[jw7-video]

129- Tefsir Ders 129 hayat veren nurun keşif notları

129- Kur’an-ı Kerim Tefsir Dersi 129

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Bu sebeplere dayanmıyorsa kadın bura da hakka uymak zorunda kalacaktır. İbn-i Abbâs, Atâ, Ebû Mansur’dan gelen rivâyet bu da. Nüşuz hakkında İbn-i Abbâs biliyorsunuz Peygamberimizin amcasının oğlu sahâbînin en büyük âlimlerinden birisi, Atâ da büyük bir müfessir ve Ebû Mansur bunlar da öyle. Ziya Paşa da şöyle demiş: bu tabii sadece bir aklı düşündürmek için Ziya Paşa’nın ki burada dile getiriliyor. Yoksa bağlayıcı hüküm Allah’ın hükmüdür senin ki değildir. Ziya Paşa şöyle diyor: “İsyan ile alçalan kadını birkaç tokatla yukarı kaldır. Kadınlık şeref ve terbiyesini bağışla, dersini ver diyor.” Şu şiiri okuyor; “Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir. (Yani tekdir: azarlamak demek) Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir diyor.” Tüm yolar tükendikten sonra Kur’an-ı Kerim’de ki bu âyet (وَاضْرِبُوهُنَّ) Kuran’ı Kerim de bu âyet ne diyor? (وَاضْرِبُوهُنَّ) tüm yollar tükendi, kadının da haklı bir sebebi yok işte o zaman kadına ne yapacaksın? Onun kârına olanı yine yapacaksın. Eğer burada ki (وَاضْرِبُوهُنَّ) âyetinin sırrı kadın için elbette ki faydalı olduğu, ortaya çıktığı zaman ki Allah’ın her emri faydalıdır. Bunu kadını da erkeği de iyi bilmelidir. Bunun için de ilâhî emirler yerine gelmelidir. Avrupalılar karşı çıkıyor şimdi buna İslam kadını dövüyor zannediyorlar. Hayır, İslam kadını kurtarıyor. Fransız mahkemesi dayak yiyen bir kadını ret ediyor. Kadın baya bir dayak yemiş kocasından Fransa da ve boşanma davası bile açamazsın diyor kadına mahkeme, Fransız mahkemesi, kocanı bu hale sen getirmişsin diyor mahkeme. Şimdi Kur’an-ı Kerim’e saldıranların ikiyüzlü olduklarına bir bakın. Kur’an-ı Kerim’de kusur olmaz. Allah yarattığının nasıl terbiye edileceğini milyarlarca dünyalılardan ve başkalarından iyi bilir. O zaman bu işlerin bir tarafı ilim, irfân isterken asli esası îmân da istiyor. Îmân olmadan, ilim irfân olmadan Kur’an-ı Kerim’in hayat veren derslerini ne kadınlar, ne erkekler gereği gibi anlayamazlar. Sulh ve barış için hakemi seçme hakkı karı ve kocaya aittir. Şimdi sulh ve barışı sağlamak için kimi hakem yapalım bir kadın tarafından, bir de erkek tarafından, kadın ile erkeği kendisi kararlaştıracak kimin hâkimlik yapacağına diyor. Bu Sulh ve barış için hakemi seçme hakkı karı ve kocaya âittir. Hz. Ali’den gelen rivâyette de şöyle diyor: (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn) “Bir talak-ı bain ile diyor ayırabilir hakemler” diyor. Hasan da ayıramazlar demiş ve İmâm-ı Âzâm da sulh ve barış için gelen hakemler ayırmaya değil iki tarafı birleştirmeye, barışı sağlamaya gelmişlerdir.

Dakika 5:00

Hem Hasan’dan, hem de İmâm-ı Âzâm’dan gelen rivâyet âyetin gelişi ise barıştır. Âyet-i kerime de barış vardır diyor. Hz. Ali’nin de yüksek görüşünün de tabii ki o da başka aileler için ayrılması gerekenler için de Hz. Ali’nin görüşü doğrudur. Hatâ erkekte olursa Nisâ Sûresinin 128’inci âyetinde durum belirtilmektedir. Hatâ erkekte olursa kadın hakkını arar ve boşanmaktan başka çare yoksa kadın bunu iyi bilir erkeğin durumunu ve 128’inci âyet-i kerime de ve emsâli İslam hakları ve hukûku üzerin de İslam’ın insanlara verdiği hak ve hürriyetler konusunda kadın da boşanmak için dava açar. Yine on vazife şunlara dikkat et! Kişide öncelikle şu on vazife vardır. Şirksiz îmân ve ibadet şirk olmayacak gerçek bir tevhîd îmânı ve bir ihlâsla Amel-i Sâlih olacak kadında, erkekte, kulluk görevi yerli yerince olacak, anaya babaya son derece saygılı olunacak. İhtiyaçları varsa onların ihtiyaçları giderilecek, son derece onlara tatlı, güler yüzlü ve iyilik yapar durumda olacaksın, daima iyilik edeceksin. Yetimlere, yoksullara, akrabaya, yakın komşuya, yakın akrabadan, komşuya, uzak komşuya, gayrimüslim komşu bunların tamamına bir defa Müslüman iyilik etmek ve bunlarla iyi geçinmek zorundadır. İlâhî kurallara uyarak, ölçü ilâhî kurallardır. Efendimiz (S.A.V) Hz. Muhammed komşuluk, yakınlık İslâmiyet hakkı olan komşu diyor bunun üç hakkı vardır. Bazı komşunun sende üç tane hakkı vardır. Birincisi komşuluk, ikincisi yakınlık yani akrabalık, üçüncüsü de İslâmiyet hakkıdır diyor. Diğer bir komşunun da iki hakkı vardır biri komşuluk biride Müslüman olmasıdır diyor. Diğer bir komşunun da diyor yine bir hakkı vardır. Kim bu? Gayrimüslimlerin de sende bir komşuluk hakları vardır diyor. Çünkü komşu ve insandır. Münâvî Kenzü’l Ummâl da bunlara bu rivâyetler bulunmaktadır. Arkadaşa iyilik şimdi yol arkadaşısın istersen 2 metre yol git, istersen günlerce arkadaş ol. Arkadaşa iyilik, iyi davranmak şarttır her türlü arkadaşa, yine misafire, kölelere, hizmetlilere, işçilere, câriyelere, bunlara iyilik şarttır İslam dinin de, İslam ne kadar işçi ve işveren varsa dengeleri, adalet dengelerini İslam kurmuştur. Ne emeği düşmanlığına, nede sermaye düşmanlığına İslam müsaade etmez. Emeğin hakkını daha anlının teri kurumadan emeğin hakkını ver der ve sermaye düşmanlığına da müsaade etmez ona da âdil davran der. Bazı Yahûdîler Ensâr’a, Muhâcire yardım etmeyin fakir düşmenizden endişe ediyoruz diyorlardı. Yani Ensâr’a diyorlar ki,

Dakika 10:00

Muhâcirlere siz niye yardım ediyorsunuz? Yardım etmeyin fakir düşmenizden endişe ediyoruz diyorlardı. Bu şeytânîdir Müslümanın diğer bir Müslümana yardım etmesini çekemeyen İslam karşıtı güçlerdi bunlar. O günde vardı, bugün de vardı, yarın da olacaktır. Burada da Yüce Allah yardım et diyor bağlayıcı emir, sana kazandırıcı emir, ilâhî emirdir. Ne Yahûdî, ne Nasrânî, ne Arap, ne Türk hiç kimsenin ki geçerli değil Allah’ın emirleri geçerlidir. Malı, ilmi gizleyenler adamın malı var gizliyor hayır işlemiyor, ilmi irfânı var gizliyor. Bunlar diyor malı, ilmi gizleyenler, gösteriş yapanlar ağızları diyor mühürlenir, eller ayaklar konuşur. Yasin’i Şerif’in son sayfasından 2’nci sayfaya şöyle bakıver sondan 2’nci sayfaya bakıver. Temizlik, namaz, cihâd bunlara dikkat et diyor.  Son derece temiz ol, namazını yerli yerince ve daima hayırlı işlerin cihâdında bulun cepheye gitmek gerekiyorsa seve, seve koş cepheye diyor. Bu insanlığın kurtuluşu, barışın sağlanması, zulmün ortadan kaldırılmasıdır diyor. ittisâl, gusül buna son derece gusül için gusül boy abdesti gerektiği zaman derhal abdestini yerli yerince al. Hem boy abdestini al, hem de namaz abdestini yerli yerince al. Sarhoşun bir defa aklı gittiği için, ne yaptığını da bilmediği için bununda yıkıcı ve olumsuz davranışlarına karşı tedbirli olun. Zâhirî ve Şâfiî de kadına dokunmak abdesti bozar Zâhirî mezhebin de ve Şâfiî de. Yine Şâfiî de ikisinin de bozulur. Zâhirî de dokunanın ki bozulur, Hanefî de ise bozulmaz. Teyemmüm kastetmek, niyet şartı aranmaktadır. Yani teyemmüm ederken niyet şarttır, iç ve dış temizlik şarttır İslam da.  Su bulunmadığı zaman kişinin ihlasla Yüce Allah’a teyemmüm ederek bir saygı davranışın da bulunması gerekiyor. Teyemmüm burada bir abdestin yerine ibadete hazırlıktır. Tamamı elde edilmeyenin hepsi terk edilmez. Keşfü’l Hafâ, buraya da dikkat et! Bir şeyin tamamını elde edemiyorsun ama bir kısmını elde ediyorsan tamamdır o bir kısmını elde etmeye çalış. Tamamı elde edilmeyenin hepsi terk edilmez. Hiç unutma! Teyemmüme ruhsat ve cünüplüğe da, sarhoşluğa da bura da nedir? Dikkat et diyor!……

Dakika 14:18

(Visited 69 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}