güven içinde yükselirler. Bunlar işte Yüce Allah’ın lütfunda seyre çıkmışlardır. Yükselirler Rızâ’ya doğru yürürler, Allah’ın himâyesindedirler. Öbürleri ise helâk olmak için çıkarlar. Öbürleri de çıkarlar onların istidraçları vardır ama niçin çıkarlar? Niçin çıkmalarına müsaade edilir? Helâk olmak için. İlk oluş ikinci oluşun başlangıcı, buna dikkat et! Yoktan yaratılış mezardan kalkmanın birinci delilidir. Îmâna çağıran Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’dir. Neye çağırıyor? Allah’a çağırıyor. Ey insanlar, ey cinler âlemi, ey insanlık âlemi! Yaratana O’nun emrine gir, îmâna gel Allah’ı tanı, kânûnlarını tanı diye Kur’an-ı Kerim bütün insanlık ve cinler âlemini îmâna çağırıyor, İslam’a çağırıyor, Hz. Muhammed’in Peygamberliğine ve onun getirdiği şeriata tâbî olmaya çağırıyor. Muhammed’e tâbî olmadan Allah’a gidiş mümkün değildir. Çünkü Muhammed’in getirdiği ilkeler Yüce Allah’ın ortaya koyduğu ilkelerdir.

Onun için Cenab-ı Hak;

(قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ﴿٣١﴾)

Buyurmuşlardır. Muhammed’e tâbî olmaya çağırıyor Cenab-ı Hak böyle de diyor. Allah’ı sevmenin şartı da Muhammed’e tâbî olmak, onun Peygamberliğini ve onun getirdiği şeriatı İslam nizâmının tümünü kabul etmektir. Bunun için kıymetli efendiler,  Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’dir ki îmâna çağırıyor. Vicdanlar da bu ses çınlamaya devam etmektedir. Vicdanlar da bu ses çınlıyor. Hangi ses? Îmâna çağıran ses Kur’an-ı Kerim’in sesi, Muhammedin sesi vicdanlar da çınlıyor îmâna gel, İslam’a gel diye ses bütün insanlığı çağırıyor.

Dakika 5:12

Hem de ebedî mutlu hayata, Allah’ın rahmetine çağırıyor, ezelî ve ebedî rahmete çağırıyor. Düşünmek mutlak hikmet inancının sonucudur. Düşünmek mutlak hikmet inancının sonudur. Çünkü Cenab-ı Hak bize tefekkür, tezekkürü, hafızayı, aklı, idrâki ve Akl-ı selimi onun için vermiştir. Akl-ı selim sahipleri bu sesi duyuyor ve icâbet ediyor, emrine giriyor, gereğini yapıyor. Akl-ı selim sahipleri de Akl-ı maaş sahipleri aklını şehvetinin ve dünyanın menfaatinin emrine vermiş ve aklını İslam’ı tanımamak için kullananlar ki, Ebû Cehil ’in aklıda böyleydi Muhammed’i öldürmek ve İslam’ı yok etmek için aklını kullanıyordu. Bugün dünyada Allah’u Teâlâ’nın (C.C) sıfatlarını, zâtını, efâlini, O’nun birliğini, O’nun ortaya koyduğu kânûnlarını dini İslam’ı ve Muhammedin Peygamberliğini ve Şanlı Kur’an’ı kabul etmeyenler aklını başkalarına esir edenlerdir. Yusuf Sûresi’nin 105’inci âyetinde: “Göklerde ve yerde nice deliller vardır. Onlar yüzlerini çevirip geçerler.” Yüzünü çevirip geçme bak ve gör. Neyi? O delilleri gör. Neyin delili? Allah’ın yüce kudretinin varlığının, birliğinin delillerini. Bakar körlerden olma! “Büyük günahlardan sakınırsanız kusurlarınızı örteriz” diyor Nisâ Sûresi 31’inci âyet-i kerime de. Birde bu âyetlerde ‘’El-Ebrar’’ geçiyor. Ebrar: Şeriatı uygulayan Müslümanlardır. Bunları özüyor Cenab-ı Hak zaten cennete girmek için kesin “Ebrar” olmak gerekiyor. Bir de nüzulden bahsediyor Allah’ın ziyafet sofrasıdır ki misafire ikrâm demektir. Bir de ‘’Rabıttan’’ bahsediyor nöbet bekleyin Allah yolun da çalış vatanını, milletini, mukaddesâtını, dinini, îmânını, namusunu, bütün kutsal yüce değerlerini koru ama hepsini Allah için yap. Sakın başkaları için yapma! Allah için yap ki, tam bir bu nöbette neler kazanacaksın, cihattan neler kazanacaksın? Başkaları emretti diye yaparsan o ibâdet olmaz. Ama emir komuta zinciri için de bütün yaptığın meşrû her şeyi Allah’u Teâlâ’nın emri olduğu için ve O’nun rızâsı için yaptığın zaman Müslümanların bir emir komuta zinciri içinde olmalarının bir zararı yoktur daha da çok faydalıdır. Yeter ki emreden de emir olunanda Hakk’ı söylesin Hakk’a itaat etsin. İkisi de bununla görevli zaten âmir, memur ikisi de Allah’ın emirlerine bağlı kalmak zorunluluğu var. Burada görevlilerin öyle olması bir durum değiştirmiyor. Âmir olunca her yaptığı meşrû olmuyor. Âmir olsun, memur olsun Allah’ın emrin de çalışacak ilâhî ölçülere uyacak kim olursa olsun.

Dakika 10:00

Allah’ın huzuruna O’na itaat ederek gitmek gerekiyor. Mûsevî, İsevî’ler, Müslüman olanlar Necâşî ’ye gıyabi cenaze namazı kılınması hicretin 9’uncu yılına rastlamaktadır. Mûsevîler’den Müslüman olanlar, İsevî’lerden Müslüman olanlar yine Necâşî Müslüman oldu Habeş hükümdarı onun gıyabi cenaze namazı kılındı. Şimdi işte bunlar birer, birer ders alınacak meselelerdir. Sabırdan bahsediliyor yine bu son âyet-i kerime de: “Sabır musibete tahammüldür.” Ansızın gelen belâlar vardır. Bunlara tam bir tahammül, Allah’a itaat ederken tahammül ve isyân etmemek için tahammül gibi bunlar sabrın bizzat maddeleridir. Bunların tümünde Müslümanda sabır olacaktır sabır gücünü îmândan alır, îmân gücünü Kur’an-ı Kerim’den alır, hak bilgiden alır. Bunun için sabrının üstüne çıkmak sağlam yürekli… Dikkat et buraya! Ribat olmak, nöbet tutmak düşmandan daha güçlü düşman da seninle savaşırken sabrediyor. Senin sabrın düşmanınkinden daha üstün daha güçlü onun sabrının daha üstüne çıkacaksın. Dikkat et buraya! Sağlam yürek sende olacak îmân çünkü sende, İslam sende, sağlam yürek sende olacak ve olmak nöbet tutmak hayatın mukaddesâtın bekçisi olarak hem o yol da hizmet, hem de o yolun bekçisi olarak hayatın devam edecek. İşte ribatın içeriğinde bunlar var. Cephe de savaş olduğu gibi sınır boylarında nöbet bekleyen Hakk’ın, hakîkatin yükselmesi için ve vatan toprakları üzerinde ki milletin güven içinde olması için nöbetin Allah katında derecesi çok yüksektir. Kütüb-i Sitte de yine: “Allah yolunda bir gün karakol beklemek” Peygamberimiz diyor ki: “Allah yolunda bir gün karakol beklemek dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır. Ölen iyi amel üzere ölür. Rızkı üzerine gönderilir durur. Fitneden korkudan emin kılarak diriltir.” Cenab-ı Hak onu diriltirken de tam güven ortamında diriltiyor. Karakolda ki namaz 2 milyon namaza eşittir. Yani nafile namazlardan iki milyon namaza eşittir. Cihâd savaşmak düşman kanı dökmektir. Nöbet ise vatan toprağı üzerindeki Müslüman ve zimmîler gayrimüslim bunların kanını muhafaza etmektir. Yani güveni sağlamaktır. Onun için nöbetin büyük faziletleri bulunmaktadır ve cephe de cihâd ne kadar üstünse nöbette ona göre üstünlük taşımaktadır. Yine kadın erkek hicret edenler, bunlar da şu âyet-i kerimenin şümûlünde bulunmaktadır. Ümmü Seleme (Radıyallâhu Anha) kadınların zikrini sormuş, isimleri geçmiyor şeklinde bir soru sormuş. İşte bu âyetler geliyor, Nisâ Sûresi geliyor ve Talâk Sûresi geliyor ve kadınlara da özel Sûreler geliyor.

Dakika 15:06

Kadın haklarından A’dan, Z’ye ruhundan bedenine, bedenden ruha ve kalbe kadına kadınlık değerlerini veren, kadını kadın yapan ve “cennet anaların ayağının altındadır” dedirten kıymetli özellik ve sıfatları kadına o hakları veren ve büyük yüce kazanımlarla kadına mükemmel bir kişilik kazandıran değerler İslam’ın değerleridir. Kadına hakları veren insan haklarını 14 asır önce dünyaya yayınlayan Hz. Muhammed’dir. İnsan hakları dünyaya 50 sene önce yayınlanmadı. 14 asır önce Hz. Muhammed dünyaya yayınladı. Allah’ın ortaya koyduğu insan hakları aslî haklardır, dokunulmaz haklardır, hak ve hürriyetlerdir. Bugün ise hâlâ insan hakları altında birçok insan sınıfları dayatma altındadır. Çağdaşlık adı altında zorbalık ve dayatmalar yapılmadadır. Çağdışı uygulamalar yapılıyor. Hem de insan hakları diye, diye yapılıyor, çağdaşlık adına yapılıyor, medeniyet adına yapılıyor. Medeniyetsizlik ve çağdışılık bu günkü aslî hakların önün de zorba olarak duruyor. Onun için çağların önünde ki ve dünyayı cennete çeviren öbür cennete hazırlayan gerçek hak ve menfaatlerin ve hürriyetlerin tamamı İslam’ın ortaya koyduğu hak ve hürriyetlerdir ve dokunulmaz haklar vardır. Kur’an-ı Kerim’de ben Allah’ın emrettiği gibi yaşayacağım diyor. Biri dayatıyor yok benim sistemime göre yaşayacaksın diyor ve kendisi oraya kânûn koymuş kendine göre Allah’ın kânûnlarını hiçe sayıyor. İslam’da her emir Allah’ın kânûnudur. Onu hiçe sayıyorsan bu kişi Allah’ı mı dinleyecek seni mi? Bir defa düşün! Allah’a mı itaat edecek sana mı? İşte bura da birini ötekileştirir hak ve hürriyetlerini dokunulmaz haklarına tecavüz edersen terörü sen icat ediyorsun, ötekileştiriyorsun, bölücülük yapıyorsun, ayrımcılık yapıyorsun, hakları gasp ediyorsun terörün kaynağı bu insanlığa inandığı gibi hak ve özgürce yaşamasını ver. O zaman bak neyi yaşayacağını, neyi yaşamayacağını onun ölçüleri var zaten ilâhî ölçüler. Öyle herkesin rastgele kafasına göre olmuyor hakîkatin ölçüsü var, delili var, belgesi var, kesin bilgisi var, bunun müçtehitler topluluğu var, bu işi bilenler şûrâsı var. Niye oraya götürmüyorsun müçtehitleri toplamıyorsun niye? Dayatacaksın da onun için dayatmak istiyorsun, benim dediğim dedik diyorsun bu zorbalıktır. Bu gün yetki senin elindeyse yarın öbürünün eline geçtiği zaman onu da sen kendin gibi davranmaya zorluyorsun. O da sana senin yaptığın gibi zorladığı zaman ne olacaktı? İşte ortada bir terör bölücülük bir irticayı icat ediyorsun bu milletin tamamı Allah’ın kulları sosyal adâleti bunları uygulasan bugün silah bende diyorsun zorluyorsun. Güç bende yetki bende diyorsun yarında onun eline geçer bu, sen eğer silah kullanırsan o silah onda da var.

Dakika 20:00

O da sena tutar bunu peki, her iki tarafa yazık olmaz mı? Herkesin hakları verilse de Yüce Allah’a olan itaat sağlansa kalpler de îmânı olan Allah’a saygısı olan kişinin vatanperverliği senden çok üstün gerçek vatanperver onlardır, milleti ve insanlığı seven de onlardır. İnsanlığın hakkını yemeyecek de onlardır. Niye? Allah’u Teâlâ’nın huzurunda el pençe duruyor. Hak yemenin nasıl bir cinâyet olduğunu biliyor. Îmânlıya sen îmânından vazgeç, ahlâkından vazgeç benim dediğim gibi olacaksın dayattığın zaman işte dünyayı perişan eden senin zihniyetindir. İnsanları serbest bırak Allah’a itaat etsinler. Kur’an-ı Kerim ne diyorsa, sünnet ne diyorsa ve Peygamber nasıl uyguladıysa bugüne kadar bütün müçtehit âlimler ki bunun metodolojide ki İslam hukûkçuları İmâm-ı Âzâm’dan Sahâbînin tümü, Mâlik’ten, Şâfiî’den, Hanbelî’den alda diğer bu ekolden gelen mükemmel bizim İslam âlimlerimizin bir araya gelecek her konu da söz sahibi İslam adına İslam’ı bilende olacak. İslam’ı bilmiyor hem de karşı çıkıyor. Kendi aklıyla da hem Kur’an’ı yargılıyor, Hem Allah’ı, hem de Müslümanları yargılıyor. İşte terörün kaynağı sensin (Essalâtü bi-ardıl ribâti) bak ne diyor Peygamberimiz (A.S.V) (Essalâtü bi-ardıl ribâti bi-elfi elfeyn salâtin) buna dikkat et! Karakolda ki namaz iki milyon namaza eşittir diyor. Vatanperverlik işte orta da, âyet-i kerimeye bak bir de hadisi şerife bak! Allah ne söyledi, Peygamber ne söyledi? Yüce Allah’ın sözünü Peygamber işte oradan aldığı ilhâma göre bunun müjdesini ve faziletini bildirdi. Bunun için her işi ehline vereceksin bilene işi ehlinden çıkarır da ehil olmayanlara verirsen işte o zaman hercümerç yaşanır, kaos yaşanır ve o zaman ortaya kargaşa çıkar. Adâlet ilkeleri bozulur, sevgi saygı bozulur iyiler arka da kalır, kötüler öne geçer, vatan millet tehlikeye girer, bütün yüce değerler tehlikeye girer. O zaman da bir iç kargaşa ortaya çıkar. Vatana en büyük kötülük buradadır, millete kötülük buradadır. Milleti birbirine kırdırmaktan daha büyük kötülük ne olabilir?  Milletin inancıyla oynamak ne demektir? Milletin ahlâkını çökermek demek ne dektir? Milleti içinden çürütmek demektir. Müslüman bir milleti sen hangi millete çevirmek istiyorsun? Senin modelin ne? Allah’tan başka İlâh mı buldun? Allah’tan başka İlâh yok ki, Müslümanı bir yere çeviremezsin ki birilerini aldatırsın ama o birilerini, bir buçuk milyarın kaçını aldatacaksın? Sonra insanlık İslam’ı arıyor harıl, harıl dünya Müslüman oluyor. Dünya sen hâlâ zorla dayat bakalım İslam’ın önünü keseceğim diye dayat. Dünya Müslüman oluyor ve bir gün gelecek ki çok sürmeyecek bütün dünya ilâhî adâletle mutlu olup hayat bulacak.

Onun için bir Cenabı Hakk’ı Rabbisini seven kalbinde sevgi ateşi yananın birisi şöyle diyor:

Dakika 25:03

 

Muhabbet bağına girdir.

Açılmış gülleri derdir.

Vuslatın çağına erdir.

Sevgi pınarından içir.

Arayım seni bulayım,

Rızâna vâsıl olayım,

Sen Gani’sin, sen Kâdir’sin.

Habîbini, Rasûlünü göster bana,

Cemâlini Lütfet bana.

İşte Cenab-ı Hakk’a yalvarıyor. Hakk’ı sevenler O’nun sevdiğini de severler. Hakk’ı sevenler, Hakk’ın yerdiğini de yererler. Kimseye de kavuk salamazlar haksızlık da etmezler. Ama hak ölçüye uyarlar. Cenab-ı Hak’ta hepimizi hayat bulan, hak ölçüye uyan kullarından eylesin.

Dakika 26:30

(Visited 67 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}