[jw7-video]

174- Tefsir Ders 174 hayat veren nurun keşif notları

174- Kur’an-ı Kerim Tefsîr Dersi 174

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

 

Kıymetli dinleyenlerimiz,

Nisâ Sûresinin 135’inci âyet-i kerimesinde de kendiniz, Ana-Babanız, akrabanız aleyhine de olsa adâlet ediniz diyor Cenab-ı Hak. Zengin olsun, fakir olsun doğru şahitlik edin adâletten sapmayın diyor. İslam dini tam bir ilâhî adâlettir. Kimsenin hakkını kimseye yedirmez. Tam bir güven, tam bir sosyal adâlettir, tam bir güven ortamıdır. Eğer İslam cihâna, Yüce Allah’ın istediği gibi hâkim olduğu zaman başta insanlığın tamamı rahat edecektir ve bütün canlılar yerde ki, gökte ki ekosistem de hiç mi hiç bozulmayacak gerçek bilim daha da hızla ilerleyecek keşifler birbirini takip edecektir. Yerlerde, göklerde keşifler gerçek hak bilim işte o zaman insanlığın menfaatine sunulacaktır. Bir taraf yiyecek, bir taraf ona geriden aç sefil bakacak değildir. Çünkü İslam adâleti sağlayacaktır. Bir taraf karnını şişirmiş fazla yemiş, bir taraf ise vitaminsizlikten damarında yeteri kadar kan yok vücudunda can yok vitaminsizlikten rengi sararmış. İşte yeryüzünde ki bütün mazlum, gariban, fakir, yetim, kimsesizlerin merhamet kanadı altına alıp kimsesizlere onları bağrına basıp da o kimsesizlerin kimsesi olacak olan Yüce İslam’dır. Kimsenin hakkını kimseye yedirmez, dünyayı sömürtmez adâleti sağlar. Yaşayan doğru güzel yaşar, ölen güzel ölür, dirilen mahşere güzel gelir, yüzü ak, kalbi pak gelir. İslam nurdur hakîkattir çünkü. İşte âyet-i kerimeler biz babamızın, atamızın sözleriyle üstadım şöyle diyor, falanca şöyle diyor, filânca şöyle diyor diyenlerden değiliz. Allah ne diyorsa, Peygamber Muhammed ne diyorsa, Kur’an-ı Kerim ve sünnet, icmâ ümmet, kıyas-ı fukahâ, müçtehitlerimiz, yüksek âlimlerimiz ne diyorsa işte biz onları demeye çalışıyoruz. Onları tebliğe çalışıyoruz. Allah’ın irşâdının tercümanlığını yapaya çalışıyoruz. Eğer herkes benim üstadım bunu diyor, benim liderim şunu diyor, benim öteki bunu diyor, beriki bunu diyor derseniz işte dünyada Allah’la kul arasına başkaları girdi mi ne oldu Allah’ın ortaya koyduğu İlâhî nizam ortadan kayboldu. Gerçek hayat bozuldu, gerçek adâlet bozuldu, sosyal dengeli düzen bozuldu, gerçek bilim Allah’ın ortaya koyduğu hak ve hakîkatle hareket edilseydi bu tür insanlığın vicdanının hepsini içine alan bir evrensel ruhtur Kur’an’ın ruhu, İslam’ın ruhu İslam’ın kalbi bütün kalpleri içine alır. Ayrım yapmaz bütün ruhları kuşatır ayrım yapmaz. İslam’ın îmânı gerçek îmândır bütün îmânları gerçek îmânları kendine celp eder ve îmân etmeyenleri de kurtarmak için îmâna çağırır, Hakk’a çağırır, hakîkate çağırır. Onun için bilim gerçek ilim İslam’ın mârifet, nur, hakîkat İslam’ın kendisidir.

Dakika 5:00

Şârî Teâlâ’nın ortaya koyduğu İslam şeriatı Allah’ın kânûn ve kurallarıdır. Dâhili, hâricî siyaseti gözetin. İslam’da ki siyaset Allah’ın siyasetidir, insanlığın menfaatidir. Yoksa zâlim siyaset her türlü hileye, soyguna, hırsızlığa, mafyaya, teröre bulaşan siyaset çirkef alçak siyasettir. İlâhî siyaset nedir? Âdildir bütün insanlığın menfaatinedir. Siyaseti âdile onun zıttı siyaseti zâlimedir. İslam’da ki siyaset ortamı insanlığın menfaatine en uygun olanı yakalamak ve onu yapmaktır. En faydalıyı yakalamaktır. İslam’ın tamamı ilâhî siyasettir. İslam siyasete karışmaz derler. Pis siyasete karışmaz ama ilâhî siyasettir tamamen İslam dini Allah’ın siyasetidir. Çirkef siyasete İslam ne yapar? Karşı durur. İslam’ın kendisi adil siyasettir, sosyal adâlettir, huzur ve insanlığın güvenidir. Onun için dâhili hâricî siyaseti gözetin mükâfat mücazat değişmez Allah’ın kânûnudur. Nedir bu? Bu kânûn iyiliklerin karşılığında mutlaka mükâfat alacaksın bu Allah’ın değişmez kânûnu kötülüklerin karşısında cezâ alacaksın, suçun karşılığında ki cezâyı alacaksın bu da adâletin şaşmaz kânûnudur. İlâhî adâletin bu da şaşmaz kânûnudur. Affa uğramadığı Allah affetmediklerine adâletini uyguluyor. Affettiklerini dilerse affeder o ayrı, ama siz kâfir olun ben affedeyim dememiş buna af da yok. Af olmayan bazı suçlar var. Küfre af yok, şirke yok, nifâka yok, kul haklarına yok af. Bunların çaresi ne? Küfründen vazgeçip îmâna geleceksin Tevhîd Îmânına, İslam’ın ortaya koyduğu îmâna, birilerinin saçma sapan batıl inançlarına değil. İslam’ın ortaya koyduğu hak îmâna geleceksin. Küfürden vazgeçip îmâna gelip de tövbe ettiğin zaman bunun çâresi budur. Nifâktan vazgeçip doğru dürüst Müslüman, mü’min olacaksın, münâfıklığın bütün her şeyini terk edeceksin ve vahdete, tevhîde, dürüstlüğe sadâkate geleceksin, Müslüman görünüp kâfir yaşamayacaksın. Münâfıklık budur, Müslüman görünür kâfir yaşar. Onun alâmetleri pek çok sayılmıştır Kur’an-ı Kerim de münâfıklığın alâmeti çoktur. Onun için bunlar mükâfat, mücazat değişmez kânûn bunlar Allah’ın Vaadi Sübhânisidir. Okuduğum âyet-i kerimeler de bunlar bu konular bir, bir geçti. Müşrikler İslam’ın başlangıcında dünya da gâlip durumdaydılar. İslam daha yeni doğuyor dünya şirkin eline geçmişti, güçlü devletler vardı şirke saplanmış ve süper emperyalist devletler vardı, putperest devletler vardı, Mecûsiler ateşe tapıyordu, Bizans’ın durumu belliydi ve Arap yarımadası putperesti, dünyanın diğer bölgeleri de böyleydi. Hanîf dininde olanların sayısı çok yok diyecek kadar parmakla sayılacak kadar azdır İncîl’in, Tevrât’ın, Mûsâ’nın, Îsâ’nın yolundan sapılmıştır.

Dakika 10:00

Bir “Fetret Devri” ortaya çıkmıştı işte âyeti kerimelerdeki bak Fetret Devri’nden de bahsedilmektedir. Onun için dünyaya şirk gâlip durumdaydı, müşrikler egemendi ama Tevhîd Îmânı doğdu. Dünya şirkten kurtarılmalıydı. İbn-i Abbâs’tan, Mukâtil’den Benî Âmir’e, seriyye göndermiş. Kaynağında bu haberin İbn-i Abbâs var, Mukâtil var Benî Âmir’e seriye göndermiş Peygamber Efendimiz Bi’ru Maune‚  de hepsi şehit olmuştu, burada ki ihânete uğradı bizim seriyyemiz. 3 kişi kurtulmuştu, kurtulanlar yol da düşman tarafından sandıkları 2 kişiyi bunlar da düşmanımız diye bunları öldürmüşlerdi. Bunların emanları varmış Benî Sâlim diyet istemişlerdir. Efendimiz (A.S.V), 4 Halîfesi ile otururlarmış, kalkmışlar Benî Nâdir’e gittiler. Savaşmamak, diyetlere yardım yapmak için bunlar anlaşmalıydı, aralarında anlaşma yapmışlardı. Efendimiz, durumu söyledi onlar da: “Buyurun yemeğimizi yiyin, diyete yardım yapalım” dediler. Ama görünüşler de, görünüşte bu “Benî Nâdir” olayı görünüşte böyle dediler ama Peygamberi gizli öldürmeye kast ettiler. Suikasta karar verdiler Peygamber Efendimizin tepesine bir değirmen taşı atmaya gizli karar verdiler. Kim bunlar? Benî Nâdir Yahûdîleri Peygamberimiz bunlarla anlaşmalıydı, aralarında barış anlaşması, sulh anlaşması yapılmıştır. Ne yazık ki bakın, karşılarında âlemlere rahmet Peygamberini öldürmek için suikasta hazırlanıyorlar. Büyük bir taş atıp ezmek istediler. Cebrâil (AS.) hemen geldi durumu haber verdi. Bir Peygamber bütün insanlığa Allah’ın rahmetiyle rahmet olarak, rahmet tecellîsi olarak gönderiliyor. Bakın insanlık kendi en büyük dostuna Allah’ın tecellî eden en büyük lütuf ve rahmetine ne yapıyorlar? İhânet yapmak istiyorlar. İnsanoğlu gaddardır, nankördür. İstisnâlar kâideyi bozmaz. Nitekim Cebrâil (AS.) bunların ihânetini haber verdi. Efendimiz oradan hızla uzaklaşıyor. Dediler nereye gidiyorsun ya Muhammed (A.S.V) efendimize? İşte yemeklerimiz kaynıyor, çömleğimiz kaynıyor dediler. Efendimiz o âlemlerin rahmet Peygamberi bütün insanlığın kurtuluşu için gelen, herkesi cennete çağıran, sırf Allah’ın birliğine çağıran, saadet ve mutluluğa çağıran, hayat veren ilâhî emirlere çağıran o Peygamber dedi ki: “Niyetiniz haber verildi” dedi. Görüyor musunuz kibâr dille, nâzik bir dille niyetiniz haber verildi. Yani siz suikast yapıp beni öldürmek istediniz ama Allah Cebrâil (AS.) gönderdi, durumunuz bana haber verildi dedi. Benî Nâdir Yahûdîleri tabii ki ne oldu şimdi? Bu da Atâ’nın rivâyetidir ve taş olayıdır ki sağlam kaynaklara dayanmaktadır bu haberler de.

dakika15:00

Yine de bunca kötülük ve ihânetler karşısında Peygamberimiz yine affediyor. Onlarla dâima dost olmayı sürdürmek istiyordu, ilâhî mesaj da böyle idi. Ama nereye kadar? Hâinlik eğer devam ederse o hâinliğin içinde hâinler boğulur gider, helâk olur. Nitekim olanlar oldu, nimet hayra ulaşmak şerden korunmaktır. İslam tamamen bütün âlemlere nimettir, rahmettir. Hz. Muhammed bütün âlemlere nimet ve rahmettir. Nimet nedir? Diye sorarlarsa: Hayra ulaşmak şerden korunmanın adıdır. Her hayır olan şey nimettir, her şerden kurtaran şey de nimettir. Demek ki, şerden insanları koruyacak, bütün sana emniyet ortamını sağlayacak İslam dinidir. Her türlü hayra seni ulaştıracak yine İslam dinidir. Çünkü İslam tamamen rahmettir, nimettir. Hayrın tamamı İslami hayırdır, İslam’ın şer dışında kalmıştır ve bu hayrın içine çağırıyor bütün insanlığı, gerçek mutlu ortamın içine güven ortamına çağırıyor İslam dini. Allah’ın güven ortamıdır çünkü İslam Allah’ın kurduğu düzendir.

Birde nakipten bahsediliyor nakip, teftiş için gönderiliyor ki nakit teftiş demektir. 12 sıpt, 12 torundan birer nakip göndermiş idi. Şam topraklarında Eriha’ya cebbarların memleketi idi orası o zaman, Kenanlılar oradaydı. Hz. Mûsâ bu 12 tane müfettişi gönderdi. Dedi ki onlara: “Sırrınızı kimseye söylemeyin” dedi. Müfettişleri gönderdi ama sırrınızı saklayın benden başkasına söylemeyin dedi. Bunlar gittiler, korktular ikisi hâriç ne yaptılar? Bunlar sırlarını söylediler. Bu ikisi hâriç olan müfettişlerden görevlilerden Kâlep Bin Yuhanna ile Yûşâ Bin Nûn bunlar sırlarını sakladılar, öbürleri sırrı ifşâ ettiler. Mûsâ gibi bir peygamberin sözünü yerine getiremediler, emri yerine getiremediler. (AS.) Mûsâ (AS.) Allah’ın Ulû’l Azm Peygamberlerinden birisidir.

Kıymetli dostlarım,

İncîl de yazılıdır. Ebû Hayyân şöyle diyor; Bir grup Îsâ Allah dediler. Yahûdîlerin durumu öyle, Hristiyanların durumu böyle. Bir grup Îsâ Allah’ın oğlu dediler. “Hâşâ Sümme Hâşâ”, bir grup üçün üçüncüsü diye inanırlar. Müslüman görünen tarikatlarda da Allah’a şekil veren bu bâtıl inanç da bulunanlar vardır. Bunlar Hristiyan inancından alınmıştır. Hulul, hulul etti diyenler, Vahdeti vücutçular bunlar Hallaç, Saffâr, Lebbaç ve benzerleri bunlardandır diyor. Bahru’l Muhît’te bunları söyleyen Ebû Hayyân’dır.

Dakika 20:00

Büyük âlimlerimizden birisidir Ebû Hayyan. Şimdi İslam tarikatlarına dikkat edin Müslüman tarikatlara! Eğer Müslüman görünen tarikatlar da Allah’a şekil verenler bazı müşebbehe gibi mezhepler de Allah’a şekil verenlerin tamamı işte bunlar kimisi Budist, Budizm’den, Hinduizm’den ve Hristiyanlıktan etkilenmişler ve bunlar Hristiyan inancından alınmış bâtıl inançlardır. Îsâ ile alâkası yok, Mûsâ ile alâkası yok. Îsâ, Mûsâ bunlar İncîl, Tevrât bunlar İslam peygamberleridir hep Müslümandır. Ve İncîl gerçek İncîl, uydurma İncîl değil gerçek İncîl, gerçek Tevrât bunlar Allah’ın kitaplarıdırlar. Ve Kur’an-ı Kerim bunları hep yenilemiştir. Çünkü onları ne yaptılar? Koruyamadılar, yanlış mânâ verdiler, tahrif ettiler, yanlış mânâlarla tağyir ettiler işte onun için de Allah, İslam şeriatıyla geçmişi yeniledi. Cizyeler, ağır vergiler gibi bakın neler ortaya çıktı. Tâzirler ortaya çıktı tâzir yola getirme terbiye cezâsı kötülüğü def etmek için önce Cenab-ı Hak terbiye metotları uygular. Ne yapar? Uyarır, yerden uyarır, gökten uyarır, kıtlık verir, hastalık verir, çile verir, üzüntü verir, düşman saldırısı olur. Bunların tamamında insanoğluna kitapla uyanmayanları, nasihatle uyanmayanlara Allah belâlarla uyarmak ister. Onun için insanlar Allah’ın kitâbını Kur’an’ı ve Muhammed’i dinlemek kendi kârlarınadır. Yoksa Ehl-i Takvânın nasîbi cennettir. Ehl-i Dünya’nın nasîbi Allah’ın belâsıdır. Belâlarla uyanmaktansa Allah’ın hak ve hakîkî olan nur saçan öğütleriyle uyanmak mutlu olmak gerekmez mi? Bizden söylemesi, Allah’u Teâlâ ilmiyle, kudretiyle bütün âlemlerin her şeyine hâzır ve nâzırdır. Arş’ı Âlâyı nasıl hâzır, nâzırsa yeryüzünde, gökler de, ezelde, ebette, her zerreye de nedir? Hâzır ve nâzır o şekilde tecellî eder. İlminden kaçacak, kurtulacak, O’nun kudretinden kaçıp kurtulacak ne ezel de, ne ebette, ne yerde, ne gökte hiçbir şey yoktur. Allah’ı doğru tanı! Allah’u Teâlâ ilmiyle kudretiyle hâzırdır, nâzırdır, her şeyi gören, bilendir, kuşatandır, kudretiyle kuşatmış. İçten dıştan kuşatılmışsın, kalplerimiz kuşatılmış, ruhlarımız kuşatılmıştır. Kalbinde Îmân varsa, Amel-i Sâlih varsa, Allah sevgisi muhabbet varsa bunun karşılığında lütuflar gelir kalbine. Buna Evliyâlar ne derler? Cem’ul cem derler yani lütufların seni istilâ etmesidir. Kalbin kazanımı neyse o gelir karşıdan Allah’tan gelir. Kalbinde şirk, nifâk, küfür olduğu müddetçe kalbine onların karşılığı belâlar gelir, sıkıntılar gelir, üzüntüler gelir, çatlayacak patlayacak hâller gelir. Sanki göklere çıkıyormuş gibi bir bunalım gelir. Mutlu olmanın imkân ve ihtimâli yoktur. Küfrü, şirki kalpten çıkarmak için Allah’tan yardım iste gerçek îmâna gel.

Dakika 25:02

İşte bunları sana dünya da herkes söylemez. Bütün insanlık Allah’ın kullarıdır biz söylemek zorundayız. Dilimizi bilenler anlıyorlar, dilimizi bilmeyenlere de dilimizi tercüme etsinler, tebliğ etsinler yerli yerince. Tekrar, tekrar bu hakîkatleri dinleyin dinletin, 7’den 70’ine bütün zürriyetlerinize milletlerinize dinletin herkes kurtulsun mesele bu. İslam kurtarmaya gelmiş, İslam kurtarıcı ama İslam doğru dürüst anlatılmıyorsa bu da anlatmayanların suçudur. Bunların da ağızlarına ateşten gem vurulacaktır. İslam tarafsız, katıksız, katkısız İslam anlatılmalıdır hiçbir ideolojinin tesiri altında kalmadan, hiçbir grubun egemenliği altında kalmadan. Hakk’ın egemenliğinde sırf Hak için hakîkati haykırabilmelidir. Biz aczimizle bunu yapmaya çalışıyoruz başka bir şey yaptığımız yok bunu yapmaya çalışıyoruz. Rahmetten kovma bakın, başa gelen belâlar Allah kimilerini rahmetinden kovuyor. Niye? İnanmıyor. Kabul etmiyor Allah’ın ilkelerini, kânûnlarını. Rahmetten kovmalar oldu şeytan kovuldu. Şeytanın izinden gidenler hep rahmetin dışında kaldı kovuldular. Kimisini Allah maymuna çevirdi, domuza çevirdi. Bakın maymuna, domuza çevirmeler oldu. Rezillik, felâketler yağdırdı Cenab-ı Hak başlarına nice belâlar verdi cizyeler ağır vergiler başlarına geldi kondu. Bu haberlerin kaynağında da hem Kur’an-ı Kerim hem de sağlam ilim adamları bulunmaktadır. Ata bunlardandır, Hasen bunlardan, Mukâtil bunlardan, İbn-i Abbâs ‘da bunlardandır. (Radıyallâhu Anhüm ve Erdahüm Ecmaîn). İlâhî hükümleri bozarlar Allah’ın kitâbını sakın bozmaya çalışma kendin bozulursun. Geçmişte Tevrât’a, İncîl’e ihânet ettiler mahvoldular. Kur’an-ı Kerimi bozma şansı yok ama insanlar kendini bozarlar. Yanlış anlar, yanlış yorumlar rant sağlamak için birinin keyfine kavuk sallar domuzlaşır, ayılaşır. Ne olur? İşte maymuna, domuza çevrilir. Kur’an çarpar, inanmayanı, ihânet edeni çarpar. Kur’an’ın sahibi Allah’tır, İslam’ın sahibi Allah’tır, İslam, Kur’an, Muhammed ve kutsal yüce değerler ihânete gelmez. İhânet eden çarpılır. Allah’ın belâsını hemen bulur ya içinden bir bomba patlar, kalbinden patlar, beyninden patlar. Her günah bir bombadır. Nerenden patlayacağını o suçunun karşılığında verilen cezâlar ona göre patlamalar ortaya çıkar. Volkanlardan daha çok patlamalar olur. Aklını başına al ey insanoğlu! Bütün insanlık benim benden, bende onlardanım, bütün insanlık Allah’ın kullarıyız. Doğru söylemek gerekmiyor mu birbirimize? Kur’an-ı Kerim gibi yüce kitap varken neden bu doğru bilinip doğru anlatılmıyor? Anlatanlar müstesna Aynı kadronun adamlarıdır. Hz. Muhammed’e bugün ihânet eden, Müslüman görünen, Muhammed’i yok sayan, Kur’an’ı keyfine göre yorumlayan zındıklar da bu sınıftandırlar. Doğruyu söylemedikçe ne kendin kurtulabilirsin ne de başkalarına faydalı olamazsın. Faydalı olmanın yolu, kurtulmanın yolu Kur’an-ı Kerimi doğru anlamak insanlığa doğru anlatmaktır.

Dakika 30:00

Bunlara rağmen genel af görüyorsunuz bu ihânetler karşısında Hz. Muhammed yine affediyordu. Genel af güzel ahlâkla muamele İslâmî müsâmaha gösterilmiştir. Dâima gösterilmiştir tarihler boyunca her milleti İslam korumuştur, zimmetine almış kendi canı neyse zimmetinde olan başka milletleri korumuştur. Hristiyan’ını, Yahûdî’sini, Ateşperestini, Mecûsi’sini, ötekini, berikini hangi inançta olursa olsun kendi egemenliği altındakileri korumak zorundadır. Müslümanlar koruyarak gelmiştir. Bir suç işleyen olduysa bu ferdîdir İslâmî değildir. Bugün İslam’ı terör kaynağı olarak göstermeye çalışanlar kendi dünyanın en baş teröristleridirler, İslam’ı bilmeyenlerdir. İslam bu dünyanın, ruhların, kalplerin ve kıyâmete kadar bütün âlemin barışı İslam’dır. Barışı sağlayacakta İslam’dır. Barışı yok edenler terörü üretenlerdir. İslam düşmanları barışı yok etmek için çalışıyorlar. Niye? Ellerindeki vurucu güçle birilerini vuracaklar, bir yerleri sömürecekler. Dâvâ bu, kızıl zihniyettir bu insanlığın baş düşmanıdır. O silaha senin elinde bugün vuruyorsun birine, yarın öbürünün eline geçince öteki de sana vurunca şimdi babanın canına mı değecek bu? Kan akıtmak vicdana sığar mı? İslam’ın barışı varken, sosyal adâleti varken, İlâhî merhamet bütün âlemi kucaklamışken sen bunu yok et, merhametleri yok et. Allah’ın rahmetini yok etmeye çalış, ilâhî adâleti yok etmeye çalış, barışı yok etmeye çalış ve ondan sonra kendi zulmünü dayat millete benim elimde şu var bu var diye. O yarın da başkasının eline geçer veya geçmiştir. O zaman insanlığa yazık olmaz mı? Elinde ki silahı birisi kapıdan girip elinden alınca, sendeki silah ona geçince, çünkü su testisi suyolunda kırılır. Sen mafyanın başında iken o mafyanın içinde birbirini yiyen nice mafyalar görmedin mi? Yeryüzünde adâletin tesisi için çalış yapacağımız budur. Gelin buna karar verelim.

Tövbe Sûresi’nin 29’uncu âyetinde: “Ehli kitapla cizye verip zelil oluncaya kadar savaşın.” Bunlar kim? Kılıç âyeti bu. Kimdir? İncîl’e ihânet eden, Tevrât’a, Îsâ’ya, Mûsâ’ya, Kur’an’a Muhammed’e ihânet eden zihniyetler. Bunlara karşı da ne yapacaksın? Zorbaların elinden imkânı alıp adâlete, sosyal adâlete ve merhamete dünyayı teslim edeceksin. Kur’an-ı Kerim’in bütün emirleri cihâdı her şeyi dünyada barışı sağlamak, adâleti sağlamak içindir. Enfâl Sûresi’nin 58’inci âyetinde: Hâinlik edenlerle ahdi bozanlardan bahsediliyor burada da anlaşmayı, sözleşmeyi bozanlar hâinlik edenlerden bahsediyor Enfal Sûresi 58.’inci âyette. Şimdi şöyle bir baktığımız zaman bunların nesh edildiğine söyleyenler de bulunmuştur. Fakat bunların Sâbûnî bunun çoğunluk olduğunu söylemiştir. Fakat şunu da söylemek gerekir ki: “Her suç affedilmediği gibi her suç da cezâlanmaz.”

Dakika 35:08

Bu da adâlet bunu kendisi kendi mekanizması içinde adâlet bunları değerlendirir. “Her suç affedilmez ama her suç da cezâlanmaz.” “Cihânda bir kusur insan bulunmaz velakin her kusur teftiş olunmaz” sözü de bunun için söylenmiştir. Şunu da unutmasın kimse, tövbe kapısı açıktır. Bütün dünya da tövbe istiğfar edip îmâna gelip bu barışa sarılmak, barışın içine girmek gerekmektedir. İslam tamamen barış, adâlet, hak îmân ve ilâhî nizâmdır ve ilâhî merhametin âlemi kuşatmasıdır. İslam ilâhî merhamettir âlemi kuşatan Allah’ın hem rahmeti, hem merhametidir İslam, hem de adâletidir. İslam’ı başka türlü anlama insanları özgür hür irâdesiyle selâmete ulaştırmak için gelmiştir insanları İslam dini. Hür irâdenle îmân edersin, hür irâdenle Allah’a seve, seve kulluk edersin İslam seni mutlu bir akıbete götürür. O mutlu akıbet cennettir, Allah’ın Cemâli’dir. Dünyayı da dünya ya göre cennet hâline getiren İslam’dır. Ruhlar da mutlu hayatı temin eden, hayat veren İslam’dır, kalpler de, kalp de aklıselimin yolunu çizen işte İslam’dır. Yine hak ruhtan bahsediyor hak ruh Hz. Muhammed’dir. Bu hak ruhu İncîl’de, Tevrât’ta ki bunlar inkâr ettiler. Hak ruh olarak geçer Hz. Muhammed. Bak, Muhammed’i inkâr bu insanların karine değil işte rahmet Peygamberi bu bütün âlemlere. Nasıl inkâr edebilirsin ki bunu? Kötülükte becerikli sanayi ile övünenler, ticaret sevdası, Allah’ı âhireti unutmaları bunlar da kötülüğü alevledi. Kötülükte beceriklilik istidraçtır, sanayi ile övünmeler sanayi Allah’ın sana beceri vermesi ve dünya da sanayiyi iyiye kullandığın zaman bu da Allah’ın bir nimetidir ama kötüye kullanma bunu. Sanayi ile övüneceğin yerde şükret Allah’a ve bütün insanların faydasına kullan. Ticaret sevdası, ticaret yap ama âdil yap, sömürme, hak yeme ve bunu Allah yolunda insanlığın menfaatine kazan ve harca mutlu ol ve başkalarının mutluluğu için çalış. Ben mutlu olayım başkaları mutsuz olsun diyen vicdan, vicdan mıdır? O canavarların vicdanıdır. Hattâ canavarlar da bir fıtrat vardır canavar fıtratı ekosisteme göre yaratılmıştır onlar. Sen insan yaratıldın insan canavardan daha aşağı düşmemelidir. Benim olsun başkasının olmasın diyen vicdan insan vicdanı, canavar vicdanı bile değildir, daha aşağıdır. Niye? Canavarlar da kendi arlarında paylaşıyorlar. Allah’ı, âhireti unutmaları Allah unutulur mu? Her şey Allah’ındır, bize her şeyi Allah verdi, biz Allah’a âitiz. Bizim ruh ve bedenimizi Allah yaratmadı mı? O yaşatmıyor mu bizi? Allah unutulur mu? âhiret önce dirileceksin gerçek âlem orası burası muvakkaten imtihan âlemi ve çalışma âlemi, kazanma karşılığını alma âlemi cennettir. Âhiret âlemidir gerçek âlem, burası imtihan âlemidir.

Dakika 40:00

İnsan imtihan salonunda niçin bekler? İmtihan salonunda imtihan biter imtihanı kazanan gider dairesine görevinin başına, dünyada da insanoğlu imtihanını kazanır doğru cennetine gider. Allah unutulur mu? Âhiret unutulur mu? Böyle dünya olur mu? Yarın öleceğin mezara gideceğin belli, 2 kere 2, 4’den daha kesin. Ölmeyen var mı? Ağadan, paşadan, zenginden, fakirden hiç ölmeyen biri var mı? Generallerin elleri sİlâh dolu, orduların ortasında oturuyorlar Azrâil generalleri alıp götürmüyor mu? Doktorlar ellerinde ilaç dolu, doktorları Azrâil (AS.) alıp götürmüyorlar mı? Hâkimler doğru hüküm veren veya doğru hüküm vermeyen Hâkimlerin Azrâil gırtlağına çöküp alıp götürmedi mi? Götürmeyecek mi? Kimi götürmedi Azrâil (AS.)? Zengin, zengin olduğu için Azrâil’in bıraktığı bir zengin var mı? Azrâil’in bıraktığı bir fakir var mı? Azrâil (AS.) alıp Allah’a götürüyor. Hesap vereceksin, Allah’a hesap vereceksin. Aklını başına al! Bunu kendime söylüyorum seni de sevdiğim için bu gerçekleri birlikte paylaşalım diyorum görevimiz icabı.

Rum Sûresi’nin 7’nci âyetinde Cenab-ı Hak Yüce Allah (C.C)

(يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ ﴿٧﴾)

Onlar sadece zâhiri biliyorlar dünya hayatından diyor. Ama âhiret hayatından bunlar tamamen gaflet ediyorlar, âhireti görmüyor. Karnının acıktığını biliyor ruhundan haberi yok. Bedenini görüyor aklından, kalbinden, ruhundan haberi yok. Dünyayı görüyor âhiretten haberi yok, maddeyi görüyor mânâdan haberi yok. Mahlûku görüyor Hâlikı hiç hatırlamak istemiyor. Böyle bir akıl olur mu hiç, buna akıllı denir mi hiç? Mahlûku görüp Hâlikı inkâr etmek hiçbir defa insana, aklı olana, vicdanı, îmânı olana yakışır mı? Onun için Cenab-ı Hak Rum Sûresinin 7’nci âyetinde (يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا) diyor onlar zâhiri bilirler. (مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا) dünya hayatından sırf zahiri bilirler. (وَهُمْ) onlar (عَنِ الْآخِرَةِ) âhiretten ise (هُمْ غَافِلُونَ ) onlar gaflet ederler. Âhireti bileceksin ey paşa, dayı! Önce kalbinden ruhundan haberin olacak. Kalbine bak kalbine, ruhuna bak îmân var mı? İslam var mı? Allah’ın istediği, Peygamber Muhammed’in getirdiği, bütün Peygamberlerin ortaya koyduğu îmân ve o vicdan o hak ve hakîkat var mı ruhunda, kalbinde? Buna bir bakıver işe kendimizden başlayalım. Karşıda kusur armaya kalkmayalım, kendi içimizden bakalım şöyle doğrunun, yanlışın ölçüsü Kur’an-ı Kerim’dir, Hz. Muhammed’dir. (A.S.V) Cenab-ı Hak birçok nur saçan hakîkatleri ortaya koyuyor, bizde duyurmaya çalışıyoruz. Babilliler istilâ edince Benî İsrâil’i Babilliler vaktiyle istila ettiler. Tevrât kayboldu kimsenin ezberinde de değildi Tevrât nice yıllar sonra kafalarına göre Tevrât yazdılar. İşte Mâide Sûresi’nin 13’üncü âyetine dipnot koyan meâllere bakabilirsiniz. Bunu onlarda da bulursunuz, başka kaynaklarda da bulursunuz.

Dakika 45:10

Yahûdî ve Hristiyanların kitaplarında türlü yorumlar, bozmalar, gizlemeye çalıştıkları Hz. Muhammed’in Peygamberliği meselesi haber verilmiştir. Yahûdî ve Hristiyanların kitaplarında türlü yorumlar, bozmalar gizlemeye çalıştıkları Hz. Muhammed’in Peygamberliği meselesi haber verilmiştir. Gizledikleri gerçeklerin başında Hz. Muhammed’i gizliyorlar, İncîl’de ki Muhammed’i, Tevrât’ta ki Muhammed’i. Îsâ (AS.) sırf Muhammed’i müjdelemeye gelmiştir. Görevlerinden en önemlisinin biri buydu bunu gizlerler. Hepsi doğru yola dâvet edilmişlerdir. Karanlık ve sapıklıktan kurtulmaları istenmiştir bütün insanlıkla beraberdir. İslam, Kur’an, Hz. Muhammed tüm insanlığın kurtuluşuna, mutluluğuna gelmiştir. İster inansınlar, ister inanmasınlar gerçek bu, hakîkat bu. Mâide Sûresi’nin 73’üncü âyetinde:           (لَّقَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُواْ إِنَّ اللّهَ ثَالِثُ ثَلاَثَةٍ) bak ne diyorlar Yâkubi’ye tarikatı Hristiyanların muhakkak Allah üçün üçüncüsüdür diyenler ne oldular? Kâfir olmuşlardır diyor. Keldaniye gibiler yine tahkik ulemâsı ki bunlara işleri inceleyen akademik çalışmasını mükemmel yürüten kritikçi ulemâ ve tefsirciler bu görüştedirler. Biz Hristiyanlarız diyenler hepsinin benimsediği yanlış budur. Kimisi Allah’ı (Sâlisü- Selâse) diyor, üç tanıyor, kimisi üçün biri diyor, kimisi de 2 tanesi Îsâ’ya hulul etti ve Îsâ İlâh’tır diyor. Bunların tamamı Îsâ (AS.) da, Tevrât’a, İncîl’e de, Kur’an’a da, Allah’a da, Peygamber Muhammed’e de iftirâdır ve bunların hepsi yalandır, uydurmadır, şirktir. Îsâ, Allah’ın güzel bir peygamberidir ve kendisi Allah’ın kuludur, elçisidir, Meryem’in oğludur, doğrusu budur. Kritikçi Ulemâ’lar ve tefsirciler ise biz Hristiyanlarız diyenlerin hepsinin benimsediği budur. Yani bu yanlış (Sâlisü Selâse) olayı baba ve Ruhu’l Kudüs’ün oğlu da cesetlendiğini düşünürler. Baba, oğul, Ruhu’l Kudüs diyorlar baba ile Ruhu’l Kudüs oğulda cesetlendi diyorlar, Îsâ şekline girdi işte Îsâ Allah’tır diyorlar. (Hâşâ Sümme Hâşâ) Allah Meryem’in oğlu Mesih’ten yani Îsâ’dan ibâret derler, âyet 17’ye bakın bunlar kâfir oldular diyor. Bu küfürdür, şirktir üç bir demeleri Allah bir insandır gibi hulul iddiaları da ortaya çıkmaktadır. Allah’ın eşi benzeri yoktur. Allah her vasfında, sıfatlarında, esmâsında birdir. Bütün başkaları ise Allah’ın yarattığı kullardır, hepsi Allah’ın kullarıdır, hep Allah’ın yarattığı mahlûkattır.

Dakika 55:00

Allah’tan başka ilâh yoktur, tek Allah vardır. Allah’ın oğlu, kızı olmaz Allah’ın kulları olur, yarattıkları olur. İşte bütün peygamberlerin inancı budur. Nedir? Allah birdir, eşi, benzeri, şerik, naziri olmadı olmayacaktır. Bütün peygamberler bu inançtadır. Sonradan yanlışlar ortaya çıkarmışsa birileri, kendilerini de, sapıttıklarını da mahvetmişlerdir İslam kurtarmaya gelmiştir. 1400 senedir bu hakîkati Kur’an dünyaya haykırıyor Allah birdir diye kâinatta bütün kâinatın sesi duyuluyor. Kur’an tüm kâinatın sesinin tercümanıdır. Nedir? Allah bir diye bütün âlemler haykırıyor, Allah birdir diyor. Eğer iki olsaydı bu yerler, gökler böyle düzenli olur muydu? Derhâl fesâda uğrardı güneş doğudan doğup batıdan batıyor. İki olsaydı tanrılar savaşı çıkardı, gökler de düzen yer de düzen bozulurdu. İnsanın bu sûretini birisi böyle yaratacağım derken öbürü başka türlü derdi, her şey de düzen bozulurdu. Allah’ın birliği açıktır. Allah, birdir yaratmanın her türlüsünü bildiği için âlemler içinde çeşitli yaratıklarla Cenab-ı Hak neler yaratmıştır. Çeşit, çeşit mahlûkat yaratmıştır.

Mesih hakkında 3 mezhep Hristiyan mezheplerinden birisi diyor insandır. Yani Îsâ insandır diyor mezhebin biri, bu insandır diyenler aforoz ettiler öldürdüler. Dikkat edin! Korkunç bir şey bunlar. Bunların izahını yaparak devam ediyoruz. İkincisi Îsâ İlâh’tır dediler. Yani Mesih, Mesih-i Îsâ Allah’tır dediler. Üçüncüsü hem insan, hem ilâh’tır dediler. Hem insan hem ilâh olur mu? İnsandan ilâh olur mu bir defa düşün? İnsan Allah’ın kuludur, yaratığıdır yaratılmış o kadar. Allah’ın güzel kulları, kâmil mânâ da kulları olur. Hz. Muhammed ve diğer peygamberlerin hepsi Allah’ın üstün derecede ki kullarıdır, ama hepsi kuldur bunların. İskenderiye papazlarından Arius… İşte buna dikkat et! Arius “Aryan Mezhebini” (Aryanizm) kurmuş ve Allah’ın birliğine inanmışlardır. Îsâ mahlûktur, kuldur ve Îsâ Kelimetullah’tır demişlerdir ve bunları sonradan aforoz etmişler, öldürmüşlerdir doğru söyledikleri için. Kim bunlar? İskenderiye papazlarından Arius, Aryan Mezhebini kurmuş ve Allah’ın birliğine inanmışlardır Îsâ mahlûktur, kuldur ve Îsâ Kelimetullah’tır demişlerdir. 1’inci Konstantin zamanı ilk Hristiyanlığı kabul eden Antakya patriği Şamsatlı Pols ve tarafı da böyleydi. Bakın 1’inci Konstantin ve Antakya patriği de bu inançtaydı. Îsâ Allah’ın kuludur, Rasûlü’dür diyorlardı. Bu doğru inançtır, Îsâ Allah’ın kuludur, Rasûlü’dür yani peygamberidir. 2’nci Konstantin zamanı İstanbul patriği Makdonyos da tevhîdi kabul ediyordu, bak bu da kabul ediyordu. Apostolik Havârî Mezhebi bu idi. İşte bakın bunların hep sonradan başlarına neler geldi bu doğru inançtakileri bakın ne yaptılar? Yeri geldikçe anlatmaya devam edeceğiz.

Dakika 55:25

1’inci Konstantin zamanı mîlâdî 325 de yani milattan sonra 325 de, 325 tarihinde İznik’te konsül rûhânî meclis toplanmıştı. Dikkat et! Ne kadar piskopos toplanmış biliyor musunuz? “2048 piskopos toplanmış” Arius hariç onun aleyhine 318 kişi seçilmiş Arius’u kâfir ilân etmişler. Teslisi kabul etmişlerdir işte kuzunun kuyruğu 325’de kuzunun kuyruğu kopuyor, Îsâ’nın yolundan tamamen sapılıyor. Îsâ’nın yolu (AS.) İslam yolu idi. Îsâ bir Müslüman peygamberdir ve ona İncîl Kitâbı gelmiş idi. İşte buna dikkat edin Arius’u kâfir ilân etmişler. Teslisi kabul etmişlerdir. Teslis neydi? Allah’ı üçlemek (Sâlisü Selâse) üç bir, bir üçtür diye inançlar var bunun ayrıntılarını da söyledik daha da söyleyeceğiz. Hristiyanlık kânûnlarını ilk defa koymuşlar bakın Îsâ ile alâkası yok. Allah’ın oğlu gökten inmiş, Meryem’den doğmuş böyle dediler. Dikkat edin Allah’ın oğlu gökten inmiş, Meryem’den doğmuş şu inanca bakın Hem Allah’a iftira, hem Îsâ’ya iftira, hem Meryem’e iftira Allah (C.C) Îsâ (AS.) ve Meryem Annemiz bu iftiralardan hepsi de münezzehtir. Allah Subhân’dır şeriki, naziri yoktur. Îsâ tertemiz bir peygamberdir, Meryem Annemiz tertemiz bir kadındır. Bakın ne hâle getirdiler bu değerli şahsiyet olan Îsâ’yı da, Meryem’i de ne hale getirdiler ve Yüce Allah’a da nasıl şirk koştular? Îsâ bizim Amentümüz de vardır, Îsâ Allah’ın hak peygamberidir. Pilatus zamanında asılmış… Bakın dikkat edin! Pilatus zamanında asılmış, defin edilmiş, üçüncü gün göğe çıkmış, babasının sağında oturan yine gelecek olan Mesih’e îmân ederiz diyorlar. Yani diyorlar ki Hz. Îsâ Pilatus denen bir hükümdar zamanında asıldı diyor Hristiyanlar Îsâ asıldı diyorlar ve defnedilmiş, o zaman defin edilmiş diyorlar, üçüncü gün göğe çıkmış diyorlar, babasının sağında oturuyor diyorlar. Yine gelecek olan Mesih’e îmân ederiz diyorlar. Bakın bu Hristiyan inancıdır ve yanlış bir inançtır. Babadan çıkacak olan hak ruha, vaftize, Mahmudiye ve Katolik kutsal Mesih cemaatine dirilmeye ebedî hayata îmân ederiz. Allah’ın oğlu yoktur diyenleri tek cevher değil diyenleri kâfir ilân ederiz dediler. Dikkat edin! Allah’ın oğlu yoktur diyenleri tek cevher değil diyenleri kâfir ilân ederiz dediler ve “Mukarrerat Mezhebi” resmen ilân edildi.

Dakika 1:00:10

Dikkat edin! Allah Mesih’ten ibâret dediler. Hâşâ Mesih yani Îsâ’dan ibaret dediler. Bu görüşü yerleştirdiler âyet 17’ye bakın Mâide Sûresi âyet 17’ye bakın, bu izah tarzının aslı kaynağı o âyette Yüce Allah kendi açıklamaktadır. Ruhu’l Kudüs hak ruh dedikleri ise aslında kimdi biliyor musunuz? Ruhül Kudüs hak ruh dedikleri ise son Peygamber Hz. Muhammed idi. Ona da yanlış mânâ verdiler üstünü kapatmak için. Onu keşfetmişlerdi, İncîl’de ise bak ne diyordu Îsâ (AS.) ben gideceğim diyor Îsâ ve benden sonra kendi nefsimden söylemeyen Faraklit hak ruh gelecek. Dikkat edin! Yani Ruhu’l Kudüs hak ruh gelecek ve her şeyi öğretecek ve benim söylediğim şeyleri size ne yapacak? O hatırlatacaktır Hz. Îsâ (A.S) Hz. Muhammed’i müjdelemiştir. Tekrar ediyorum, Hz. Îsâ (AS.) Hz. Muhammed Mustafa’yı müjdelemiştir (A.S.V). yani son Peygambere îmân edin demiştir. Kim? Îsâ (AS.) son Peygamber Hz. Muhammed’e îmân edin demiştir, âyet 14’e bakın Mâide Sûresi. 325’de bu kararlar alınmış 3 asır sonra Hz. Muhammed (A.S.V) Peygamber olarak gelmiş. Bakın bunlar 325 de bu kararları alıyorlar bu yanlış kararları 300 sene sonra da ne yapıyor? 571 yılında Hz. Muhammed doğuyor ve Peygamber olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed geliyor. O zaman önceden onu görüp îmân ettikleri halde Muhammed (A.S.V) gelince de ne yaptılar? İnkâr ettiler. Müslüman olanlar oldu olmayanlar inkârlarına devam ediyorlar. Hâlâ durum ortada âyet 17’ye bakın, Mâide Sûresi âyet 17’ye bir bakın. Cenab-ı Hak ise şimdi yine âyet 14’de de şöyle diyor; (فَأَغْرَيْنَا بَيْنَهُمُ الْعَدَاوَةَ ) ne diyor “İ’lâ-Âhiri’l Âyeh’’ “Onların arasına düşmanlık koyduk” diyor. Çünkü Hakk’ı inkâr etmenin ne büyük belâsı vardır, ne büyük çilesi vardır. Hakk’ı inkâr ettin mi? Hak’la savaşın başlamıştır. Sen Allah ile savaşıp da savaş kazanacağını mı zannediyorsun? Îmâna gel, İslam’a gel, barışa gel, kardeşliğe gel, adâlete gel, Hakk’a gel, hakîkate gel. İnkâr, şirk, küfür bunlar Allah’a iftira ve Allah ile savaştır. Allah ile savaş kazanan olur mu? Sapıklık muamması Allah ile Peygamberi, Mâlik ile mülkü, Hâlik ile mahlûku karıştırıp sapıklık düğümü gözleri, gönülleri karartmış Allah’ı bilemez olmuşlardır. Önemine binaen bir daha söyleyeyim isterseniz; Sapıklık muamması Allah ile Peygamberi, Mâlik ile mülkü, Hâlik ile mahlûku karıştırıp sapıklık düğümü gözleri, gönülleri karartmış Allah’ı bilemez olmuşlardır.

Dakika 1:05:13

Hak ruhu unutmuşlar yani Hz. Muhammed’i ne yapmışlar? Unutmuşlar. Sonraki Katolikler bunun Mesih’ten çıkması şart diye bir madde eklemişler. Ne demek? Yani Mesih’ten çıkacak, Muhammed’den, Muhammed bizim Hristiyanların arasından gelmesi gerekiyordu diyorlar. Aynı yanlışı Yahûdîler de yaptı onlar da Siyon ve ırkçılık penceresinden bakarak ne yaptılar? Muhammed Yahûdîlerin içinden gelmesi gerekiyordu ve gitti Mekke’den Peygamber çıktı dediler. Hâlbuki İbrâhim (AS.) oğlu İsmâil’den geliyor. Îsâ nereden geliyor? Îsâ da yine İbrâhim (AS.) oğlu İshâk’ın soyundan geliyor. Îsâ da oradan geliyor ve diğer peygamberler de oradan geliyor. İshâk, Yâkup, Yusuf soyundan geliyorlar. Şu ayrımcılığa bakın, şu bölücülüğe bakın, şu inkâra bakın! İşte bunun Mesih’ten çıkması şart diye bir madde eklemişler    (kendileri uyduruyorlar bu maddeyi) hak ruh diyorlar. Son Peygamber gelince Hristiyanlığın içinden çıkmalıydı ama Hristiyanlığın içinden çıkmadı diye Hz. Muhammedi inkâra sapmışlar ve inkâr etmişlerdir. Bugün Müslüman olmayanlar aynı o maddenin kurbanıdırlar veya gâfil ve câhildirler. Müslüman olmadıktan sonra kimseye kurtuluş yoktur. Müslümanım deyip de doğru Müslüman olmayanlara da kurtuluş yoktur ve sapma devam etmektedir. Dikkat edin! Sapıklık devam ediyor sapmak kaynağı ‘’İznik Konsülü’’ 325’e dayanır tarih olarak. Bundan bu küfürden panteistler, Monofizitler, Yâkubîler, Melkânîler yani Katolik ve Ortodokslar da sorumludurlar. Tefsirciler Melkâiyye, Nesturî’ye, Yâkubiyye mezheplerini konu etmişlerdir.

Kıymetli ve muhterem izleyenlerimiz,

Amacımız Îsâ’yı, Mûsâ’yı, İncîl’i, Tevrât’ı, Muhammed’i, Kur’an’ı iftiradan yanlışlardan kurtarmaktır, korumaktır, doğruyu söylemektir. Doğrular Kur’an’la açıklanmaktadır. Kur’an-ı Kerim geçmişin belgeleri ve geçmişin şahitliğini yapmaktadır, Allah’ın Kitâbı’dır. Geçmişteki yanlışları ortadan kaldırıp, ortaya doğruları koymuştur. Geleceğin bütün belgeleri Kur’an-ı Kerim de vardır. Onun için Kur’an’ sız doğruya kimsenin ulaşma şansı yoktur. Doğruya ulaşmak Kur’an ve Muhammed ile ulaşmak mümkündür, başka türlü imkân yoktur. Çünkü Cenab-ı Hak bunları geçmişin şahidi ve geleceğin belgesi olarak ne yapmıştır? Geçmişi İslam ile yenilemiştir Cenab-ı Hak İslam şeriatıyla. Yine tehzilde de şu görüşler vardır tehzil de; Tih Çölünde yürüyor tüm gece sabah yine aynı yerde bulunuyorlar 40 sene böyle çölde Tih’de kaldılar diyor. Yine Kudüs mukaddes topraklar demektir.

Dakika 1:10:03

İbn-i Kesîr de şöyle diyor; “Dostun dostuna azâb etmez. İşte âyet 18’de Cenab-ı Hak ne diyor; Biz Allah’ın oğullarıyız, dostlarıyız, sevgilileriyiz diyen Yahûdî Hristiyanlara Cenab-ı Hak ne diyor; “Mademki siz öylesiniz Allah size niye azâb ediyor” diyor. Çünkü tarihte bunlar bu gün de tarihte de çeşitli suçlardan cezâlandılar. Herkes için geçerli bu suç işleyenin karşısında hak ettiği cezâ vardır. Ya affa uğrar tövbe eder, istiğfar eder, gerçek îmâna gelir veya hak ettiği cezâyı bulur.

Bunun için kıymetli dostlarımız, Cenab-ı Hak doğruyu söylemektedir. Allah doğruyu söyler, Kur’an’da Allah’ın kitâbıdır. Melkâniyye, Melikiyye, Melkit mezhebi İbrânice melk, hükümdar fırkası Katolikliğe, Ortodoksluğa verilen isimdir. Rum Katoliklerine Melkit larus lügati Katoliklerin ismi ötükenler ismi verilmiştir. Grek Ortodokslar da kalmış beşerel lügatinde mîlâdî 451 de konsül de 4’üncü Konsül ’de alınan karara tabi olanların ismi ötükenler Ortodokslara bu isim verilmiştir. Hicri 4’üncü asır da İbn-i Hazm İslam âlimlerinden bir tanesidir. İbn-i Hazm diyor ki; Hristiyan mezhepleri, bu İbn-i Hazm Endülüslüdür. Hristiyan mezhepleri Melkâniyye, Nesturîyye, Yâkubi’ye’dir diyor. Bu da İbn-i Hazm’ın tabii Endülüs Avrupa’nın, İspanya’nın bizzat içinde olduğu için İspanya da İslam devleti 800 sene yaşadığı için, Hristiyanların da iç içe oldukları için durumu doğru bilmeleri tabii ki onlar için önem kazanmaktadır. Ve bu doğru bir bilgidir yaygın olanı Melkâniyye’dir. Büyük tedüs zamanı 150 piskopos toplanmış 2’nci Konsül ‘de Maktünyos ve taraftarları aforoz edilmiştir. Dikkat edin! Aryosilerden sonra Makdüniler de kaldırılmıştır. Yani kim Îsâ’ya Allah’ın kulu, peygamberi dediyse, Allah bir dediyse bunlar aforoz edilmiştir. Ermeni istiklâlinde küçük tedos ne olmuş? Onun zamanında da mîlâdî 428’de Nestoryoz, Nesturî’ye Mezhebini kurmuş bu da Ermeni istiklâlinde küçük tedos yapıyor bunu da. Ne yapıyor? 428 de nestoryoz, Nesturî’ye Mezhebini kurmuş. Güneşin pencereden doğması şeklinde olduğunu izâh etmeye çalışmış. Efsus’da 200 piskopos 3’üncü Konsül ‘de bunu aforozla lânetlemişler. Dikkat edin!

Dakika 1:15:00

Doğruya biraz yakın kimi buldularsa aforoz etmişler. Yine mîlâdî 431 de böylece Nasturilik de kalkmıştır. Varsa birkaç köyde kentte kaldıysa kalmıştır. Bugün Musul’da Nesturî mevcuttur şuanda ki Musul’da Nesturîlerden bir köy bilinmektedir. Ötükez şahsi birlik mezhebini kurmuş Monofizit, Monofizm bunlar Frenkler Ötükez miladi 451’de Kadıköy de 330 piskopos toplanmış. 4’üncü Konsül ‘de Ötüken aleyhine toplanmış Yâkubîler karşı çıkmış, büyük lion, küçük lion, zenon, nestas bunlar Yâkubî idiler, Yâkubî mezhebinde idiler. Yüstin başa geçince Yâkubîlerin çoğunu öldürmüş. Yüstanos zamanı da Melkânîler arası ihtilal ve öldürmeler olmuştur. Yâkubîyye İstanbul rahiplerinden Antakya patriği Jakop Barada’ya aittir. Tutucu Monofizit, Allah Mesih’tir diyenler bunlar. (Hâşâ Sümme Hâşâ) Mâide Sûresi âyet 17’ye baktığın zaman ortaya bunun çıktığını görüyorsunuz. Meleğin insan şeklinde görünesi gibi derler. Yani Îsâ Allah Mesih’tir, yani Îsâ Allah’tır diyorlar, Meleğin insan şeklinde görünmesi gibidir diye yakıştırma iftira da yapıyorlar. İki cevher bir olmuştur ilâhî cevher, insânî cevher derler. Yani hem insan hem ilâh diyorlar. Buna zırhlanma, hulul aynaya aksetmesi gibi hulul ile derler. Bunlar birer, birer şirktir. Monofizitlerin Yâkubîyye kiliseleri, ermeni kilisesi, Suriye Yâkubîyye kilisesi, Mısır kıpt kilisesi. Dikkat et! Monofizitlerin Yâkubîyye kiliseleri, ermeni kilisesi, Suriye Yâkubîyye kilisesi, Mısır kıpt kilisesi bunlar Muvahhit Aryonileri dışlamışlar. Muvahhit ne demek? Aryonileri Allah’ın birliğine inanıyorlardı işte bunları dışladılar ve aforoz ettiler. Diğer fırkaları içine almışlardır. Protestanlığı da sayabiliriz. İslam’ın tesiriyle 2’nci asırdan hicri 145’e kadar kiliselerde Meryem Ana, Hz. Îsâ, Hz. Meryem, Havârîler bunların resimlerine ibadetin putperestlik olduğunu anlayan konoklastı put kıranlar denen Hristiyanlar ortaya çıktı.

Dakika 1:20:03

Dikkat et! İslam’dan etkilendiler baktılar ki Meryem Ana’nın resmine, Îsâ’nın resmine bunlar tapmaya başlamışlar, tapıyorlar, ibadet ediyorlar ve Havârîlerin resimlerine tapıyorlar. Bunlar bu putperestliği İslam’dan etkilendikleri zaman ortaya diyor kendiişlerinden put kıranlar denen Hristiyanlar ortaya çıktı. İstanbul’un fethi, doğu romanın yıkılması hicri 9’uncu asrın sonuna doğru, mîlâdî 16’ncı asrın başlarında Almanya da Luther… Dikkat et! Bu bir rahip, Almanya da Luther papalara karı reform hareketleri, dînî, siyâsî, Protestanlık ortaya çıkmıştır. Bir tarafı dînî, bir tarafı siyâsî bu hareketler ile Protestanlık ortaya çıkmış. 19’uncu Konsül ‘de rûhânî mecliste latirant sinonunda aforoz edilmiştir. Yani Luther’i de bunlar ne yaptılar? Aforoz ettiler. Siyaseten aforoz edildikten sonra yine gelişmiş İsveç, Danimarka, Prusya, İngiltere, Amerika da netice de resmi mezhep olmuştur yani Lutherizm. Reform sonucu ortaya çıkanların tümüne Protestanlık denir. Buraya dikkat! Reform sonucu ortaya çıkanların tümüne Protestanlık denir. Bunun fırkaları Lutherizm’in; Luterizm, Kalvenizm, Prestbitiranizm, Anginikanizm, Anababtizm gibi fırkaları bulunmaktadır. Anginikanizm İngiltere’nin resmi mezhebidir, Katolikliğe yakındır. Fark papayı değil, kralı tanırlar. Fakat Papaz bekâr olamaz, aynlar İngilizcedir. İngilizce tercümeden, rûhânî reislerin derece sıralaması tamamen aynıdır. Yani rûhânî reislerin derece sıralamaları tamamen aynıdır. Tüm Protestanlarında teslis inancı Katoliklerin aynısıdır. Görüyorsunuz tevhide ulaşamamışlar, reform bunlara bir fayda sağlamamış. Protestanlar Mürcie ’dirler günah zarar vermez derler. Amele önem vermezler işte bu gibi arada böyle gerçek olmayan farklar var. Protestanlar Mürcie ’dirler yani günah zarar vermez, Amele önem vermezler ve böyle derler. Akılarınca Ahd-i Atik vesâire ile Ahd-i Cerit denilen 4 İncîl ve ekleri değerlendirirler. Hâkimiyeti rûhânî reisler heyetlerine dağıtırlar. Buna Pastörl denmektedir. Îsâ’nın çarmıh putundan başka kiliselerinde de put bulunmaz. Rûhânî reisler heyetlerine dağıtırlar hâkimiyeti rûhânî reisler heyetlerine dağıtırlar, Îsâ’nın çarmıh putundan başka kiliselerinde de put bulunmaz. Aslî günaha bunlar da inanırlar. Halbuki insan….

Dakika 1:25:28

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Visited 89 times, 1 visits today)
{"message":{"type":8,"message":"Undefined variable: show_right_meta","file":"\/home\/pwny9ik9\/public_html\/wp-content\/plugins\/cactus-video\/video-hook-functions.php","line":1155},"error":1}